"Belki de rahatlamak istiyorsunuz" diyor ya.

La Que Sabe

Atanamamış Kapıönüteyzesi
Kayıtlı Üye
22 Ocak 2010
7.158
19.671
498
Bugün sana geldim.
Biliyorum geç kaldım ama nasıl gelinirdi ki?
Bir camın arkasından baktım.
Bir elin annenden kalanların avucunda, bir elin ölümün...
Küçük bedeninde, bedenine ait olmayan kablolar, hortumlar...
Canın yandı mı?
Koştuğun, oynadığın, zıpladığın günler çok uzaktaymış ve olmayacakmış bir daha. Öyle diyorlar, susuyorum.
Dört yıl be Barış. Senin ömür bildiğin sadece dört yıl.
Babaannen "Yavrum çekmese bari." diyor, bakıyorum.
Babanı gördüm.
Sokaklarda it gibi top koşturduğumuz zamanlardan sadece gözeleri kalmış. Yarınları sevmiyormuş artık, beklemiyormuş. Donuyorum.
Ah Barış,
Dünya "Barış"ları hiç sevmedi be kuzum.
Çok değil bir yıl önce yanıma sokulup "Bana yine dondurma versene, çikolatalı olsun. Bir de anneme söyleme." demiştin. Şimdi bana uzattığın o minik ellerin morarmış, üzerinde iğneler...
Annen, umutla çaresizliğin harman olduğu bir resim.
Baban hücre hücre ölüyor.
Dualar havada... En çok da buna şaşıyorum.
Dünya "Barış"ları hiç sevmedi be kuzum.
Hiç adil olmadı onlara.
Bugün sana geldim. Biliyorum geç kaldım.
Bir camın arkasından baktım, küçüldüm.
Çikolatalı dondurmadan nefret ediyorum...
 
Bugün sana geldim.
Biliyorum geç kaldım ama nasıl gelinirdi ki?
Bir camın arkasından baktım.
Bir elin annenden kalanların avucunda, bir elin ölümün...
Küçük bedeninde, bedenine ait olmayan kablolar, hortumlar...
Canın yandı mı?
Koştuğun, oynadığın, zıpladığın günler çok uzaktaymış ve olmayacakmış bir daha. Öyle diyorlar, susuyorum.
Dört yıl be Barış. Senin ömür bildiğin sadece dört yıl.
Babaannen "Yavrum çekmese bari." diyor, bakıyorum.
Babanı gördüm.
Sokaklarda it gibi top koşturduğumuz zamanlardan sadece gözeleri kalmış. Yarınları sevmiyormuş artık, beklemiyormuş. Donuyorum.
Ah Barış,
Dünya "Barış"ları hiç sevmedi be kuzum.
Çok değil bir yıl önce yanıma sokulup "Bana yine dondurma versene, çikolatalı olsun. Bir de anneme söyleme." demiştin. Şimdi bana uzattığın o minik ellerin morarmış, üzerinde iğneler...
Annen, umutla çaresizliğin harman olduğu bir resim.
Baban hücre hücre ölüyor.
Dualar havada... En çok da buna şaşıyorum.
Dünya "Barış"ları hiç sevmedi be kuzum.
Hiç adil olmadı onlara.
Bugün sana geldim. Biliyorum geç kaldım.
Bir camın arkasından baktım, küçüldüm.
Çikolatalı dondurmadan nefret ediyorum...

tam olarak anlamadım ama sanırım üzücü bir durum var :44:
 
Küçücük daha ve görecek günü kalmadı.
Sadece bekliyoruz.
Biraz rahatlama isteği benimkisi, yoksa düşünmekten delirebilirim.
 
ne kadar küçük ?

sen nesi oluyorsun???
anne oldugumdan berı bu tarz konular benı kahredıyor :5:
 
bogazimda dugum dugum yutkunduklarimi yutkunamadim :43: Baris neyiniz olur bilmiyorum ama tum Barislara tum sifa bekleyenlere Allahim acil sifalar versin.Allahim annesine babasina sabir-guc versin... insallah tekrar cikolatali dondurmayi seversiniz beraberce yersiniz...
 
