Merhaba arkadaşlar.
Tam 10 senedir ömrümün 10 senesi kendi isteklerimi ve seçimlerimi bırakıp ailemin isteklerini yerine getirmekle geçti. Ortaokul bittiğinde puanım yüksek ve tutmasına rağmen ortami iyi olmadığı için istediğim liseye göndermedi ailem. Onların istediği okula gittim. Sonrasında sanki ruhsuz bir kuklaya döndüm. 4 yıl boyunca kendimi zorladım. Ayaklarım sürüyerek gittim okula. Sonrasında pek düşünmeden bir tercih (tabiki aile onayli) Sonrasında mutsuz bir is hayatı. Kendime kızıyorum bazen aklım nerdeydi diyorum niye karşı çıkmadım. Ama bir yengeç burcuyum. Hassas ve anneye düşkün . Annemde rekabetçi ve dediğim dedik bir kadındır.
Bilmiyorum simdi de istemediğim bir işte mobbingle çalışmak istemiyorum. Kimse anlamıyor. Annemler zorlamasa da sen gidersin işe birakanazsin seni çabuk manipüle ederler, seni hemen ikna ederler diyor. O zaman izin verme bana ne kadar zarar verdiğini görüyorsun. Diyorum. Ablam "zaten dünyada bu zorlukları bir sen çekiyorsun. Kimse çekmiyor. Derdini büyütmesen olmaz." diyor. Ablam ve annen parallel bir kişiliğe sahip. Ikisi bir olup beni anlamaktansa suçluyorlar. Bu bizim ülkemizde var dert yarıştırmak, dert beğenmemek ama bundan bıktım. Bir kere para için bile git diyorlar. Madem mevzu para o zaman istediğim okula gitseydim diyorum. Istediğim mesleği seçseydim.
Bilmiyorum. Yurtdışında bir kaç is fırsatı doğdu. Akademik anlamda çalışma yapabilirim. Ama annemler sen burada yapamıyorsun orada hiç yapamazsin, sen nane mollasin diyorlar. Inanir misiniz 22 yaşına kadar lens alamadım ben sırf sen yapamazsın takamazsın dedikleri için. Ilk beyaz ayakkabımı 20 yaşında aldım kendi paramla. Sen beyazi kirletirsin deyip senelerce aldırmadılar. Yani başka kültürlerde yaparsın diye sırt sıvarlarken bizde celme takmak niye. Sürekli tutarsan çocuk nasıl yürümeyi öğrensin. Düşe kalka öğrenmeyecek mi? Belki ben o şeyi yapamasam o kadar canım yanmayacak ama sen yapamazsın deyince daha çok yanıyor. Hem sen beni olduğum gibi kabul etmiyorsun ki.
Hassas insan olmak ile ilgili bir kitap okuyorum. Hassas duyulara sahip bir öğrencim var onu yakından gözlemliyorum. Işığa, sese kalabalığa karşı hassasiyeti var rahatsız oluyor. Annesine dedim. Lütfen onun farkına varin ve zorlamayin diye çocukluğumda beni çok zorladılar çünkü. Konserlerden bile nefret ederdim.
Yani diyeceğim o ki hem öfkeli hem korku doluyum. Yurt dışına gitmeli miyim? Üniversiteyi baska sehirde okurken çok mutlu ve özgür hissetim. Ev arkadaşlarımın ailelerii çok ilgiliydi sürekli arar yahut ziyaret ederlerdi. Bizimkiler beni kendi halime bırakmış gibiydi.( o zamanlar ailevi bir sıkıntı vardı ondan olsa gerek) bende o zamanlar hem mutlu hemde bir yanım eksikti. Ben niye ailemle böyle değilim diye.
Ama artık baskı hissetmeden kendim olmak istiyorum. Tek korkum ya ben kendimken o dedikleri dalga geçtikleri sen yapamazsın dedikleri kızsam içten içe öyle olmadığımı bilsemde korkuyorum. Aldığım kararı sonuna kadar götürmeliyim.
Lütfen tavsiyelerinizi bekliyorum.
(Boğazımda bir yumru ve dolu gözlerle yazdım bu satırları lütfen kimse küçümseyip dert yaristirmasın. gecen yazdığım bir konuda biri seninki de dert mi deyip canımı sıktı, anlayışınızı bekliyorum.)
