AYM 'tahliye edin' dedi

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.872
40.715
AYM 'tahliye edin' dedi

Anayasa Mahkemesi İlker Başbuğ'la ilgili kararını verdi: "Kişi hürriyeti ve hakları ihlal edilmiştir. İlker Başbuğ'un tahliye kararı kabul edilebilir"


aym_tahliye_edin_dedi_h8908.jpg
Facebook'ta Paylaş Tweetle Google+ Paylaş



Anayasa Mahkemesi, tutuklu sanık eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un bireysel başvurusunu değerlendirdi. Mahkeme, "Kişi hürriyeti ve hakları ihlal edilmiştir. İlker Başbuğ'un tahliye kararı kabul edilebilir" dedi.

Anayasas Mahkemesi'nin bu kararı yerel mahkemeye gönderildi. Son kararı yerel mahkeme olan 13. Ağır Ceza Mahkemesi verecek.

Yaklaşık 6 aydır mahkumiyet kararının gerkçesi açıklanmamıştı. Başbuğ'un avukatları gerekçeli kararın açıklanmaması nedneiyle dosya Yargıtay'a gönderilememişti. Anayasa Mahkemesi'nin son kararıyla "Kişi hürriyeti ve hakları ihlal edilmiştir. İlker Başbuğ'un tahliye kararı kabul edilebilir" denildi.

İlker Başbuğ, bugüne kadar yerel mahkemeye 8 kez tutuksuz yargılanma için başvurmuştu ancak mahkeme sanığın delilleri karartma ihtimali ve yurt dışına kaçabileceği çekinceleri nedeniyle tahliye kararı verilmemişti.

İŞTE AYM'NİN O KARARI

Anayasa Mahkemesi'nin İlker Başbuğ kararı: Mahkûmiyet kararının gerekçesinin yasal süre içinde dava dosyasına konulmaması nedeniyle tahliye talebi hakkında karar verilmemesi şikâyetlerinin KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA, Gereğinin yapılması ve başvurucunun tahliye talebi hakkında karar verilmesi amacıyla karar örneğinin mahkemesine gönderilmesine, OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

Anayasa Mahkemesi'nin İlker Başbuğ kararı: (2) Özgürlükten yoksun bırakmanın hukuki olmadığı iddiasının Mahkemesince etkili bir şekilde incelenmeden reddedilmesi ve mahkûmiyete ilişkin gerekçeli kararın açıklanmamasından dolayı Yargıtay önüne götürülememiş olması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği kapsamında Anayasa’nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının ihlal edildiğine, oy birliğiyle karar verildi.

İşte o kararın tam metni

Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümünün 2014/912 sayılı Mehmet İlker BAŞBUĞ
Hakkındaki Dosyaya İlişkin 06.03.2014 Perşembe Günü Saat 09:30’da Yapılan
Mahkeme Toplantısında Verilen Karar Sonucu


V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1. İlk derece yargılamasında devam eden özgürlükten yoksun bırakılma
kapsamındaki şikâyetlerinin “süre aşımı” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Mahkûmiyet kararının gerekçesinin yasal süre içinde dava dosyasına
konulmaması nedeniyle tahliye talebi hakkında karar verilmemesi şikâyetlerinin KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Özgürlükten yoksun bırakmanın hukuki olmadığı iddiasının Mahkemesince etkili
bir şekilde incelenmeden reddedilmesi ve mahkûmiyete ilişkin gerekçeli kararın
açıklanmamasından dolayı Yargıtay önüne götürülememiş olması nedenleriyle kişi hürriyeti
ve güvenliği kapsamında Anayasa’nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
C. Gereğinin yapılması ve başvurucunun tahliye talebi hakkında karar verilmesi
amacıyla karar örneğinin Mahkemesine gönderilmesine,
D. Başvurucu tarafından yapılan 206,10 TL başvuru harcı ve 1.500,00 TL vekâlet
ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
6/3/2014 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.





http://www.haberartibir.com.tr/gundem/aymden-flas-basbug-karari-h8908.html
 
Son düzenleme:
Hukukçular yorumluyor: 'İlker Başbuğ derhal tahliye edilmeli'
06/03/2014
Anayasa Mahkemesi'nin İlker Başbuğ'la ilgili kararının ardından hukukçulardan da ilk yorumlar gelmeye başladı. Yaygın görüş, Başbuğ'un derhal tahliye edilmesi gerektiği yönünde.
Radikal.com.tr - Anayasa Mahkemesi'nin İlker Başbuğ'la ilgili kararının ardından hukukçulardan da ilk yorumlar gelmeye başladı. Yaygın görüş, Başbuğ'un derhal tahliye edilmesi gerektiği yönünde.

