- 5 Şubat 2015
- 8.379
- 24.177
- Konu Sahibi marilyn monroe
- #1
Sızlanıp da çözüm bulmaya yanaşmayan Drama Kraliçelerine tahammül edemiyorum normalde ama çocukluktan kalma bağları o kadar kolay kesip atamıyorsun. bugün de daha doğrusu az önce benzer bir sorun yaşadım. facebooktan çocukluk arkadaşımla yazışıyorum, benimle yaşıt. 7 yaşında bir oğlu var, dünya tatlısı bir çocuk. bıcır bıcır, kızın ailesinin maddi durumu yerinde, ikinci evliliği, ilk evliliği kısa sürdü. eşiyle araları pek iyi değil. adam buna kötü davranıyor, oğlunu seviyor ama işte yani, ancak alsın top koştursun falan, sorsan çocuğun kaçıncı sınıfa gittiğini bilmez. arkadaşım da bana her görüştüğümüzde kocasından yakınır. "benimle şöyle ilgilenmiyor, böyle kavga ettik, bana bağırdı, şöyle küfretti" diye. genelde burada verdiğim tavsiye "memnun değilsen boşa." olur
ama onun huyunu biliyorum, bana konuşur konuşur, iki gün sonra "aşk<3" diye albümler paylaşır kocası ve çocuğuyla. ondan ben de "bir uzmana görünün terapi alın" diye gayet "Sex and the City" tadında öneriler sunuyorum mecburen. üç gün önce eşi şiddet uygulamış hem de oğlunun gözü önünde. ben de dayanamadım artık "bu adamın daha ne yapması lazım, oğlunun gözünün önünde sana vurmuş, çocuğunu dövmesini mi bekliyorsun" diye çıkıştım. bu da "haklısın, boşayacağım, zaten oğlum olmasa bir dakika bile durmazdım" falan diye salladı bol keseden, meğer benim gazımı almış sadece. az önce konuştuk facebooktan konuşma aynen şu: (A: arkadaş M: marilyn)
A: X'in durumuna yorum yapmışsın, kaç aylık oldu bebek, cinsiyeti belli mi?
M: evet, oğlan olacakmış. baby shower'da spiderman kostümü giydireceğim yeğenime.
A: evet ya çok sevimli oluyorlar. yaş da geçti geçiyor, ben de bir tane daha istiyorum.
bu arada 3 -4 dakikalık bir sessizlik var.
A: orada mısın?
M: sen boşanmayacak mıydın, ne çocuğu?
A: ya canım ben sana söylemeyi unuttum, biz konuştuk, çok özür diledi, çok pişman. ben de bir şans daha vereyim dedim.
M: anladım, yalnız bir daha bu tartışmalarınızı çocuğun gözü önünde yapmayın, o olan biteni anlayacak yaşta, kötü etkilenir.
A: haklısın ama K (koca kişisi) bazen biraz duygusuz ve saçma davranabiliyor daha bu sabah bana..... (burada özel bir şey anlatıyor, ona bağırmasıyla ilgili) dedi
M: A.... bana bir daha lütfen anlatma, sen anlatıp rahatlıyorsun ama ben senin için üzülüyorum, o yüzden lütfen evindeki sorunun senin evinde kalsın, bana yansıtma.
bunu yazdıktan sonra cevap gelmedi. sonra annesini aramış ağlayarak anlatmış bana çok kızmış ve kırılmış, annesi de annemi aramış marilyn niye böyle yaptı diye, canını sıkmış kadının. ben de tekrar mesaj attım
M: bir daha benimle bir sorunun olduğunda annen aracılığıyla annemle değil benimle hallet, annemin arkasına saklanmayacak kadar büyüdüm
yazdım, yine cevap yok. beklemiyorum da zaten. ben onu çıkarmadım ama sanırım sabaha kadar onu beni facebook listesinden çıkarır.
böylece bir arkadaşlığımın daha sonuna geldim. eğer beklediğim gibi olur da facebook listesinden çıkarırsa zaten arkadaşlık biter ama çıkarmazsa da sanırım ben bu arkadaşlıkla ilgili tüm sabrımı tükettim.
