- 29 Kasım 2012
- 1.481
- 1.845
- 198
Hamile kadınların korkulu rüyası doğum sancısı....
pekçok kadın artık tıp bu kadar ilerlemişken, doğum sancısı çekmenin gereksiz olduğa inanıyor ve ağrısız doğumu tercih ediyor.
Aslında bebeğimize kavuşmamızı sağlayan bu sancıların çok önemli görevleri varmış.
bunları yakın bir arkadaşımdan öğrenmiştim. ona bu bilgileri anlatan amerikalı bir ebenin anlattığı şekilde buraya aktarıyorum:
''sancılar, 9 ay bir suyun içinde, sıvı besinle beslenmiş, sıvı oksijenle büyümüş bebeğin, kuru ortama çıkışına hazırlanmasının yegane yoludur. içerdeki ve dışarıdaki basınçlar değişiktir, akciğerlerine giren havanın cinsi değişiktir, herşey yeniden tanımlanır bebek için. o nedenle sancılar hayatidir.
Sancı vurduğu zaman, bileceksin ki bebeğin kordondan aldığı sıvı oksijen akımı duruyor, bebek de mecburen kendi ciğerlerinde rezervde tuttuğu oksijeni kullanıyor. yani akciğerlerini çalıştırıyor. sonra o sancı geçince yine anneden oksijen alıyor. bebeğin kanındaki birşeyin oranı bu şekilde gerçek hayat seviyesine çıkmış oluyor.( bu birşeyin adını hatırlayamadı, dr. unuzdan öğrenebilirsiniz) bu nedenle bebek , sezaryenle doğmuş bebeklerin yaşadığı şoku yaşamıyor, bir anda sudan çıkmış balığa dönmüyor.
o nedenle sancıların en berbat olduğu, dayanamayacağın zaman aklında bu olsun. bu sancılar, senin bebeğinin hayatını kolaylaştırıyor, sağlamlaştırıyor.
ayrıca sancılar, senin beynine de doğumun başladığını, ilerlediğini ve bittiğini de söyleyecek, haber verecek ki bebek çıktığı an plasenta ayrılsın, o ayrılırken de sütü başlatan prolaktin hormonu salgılanmaya başlasın.aynı anda süt bezlerin de yeni doğana koruyucu maddeleri verecek, mesela doğal antibiyotikleri...
ayrıca yine aynı sancılar, kasılmalar, bebeği doğum kanalında ileri itecek, doğumu ilerletecek...
yani bu sancılar senin düşmanın değil, en yakın müttefikin, bunu bil ve sancılarını sev.'''
işte amerikalı ebenin anlattıkları aynen bunlar.
yani doğum sancıları aslında bebek için çok önemliymiş,bebeğin akciğerlerini sıvı oksijen alımından gaz halindeki oksijen alımına adapte etmeye yarıyorlarmış. sadece anneye acı veren birşey değilmiş. yani aslında biz sadece acı çektiğimizi düşünürken aslında bebeğimizin sağlığı için çok çok önemli birşey yapıyormuşuz.
doğum gerçekten mucizevi bir olay ve her evresinde olan şeyler, gerçekten bir amaca hizmet eden şeyler....
bütün hamilelere güzel bir doğum dilerim:)
Doğum doğal olarak, hiçbir müdahale yapılmadan başladığında bebekler doğmaya tam olarak hazırdırlar. Zaten doğumu başlatanın da bebek olduğu söylenir. Bebek sinyali gönderirir, doğumun hormonları anne tarafından salgılanmaya başlar ve rahim kasları kasılır. Rahim ağzı nazikçe yumuşar ve incelir. Çiçeklerin açılırken acı çektiğini düşündünüz mü? Tabii ki hayır. O zaman şimdi beni iyi dinleyin: kadınların rahim ağzı tıpkı bir çiçek gibi yumuşaçık ve nazikçe açılır. Rahimin doğal kasılmalarıyla doğum kanalında ilerleyen bebeği annesi de iterek dünyaya doğurur.
Böyle doğan bebeklerde, sezaryenle doğan bebeklere kıyasla solunum sıkıntıları daha az görülür. Normal doğumla dünyaya gelen bebekler, doğum kanalında yaşadıkları basınç sayesinde akciğerlerindeki amniyotik sıvıyı atarlar. Ve böylece ekstra bir medikal müdahaleye gerek kalmadan akciğer ve nasal yollarındaki tıkanıklıklar açılır.
Bebekler doğarken annelerinden koruyucu bakteriler alırlar. İlk bağışık sistemleri annelerinin vajinalarından ağızları yoluyla aldıkları bakterilerden oluşmaya başlar.
