Merhabalar kk hanımları..
Buraya 1 ay önce üye oldum. İlk açtığım konu da ayrılık üzerineydi. Evet, bundan bir ay önce düğünüme 10 gün kala nişanlım denen insan tarafından terk edildim. Ama bugün buraya yazma sebebim sadece bu değil.
Bundan yıllar evvel de sözlümden ayrılmıştım. Yani bu ayrılık durumunu ikinci kez yaşamış oldum. Nişanlısından ayrılanlar beni çok iyi anlayacaktır. Nişan bitirmek zor bir iş. Gelecek hayalleri kurduğun insanı hayatından çıkarıyorsun. Sil baştan hayaller kuruyorsun. Ve duygusal tamir...
Bundan 5 yıl önce ilişki konusunda toy olduğum bir zamanda ilk sözlümle tanıştık. Ondan önce hayatıma kimse girmemişti. İlkim oldu yani. Güzel hayallerle başlayan beraberlik 2 yıl sürdü. Bir buçuk yılında sevgili idik, son 6 ayında da sözlü. Yaşlarımız baya gençti. Ayrıldığımızda ikimiz de 23 yaşında idik. Neden ayrıldığımıza gelince aşırı duygusal,nazlı ve tam bir anakuzusu idi. İlişkimizi ailesinin müdahalesine açık hale getirmişti. Ve alınganlığından çok bezmiştim. İlişkimizdeki roller değişmişti.Sanki ben erkek de o kadın gibiydi.
Ayrılmadan önceki son tartışmamızda da annesi aramızı yapmaya çalıştı. Ama annesinin amacı oğlu arayıp adım atmasın, beni yumuşatsın da ben oğlunun gönlünü alayımdı. Ben kibarca bu bizim aramızdaki mevzu dedim. Saygıda kusur etmedim. Ama kadın buna bozulmuş olacak ki oğluna ağlayıp sızlanmış. Oğlu da o konuşmanın hemen ardından beni aradı, annemi ağlatmışsın azarlamışsın dedi. Ben de o dakika karar verdim bitirdim ilişkiyi. Beni yargısız infaza maruz bırakan, annesinin ağzına bakan bir adamla olamam dedim. Bitirdim ve hiç pişman olmadım.
Bitirdim ama sonrası kolay olmadı tabi. Çünkü duygularıma rağmen mantığımla karar vermek zorunda kalmıştım. Kendimi toparlamam bir yılımı aldı. O şahsiyetse bir yıl sonra evlenmişti.
Ondan ayrıldıktan sonra arkadaş ve çevrem vasıtasıyla bir sürü insanla tanıştırıldım. Çoğunluğu tek görüşmeden ibaret kaldı. Birkaçı mantıklı geldi en fazla ikinci kez görüşebildik. Nasip olmadı. Derken baya zaman geçti , ben artık iyice ümidimi yitirmiştim ki bir ay önce ayrıldığım nişanlım çıktı karşıma. Ablası ile bir tanıdığımız arkadaşmış. Onlar aracılığı ile tanıştık. Efendi biridir ,işi gücü yerinde, ailesi de düzgün deyince bir şans vermek istedim. Yüzyüze görüştük. Fikirlerimiz uyuşuyordu,yaş olsun, aile olsun,beklentiler olsun uygundu. O 33 yaşında bense 28. Arada bir etkilenme de olmuştu. Tek problem çok akıcı sohbet edemedik. O sessiz sakin, ben sessiz sakin... Neyse daha ilkten bu beklenti fazla dedim. Görüşmeler devam etti. İlerleyen zamanlarda duygularını açtı. Benimle evlenmek istediğini söyledi. Ailecek çok heyecanlı olduklarını söyledi. Bende de duygular oluşmuştu. Derken bu duyguların akışına bıraktım kendimi. Ve tanıştıktan 1.5 ay sonra ailelerimiz tanıştı,2.5 ay sonra da nişanlandık. Her şey kusursuzca çok hızlı bir şekilde ilerleyince bu işin hayırlı olduğunu düşündüm hep. Nişandan hemen sonra düğün hazırlıklarına giriştik. Biran önce evlenelim ne gerek var uzatmaya dedi. Ben de nişanla düğün arasının çok uzun olmasını gerekli bulmam. Temmuz başına düğün ayarlandı. Salon, ev, eşya, gelinlik derken her şeyi hallettik. Tabi bu süreç biraz stresli oldu. Çünkü farklı şehirlerdeydik. O ise bütün kararları bana bırakıyordu. Sen nasıl istersen deyip işin kolayını seçiyordu. Bu süreçte çok ciddi 4 tartışmamız oldu. Ve bunların her birinde kırılan taraf ben olmuştum. Hatta birkaç kez ayrılmak istedim. Gurumu incitmişti. Ve ben böyle biriyle yapabilir miyim diye çok sordum kendime. Her seferinde çıktı geldi. Af diledi. İkna kaabiliyeti