"Korkularının üzerine gitme" taktiğinin terapiler arasında yeri var mıdır yok mudur bilmiyorum ama hepimizin er ya da geç hastaneye mutlaka işi düşeceğine göre, bir uzmanın bu sorunu çözmeye çalışmak yerine yok say demesi bana pek mantıklı gelmedi. Anneniz psikologun söylediklerini çarpıtıyor olabilir mi? Tek çare yeni bir psikologa götürmek gibi görünüyor. Benzetmek gibi olmasın ama dedem de aynı anneniz gibiydi. Hastane, ilaç, sağlıkla ilgili her şeyden kaçardı. Eve doktor getirildiğini bilirim. Doktorun verdiği iğneleri kırıp içerdi. Öyle bir korku ve cehalet karması. Allah'tan zehirlenmedi ama yıllar sonra nefes darlığından, boğulmaya ramak kala kendi feryat etti beni hastaneye yetiştirin diye. Sonuç, kalbe giden damarlarda tıkanma, operasyon geçirdi, akciğerleri %30 kapasiteyle çalışıyor. Düz yolda yürümeyi bırakın, otururken bile nefes nefese adam. Kısaca çok geç olmadan çözmek gerekiyor bazı şeyleri.