çünkü bun olaylardan bağımsız olarak aramızda bazı problemler var. benim her seferinde iyi niyetle yaklaşmaya çalıştığım ama onun her seferinde kendi yaşanmamışlıkları yüzünden benden intikam almaya çalıştığı şeyler.
dediğim gibi evli ve bir oğlu var, çok seviyorum. o kendine evli ve çocuklu bir hayatı seçti, çocuk kısmı mükemmel olsa da evlilik kısmında şansı pek yaver gitmedi, sanırım boşanmış olmayı gururuna yediremiyor. ilk evliliğini 19-20 yaşında yaptı 21 yaşında 2. kez evlenip çocuk sahibi oldu. 2 yıllık meslek yüksekokulunu kazanmıştı, bitiremeden ilk evliliğini yaptı. şimdi çalışmıyor.
ben üniversite mezunuyum ve 29 yaşında bekar ve çocuksuz olmamı pek çok kez "yüzüme vurdu" tırnak içine aldım çünkü ben yüzüme vurulmuş gibi hissetmiyorum. tek bir kez öyle hissettim. arada yorum yaparken bahsederim "sözlüm" diye. bilindik ailelerin tanıştığı yüzüklerin takıldığı bir sözlü değildi. uzun süreli bir erkek arkadaş ve onun doğum günü hediyesi olan bir tek taş. ama olmadı biz ayrıldık. "arkadaşım" bunu bana kendi 2 hafta önce yine bir kavga sonrası kocasıyla barışınca "keşke sen de S ile evlenseydin de insanın aşık olduğu insanla evlenmesinin nasıl bir şey olduğunu bilseydin" diye hatırlattı.
ben bugüne kadar hep onun tarafından bakmaya çalıştım, maddi açından iyi ama çocuk sevgisi açısından kötü bir ailede yetişmiş biri bir çeşit tatmin oluyor, aslında beni seviyor (ki sevdiğini cidden düşünüyorum, biz birbirimizin ilk arkadaşıyız) diye avuttum kendimi ama sevginin yetmediği noktaya geldik sanırım.
derdim var da çözümü de belli, sizin kafanızı ve gözünüzü ağrıttım, kusura bakmayın. ben bu arkadaşımla artık arkadaş değilim sanırım. genellikle bu tip sürekli ilişkiyi aşağı doğru esneten insanları arkadaş olarak hayatımda istemem ama dediğim gibi ilk arkadaşım. açıkçası ben geri adım atmamaya kararlıyım. çünkü o noktaya geldim. benim son durağım burasıydı ama bu Orhun Kitabelerinden hallice yazının amacı şu; o benimle iletişime geçmeye çalışırsa ne yapayım, benim içim eskisi gibi yakın olmayı almaz çünkü 2 haftadır artık eminim ki biz yakın falan değilmişiz ama ipleri koparmak çok mu dik bir karar?
Not: okurken baygınlık geçirenler hastane faturalarını yollayabilirler.
ama onun huyunu biliyorum, bana konuşur konuşur, iki gün sonra "aşk<3" diye albümler paylaşır kocası ve çocuğuyla. ondan ben de "bir uzmana görünün terapi alın" diye gayet "Sex and the City" tadında öneriler sunuyorum mecburen. üç gün önce eşi şiddet uygulamış hem de oğlunun gözü önünde. ben de dayanamadım artık "bu adamın daha ne yapması lazım, oğlunun gözünün önünde sana vurmuş, çocuğunu dövmesini mi bekliyorsun" diye çıkıştım. bu da "haklısın, boşayacağım, zaten oğlum olmasa bir dakika bile durmazdım" falan diye salladı bol keseden, meğer benim gazımı almış sadece. az önce konuştuk facebooktan konuşma aynen şu: (A: arkadaş M: marilyn)
A: X'in durumuna yorum yapmışsın, kaç aylık oldu bebek, cinsiyeti belli mi?
M: evet, oğlan olacakmış. baby shower'da spiderman kostümü giydireceğim yeğenime.
A: evet ya çok sevimli oluyorlar. yaş da geçti geçiyor, ben de bir tane daha istiyorum.
bu arada 3 -4 dakikalık bir sessizlik var.
A: orada mısın?
M: sen boşanmayacak mıydın, ne çocuğu?
A: ya canım ben sana söylemeyi unuttum, biz konuştuk, çok özür diledi, çok pişman. ben de bir şans daha vereyim dedim.
M: anladım, yalnız bir daha bu tartışmalarınızı çocuğun gözü önünde yapmayın, o olan biteni anlayacak yaşta, kötü etkilenir.