Arkadaşımın oğlu, dört yaşında.
Yazamazsam mazur görün lütfen. Kafamı toparlayamıyorum. Dağılmış haldeyim.
 
Arkadaşlar bu konuyu açtığımı ailesi bilmiyor.
Nasıl karşılarlar kestiremiyorum.
O yüzden çekinerek yazıyorum açıkçası.
Onlarla konuşamazdım, bir şekilde içimi dökmem lazımdı.
Ne yazık ki umutlarımız tükenmiş durumda.
Sadece nefes alıyor...
 
Arkadaş çocuğu, evlattır, candır dünyanın en tatlı şeyidir. Allah size sabır versin ki, dostunuza destek olabilesiniz.
 
Böyle durumlarda insanın yaşamından vazgeçesi geliyor...
Ben inanılmaz üzüldüm, hiç tanımasam, görmesem de ufacık o beden için
üzüldüm. Bu kelimenin ifade ettiğinden daha fazla hem de...

Allah yardımcınız olsun...
 
hastalık her ne ise acil şifalar diliyorum ...kimseye yakışmıyor o hortumlar kablolar dıt dıt sesleri allahım, nerde varsa devasını şifasını ver
 
Bugün sana geldim.
Biliyorum geç kaldım ama nasıl gelinirdi ki?
Bir camın arkasından baktım.
Bir elin annenden kalanların avucunda, bir elin ölümün...
Küçük bedeninde, bedenine ait olmayan kablolar, hortumlar...
Canın yandı mı?
Koştuğun, oynadığın, zıpladığın günler çok uzaktaymış ve olmayacakmış bir daha. Öyle diyorlar, susuyorum.
Dört yıl be Barış. Senin ömür bildiğin sadece dört yıl.
Babaannen "Yavrum çekmese bari." diyor, bakıyorum.
Babanı gördüm.
Sokaklarda it gibi top koşturduğumuz zamanlardan sadece gözeleri kalmış. Yarınları sevmiyormuş artık, beklemiyormuş. Donuyorum.
Ah Barış,
Dünya "Barış"ları hiç sevmedi be kuzum.
Çok değil bir yıl önce yanıma sokulup "Bana yine dondurma versene, çikolatalı olsun. Bir de anneme söyleme." demiştin. Şimdi bana uzattığın o minik ellerin morarmış, üzerinde iğneler...
Annen, umutla çaresizliğin harman olduğu bir resim.
Baban hücre hücre ölüyor.
Dualar havada... En çok da buna şaşıyorum.
Dünya "Barış"ları hiç sevmedi be kuzum.
Hiç adil olmadı onlara.
Bugün sana geldim. Biliyorum geç kaldım.
Bir camın arkasından baktım, küçüldüm.
Çikolatalı dondurmadan nefret ediyorum...



Yani ben çok fazla üzüldüm.
Ne söylenir ne denir.
Sadece oğlum geldi aklıma..
Allahım kimseyi evladıyla sınamasın allah bizden alsın onlara versin..
BARIŞ hastalığın nedir bilemiyorum ama dualarım seninle güzel BARIŞ inşallah yenersin.Umutla, huzurla bakarsın ve tekrar oynarsın topunnla...
NOT: Çok özür dileyerek soruyorum inanın sizi üzmek değil niyetim lütfen yanlış anlamayın.Benimde bir yavrum var o yüzden daha bi kötü oldum ben acaba rahatsızlığı nedir? Daha önceden anlaşılabilen bir şey değilmiydi..Yaranızı açmak için sormadım sadece bi anne olarak sordum...
 
ALLAH'tan umut kesilmezmiş canım,hala nefes alıyorsak bir umut var demektir her daim
o yüzden bu mübarek günlerde İNŞALLAH ALLAHIM yar ve yardımcınız olsun şifa versin AMİN
 
Allah kimseyi evladıyla sınamasın :( Çok üzüldüm gerçekten. Küçücük bir beden ve çaresizlik :(
 
Desteğiniz için minnettarım.
Beynim çatlayacak gibi.
Şimdi biraz oğlumla ilgilenmem lazım.
Bugün oynamadığım içi küstü.
 
Son düzenleme:
Back
X