TAHLİYENİN ÖNÜ AÇILMIYOR

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi: Açıkçası tahliyenin önünü açmıyor. Anayasza’nın kişi özgürlüğü hakkını düzenleyen 19. Maddesinin ihlal edildiğine ilişkin bir karar vermedi. Anayasa Mahkemesi öncelikle ilk mahkeme önündeki yargılama sırasında uzun tutuklulukla başvuruyu süre aşımı yönünde kabul edilemez buldu. Usuli nedenle reddetti. Sadece Ergenekon mahkemesi hüküm verdiği halde ve gerekçeli halde tamamlamayıp fiziken elinde bulundurduğu halde Başbuğ’un talebine ilişkin bir karar vermemesini aykırı buldu. Hüküm verdiği halde ya makul bir süre içinde gerekçeli kararı tamamla ya da tamamlamamışsan o zaman tahliye talebi ile olumlu veya olumsuz bir görüş bildir, diyor. Yani, serbest bırakılması yönünde başvurabileceği bir makamın varlığını işaret ediyor bu karar. Yoksa uzun tutukluluk nedeniyle bir ihlali düzenlemiyor. Ve zaten kararında açıkça demiş ki, sen olumlu veya olumsuz bir karar değil, bir karar ver diyor. Dolayısıyla milletvekillerinden tamamen farklıdır. Tutukluluk süresine ilişkin vurgu bakımından farklıdır. Burada makul süre nedeniyle bir ihlalden söz etmiyor.

DOĞRUDAN TAHLİYEYE YOL AÇMAZ

Türk Ceza Hukukçuları Derneği Başkanı Avukat Fikret İlkiz: Anayasa Mahkemesi bu kararla yerel mahkemeye “Talebi incelemeniz lazım. Yargıtay’a gitmesini engellemişsiniz, bu bir ihlaldir. Tahliye talebi hakkında bir karar ver” diyor. Yani şöyle: Mahkeme bir hak ihlali tespiti yapıyor. Bu tespiti, Anayasa’nın kişi hak ve özgürlükleriyle ilgili maddelerine atıfta bulunarak yapıyor ve “Karar ver” diyor. “Askıda bırakamazsın” diyor. Bunu ihlal sayıyor. “Herkesin adil yargılanma hakkı var ve karar vermen gerekir” diyor. Bu karar doğrudan tahliyeye yol açmaz. Çünkü mahkemeye “Talebi incele” diyor. Karar verilmemiş olmasını hakkın ihlali olarak tespit etmiş. Mahkeme bu konuda bir karar vermeli. Yerel mahkeme, “Ben el çektim, karar veremem” diyemez. Aslında Anayasa Mahkemesi bunu karara varabilirdi. Artık böyle bir ülkede hangi mahkemenin önüne gelirse gelsin, sorun mutlaka çözülmeli.

