LGBTlik, yani lezbiyen, gay, biseksüel ve transseksüellik, kişinin cinsel yönelimleriyle ilgili bir durum. Çocuk yaşta bile ortaya çıkabiliyor. Siz cinsel anlamda bir erkeğe ne hissediyorsanız, onlar da hemcinsleri için onu hissediyor. Siz nasıl ki kendinizi zorlayıp bir kadından hoşlanamazsanız, onlar da karşı cinsten hoşlanamıyor. Bir erkekten hoşlanmak bizim için doğal olan çünkü yönelimimiz bu, moda deyimiyle fıtratımız bu. Onlar için de aynı şey, bir lezbiyen için başka bir kadından hoşlanmak doğal, erkek cinsel anlamda heyecanlandırmıyor.
Eşcinsellik tarihin çok eski dönemlerinden beri var, dolayısıyla yeni bir 'akım' değil. Sadece artık kendilerini gizlememeleri, ortaya çıkmaları yeni.
Feminen erkek, maskülen kadın demişsiniz ya, siz erkeklerden hoşlanan heteroseksüel bir kadın olarak maskülen bir kadını erkek gözüyle görüp hoşlanabilir misiniz? Hayır değil mi? Aynı şey.
Dini inanışları kuvvetli biri olarak sapkınlık gözüyle bakabilirsiniz. Sizin görüşlerinize karışmaya hakkım yok. Ancak sonuçta bu da bir yaratılış meselesi, hastalık veya heves değil. İnanan biri olarak "imtihanı buymuş, Allah kolaylık versin" deyip geçmektense -sizin için demiyorum- taşlamak niye?
Kaldı ki özellikle Türkiye'de LGBTlerin hayatları çok ama çok zor. Ailesinin evlatlıktan reddettiği, işinden atılan, sokakta tartaklanan dayak yiyen hatta öldürülenler varken, insanlar sırf eğlence olsun diye eşcinsel 'olmaz'.
Hiç istemediğiniz, sevmediğiniz, sizi heyecanlandırmayan bir erkekle evlendiğinizi ve mecburen sevişmek zorunda kaldığınızı düşünün. Çok kötü bir durum değil mi? İşte eşcinselleri 'düzeltmek', karşı cinsle temasa zorlamak ve hatta evlendirmek de bu.