A: haklısın ama K (koca kişisi) bazen biraz duygusuz ve saçma davranabiliyor daha bu sabah bana..... (burada özel bir şey anlatıyor, ona bağırmasıyla ilgili) dedi
M: A.... bana bir daha lütfen anlatma, sen anlatıp rahatlıyorsun ama ben senin için üzülüyorum, o yüzden lütfen evindeki sorunun senin evinde kalsın, bana yansıtma.
bunu yazdıktan sonra cevap gelmedi. sonra annesini aramış ağlayarak anlatmış bana çok kızmış ve kırılmış, annesi de annemi aramış marilyn niye böyle yaptı diye, canını sıkmış kadının. ben de tekrar mesaj attım
M: bir daha benimle bir sorunun olduğunda annen aracılığıyla annemle değil benimle hallet, annemin arkasına saklanmayacak kadar büyüdüm
yazdım, yine cevap yok. beklemiyorum da zaten. ben onu çıkarmadım ama sanırım sabaha kadar onu beni facebook listesinden çıkarır.
böylece bir arkadaşlığımın daha sonuna geldim. eğer beklediğim gibi olur da facebook listesinden çıkarırsa zaten arkadaşlık biter ama çıkarmazsa da sanırım ben bu arkadaşlıkla ilgili tüm sabrımı tükettim.
çünkü bun olaylardan bağımsız olarak aramızda bazı problemler var. benim her seferinde iyi niyetle yaklaşmaya çalıştığım ama onun her seferinde kendi yaşanmamışlıkları yüzünden benden intikam almaya çalıştığı şeyler.
dediğim gibi evli ve bir oğlu var, çok seviyorum. o kendine evli ve çocuklu bir hayatı seçti, çocuk kısmı mükemmel olsa da evlilik kısmında şansı pek yaver gitmedi, sanırım boşanmış olmayı gururuna yediremiyor. ilk evliliğini 19-20 yaşında yaptı 21 yaşında 2. kez evlenip çocuk sahibi oldu. 2 yıllık meslek yüksekokulunu kazanmıştı, bitiremeden ilk evliliğini yaptı. şimdi çalışmıyor.
ben üniversite mezunuyum ve 29 yaşında bekar ve çocuksuz olmamı pek çok kez "yüzüme vurdu" tırnak içine aldım çünkü ben yüzüme vurulmuş gibi hissetmiyorum. tek bir kez öyle hissettim. arada yorum yaparken bahsederim "sözlüm" diye. bilindik ailelerin tanıştığı yüzüklerin takıldığı bir sözlü değildi. uzun süreli bir erkek arkadaş ve onun doğum günü hediyesi olan bir tek taş. ama olmadı biz ayrıldık. "arkadaşım" bunu bana kendi 2 hafta önce yine bir kavga sonrası kocasıyla barışınca "keşke sen de S ile evlenseydin de insanın aşık olduğu insanla evlenmesinin nasıl bir şey olduğunu bilseydin" diye hatırlattı.
ben bugüne kadar hep onun tarafından bakmaya çalıştım, maddi açından iyi ama çocuk sevgisi açısından kötü bir ailede yetişmiş biri bir çeşit tatmin oluyor, aslında beni seviyor (ki sevdiğini cidden düşünüyorum, biz birbirimizin ilk arkadaşıyız) diye avuttum kendimi ama sevginin yetmediği noktaya geldik sanırım.
derdim var da çözümü de belli, sizin kafanızı ve gözünüzü ağrıttım, kusura bakmayın. ben bu arkadaşımla artık arkadaş değilim sanırım. genellikle bu tip sürekli ilişkiyi aşağı doğru esneten insanları arkadaş olarak hayatımda istemem ama dediğim gibi ilk arkadaşım. açıkçası ben geri adım atmamaya kararlıyım. çünkü o noktaya geldim. benim son durağım burasıydı ama bu Orhun Kitabelerinden hallice yazının amacı şu; o benimle iletişime geçmeye çalışırsa ne yapayım, benim içim eskisi gibi yakın olmayı almaz çünkü 2 haftadır artık eminim ki biz yakın falan değilmişiz ama ipleri koparmak çok mu dik bir karar?
Not: okurken baygınlık geçirenler hastane faturalarını yollayabilirler.