- Konu Sahibi hastalikhastasi
- #1
Yazmış olduğunuz Mesaj öngörülenden az karakter içeriyor. Öngörülem en az karakter 15 adettir.
Son düzenleme:
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
Aşık olmak için hiç acele etme, aranarak bulunan bir şey değil.
Erkek arkadaşımı tanıdığımda uzun süre hayatıma kimseyi almayı düşünmüyordum, aşkı ise okuduğum kitaplardan bilirdim sadece.
Nasıl oldu bilmiyorum ama onu tanıdıktan sonra hiç tereddütsüz bu aşk dedim.
Ayrılığa gelince, bence ayrılık acısı çeken bir insan gerçekten şanslıdır.
Bu acıdan kıvrandığım geceleri, günleri bilirim ama o zamanlarda bile iyiki bu kadar aşık olmuşum ki canım da bu kadar acıyor derdim.
Hiç pişman olmadım aşık olmaktan ama hiç bir zamanda beklemedim aşkı.
Küçük iskender dizelerinde ne kadar güzel ifade etmiş bak bunu,
'' Beklediğin birşey, sen onu unuttugun zaman gerçekleşir. Bu; hayatın 'sen bakarken soyunamıyorum' deme şeklidir.''
Aşkla ilgili diyeceklerim bunlar ..
Birilerinin seni beğenmesine gelirsek, önce sen kendini sevmelisin beğenmelisin ki başkaları da sevsin, beğensin.
Bak aynaya başkaları için değil kendin için.
Kilolu mu buluyorsun kendini, çözümü zor değil ver bakalım bir 10 kilo nasıl olacak.
Gözlüklerin rahatsız mı ediyor çok güzel gözlükler var, yok o da mı olmadı lensleri icat etmişler.
Kendini kendin için beğenilecek duruma getir.
Mutlu ol, ne yaparken mutlu oluyorsan onu yap, mesela benim kitapçılardır moralim bozulduğunda kendimi attığım ilk yer, saatler geçirsem fark etmem orada.
İnsanlarla mı kaynaşmak istiyorsun aktiviteler bul kendine hem belki ilgini çekip hayatının önemli bir yerinde yer alacak bir hobin olur.
Dans olabilir, dağcılık, tırmanış olabilir, yüzebilirsin, sanata yatkınsan resim kursu olur, fotoğrafçılıkla ilgilenebilirsin yeter ki iste.
Bir de bir tavsiyem daha bilmem sen de işe yarar mı ama ben isyan etme durumuna geldiğimde çocuk esirgeme kurumuna giderim, elimdeki o kadar şeye rağmen mutlu olamazken bir çocuğun sadece başı okşandığında, sohbet edildiğinde gözünün nasıl ışıldadığına bakarım.( Benim için mutluluğun en saf halidir bu.)O zaman anlarım ki insan istedikten sonra mutlu olmak zor değil sadece biz hep daha fazlasını isteriz.
Sen yanlış anladın galiba. Ben aşık olmayı çok iyi biliyorum. İlk gününden itibaren lanet ettim aşka. Yani platonik aşka. Çünkü platonik aşk bir işkencedir. Pençesinden zor kurtulursun. Şimdiki derdim bu değil, ben sadece şu sevilmek duygusunu tatmak istiyorum artık. İsterse 1 hafta sürsün, ama insanlara anlatacak bişeylerim olmalı benim. Beni o 2 arkadaş gibileri aşağıladığında çirkin olmadığımı bilebileyim, en azından bana arkadaştan veya normal bir insandan öte gözlerle bakabilen birinin var olduğunu hatırlatayım kendime.
Bu konunun başlığında da ironi var. Yani hiç aşk dedikleri şeyi yaşamadım, hep platonik takıldım demek istedim.
bir terapi al canım sen anlaşılan konuşmaya ihtiyacın var profesyonel olmayan kişiler sana senin istediklerini söyleyemezAyrılık dünyada en çok merak ettiğim duygu. Neye benziyor acaba? Acıtıyor diyorlar da, nasıl bir bu duygu bu acaba...
Ya sevilmek nasıl bir duygu? Çok acayip yaa... Düşünsene sevdiğin kişi seni de seviyor! İnanılmaz yaa...
Evet, 17 yaşındayım, bugüne kadar bir kere bile çıkmadım. Herkes ayrılık acısından bahsediyor. Keşke bir kerecik bile aşk yaşamış olsam da ayrılsam!
Bu zamana kadar hep platonik aşık oldum... Bıktım bundan bıktım..! Hayatım o kadar monoton ki! Evden okula, okuldan eve. Bi de tiyatroya gidiyorum. Film izliyorum, müzik dinliyorum, bunlar en iyi arkadaşlarım. Yani Ayşe, Fatma en iyi arkadaşlarım değil. Şu hayatta dostum diyebileceğim bir insan bile yok! O kadar asosyalim ki...
Yaşadığım şehrin en gözde mekanında okuyorum, bir gün çıkıp bi sabahlamışlığım yok... Ailesiyle geç kaldığı için kavga eden insanları anlamıyorum. Benimkiler beni dışarı çıkmaya zorluyor! Çok bunaltıyorlar arkadaşlarım olması için. Olmuyor işte, olamıyorum popüler! İçimden geçen neyse dışarı çıkıyor, yapmacık olamıyorum... "Ay canım, cicim"li konuşamıyorum... Küfrediyorum, langıl lungul yürüyorum, sürekli öfkeliyim... Otobüste mesela, o kadar asabiyim ki... Sanki otobüs benimmiş de millet zorla binmiş gibi. Hayır ayakta da kalmıyorum, oturmama rağmen kaşlarım çatık... 10 yaşından beri öyle o kaşlar, zaten kalın kaşlarım var, çatmaktan ortasındaki çizgi belirginleşti bu yaştan...
