- 5 Şubat 2015
- 5.233
- 6.047
- 198
- Konu Sahibi Meredith Grey
-
- #1
Kahvede oturan adam candırMerhabalar hanımlar,
Başlık biraz Yeşilçam Filmleri'nin isimlerini andırdı farkındayım. Kısa bir süre önce biriyle tanıştım. Henüz az sayıdaki buluşmalarımızda; vakit geçirmekten keyif aldım, güldüm, eğlendim. Ama... İşte aması var.
Belli bir yaşanmışlığa sahip olunca ya da az çok belli bir olgunluğa gelince mantık ön plana çıkıyormuş sanırım. Kalbinin götürdüğü yerden gidemiyorsun, ayakların yere sağlam bassın istiyorsun.
Aramızda yaşam tarzı olarak o kadar çok fark varmış ki yeni yeni buluştukça, konuştukça fark ediyorum. Türkçe'yi yazı dili olarak iyi kullanırım. Karşımdaki kişi 'direkt' yazamayan biri, 'yapmakta' yerine 'yapmakda', 'falan' yerine 'felan' yazıyor. Yani muhtemelen en son ilkokulda eline kitap almış.
Boş zamanlarımda ben mesela arkadaşlarımla gezerim, bütçemizin elverdiğince değişik restoranlara gider, değişik yemekler deneriz. En kötü ihtimal evimde oturur film izlerim, ilgi duyduğum alanlarla ilgili araştırmalar yaparım. Karşımdaki kişi ise izin günlerinde kahveye gittiğini söyledi. Orada bir dumur oldum zaten.
Ailesiyle yaşıyor. Birkaç yıldır çalışıyor, hem de Türkiye standartlarına göre iyi bir maaşa. Buna rağmen herhangi bir birikimi yok. Aksine borç içinde. Nedense parasını yönetemeyen erkeklerden hazzetmiyorum. Çok istisnai durumlar olur, hastalık vs gibi ama öyle bir durum da yok.
Ailelerimiz de birbirine çok uç. Detaylıca anlatıp burada tepki almak istemiyorum. Ama ileride evlensek ailenin marjinal ve sevilmeyen gelini olma ihtimalim hayli yüksek. Ay Meredith daha flört ediyorsunuz ne evlenmesi diyecekleri duyar gibiyim. Ama artık gelecek odaklı bir ilişki istiyorum. O yüzden bunu da göz önünde tutuyorum.
Bana bu durum ilişkiye evrilirse ne kadar da iyi anlaşırsak anlaşalım, mutsuz olurmuşum gibi geliyor. Sizin yorumlarınız nedir hanımlar?
O halde henüz mantığınızın sesi yüksekken, uzaklaşınMerhabalar hanımlar,
Başlık biraz Yeşilçam Filmleri'nin isimlerini andırdı farkındayım. Kısa bir süre önce biriyle tanıştım. Henüz az sayıdaki buluşmalarımızda; vakit geçirmekten keyif aldım, güldüm, eğlendim. Ama... İşte aması var.
Belli bir yaşanmışlığa sahip olunca ya da az çok belli bir olgunluğa gelince mantık ön plana çıkıyormuş sanırım. Kalbinin götürdüğü yerden gidemiyorsun, ayakların yere sağlam bassın istiyorsun.
Aramızda yaşam tarzı olarak o kadar çok fark varmış ki yeni yeni buluştukça, konuştukça fark ediyorum. Türkçe'yi yazı dili olarak iyi kullanırım. Karşımdaki kişi 'direkt' yazamayan biri, 'yapmakta' yerine 'yapmakda', 'falan' yerine 'felan' yazıyor. Yani muhtemelen en son ilkokulda eline kitap almış.
Boş zamanlarımda ben mesela arkadaşlarımla gezerim, bütçemizin elverdiğince değişik restoranlara gider, değişik yemekler deneriz. En kötü ihtimal evimde oturur film izlerim, ilgi duyduğum alanlarla ilgili araştırmalar yaparım. Karşımdaki kişi ise izin günlerinde kahveye gittiğini söyledi. Orada bir dumur oldum zaten.
Ailesiyle yaşıyor. Birkaç yıldır çalışıyor, hem de Türkiye standartlarına göre iyi bir maaşa. Buna rağmen herhangi bir birikimi yok. Aksine borç içinde. Nedense parasını yönetemeyen erkeklerden hazzetmiyorum. Çok istisnai durumlar olur, hastalık vs gibi ama öyle bir durum da yok.
Ailelerimiz de birbirine çok uç. Detaylıca anlatıp burada tepki almak istemiyorum. Ama ileride evlensek ailenin marjinal ve sevilmeyen gelini olma ihtimalim hayli yüksek. Ay Meredith daha flört ediyorsunuz ne evlenmesi diyecekleri duyar gibiyim. Ama artık gelecek odaklı bir ilişki istiyorum. O yüzden bunu da göz önünde tutuyorum.
Bana bu durum ilişkiye evrilirse ne kadar da iyi anlaşırsak anlaşalım, mutsuz olurmuşum gibi geliyor. Sizin yorumlarınız nedir hanımlar?
İlkokul mezunu olmak ayıp birşey değil ki? İmkanı yoktur okuyamamıştır ama kendini yetiştirmiştir. İmkanı olunca eğitiminede devam eder eşiniz gibi. Eşiniz eğitim almamış olması bir zorunlulukmuş burada keyfi bir durum var kendini geliştirmemek için. Niyeti olan kahvede taş dizmek yerine çalışlır çabalar uğraşır. Adam imkanını kahveye giderek değerlendiriyormuş, bence eşiniz çok yanlış bir örnek bu konu için. Zira tanıştığım en donanımlı insanlardan biri ilkokul mezunu bir sahaftı. Adam imkanı olmadığı için ilkokulu bile dışardan bitirmiş ama kağıt toplayıcılığı yaparken çöpten bulduğu her kitabı okurmuş. Senelerce çalışmış, uğraşmış ve kendine kitapçı açmıştı. Hangi kitabın ilk baskısı nerede ne zaman basılmış hemen bilirdi.Benim eşim ilkokul mezunuydu cunku 13 yasinda calısmak zorunda kalmis,ben 2 universite bitirmistim tanistiğimizda. Ailelerimiz de egitim ve maddi durum olarak cok farklıydı. 3-4 katı kazanıyordum ben. Cok kısa surede evlendik. Bayaa bir suredir evliyiz. O sonra kendi yerini acti su an benim 3 katim kazaniyor :) aileleri de gorüsturmüyoruz :) ortaokul ve liseyi de dısaridan bitirdi. Hiç sorun olmuyor mu derseniz oluyor tabii ki normal evlilikler kadar. Yani biraz kisinin karakterinin nasıl olduğuna da bakın. Para yonetimi konusunsa borcların sebebi onemli bence. Sağlık vs için gerekmiş de olabilir... Ama sunu soyleyeyim benim gozüm asktan kördü o donem. Bunları sorun olarak görmemistim bile. Siz cok irdeliyorsanız belki yeterince sevmiyorsunuz, öyleyse hiç riske girmeyin.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?