"Hiç bu kadar acı çekmem!" sanırsınız, "bir daha aşık olamam, böyle sevemem; ölene kadar unutamam,unutmam "dersiniz..
İlk günler kurşun yarası gibi ağırdır,o yara iyileşmez sanır hatta iyileşmesin istersiniz.
Günler bir kağnı kadar ağır ilerliyormuş gibi gelir, onu hatırlatan her şey acı verir.. Aslında her şey onu hatırlatmaz, siz her şeye ondan bir anlam, bir anı yüklersiniz ...
Sonra....
Sonra bir bakmışsınız ki o geçmez dediğiniz günlerin üstünden seneler geçmiş, o kağnı kadar ağır ilerlediğini sandığınız zaman bir çığ gibi yuvarlanıp sizi içine almış bulunduğunuz yerden bambaşka bir yerde görürsünüz kendinizi...
Sizi acıdan kıvrandıran o azap dolu anlar, şimdi dudağınızda buruk bir tebessüm, gözünüzde hüzün, uykularınızda bazen görünen bir rüya ve hayatınızın kıyısına vurmuş bir anıdır artık...
Işte size mutsuz biten bir aşkın duvarınizda gördüğüm resmi ..benim duvarımın da en ücra yerinde asılı çünkü. Fakat toz içinde, öyle de bakımsız.. Ama atamıyorum da, çünkü bugünkü BEN' in harcını kararken çok yoruldum..
Siz de cerceveletip asın bir yere ..Sonra zaten isteseniz de bakmaya fırsatıniz olmayacak, bakmayı unutacaksınız.. Bırakın tozlansın bir kenarda.