• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

anneyiz ama önce KADINIZ...

Kürtaj ve yasalar hakkında neler düşünüyorsunuz ?

  • Yasa çıksın, kürtaj yasaklansın.....

    OY: 28 5,8%
  • Kürtaja karşıyım, özel durumlar haricinde kimse kürtaj olmasın, yasalarda bu konuda çıkabilir...

    OY: 173 35,7%
  • Bırakın kadınlar maddi manevi özgürce karar versin

    OY: 276 56,9%
  • diğer, yorum yapacağım .....

    OY: 8 1,6%

  • Ankete Katılan
    485
Sevgili zehra61 ,
Beni yanlış anlamayacağınızı umarak mesajınızın bu cümlesinin beni biraz rahatsız ettiğini belirtmek istiyorum.
Böyle düşünmenizi saygıyla karşılıyorum , ancak objektif bir bilginin yanlışlığını gördüğümde bunu düzeltmek için bir çaba göstermeyi dünyada yaşayan herhangi biri olarak kendime görev sayıyorum.
Anladığım kadarıyla Charles Darwin ' in Evrim Teorisi ' nden söz etmişsiniz. Merak ettiğim bir nokta var , acaba Darwin ' in Türlerin Kökeni adlı çalışmasını okumuş muydunuz ya da bu konuda tarafsız bir kaynaktan yararlanmış mıydınız ? Yoksa bu cümleyi başka birinden duyup mu benimsediniz ?
Elbette bu teoriyi kabul etmiyor , beğenmiyor olabilirsiniz. Ancak Evrim Teorisi bu demek değildir. Bu yazdığınız cümle çarpıtılmış bir yorumdan ibarettir. Eğer Evrim Teorisinin ne demek olduğunu öğrenmek isterseniz , internette pek çok kaynak bulabileceğinizden eminim. Yardımı olacaksa ben de kendi cümlelerimle kabaca açıklayabilirim.
Beni yanlış anlamadığınızı umuyorum. Tepkim bu teoriyi benimsememenize değil kesinlikle , ancak bu görüşü yanlış anlamış olabileceğinizi düşünüyorum. Yanlış anlaşılmış halini aşağılamanıza da tepkisiz kalamadım açıkçası. Eklemek isterim , bu teori hala bilim çevrelerinde kabul görmektedir.
Sizinle bilim felsefesi hakkında tartışabilirdik , gerçekten özgün düşünceleriniz var , ancak sanırım burası doğru yer olmazdı.

kesinlikle sizi yanlış anlamadım...burada yazı olarak paylaşım yapabiliyoruz ve ne kadar iyi yazarsanız yazın bir yerde eksiklik oluyor anlatmak istediğinizi karşı taraf eksik anlayabiliyor yada inançlar farklı oluyor karşı tarafa ters düşebiliyor...sonuçta hepimiz aynı dili konuşsakta farklı düşüncelere inançlara sahibiz...

ben bilime inanmam demedim bağlı kalmam dedim...Zira Efendimiz (sav) Beşikten mezara kadar ilim taleb ediniz diye buyurmuştur...İlim önemlidir ancak kimin dediği ve ne dediği de önemli...Hele de inançlarınızla bağdaşmayan bir konuysa...

bahsettiğiniz kitabı okumadım..Ama Darwinizm bizim ilkokul ders kitaplarında vardı..Bir maymun resmi ve yanında modernleşerek günümüz insanın resmine kadar gelen tuhaf goril insan karışımı resimler...Evrim teoriside şöyle bir araştırdığımda kısa özet olarak canlıların zamanla evrim geçirerek yeni tür canlı türlerinin oluşmasıdır ve günümüzde hala bazı çevrelerde kabul görsede çoğu kısımda geçerliliğini yitirmiştir...Zira çıkarılan fosillerde değişme olmadığı açıkça ortaya çıkmıştır...

Sizinde söylediğiniz gibi burası bunları tartışmak için doğru yer değil...

kürtaj yasası konusuna devam :42:
 
Demek böyleymiş. Vay be... :ssz: Bilim de zaten sabit, değişmeyen, elle tutulmayan kanıtı olmayan şeyler hakkında atıp tutan, kendini geliştirmeyen, dogmalarla varolan bir olgu.