Tam 10 senedir ömrümün 10 senesi kendi isteklerimi ve seçimlerimi bırakıp ailemin isteklerini yerine getirmekle geçti. Ortaokul bittiğinde puanım yüksek ve tutmasına rağmen ortami iyi olmadığı için istediğim liseye göndermedi ailem. Onların istediği okula gittim. Sonrasında sanki ruhsuz bir kuklaya döndüm. 4 yıl boyunca kendimi zorladım. Ayaklarım sürüyerek gittim okula. Sonrasında pek düşünmeden bir tercih (tabiki aile onayli) Sonrasında mutsuz bir is hayatı. Kendime kızıyorum bazen aklım nerdeydi diyorum niye karşı çıkmadım. Ama bir yengeç burcuyum. Hassas ve anneye düşkün . Annemde rekabetçi ve dediğim dedik bir kadındır.
Bilmiyorum simdi de istemediğim bir işte mobbingle çalışmak istemiyorum. Kimse anlamıyor. Annemler zorlamasa da sen gidersin işe birakanazsin seni çabuk manipüle ederler, seni hemen ikna ederler diyor. O zaman izin verme bana ne kadar zarar verdiğini görüyorsun. Diyorum. Ablam "zaten dünyada bu zorlukları bir sen çekiyorsun. Kimse çekmiyor. Derdini büyütmesen olmaz." diyor. Ablam ve annen parallel bir kişiliğe sahip. Ikisi bir olup beni anlamaktansa suçluyorlar. Bu bizim ülkemizde var dert yarıştırmak, dert beğenmemek ama bundan bıktım. Bir kere para için bile git diyorlar. Madem mevzu para o zaman istediğim okula gitseydim diyorum. Istediğim mesleği seçseydim.
Bilmiyorum. Yurtdışında bir kaç is fırsatı doğdu. Akademik anlamda çalışma yapabilirim. Ama annemler sen burada yapamıyorsun orada hiç yapamazsin, sen nane mollasin diyorlar. Inanir misiniz 22 yaşına kadar lens alamadım ben sırf sen yapamazsın takamazsın dedikleri için. Ilk beyaz ayakkabımı 20 yaşında aldım kendi paramla. Sen beyazi kirletirsin deyip senelerce aldırmadılar. Yani başka kültürlerde yaparsın diye sırt sıvarlarken bizde celme takmak niye. Sürekli tutarsan çocuk nasıl yürümeyi öğrensin. Düşe kalka öğrenmeyecek mi? Belki ben o şeyi yapamasam o kadar canım yanmayacak ama sen yapamazsın deyince daha çok yanıyor. Hem sen beni olduğum gibi kabul etmiyorsun ki.
Hassas insan olmak ile ilgili bir kitap okuyorum. Hassas duyulara sahip bir öğrencim var onu yakından gözlemliyorum. Işığa, sese kalabalığa karşı hassasiyeti var rahatsız oluyor. Annesine dedim. Lütfen onun farkına varin ve zorlamayin diye çocukluğumda beni çok zorladılar çünkü. Konserlerden bile nefret ederdim.
Yani diyeceğim o ki hem öfkeli hem korku doluyum. Yurt dışına gitmeli miyim? Üniversiteyi baska sehirde okurken çok mutlu ve özgür hissetim. Ev arkadaşlarımın ailelerii çok ilgiliydi sürekli arar yahut ziyaret ederlerdi. Bizimkiler beni kendi halime bırakmış gibiydi.( o zamanlar ailevi bir sıkıntı vardı ondan olsa gerek) bende o zamanlar hem mutlu hemde bir yanım eksikti. Ben niye ailemle böyle değilim diye.
Ama artık baskı hissetmeden kendim olmak istiyorum. Tek korkum ya ben kendimken o dedikleri dalga geçtikleri sen yapamazsın dedikleri kızsam içten içe öyle olmadığımı bilsemde korkuyorum. Aldığım kararı sonuna kadar götürmeliyim.
Lütfen tavsiyelerinizi bekliyorum.
(Boğazımda bir yumru ve dolu gözlerle yazdım bu satırları lütfen kimse küçümseyip dert yaristirmasın. gecen yazdığım bir konuda biri seninki de dert mi deyip canımı sıktı, anlayışınızı bekliyorum.)