Bu hareketlerim yüzünden bir arkadaşım beni kimsenin sevmediğini söylemişti (bu bir erkek). Yine başka bir erkek de, "Sen güzel bir kız değilsin. Ama için güzel. Mühim olan da bu değil mi zaten?" demişti. Acı acı kafamı sallamıştım.
Şimdi liseliyiz, kızlar soruyor aşk ilişkilerimi. "Benim o taraklarda ne bezim olacak yea," diye kel alaka bir yanıt veriyorum. Evet içinde bulunduğum depresyonla kel alaka... Platonik aşıkken umudum vardı, ama aşık olduğum tipler öyle heriflerdi ki beni aşktan soğuttular... Bırakın açılmayı, düşen ders notlarımla kalakaldım ve artık birine açılacağım varsa da açılmayacağım!
Eskiye baktığımda çok değişmişim... Artık saçımı yapıyorum, giyiniyorum, makyajımı yapıyorum ve kızlar beni beğeniyor... Ama erkeklerde tık yok! Üzerimde büyü mü var anlamadım. Davranışlarımsa hiç değimedi. Her zamanki sert, asabi ben. Bunun dışında gözlüklüyüm, hafif kiloluyum ama Allah aşkına, gözlüklülerden hiç mi çıkan yok, hiç mi şişman insan sevgili bulamıyor!!!
Hayır ben soğuk bir insan olsam... Ne bileyim burnu kaf dağında olsam, bana teklif gelse de reddetsem. Yok öyle bişey abi. Rahibe geldim rahibe gidiyorum valla. Şimdiden geleceğe ait bütün planlarımı tek başına geçireceğim bir hayata göre yaptım. Onun için hiç çocuğum olmayacak, sonsuza kadar bekar kalıcam abi.
Bunları niye yazdım ki... Nasıl olsa siz de yardım edemeyeceksiniz.
Şu bir gerçek ki platonik aşk ile hissetmek istediğin duyguları öğrenemezsin.
Aşık olmayı çok iyi biliyorum diyorsunuz. Bir kadın kaç kez gerçekten sevebilir.Üniversitedeyken çevremdeki kız arkadaşlarıma özenirdim, erkeklerin birinden birine koşarlardı. Onların bir çoğunun gerçekten aşık olmadıklarını sonradan anladım.
Birini beğenmekle birine aşık olmak çok farklı şeyler. Bir kere aşık olduğunda(aşkın doğasında mı var nedir?) ağlamayı göze alacaksın. Kırgınlıklar, küskünlükler, kıskançlıklar, bir barışıp bir ayrılmalar, yemeden içmeden kesilmeler vs.vs. bir sürü şey yaşıyorsun. Yani kısaca acı çekiyorsun. Ama aşkın insanı eğittiği de bir gerçek. Sabrı öğreniyorsun en basitinden :)
Kimin hikayesini okursan oku hepsinde tuhaf bir tesadüf görürsün. Belki de çok az kişiye nasip oluyordur aşk.
Kendinize üniversite de böyle olurum filan filan diye bir senaryo belirlemeyin. Başkaları için yaşamayın. İnsanlara bir haftalık bir ilişkiyi anlatmak size bir şey kazandırmaz. Ama yaşınız çok küçük belki ortam böyle davranmanızı gerektiriyordur. Genede yaş aldıkça başka şeylerin önemi artacaktır hayat hikayenizde.
Şu bir gerçek ki platonik aşk ile hissetmek istediğin duyguları öğrenemezsin.
Aşık olmayı çok iyi biliyorum diyorsunuz. Bir kadın kaç kez gerçekten sevebilir.Üniversitedeyken çevremdeki kız arkadaşlarıma özenirdim, erkeklerin birinden birine koşarlardı. Onların bir çoğunun gerçekten aşık olmadıklarını sonradan anladım.
Birini beğenmekle birine aşık olmak çok farklı şeyler. Bir kere aşık olduğunda(aşkın doğasında mı var nedir?) ağlamayı göze alacaksın. Kırgınlıklar, küskünlükler, kıskançlıklar, bir barışıp bir ayrılmalar, yemeden içmeden kesilmeler vs.vs. bir sürü şey yaşıyorsun. Yani kısaca acı çekiyorsun. Ama aşkın insanı eğittiği de bir gerçek. Sabrı öğreniyorsun en basitinden :)
Kimin hikayesini okursan oku hepsinde tuhaf bir tesadüf görürsün. Belki de çok az kişiye nasip oluyordur aşk.
Kendinize üniversite de böyle olurum filan filan diye bir senaryo belirlemeyin. Başkaları için yaşamayın. İnsanlara bir haftalık bir ilişkiyi anlatmak size bir şey kazandırmaz. Ama yaşınız çok küçük belki ortam böyle davranmanızı gerektiriyordur. Genede yaş aldıkça başka şeylerin önemi artacaktır hayat hikayenizde.