Dünyanın düz olduğunu söyleyen de bilim insanlarıydı tabi, yuvarlak olduğunu söyleyen neydi acaba? :28:

İnsanlar da maymunmuş görüyor musun bak... Maymun ne acaba? İnsan ile maymunun ait olduğu takım ne acaba? Aa bak görüyor musun aynı takımdalarmış. :52:

Size tavsiyem acilen gidin bir biyoloji kitabı alın, okuyun. Lise biyoloji ders kitabı bile olabilir, yeter ki okuyun, bilgi sahibi olun.

Neyse.. Belli ki özet pek yeterli olmamış, aslında fazlasıyla açıklayıcı da.. işte karşı tarafın anlayabidiği kadar...

haklısınız..anlatırsınız ancak karşı taraf anlamak istediği kısmı anlamak ister..halbuki paragrafımdaki cümleler birbirini tamamlayıcıydı...

bilim 6 haftalık bebeği canlı kabul etmiyorsa nasıl büyüdüğünü açıklasın yazmıştım...açıklayamasada bu onun canlı olmadığı anlamına gelmediğini söylemek istemiştim...çünkü bilim bugün böyle der yarın şöyle der...

ama sizinde dediğiniz gibi..anlatırsınız işte...karşı tarafın anlayabildiği kadar....
 
kürtaj serbest ve o kadar çok cocuk israf oldu ki. evet israf. gül gibi bebelr israf edildi. alın şimdi çocuk kıtlığı var. etrafınıza bir bakın , eriniyorsaınız şu foruma bir bakın. insanlar bebek bebek diye inliyolar adeta, sonra siz kalkmış ben yaparım ben ederim benim tasarrufumda , benim bedenim diye dolaşıyorsunuz ortalıkta . ilahi adalet diye bir şey var.
 
'metrobüs hattında kadınların kullanımına özel “Pembe metrobüs” uygulamasına geçilmesine dair düzenlenen imza kampanyasında toplanan 60 bin imza, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a posta ile gönderildi.'

buyur burdan yak.3-4 tane metrobüs geçecek ben onlara binemeyeceğim bekleyeceğim pembe metrobüs gelsin de işime gidebileyim diye.

ha diğerine binersem de buyurun beni taciz edebilirsiniz.Ben kabul ediyorum demek mi olacak bu.

Artık yapılan herşey kadını geri plana atmak için ve biz kadınlar hala göremiyoruz bunu.Bize lütuf yapılıyor falan zannediyoruz.
 
kürtaj serbest ve o kadar çok cocuk israf oldu ki. evet israf. gül gibi bebelr israf edildi. alın şimdi çocuk kıtlığı var. etrafınıza bir bakın , eriniyorsaınız şu foruma bir bakın. insanlar bebek bebek diye inliyolar adeta, sonra siz kalkmış ben yaparım ben ederim benim tasarrufumda , benim bedenim diye dolaşıyorsunuz ortalıkta . ilahi adalet diye bir şey var.

Başlarda ironi yapılırdı kürtaj olanların sizin bebek hakkınızdan mı çaldığınızı düşünüyorsunuz diye, gerçekten varmış demek ki bu düşünce yapısı. Bir de yani size göre ilahi adalet bir toplumda kürtaj yapılıyor diye yaptırmayanlarında çocuk sahibi olmaması mı? Bu mudur ilahi adalet? Peki kadının doğurganlığını azaptan tüm çevresel faktörleri, bilimsel bulguları devre dışı bırakıp olaya sırlar dünyası formatında bakarsak belki de Allah anneniz babasız büyümek zorunda kalan çocuklar evlat edinilsin diye bazı insanları çocuk sahibi yapmıyor, kürtajı engelleyip daha çok ailesi tarafından istenmeyen yuvalarda kalmak zorunda kalan çocuk dünyaya geldikçe daha az insan çocuk sahibi olacak olamaz mı? Sonuçta ilahi birşeyden bahsediyorsak gerçeğin ne olduğunu ikimizde bilemeyiz ama benim bakış açımın sizinkinden daha adaletli gözüktüğü kesin.
 
