- 6 Mayıs 2013
- 17
- 4
İlişkiler için bir çok şeyler yazılar çizilir ve konuşulur, bizler okuruz,dinleriz ,duyarız, seyrederiz,bizim duygularımıza dokunan konuları içerdiğinde,hemencecik ilgi alanımıza giriverir. Çünkü ,okurken ,dinlerken,seyrederken kendimizi buluruz cümlelerde içinde ,evet tam da beni anlatıyor diyerek sonuna kadar getiririz..Ne kadarının etkisinde kalıp hayatımıza geçiriyoruz ? Okursunuz,dinlersiniz,seyredersiniz ve biter ve tekrar gerçek hayatımızda yaşıyor olduğumuz ilişkilerimize , olumsuzluklara mutsuzluklara yaşamımızın içindeki iniş ve çıkışlarına geri döner devam ederiz ,kah mutlu, kah üzgün,bazen kurban oluruz, kimi zaman vurdum duymaz,sürekli değişir iç dünyamızdaki duygular, ta ki, bizi yormaya, başlayana kadar.
Sonra ne yaparız ?
En yakınımızda kilerine anlatırız, içimizdeki kopan fırtınanın etkisiyle acılarımızı çaresizliğimizle, ,birilerine anlatmak iyi gelir gelir gelmesine de, anlattığımız yakınımız bizim için ne yapabilir ? Ya tam olarak dinleyemez, o an kendi sorunlarıyla meşgul dür belki de ,ya da senleyken seni dinler ayrıldığınız anda kendi dünyasındaki olaylara döner çoktan unutmuştur ,ya da dinler dinler , ön yargıyla yaklaşır, daha çok içindeki fırtınayı çaresizliğini daha çok hissettirir ya da akıl vermeye başlar,şöyle yapsana böyle yapsana diyerek yönlendirmeleriyle destek olduğunu düşünür ve kendini iyi hisseder,oysa senin akıl verilmeye ihtiyacın yoktur o an ,İhtiyacın olan anlaşılmaktır. Gerçekten dinlenilmektir.
eee peki kendinizi iyi hissettiniz mi ? Değişen bir şey oldu mu ?
Yanlış giden bir şeyler var dı ve çözemiyordu ,olmamıştı ve gitgide kendini daha çok karamsarlığa itmiş ve hayattan zevk almamaya başlamıştı,Ayşe bir danışan olarak geldiğinde…Sürekli tekrar ettiği bir cümle vardı .Ben kendimi iyi hissetmiyorum…Hiç bir şey beni mutlu etmiyor…Kendini ayağından zincire vurulmuş engellenmiş biri gibi hissediyordu ve gitmek istese de gidemiyordu mutsuzluğundan ,onu böyle zincire bağlayan güçlü duygu neydi de gidemiyordu…Onu ne bağlıyordu , zincire vurulan tutsak gibi hissetmesine sebeb olan neler yaşıyordu.
Asıl soru buradaydı…ya cevabı nerde ?
Zincir aslında ayağında değil zihnindeydi bunu fark etmesi gerçekten onu neyin mutsuz ettiğini kendi içsel yolcuğunda bulmuştu.Hepimiz iç dünyamızda ve zihnimizde kendimize vurduğumuz engeller ,zincirler ,bağlar ve bağımlılıkların olması kaçınılmaz belki de ,önemli olan bunu değiştirmek için her birimizin kendimiz olmak için ne kadar istediğimize ,inandığımıza ve psikolojik açıdan serbest olmamıza fayda sağladığına bağlıdır...Her insan bir hazine , her insan bir mucizedir ve eşsizdir.Değişim süreklidir ve her zaman yeni olaylar olacaktır ,yaşamlarımızda ve bizim bunları kabul edişimizle,bakış açımızın farkındalığını yaşamaya başladığımızda kendimizin,birbirimizin ve ilişkilerimizin sınırlarını genişletiriz.
“Hayat olaylara bakış açındır”Bakış açınızı değiştirin,hayatınız değişsin.V.Satir
Her zaman iki insan bir araya geldiğinde üç olgu söz konusudur.İki birey (sen ve ben) ve bu iki birey arasındaki ilişki (biz) .Bu üçü için de yer bırakılmalıdır.Her birey eşit değere sahiptir.”Biz “kısmı,kalıpların karşı karşıya geldiği noktadır.İlişkinin doğası,bireylerin kendileriyle ilgili duygularından(özdeğer) ve birbirleriyle iletişim kurmalarını belirgin olarak etkileyecektir.
O zaman ne yaparsak ,nasıl yaşarsak ,sen ve ben(biz ) olarak mutlu bir ilişki yaşarız ?