de çok iyidir. Yeri gelince ağzı iyi laf yapar yani. Gerekçelerini mantıklıca açıklayıp ikna etti her seferinde. Derken düğüne 20 gün kala bir atışmamız oldu. Ama yine büyüdü mevzu. O ailesine yansıtmış. (Onların yanında hep ben onu üzüyormuşum gibi bir moda girerdi. Tek oğlan ve en küçük çocuk olunca üstüne fazla düşmüşler. Bu da bunu fırsat bilmiş. Ailesinin bu zaafını kullandığını fark ettim. Bu ne derse ailesi sorgulamadan inanıyor, Oğlum sen de hata yapmışsındır demiyorlar asla. Tabi bunları sonradan anladım.) Biz kırgınken araya bayram girdi.O bana kırgın diye ailemi aramadı. Özel günlerde ben hep ailesini arardım, o işte olduğu için akşam arardı. Ama ben onun ailesini aramasam o da aramaz gibi hissediyordum. Son mevzuda test etmek istedim.Çünkü ailemi önemsemediğini hissediyordum. Sanki her şey köprüyü geçene kadar gibi bir his oluştu içimde. Bakalım ben onun ailesini aramadan o benim ailemi arayacak mı diye test ettim. Nitekim öyle oldu bayramın ilk günü geçti aramadı.Ailesi de ailemi aramadı. Tabi ailem bu arada nişanlımla aramızda kırgınlık olduğunu öğrendi. 2. gün oldu annem dayanamadı ,bunların derdi nedir arayıp sorayım bir dedi. (Çünkü bayramın hemen ertesi çeyiz gidecekti bunlardan ses seda çıkmıyor. )Kayınvalide ile konuştu. Konuşurken ben de dinliyorum.Kadın ısrarla oğluyla benim kırgın olduğumuzu bilmediğini, bayramın ilk günü aramadığım için bana gücendiğini falan söylüyor. Annemi konuşturmuyor bile. Sonra ben aldım telefonu. Aramızdaki mevzuyu izah ettim. Aramamamın nedenini söyledim. Kadın beni dinlemiyor besbelli. Ben sizi hep iyi sanıyordum. Bilmiyordum aranızdaki sorunları falan diyor. Sanki kendi kendime konuşuyorum gibi bir şey. Sonra bana demesin mi "siz oğlumla son kez konuşun olmadı ayrılın madem. Biz sizin kararınıza saygı duyarız". Ben şok oldum. Ama dedim bir anne olarak bunu demeniz doğru mu? Yapıcı olmanız gerekmez mi? Sonrasında ağladığım için daha fazla konuşamadım. Annem aldı telefonu..Belli ki oğlu ayrılık için ailesine zemin hazırlamış. Kadın da buna dayanarak bana onları söyledi. Bir saat kadar sonra nişanlı insanı annemi aradı. Verdali kkonuşmuş ben de konuşayım diye. Ve 1 saat boyunca beni anneme şikayet eder gibi konuştu. Ben yine dinliyorum ne diyecek diye. Yani benden usanmış gibi ,ben onu sürekli mutsuz ediyormuşum gibi.. Ve annem diyor ki arkadan hep ses geliyordu. Ailecek dinliyorlar bu konuşmayı yani. Neler neler dedi. Verdali ile son kez konuşacağım o kendini düzeltirse bu iş olur diyor. Annem de bu işin olacağı kalmamış ki sen kızımdan bıkmış gibi konuşuyorsun. Konuşacak bir şey kalmamış gibi görünüyor dedi. O da "yok son kez konuşucaz" dedi ve böylece konuşma bitti. Ben sanıyorum ki beni arayacak ,olmayacaksa da telefonda medeni bir şekilde konuşup helalleşip bitireceğiz. Ki telefon bile saçma böyle bir durumda , yüzyüze konuşmamız gerek düğününe 10 gün kaşmış iki yetişkin olarak. Neyse aradan bir gün geçti beyefendi galiba benim aramamı bekliyor.. Onlar beni gözden çıkarmayı düşünüyor, ben arayıp beni bırakma diye ısrar mı edeyim yani. Bir gün sonra gece mesaj yazmış. Sen iyisin ,ben seni mutlu edemiyorum,çok mutlu ol temalı bir mesajla terk etti. Bir de hakkını helal et demiş. "Hakkımı helal etmiyorum. Bana yaşttıklarını yaşamadan ölme"dedim. İçim öyle yandı ki anlatamam. Ev hazır, gelinlik hazır, balayı yeri ayarlanmış, davetiyeler dağıtılmış, şehir dışından gelecek insanlar düğünümüz için planlar yapmış...Bunların hepsi göçtü gitti bir anda. Hayalkırıklığımı tarif edemem. Allahım bu bir rüya olmalı dedim. Nasıl bir anda gelişti bunlar...