'metrobüs hattında kadınların kullanımına özel “Pembe metrobüs” uygulamasına geçilmesine dair düzenlenen imza kampanyasında toplanan 60 bin imza, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a posta ile gönderildi.'

buyur burdan yak.3-4 tane metrobüs geçecek ben onlara binemeyeceğim bekleyeceğim pembe metrobüs gelsin de işime gidebileyim diye.

ha diğerine binersem de buyurun beni taciz edebilirsiniz.Ben kabul ediyorum demek mi olacak bu.

Artık yapılan herşey kadını geri plana atmak için ve biz kadınlar hala göremiyoruz bunu.Bize lütuf yapılıyor falan zannediyoruz.

Demokrasi dedikleri şey bu değil mi?
60 bin kişi böyle istiyor demek ki.
Çoğunluksa yapılacak bir şey var mı?
 
'metrobüs hattında kadınların kullanımına özel “Pembe metrobüs” uygulamasına geçilmesine dair düzenlenen imza kampanyasında toplanan 60 bin imza, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a posta ile gönderildi.'

buyur burdan yak.3-4 tane metrobüs geçecek ben onlara binemeyeceğim bekleyeceğim pembe metrobüs gelsin de işime gidebileyim diye.

ha diğerine binersem de buyurun beni taciz edebilirsiniz.Ben kabul ediyorum demek mi olacak bu.

Artık yapılan herşey kadını geri plana atmak için ve biz kadınlar hala göremiyoruz bunu.Bize lütuf yapılıyor falan zannediyoruz.

kesinlikle olucak yahu zaten bu millet kadın erkek bir arada yasadıgı halde daha tam anlamıyla alısmamıs kadın gorunce bön bön bakıp rahatsız eden tipler var bide ayırırlarsa tam olucak iyice kadın gormemis gibi davranıcaklar artık yurume yollarında kadın erkek ayrı yerlerden yurutmeye baslarlar tacizi tecavuzu onleyeceklerine boyle bir ayrıstırma yapmak ne kadar uygun
 
'metrobüs hattında kadınların kullanımına özel “Pembe metrobüs” uygulamasına geçilmesine dair düzenlenen imza kampanyasında toplanan 60 bin imza, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a posta ile gönderildi.'

buyur burdan yak.3-4 tane metrobüs geçecek ben onlara binemeyeceğim bekleyeceğim pembe metrobüs gelsin de işime gidebileyim diye.

ha diğerine binersem de buyurun beni taciz edebilirsiniz.Ben kabul ediyorum demek mi olacak bu.

Artık yapılan herşey kadını geri plana atmak için ve biz kadınlar hala göremiyoruz bunu.Bize lütuf yapılıyor falan zannediyoruz.

evet maalesef öyle..biraz kaba kaçacak ama bu ülkede "sapı" olanlar için kanun yok...

adelet buysa yeri gelince kesmesini de bilsinler bir zahmet..:ssz:

din üzerinden çok tartışılıyor bu konu..merak ettiğim bir şey var bırakın ülkeyi bu konuda bile neden "laik" olamıyoruz?

olayı dinsel boyutuyla ele almamız ne kadar doğru bilemiyorum..tek bildiğim dini konularda yorum yapmak için çok donanımlı

olmak gerektiği..zaten ülke çapında tartışırken bile diyanet işleri başkanı zarurice bir açıklama yaptı...kimse de onla ilgilenmedi...