İlişkimiz pozitif odaklı mı yoksa negatif odaklı mı?
İlişkimde bağlı mıyım ,bağımlı mı?
İlişkimde ben kimim ?
Önce sen ve ben,sonra biz olabiliyor muyuz ?
İlişkimde gelişiyormuyum ? Hayallerim ,hedeflerim
Neden bu ilişkideyim ?
İlişkimde bulduğum ne ?
Gibi soruları kendimize sorduğumuzda belki de….
Sonra ne yaparız ?
En yakınımızda kilerine anlatırız, içimizdeki kopan fırtınanın etkisiyle acılarımızı çaresizliğimizle, ,birilerine anlatmak iyi gelir gelir gelmesine de, anlattığımız yakınımız bizim için ne yapabilir ? Ya tam olarak dinleyemez, o an kendi sorunlarıyla meşgul dür belki de ,ya da senleyken seni dinler ayrıldığınız anda kendi dünyasındaki olaylara döner çoktan unutmuştur ,ya da dinler dinler , ön yargıyla yaklaşır, daha çok içindeki fırtınayı çaresizliğini daha çok hissettirir ya da akıl vermeye başlar,şöyle yapsana böyle yapsana diyerek yönlendirmeleriyle destek olduğunu düşünür ve kendini iyi hisseder,oysa senin akıl verilmeye ihtiyacın yoktur o an ,İhtiyacın olan anlaşılmaktır. Gerçekten dinlenilmektir.
eee peki kendinizi iyi hissettiniz mi ? Değişen bir şey oldu mu ?
Yanlış giden bir şeyler var dı ve çözemiyordu ,olmamıştı ve gitgide kendini daha çok karamsarlığa itmiş ve hayattan zevk almamaya başlamıştı,Ayşe bir danışan olarak geldiğinde…Sürekli tekrar ettiği bir cümle vardı .Ben kendimi iyi hissetmiyorum…Hiç bir şey beni mutlu etmiyor…Kendini ayağından zincire vurulmuş engellenmiş biri gibi hissediyordu ve gitmek istese de gidemiyordu mutsuzluğundan ,onu böyle zincire bağlayan güçlü duygu neydi de gidemiyordu…Onu ne bağlıyordu , zincire vurulan tutsak gibi hissetmesine sebeb olan neler yaşıyordu.
Asıl soru buradaydı…ya cevabı nerde ?
Zincir aslında ayağında değil zihnindeydi bunu fark etmesi gerçekten onu neyin mutsuz ettiğini kendi içsel yolcuğunda bulmuştu.Hepimiz iç dünyamızda ve zihnimizde kendimize vurduğumuz engeller ,zincirler ,bağlar ve bağımlılıkların olması kaçınılmaz belki de ,önemli olan bunu değiştirmek için her birimizin kendimiz olmak için ne kadar istediğimize ,inandığımıza ve psikolojik açıdan serbest olmamıza fayda sağladığına bağlıdır...Her insan bir hazine , her insan bir mucizedir ve eşsizdir.Değişim süreklidir ve her zaman yeni olaylar olacaktır ,yaşamlarımızda ve bizim bunları kabul edişimizle,bakış açımızın farkındalığını yaşamaya başladığımızda kendimizin,birbirimizin ve ilişkilerimizin sınırlarını genişletiriz.
“Hayat olaylara bakış açındır”Bakış açınızı değiştirin,hayatınız değişsin.V.Satir
Her zaman iki insan bir araya geldiğinde üç olgu söz konusudur.İki birey (sen ve ben) ve bu iki birey arasındaki ilişki (biz) .Bu üçü için de yer bırakılmalıdır.Her birey eşit değere sahiptir.”Biz “kısmı,kalıpların karşı karşıya geldiği noktadır.İlişkinin doğası,bireylerin kendileriyle ilgili duygularından(özdeğer) ve birbirleriyle iletişim kurmalarını belirgin olarak etkileyecektir.
O zaman ne yaparsak ,nasıl yaşarsak ,sen ve ben(biz ) olarak mutlu bir ilişki yaşarız ?
İlişkimiz pozitif odaklı mı yoksa negatif odaklı mı?
İlişkimde bağlı mıyım ,bağımlı mı?
İlişkimde ben kimim ?
Önce sen ve ben,sonra biz olabiliyor muyuz ?
İlişkimde gelişiyormuyum ? Hayallerim ,hedeflerim
Neden bu ilişkideyim ?
İlişkimde bulduğum ne ?
Gibi soruları kendimize sorduğumuzda belki de….