Babam bu ne terbiyesizliktir dedi babasını aradı açmadılar. Annem aradı açmadılar. Kaçar gibi gitti. Ben üç gün boyunca hep ağladım.Ama ne onu aradım ne mesaj attım. Sonra tek tek her şeyi iptal ettim: Kuaför,kına salonu,kına kıyafeti vs. Düğün salonunu da o iptal eder sandım ki yanılmışım. Salonla görüştüm. Arayan soran olmadı dedi. İptal etseniz de ödeme yapmak zorundasınız dedi. Şahısla görüşmediğim için ablasına söyledim.( Ablası daha laftan anlayan biri . Ayrılık sonrası annem onu arayıp yaptığınız çok ayıp dedi. Bari bir arayıp biz de üzgünüz ama çocuklar anlaşamış, hakkınızı helal edin deseydiniz ,kaçar gibi bu ne biçim tavır dedi. Ben de ablasıyla görüşüp içimdeki her şeyi ona anlatmıştım. Biraz mahcup olur gibi oldu ama içini bilemicem. ) Dedim salonla görüşsün ödeme yapın yoksa mahkemelik olursunuz diyorlar. Ablası söylemiş buna bu da bana mesaj attı. "Ben almadığım hizmetin parasını ödemem" dedi. Tmm ama sözleşme var adam mahkemeye verse ikimiz de mahkemelik oluruz ve ödemeyi de alırlar, dedim. Şahıs işi yokuşa sürdü, Ben ödemem ne yapıyorlarsa yapsınlar dedi. (Salon sözleşmesine onun adına ben imza atmıştım. ) Mahmemede benim iznim olmadan o imza atıldı derim, dedi.Adamın amacı beni süründürmek. Yani hem terk ediyor hem de süründürmeye çalışıyor. Sanki ben canına kast etmişim. Bir avukata danıştım evet inkar edebilir ama şahitin varsa korkma dedi. Neyse ben bu işlere hiç girmemek için salon sahibiyle görüştüm, sadece maliyeti ödememe ikna oldular. Ödemeyi yaptım kurtuldum.
Bu şahsın ve ailesinin numaralarını sildim. Ondan kalan ve var ne yok, yok ettim. Bir tek tektaş, alyans ve bir kolye ile küpe vardı. Şahıs salon borcunu bana yıkmadan önce iğneden ipliğe bende neyi varsa yollamayı düşünüyordum. Sonra dedim ki ne göndereceğim, gittim bozdurdum onları. Pek bir şey etmedi; ama biraz olsun hırsımı aldım. Salon borç parasına kattım onları.
Bu son olaylar ile öylesine tiksindim ki ondan tarif edemem. Allahım diyorum nasıl tanıyamadım bu adamı. Kendini öyle profesyonelce gizlemiş ki büyük bir şok yaşadım. Aradan biraz zaman geçti düğün günü geldi ,beni bir numara arıyor. Açtım, baktım ki nikah şahidi. Damada ulaşamadım, Hayırdır düğün ipttal mi oldu,salonda kimse yok diyor. Dedim biz ayrıldık. Kendi adıma özür dilerim ama şahsın sizi arayacağını düşünmüştüm. Memur dedi ki, önemli değil ama böyle sorumsuz bir adamla evlenmediğinize sevindim dedi. Bu da küçük çaplı bir şoktu.
Bu da geçti derken bu olaydan 10 gün sonra ggecenin bir yarısı şahıs bana destan gibi bir mesaj atmış. İşte içimdekileri sana söylemem lazım,anca kendime geldim,sensizlik çok zor,beni sevmediğini,istemediğini düşündüğüm için senden ayrıldım. Ben seni çok sevdim de keşke sen de beni azıcık sevseydin de falan filan. Demogoji yapıyor . Beni terk ederken hatta ettikten sonra bile benden adım beklemiş. Be adam sen beni terk etmeyi göze almışsın. Gelip ayağına mı kapanayım ne bekliyorsun? İşte benim hayalimle yaşamak çok zormuş. Neyse bu mesajı okudum ve beter ol dedim içimden. Tek kelam yazmadım. Çok rahatladım.
Şimdi bunları neden paylaştım. İki kez büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. İkinci daha büyük bir yıkımdı. Çünkü düğüne az zaman kala oldu. Ve ayrılık sonrası bir insanın bu denli gerçek yüzünü göstereceğini tahmin edemezdim. İnsanlara olan güvenim sarsıldı. Bir daha bir insanı hayatıma nasıl alırım bilmiyorum. Nasıl severim, nasıl güvenirim? Yaşanan yaşanıp bitiyor da bir tek sende bıraktığı hasar kalıyor. Ümitsizliğe sevk etti tüm bu yaşananlar. Evlilik korkum oluştu. Artık evlilik lafını bile duymak istemiyorum. Hayal kırıklığı , ümitsizlik ...
Ailem ve dostlarım çok destek oluyor, sağolsunlar. Ben kendimi biliyorum ,muhakkak ki hatalarım olmuştur lakin bunları yaşamak çok ağır.. Belki evlensen daha mı iyiydi diyeceksiniz. Kesinlikle kararlarımdan yana şüphem yok. Sadece duygusal olarak yıprandım. Bunu tamir etmeye çalışıyorum.Ancak umudumu kaybetmek üzereyim.
Galiba umut dolu sözler işitmeye ihtiyacım var. Güzel insanların, güzel ilişkilerin hala var olduğunu duymaya ihtiyacım var...
Uzun bir yazı oldu kusura bakmayın.