çocuk israfı bizde istemeyiz...hangi vicdanlı insan ister? ama diğer yandan bakıyoruz yaşayan çocuğun hayatı zeka seviyesi ile

değerlendiriliyor...sadece çocuk mu çekiyor orada? hayır anne babası...ömründen ömür gidiyordur eminim..Allah yardım etsin hepsine...

biz sadece toplumun dejenere olmuş ahlak yapısının bu şekilde bir yasakla mümkün olamayacağını savunuyoruz...başka bir gaye yok..

ortaya tek bir çözüm sunulmasın madem ileri demokrasiye sahibiz..pek çok yol sunulur uygulama halkın istekleri doğrultusunda değerlendirilir..

ama olaylar fetva vermekten öteye gitmiyor maalesef ülkemde..:26:
 
Başlarda ironi yapılırdı kürtaj olanların sizin bebek hakkınızdan mı çaldığınızı düşünüyorsunuz diye, gerçekten varmış demek ki bu düşünce yapısı. Bir de yani size göre ilahi adalet bir toplumda kürtaj yapılıyor diye yaptırmayanlarında çocuk sahibi olmaması mı? Bu mudur ilahi adalet? Peki kadının doğurganlığını azaptan tüm çevresel faktörleri, bilimsel bulguları devre dışı bırakıp olaya sırlar dünyası formatında bakarsak belki de Allah anneniz babasız büyümek zorunda kalan çocuklar evlat edinilsin diye bazı insanları çocuk sahibi yapmıyor, kürtajı engelleyip daha çok ailesi tarafından istenmeyen yuvalarda kalmak zorunda kalan çocuk dünyaya geldikçe daha az insan çocuk sahibi olacak olamaz mı? Sonuçta ilahi birşeyden bahsediyorsak gerçeğin ne olduğunu ikimizde bilemeyiz ama benim bakış açımın sizinkinden daha adaletli gözüktüğü kesin.

sizleri duyanda şu toplumda her an herkezin tecavüze uğradığını sanar. sanki sokağa çıkmya korkuyoruz bu tecavüzcüler yüzünden. sanki her ailede ensest ilişki var. sorarım size etrafınızda tecavüze uğrayıp çocuk aldırmak zorunda olan biri ile korunamadığı yüzünden gebe kalmış birnin bulunma oranı nedir. benim etrafımda ikincisi daha çok. bizzat ablam 4. çocuğunu kürtajla aldırmak istedi. sebep ne bakamayız. eğer bakamayacağını düşünüyorsan niye baştan önlemini almadın. hemen cevap hazır hiççç birrr korunma yöntemi % 100 değildirrr. peki , korunduğu halde gebe kalma oranı kaçta kaç. tedbir senden takdir allahtan.
öküzün boynuzları üstünde dönmüyor dünya . ilahi adalet sizin sandığınız kadar sığ bir kavram değildir ayrıca ....
 
Son düzenleme:


evet maalesef öyle..biraz kaba kaçacak ama bu ülkede "sapı" olanlar için kanun yok...

adelet buysa yeri gelince kesmesini de bilsinler bir zahmet..:ssz:

din üzerinden çok tartışılıyor bu konu..merak ettiğim bir şey var bırakın ülkeyi bu konuda bile neden "laik" olamıyoruz?

olayı dinsel boyutuyla ele almamız ne kadar doğru bilemiyorum..tek bildiğim dini konularda yorum yapmak için çok donanımlı

olmak gerektiği..zaten ülke çapında tartışırken bile diyanet işleri başkanı zarurice bir açıklama yaptı...kimse de onla ilgilenmedi...

çocuk israfı bizde istemeyiz...hangi vicdanlı insan ister? ama diğer yandan bakıyoruz yaşayan çocuğun hayatı zeka seviyesi ile

değerlendiriliyor...sadece çocuk mu çekiyor orada? hayır anne babası...ömründen ömür gidiyordur eminim..Allah yardım etsin hepsine...

biz sadece toplumun dejenere olmuş ahlak yapısının bu şekilde bir yasakla mümkün olamayacağını savunuyoruz...başka bir gaye yok..

ortaya tek bir çözüm sunulmasın madem ileri demokrasiye sahibiz..pek çok yol sunulur uygulama halkın istekleri doğrultusunda değerlendirilir..

ama olaylar fetva vermekten öteye gitmiyor maalesef ülkemde..:26:
hükümetimizin adı dindara diye çıktı ya ne yapsa dine bağlanıyor.
 
hükümetimizin adı dindara diye çıktı ya ne yapsa dine bağlanıyor.


maalesef öyle ama datlucadu...bazen monarşi ile yönetildiğimizi düşünüyorum..

daha düne kadar pek çok konu vardı gündemde konuşulan...hepsini aldı süpürdü bu yasa ile...

ciddi bir oyun bu Türk milleti üzerinden oynanan..bu kısmı su götürmez..