Normal yolla doğan bebekler daha kolay emerler.Anneleri doğumda epidural gibi ağrı kesici de almadıysa çok daha uyanık olur, memeyi kendileri bulurlar. Daha az yoğun bakıma ihyiyaç duyarlar. Ten tene temas daha kolaydır. Normal doğumla dünyaya gelen bebekler, doğar doğmaz annelerinin çıplak göğsüne konup, bu temasın onlarca faydasından yararlanabilirler. (Ten tene temas sezaryen sonrası da olur. Bebeğiniz doğar, kısacık ilk kontrolleri yapılır ve hemen sizin çıplak göğsünüze yatırılır. Üzeri örtülür ve ameliyat bitene kadar orada kalır. Sonra beraberce odanıza çıkabilirsiniz. Bunu yapan doktorlar var. Zor bir şey değil, sadece alışık değiller. Talep ediniz.)
Kızlar okuduğum bu bilgileri paylaşmak istedim, doğal doğum hakkında çok bilgisiz olduğumuzdan ve felaket tellalları gibi anlatılan hikayelerden dolayı korkumuz olduğunu düşünüyorum. Allahın zaten kadın vücudunu buna yönelik yarattığını, hiç bir acı veya sancıyı boşuna zulüm olsun diye vermediğine inanıyorum.
Bende de bi yusuf yusuf durumu var tabi :) ama bir aksilik olmazsa bir sağlık sıkıntısı olmazsa inşallah bana da normal doğum kısmet olur, bunun için psikolojimi hazırlıyorum ve dua ediyorum bol bol.
Tanıştığım bi teyze şöyle demişti "ham meyveyi sopayla sallaya sallaya düşürürsen o daha tam olgunlaşmadan yersin, ama olgunlaşan meyve zaten kendiliğinden düşer ve herşeyiyle tam kıvamındadır" :)) çok hoşuma gitti benzetme.
Annelerimizin teyzelerimizin annane babaannelerimizin imkansızlıklar içinde yapabildiği şeyi biz bu imkanlar içinde yapabiliriz diye düşünüyorum. Dr bir arkadaşım dahil pek çok kişiden sezeryan ol ne gerek var o kadar acı çekmeye gibi laflar duyuyorum sürekli, şaşırıyorum bu yaklaşıma. Allah zulüm olsun diye mi veriyo ki o sancıyı? Hikmeti olmasa böyle yaratırmıydı hiç.
Hadi hepinizi öptüm, hepimize hayırlı doğumlar olsun inşallah
pekçok kadın artık tıp bu kadar ilerlemişken, doğum sancısı çekmenin gereksiz olduğa inanıyor ve ağrısız doğumu tercih ediyor.
Aslında bebeğimize kavuşmamızı sağlayan bu sancıların çok önemli görevleri varmış.
bunları yakın bir arkadaşımdan öğrenmiştim. ona bu bilgileri anlatan amerikalı bir ebenin anlattığı şekilde buraya aktarıyorum:
''sancılar, 9 ay bir suyun içinde, sıvı besinle beslenmiş, sıvı oksijenle büyümüş bebeğin, kuru ortama çıkışına hazırlanmasının yegane yoludur. içerdeki ve dışarıdaki basınçlar değişiktir, akciğerlerine giren havanın cinsi değişiktir, herşey yeniden tanımlanır bebek için. o nedenle sancılar hayatidir.
Sancı vurduğu zaman, bileceksin ki bebeğin kordondan aldığı sıvı oksijen akımı duruyor, bebek de mecburen kendi ciğerlerinde rezervde tuttuğu oksijeni kullanıyor. yani akciğerlerini çalıştırıyor. sonra o sancı geçince yine anneden oksijen alıyor. bebeğin kanındaki birşeyin oranı bu şekilde gerçek hayat seviyesine çıkmış oluyor.( bu birşeyin adını hatırlayamadı, dr. unuzdan öğrenebilirsiniz) bu nedenle bebek , sezaryenle doğmuş bebeklerin yaşadığı şoku yaşamıyor, bir anda sudan çıkmış balığa dönmüyor.
o nedenle sancıların en berbat olduğu, dayanamayacağın zaman aklında bu olsun. bu sancılar, senin bebeğinin hayatını kolaylaştırıyor, sağlamlaştırıyor.
ayrıca sancılar, senin beynine de doğumun başladığını, ilerlediğini ve bittiğini de söyleyecek, haber verecek ki bebek çıktığı an plasenta ayrılsın, o ayrılırken de sütü başlatan prolaktin hormonu salgılanmaya başlasın.aynı anda süt bezlerin de yeni doğana koruyucu maddeleri verecek, mesela doğal antibiyotikleri...
ayrıca yine aynı sancılar, kasılmalar, bebeği doğum kanalında ileri itecek, doğumu ilerletecek...