DERHAL TAHLİYE EDİLMELİ
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu:
İlker Başbuğ'un şu andan tezi yok derhal tahliye edilmesi lazım. Bir gerekçeli kararı yazmaktan aciz, kapısına kilit vurulmuş mahkemelerden söz ediyoruz. 700 bin kişiye komuta eden İlker Başbuğ'un, web sitesi üzerinden nasıl darbe yapacağının gerekçesinin yazılması gerekiyor.
Mahkumiyetleri peşin peşin verdiler, şimdi gerekçeyi bulmaya çalışıyorlar. AYM'nin ise vermiş olduğu karar sadece gerekçenin yazılmamış olmasına dayanmıyor. Tutuklamada yeterli gerekçe yazılmamış…
Rıza Sarraf denilen, ne iş yaptığı bizce meçhul, sadece bakan evlatçıklarıyla yakın ilişkide olmak suretiyle akıl almaz servetler kazandığı bilinen bir zatın, konumu dolayısıyla tahliyesine karar verildiği Türkiye'de, bir dakika bile zindanda tutulamayacak bir kişi varsa İlker Başbuğ'dur, Engin Alan'dır, Doğu Perinçek'tir.
Rıza Sarraf'ın bakan çocuklarının konumlarından binlerce kat daha muteber olan insanlardır. Ben İlker Başbuğ'un avukatlarına öneriyorum, tüm avukatlara öneriyorum. Ne iş yaptığı belli olmayan bir zatı muhteremin tahliye kararı artık içtihattır, bunu emsal göstersinler. Türkiye'deki her tutuklu mahkemeye başvursun. Konumum dolayısıyla tahliye edilmek istiyorum desin.
Bu karardan sonra bir dakika bile daha fazla tutuklu kalması artık kabul edilemez. Şunu da çok ifade edeyim HSYK'nin teftiş mekanizmasının adalet bakanına doğrudan bağlanması ve dolayısıyla Başbakan'a bağlanması, Türkiye'deki bütün hakim ve savcıları başbakan'ın insafına terk etmiş durumundadır. Türkiye'nin binlerce çalışkan ahlaklı hakimi vardır. Bunu kabul etmek mümkün değildir.
HSYK'nın teftiş mekanizması Başbakan'a bağlandıktan itibaren, zindanda tutulan herkesin sorumluluğunu artık Başbakan'da görürüm. Tahliye kararı verilmeyen her olayda başbakan sorumludur.

TAHLİYE BUGÜN OLUR MU?
Ben bir dakika içinde olmasını istiyorum. Karar yazıldı bildiğim kadarıyla, derhal götürürler, birazcık fazla mesai yapıversin hakimlerde. Çünkü ilker Başbuğ yeterince fazla mesai yaptı İlker Başbuğ. Burada sadece İlker Başbuğ'u tahliye etmeyecekler, kendi namuslarını, yargının namuslarını da kurtaracaklar.


BALBAY'DAN FARKLI KARAR

Balyoz davası avukatlarından Hüseyin Ersöz: Öncelikle şunu ifade edeyim. Balbay kararından çok daha farklı bir kararla karşı karşıyayız. Özgürlük hakkıyla beraber milletvekili seçilmesinden kaynaklanan hakların da ihlal edildiği yönündeydi.

sanıklar tahliye talebinde bulunmuştu ancak mahkeme reddetti. Ama başbuğ kararında farklı bir durumla karşı karşıyayız. Tam olarak özgürlükten yoksun bırakmanın sebebi Yargıtay'a dosyanın gönderilmemesi ve gerekçeli kararın yazılmaması nedeniyle. Bu da özgürlük hakkına ihlalin gerekçesi. İlker Başbuğ ile aynı durumdan olan diğer sanıklarla bağlayıcı durumda olan bir kararla karşı karşıyayız.



CEZA HUKUKÇUSU YILMAZ YAZICIOĞLU:

Kararın ardından NTV canlı yayınına katılan Ceza Hukukçusu Yılmaz Yazıcıoğlu ise şunları söyledi:

“Bu sadece özgürlüğün kısıtlanmasına ilişkin bir karar. Yargıdaki orantısız güç kullanımına ilişkin bir karar. Hükme ilişkin değil. Buradaki espri şu. Gerekçeyi mahkeme yazmadığı için Yargıtay'da da tahliye hakkınız vardı. Şimdi yazsalar bile tahliyenin gerçekleşmesi gerekiyor.

Anayasa Mahkemesi'ne bu kararına uymazsa, o zaman kasıtlı olarak özgürlüğü kısıtlamış oluyor. Bu karar faksla iletildiği için bu akşam o mahkemenin, orada hazır olması gerektiği için, faks ellerine ulaştıkları zaman karar vermeleri gerekiyor. Kişinin öneminden de yaptığı görevden de bahsediyor. Balbay kararında diyordu ki o süre çok uzundur. Burada tutuklama bakımından gerekçe koyamamıştır deniyor.”radikal
 
X