 
Tecavüzcüleri salacaklarına, onları ayrı bir otobüse bindirsinler.
Bu uygulamaya en başta erkekler karşı çıkmalıydı zira hepsine potansiyel sapık muamelesi yapılmıştır.
 
Kürtaj tartışmaları son hızla sürerken konu ile ilgili en yetkili mercilerden birinden açıklama geldi. Türk Jinekoloji ve Obstetrik* Derneği kürtajın yasaklanmasının kadın sağlığına olumsuz etkilerini ve bu konuda bilimsel verilerin değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Dernek tarafından yapılan açıklamada yer alan bilgiler çarpıcı nitelikte; Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün hesaplamalarına göre, dünyada her yıl, 210 milyon civarında gebelik meydana geliyor, bunların yaklaşık 1/3’ü istenmeden oluşan gebelikler. Dünyada meydana gelen gebeliklerin 46 milyonu isteyerek düşükle sonlanıyor.



YASAKLAR 68 BİN KADININ HAYATINI KAYBETMESİNE SEBEP OLUYOR



Yasaklamalar nedeni ile düşüklerin 19 milyonu güvenli olmayan koşullarda gerçekleşiyor. Güvenli olmayan düşüklere bağlı olarak dünyada her sekiz dakikada bir kadın ölüyor ve güvenli olmayan düşükler dünyadaki anne ölümlerinin %13’üne, her yıl 68 bin kadının ölümüne, 5,3 milyon kadının hastalık ve sakatlığına neden oluyor. (WHO-2007)



ROMANYA'DA 23 YILDA 10 BİN KADIN ÖLDÜ



Dernek ülkemizde 1950’li yıllardan başlayarak sağlıksız düşüklerin çok yaygın olarak yapılıyor olmasının ve bu durumun anne ölümlerindeki büyük payının; sağlık politikalarının değiştirilmesindeki temel nedenlerden biri olduğunun altını çizerken şu anda Türkiye’de anne ölümleri içinde düşüğün payının yalnızca %2 olduğunu açıkladı; "Dünyada düşüğün anne ölümleri içindeki payının %13 olduğu hatırlanacak olursa bu durumun Türkiye açısından bir başarı olarak değerlendirilmesi gerekir. İsteyerek düşükler, özellikle gelişmekte olan ülkelerde kadın sağlığında önemli bir sorun oluşturmakta; üreme çağındaki kadınların başlıca ölüm nedenleri arasında yer almaktadır. Türkiye örneği dahil pek çok ülkede, düşüğün yasa ile yasaklanması onun yapılmasını engelleyememektedir.
Romanya’da kürtajın yasaklandığı 1966 ile 1989 arasında 10.000 kadın sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj sonucu ölmüş ve taklaşık 200.000 çocuk yetimhanelere bırakılmıştır. Kürtajın yasaklandığı ülkelerde , düşükler azalmamakta , tersine güvenli olmayan düşükler hızla yükselmektedir.
İsteyerek düşüklerin yasa dışı olarak yapılması durumunda, kadın sağlığında yaratacağı ciddi sonuçlar bilinen bilimsel gerçeklerdir. Anne sağlığı göstergelerinin gereği,1983 yılında, Türkiye’de 10 haftaya kadar olan isteyerek düşüklere yasal olarak izin verilmiş; aynı yasa ile aile planlaması hizmetlerinin yaygınlaştırılması da hedeflenerek, diğer bazı önlemler getirilmiştir."



Türkiye’de isteğe bağlı düşüğün yasalaştığı dönemin başlangıcında, her dört gebelikten biri istemli düşük ile sonuçlanırken, sadece yirmi yıl içinde bu sayı her on gebelikten bire düşümüştür.



TNSA -2008 verilerine göre, Türkiye’de istemli düşüklerin özellikleri:

40 yaş ve üzerindeki kadınların her üç gebeliğinden biri isteyerek düşük ile sonlanıyor.