yani bu sancılar senin düşmanın değil, en yakın müttefikin, bunu bil ve sancılarını sev.'''
işte amerikalı ebenin anlattıkları aynen bunlar.
yani doğum sancıları aslında bebek için çok önemliymiş,bebeğin akciğerlerini sıvı oksijen alımından gaz halindeki oksijen alımına adapte etmeye yarıyorlarmış. sadece anneye acı veren birşey değilmiş. yani aslında biz sadece acı çektiğimizi düşünürken aslında bebeğimizin sağlığı için çok çok önemli birşey yapıyormuşuz.
doğum gerçekten mucizevi bir olay ve her evresinde olan şeyler, gerçekten bir amaca hizmet eden şeyler....
bütün hamilelere güzel bir doğum dilerim:)
Doğum doğal olarak, hiçbir müdahale yapılmadan başladığında bebekler doğmaya tam olarak hazırdırlar. Zaten doğumu başlatanın da bebek olduğu söylenir. Bebek sinyali gönderirir, doğumun hormonları anne tarafından salgılanmaya başlar ve rahim kasları kasılır. Rahim ağzı nazikçe yumuşar ve incelir. Çiçeklerin açılırken acı çektiğini düşündünüz mü? Tabii ki hayır. O zaman şimdi beni iyi dinleyin: kadınların rahim ağzı tıpkı bir çiçek gibi yumuşaçık ve nazikçe açılır. Rahimin doğal kasılmalarıyla doğum kanalında ilerleyen bebeği annesi de iterek dünyaya doğurur.
Böyle doğan bebeklerde, sezaryenle doğan bebeklere kıyasla solunum sıkıntıları daha az görülür. Normal doğumla dünyaya gelen bebekler, doğum kanalında yaşadıkları basınç sayesinde akciğerlerindeki amniyotik sıvıyı atarlar. Ve böylece ekstra bir medikal müdahaleye gerek kalmadan akciğer ve nasal yollarındaki tıkanıklıklar açılır.
Bebekler doğarken annelerinden koruyucu bakteriler alırlar. İlk bağışık sistemleri annelerinin vajinalarından ağızları yoluyla aldıkları bakterilerden oluşmaya başlar.
Normal yolla doğan bebekler daha kolay emerler.Anneleri doğumda epidural gibi ağrı kesici de almadıysa çok daha uyanık olur, memeyi kendileri bulurlar. Daha az yoğun bakıma ihyiyaç duyarlar. Ten tene temas daha kolaydır. Normal doğumla dünyaya gelen bebekler, doğar doğmaz annelerinin çıplak göğsüne konup, bu temasın onlarca faydasından yararlanabilirler. (Ten tene temas sezaryen sonrası da olur. Bebeğiniz doğar, kısacık ilk kontrolleri yapılır ve hemen sizin çıplak göğsünüze yatırılır. Üzeri örtülür ve ameliyat bitene kadar orada kalır. Sonra beraberce odanıza çıkabilirsiniz. Bunu yapan doktorlar var. Zor bir şey değil, sadece alışık değiller. Talep ediniz.)
Kızlar okuduğum bu bilgileri paylaşmak istedim, doğal doğum hakkında çok bilgisiz olduğumuzdan ve felaket tellalları gibi anlatılan hikayelerden dolayı korkumuz olduğunu düşünüyorum. Allahın zaten kadın vücudunu buna yönelik yarattığını, hiç bir acı veya sancıyı boşuna zulüm olsun diye vermediğine inanıyorum.
Bende de bi yusuf yusuf durumu var tabi :) ama bir aksilik olmazsa bir sağlık sıkıntısı olmazsa inşallah bana da normal doğum kısmet olur, bunun için psikolojimi hazırlıyorum ve dua ediyorum bol bol.
Tanıştığım bi teyze şöyle demişti "ham meyveyi sopayla sallaya sallaya düşürürsen o daha tam olgunlaşmadan yersin, ama olgunlaşan meyve zaten kendiliğinden düşer ve herşeyiyle tam kıvamındadır" :)) çok hoşuma gitti benzetme.
Annelerimizin teyzelerimizin annane babaannelerimizin imkansızlıklar içinde yapabildiği şeyi biz bu imkanlar içinde yapabiliriz diye düşünüyorum. Dr bir arkadaşım dahil pek çok kişiden sezeryan ol ne gerek var o kadar acı çekmeye gibi laflar duyuyorum sürekli, şaşırıyorum bu yaklaşıma. Allah zulüm olsun diye mi veriyo ki o sancıyı? Hikmeti olmasa böyle yaratırmıydı hiç.
Hadi hepinizi öptüm, hepimize hayırlı doğumlar olsun inşallah