Farkında mısınız bilmiyorum ama son yıllarda sinsi sinsi dilimize sızan ve toplumsal bilinçaltımızı esir alan bir sözcük şu
bayan sözcüğü. Uzunca bir zamandır bütün bir ülke erkeklere rahatlıkla erkek derken, kadınlara kadın demekten utanır hale geldik.
Şimdi "ne var bunda", "ama bayan daha kibar bir sözcük", "ne fark eder ki" gibi itirazlarda bulunanlar ya da bayan sözcüğünün kullanımında hiçbir art niyet güdülmediğini söyleyenler çıkacaktır mutlaka. Oysa konunun önemli ve hassas noktası tam da burası!
Kadın, Türk Dil Kurumu'nun sözlüğünde de tanımlandığı gibi erişkin dişi insan, yani bir cinsiyeti belirten sözcük. Oysa bayan bir cinsiyeti ifade eden sözcük değil, sadece bir hitap sözcüğü; tıpkı hanımefendi, hanım veya beyefendi, bay gibi...
O zaman bu bayan sözcüğünün kullanımının doğruluğunda ve ısrarında maksat ne? Toplumun yarısını oluşturan kadınlardan kadın diye söz etmekten kaçınmanın nedeni ne? Soruların cevabı basit. Bayan denilince kadının cinsiyeti akla gelmiyor ama kadın denilince kadın birdenbire insan olma, birey olma, vatandaş olma vs. kimliklerini yitiriyor, sadece ve sadece cinsiyet olarak var oluyor. Erkek egemen toplumumuz da ne yazık ki bu durumu hemen kadının medeni haline, kız mı kadın mı olduğu mahremiyetine, dahası namusuna bağlıyor ve bunları gün ışığında apaçık görmekten rahatsız olduğu, hatta ayıp saydığı için masum bir bahaneyle, kadınlara saygınlık kazandırdığı gerekçesiyle bayan deyip kapatıveriyor konuyu. Ama bunu yaparken sadece konuyu kapatmakla kalmıyor; kadınların esas kimliklerini, bizatihi varlıklarındaki gücü bir sözcüğün içine hapsederek onları sınırlandırmış, kısıtlamış da oluyor. Yani özetlersek, dili bir zihniyetin yansıması olarak kullanıyor. Ve bunu öyle ustaca, öyle sinsice yapıyor ki; kadınlar bile hitap sözcüğüyle cinsiyetin adını karıştırıp kendilerine bayan denilmesini tercih eder oluyorlar...
Oysa biraz farkındalıkla dilimizi bu yanlıştan, kimliğimizi bu esaretten kurtarabiliriz. Nasıl mı?
Partilerin bayan kolları yok, kadın kolları var...
Pozitif ayrımcılık bayanlar için değil, kadınlar için sözkonusu ediliyor...
Türkiye'de bayanlara seçme ve seçilme hakkı değil, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmiştir...
8 Mart Dünya Bayanlar Günü değil, Dünya Kadınlar Günü'dür...
25 Kasım Uluslararası Bayana Karşı Şiddete Hayır Günü değil, Kadına Karşı Şiddete Hayır Günü'dür...
Türkiye Bayanlar Basketbol Ligi değil, Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi'dir...
Ve en vahimi Türkiye'de bayan cinayetleri artıyor değil, Türkiye'de kadın cinayetleri artıyor...
Görüldüğü gibi kadının esas kimliği sözkonusu olduğunda bayan değil kadın sözcüğü kullanılıyor. Demek ki aslında doğru olan bu ve hiç de ayıp değil. O zaman günlük kullanımdaki ısrarda kasıt arama hakkımız baki...
Ve verdiğimiz son örnek: Türkiye'de kadın cinayetleri artıyor, örneği...
Eğer biz gerçekte kadınlarına duyduğu saygıyı onlara kadın yerine bayan demeye kadar vardıran bir toplum olsak bu örneği hiç vermememiz gerekir ama ne yazık ki her geçen gün artan bir oranla veriyoruz...
O yüzden bana kalırsa bu konuyu özellikle biz kadınlar bir kere daha düşünelim, kullanılan dilin bir zihniyetin göstergesi olduğunu kabul edelim, cinsiyetimizle hem kendimizi hem toplumumuzu barıştıralım ve yavaş yavaş da olsa bize kadın denilmesinin doğallığını toplumsal hafızamıza yerleştirelim. Çünkü kadın olmak ayıp değil? Ve kadınlar toplumda sadece cinsiyetleriyle var değiller...
Haa, kibar insanlar yine bize seslenirken hanımefendi veya hanım ya da bayan diyebilirler; bunda hiçbir sakınca yok. Yeter ki aradaki nüansı görelim ve karıştırmayalım...