• Kürtaj oranı eğiitimsiz kadınlarda % 5.5 iken, lise mezunu kadınlarda %13

• Kürtaj olan kadınların sadece beşte biri öncesinde modern bir gebeliği önleyici yöntemi kullanıyor

• Kürtaj olan kadınların üçte ikisi sonrasında aile planlaması yöntemi kullanıyor

• Kürtaj kararlarının yarısını eşler birlikte, dörtte bir evli kadının kendisi tarafından alınıyor

• Kürtajların % 90’ı gebeliğin ilk iki ayı içerisinde gerçekleşiyor

• Kürtajların % 70’i özel sağlık kuruluşlarınca gerçekleştiriliyor

• Türkiye’de isteyerek düşükler genel sağlık sigortası kapsamında karşılanmıyor


Derneğin elindeki verilere göre Türkiye’de 10 haftaya kadar kürtajın serbest bırakılmasından bu yana;

- Kürtajlar 3 kat azaldı

- Anne ölüm hızı 6 kat azaldı

- Modern aile planlaması yöntem kullanımı 2 kat arttı

- Kadınların yaşam süresi 14 yıl arttı

- Dünyada 8 anne ölümünden biri sağlıksız kürtajlardan oluşmakta iken, Türkiye’de ise sadece 50 anne ölümünden birinin nedeni sağlıksız kürtaj

- 1950’li yıllarda anne ölümlerinin yaklaşık yarısı düşükler nedeni ile iken, bugün sadece anne ölümlerinin %2’si güvenli olmayan düşükler nedeni ile

- Güvenli olmayan düşüklere bağlı ölüm ve sakatlıklar sağlık gündeminden çıktı

- Kürtajın yasaklanması anne ölümlerini ciddi biçimde artıracaktır



Sağlık Bakanlığı’nın 2005 yılında yayınlanan “Üreme Sağlığı Ulusal Stratejik Eylem Planı”nında düşüklerin azaltılması ile ilgili hedefler ortaya konulmuştur: Sağlık Bakanlığı düşüklere bağlı ölümleri 100.000 canlı doğumda 5’in altına indirmeyi, isteyerek düşükleri 2013 yılında 100 gebelikten 5.7’ye yakını yarı yarıya düşürmeyi hedeflemiştir. Bakanlığımız starejik eylem planında bu hedeflere ulaşmak için düşük sonrası kontraseptif yöntem kullanımını arttırmak ve aile planlamasında karşılanmamış ihtiyacı azaltmak gerektiğini vurgulamıştır.



Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği'ne göre kürtaj ihtiyacını azaltmak için yapılması gerekenler:



- İlköğretimden başlayarak yapılandırılmış bir cinsel sağlık ve üreme sağlığı konularını yaş grubuna uygun olacak şekilde müfredatın parçası haline getirmek,

- Gençlere yönelik cinsel sağlık, üreme sağlığı akran eğitim programlarını yaygınlaştırmak

- Genç Dostu Sağlık Hizmeti Merkezlerini yaygınlaştırmak

- İstenmeyen gebeliklerin tümünü oluşmadan önlemek

- Karşılanmamış aile planlaması ihtiyacını ortadan kaldırmak

- Aile planlaması hizmetlerini birinci basamakta kaliteli , sürekli ve her düzeyde yaygın sunmak,

- Aile planlaması hizmetleri ve malzemelerinin tümünü genel sağlık sigortası kapsamına almak,

- Kadının statüsünü güçlendirmek

- Üreme sağlığında erkek katılımını güçlendirmek

- Aile planlaması alanındaki yanlış toplumsal inanışların önüne geçmek

- Topluma dayalı üreme sağlığı eğitimlerini ve duyarlılık yaratma çalışmalarını ilgili bakanlık ve kuruluşlar ve STK larla eşgüdüm içerisinde sürekli uygulamak

- Ülkede insan haklarını dayalı, 1994 Kahire Nüfus ve Kalkınma Bildirgesinde güvence altına alınan eylem planlarını tümüyle hayata geçirmek



*Obstetrik: gebelik ve doğum ile ilgilenen bilim dalı
 
Back
X