Ben yaptım oldu" sistemi

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.873
40.715

"Ben yaptım oldu" sistemi




Bir ülkenin yönetim ve devlet sistemini kökünden değiştirecek bir karardan söz ediyoruz. Devlet değişecek, yönetim mekanizmaları değişecek ve yepyeni bir sistem kurulacak.

Niye?

Cumhurbaşkanı Erdoğan “devlet aksadığı” için diyor.

Devlet nerede aksıyor?

Cumhurbaşkanına göre yargı yürütmenin önünü tıkıyor. Şöyle diyor;

“Pek çok kez önümüz tıkandı. Abdullah Bey ile Ahmet Bey ile olan durumumuz farklı ama bu sistemde bir üçlü kararnamede bir atama yapmak çok zor. Ben istediğimle çalışırım ama bu sistemde sizinle gelen sizinle gitmiyor. Mesela yargı bunu engelliyor. Yargı ile 11 kere görevden alınan 12. kez geliyor.”

“Yargı ‘gıcıklık’ olsun diye mi böyle bir tasarrufta bulunuyor, yoksa verdiğiniz örnekteki atamalarda bir hukusuzluk olabilir mi?” sorusunu refiklerimiz sormadığı için yanıtı bilmiyoruz. Ancak Erdoğan’ın başkanlık sistemini hukukun karşısına koyması -gibi bir talihsizlik- ile gerekçesini izah etmesinin bile sorgulanmadığı bir durumla maluluz.

Türkiye 12 yıldır AKP iktidarı tarafından yönetiliyor. “Vesayet rejimleri” ana başlığında askeri, cumhurbaşkanlığı, yargı, bürokrasi ve akademik “vesayetlerine” karşı iktidarın bütünüyle hegemonyasını bina ettiği bir süreci yaşıyoruz.

Yani Efkan Ala’nın ünlü tapelerde “Yasa kararına gerek yok, ne lazımsa çıkar…biz yasa yapan yeriz, gerekirse hangi yasa yapılıyorsa onu yapar, sizin yaptığınızı suç olmaktan çıkarırız” söylediği iddia edilen bir dönemi geride bıraktık. Üstelik Ala’ya izafe edilen ve Meclis’te soru önergesi verilen o konuşmalarda Umut Oran Meclis’te şu soruyu soruyordu;

“Arama kararı vermiyorsa da suçu önlemek için girsinler. Biz her türlü koruruz sizi. Kapıyı kıracak, alacak adamı. Böyle kepazelik olmaz. Suçu işliyor şu anda. Hiç burada mahkeme kararına bile lüzum yok’ demenizin gerekçesi nedir? ‘Her türlü koruruz’ ne demektir? Bu suç ve suçluyu korumak değil midir? ‘Savcı bir şey diyorsa savcıyı da alın’ ne demektir? Yasama, yürütme, yargı bu ülkede en azından kağıt üzerinde ayrı değil midir?”

Konumuz Ala değil ama iktidarın kendisine vehmettiği gücün göstergesi olması açısından son derece çarpıcı bir örnek. Yani başkanlık sistemi “yüzde 50 oyumuz var. Yaptığınızı suç olmaktan çıkarırız” şeklindeki bir cüretten öte daha ne olabilir ki?

İktidarın siyasi, bürokratik rekabetten bütünüyle azade olduğu, yasaları da bu güçle istediği gibi eğip bükebildiği bir dönemde başkanlık sistemi için yargının ayak bağı olduğunu iddia etmek acaba ne kadar ikna edici?

Devam edelim.

Başkanlık sisteminin iktidarın istediği kadrolarla çalışması ve yargının buna engel olması gerekçesi 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmaları sonrasında ayan beyan geçerliliğini yitiren bir iddiadır. Bu dönemde binlerce yargı görevlisi ve polisle ilgili iktidar tasarrufu görülürken nasıl inandırıcı olunabilir? Kaldı ki eğer ki yargıda iktidarın “hızını kesen” ve istediği kadrolarla çalışmasını öngelleyen Cemaat vb. bir klik varsa bu tasarruflarla gücünü yitirdiği de düşünülebilir. Yani başkanlık sistemi olmadan da bu ülke AKP tarafından istenilen keyfiyette yönetilmektedir.

İktidarın isteyip de yapamadığı ne var?

Önemli bir sorudur. Zira başkanlık sisteminin gerekliliği için söylenen “hızımız kesiliyor” ya da “dünya devleti olmak istiyoruz” şeklindeki gülünç ifadelerle 12 yıllık performans arasında bir illiyet bağı olmadığı açıktır.

Hükümet dış siyaset, ekonomi, gibi “dünya devleti” olmayı sağlayacak sektörlerde bugüne kadar yaptıklarıyla seçim meydanlarında övündü. Erdoğan’ın “nerdeeeen nereye” diye yaptığı kıyaslamalarda bir engelle karşılaştığına ilişkin -başkanlık sistemi tartışmaları öncesinde- bir gerekçe yerine böbürlenme yok muydu?

Sözün özü 1993 yılında başkanlık sistemini “Amerikan emparyalizminin oyunu” diye niteleyen Genç Erdoğan ile Bursa konuşmasında “400 milletvekili ile partiyi iktidara getirin ki başkanlık sistemini kuralım” diyen tarafsızlık yemeni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’daki siyah ve beyaz arasındaki fark oportünizmden değil, pragmatizm ve “tek adam” olma iştiyakından kaynaklanıyor.

http://t24.com.tr/yazarlar/ridvan-akar/ben-yaptim-oldu-sistemi,11216
 
1560437_449965338490598_8405103400465668676_n.jpg
 
Başkanlık sistemi, hükûmet başkanının aynı zamanda devlet başkanı olduğu ve yürütme erkinin yasama organından bağımsız bir şekilde yönetimde bulunduğu cumhuriyete dayalı bir hükûmetsistemidir. Başkanlık sisteminde yasamanın yürütmeyi fesh etme yetkisi yoktur.

Yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrıma ve dengeye dayanan, yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükûmet sistemidir. Başkanlık sistemi, Başkanlık hükûmeti sistemi olarak da adlandırılmaktadır.

Başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler genellikle cumhuriyet olduğu için devlet başkanları Türkçede cumhurbaşkanı olarak adlandırılır: İran Cumhurbaşkanı, Güney Kore Cumhurbaşkanı gibi. YalnızAmerika Birleşik Devletleri de bir cumhuriyet olmasına rağmen, ülkenin resmî adında cumhuriyet geçmemesi sebebiyle ABD cumhurbaşkanı çoğunlukla sadece başkan olarak adlandırılır.
Başkanlık sistemininin en tanımlayıcı özelliği yürütmenin nasıl ve ne şekilde seçildiğidir. Başkanlık sistemini parlamenter sistemden ayıran temel özellik, yürütme organının biçimi ve rolü ile ilintilidir ve parlamenter sistemden farklı olarak, başkanlık sisteminde yürütme organı ile yasama organı iç içe geçmemiş durumdadır.

Başkanlık sistemi aşağıdaki özellikleri taşır:

  • Devlet başkanı yasa önermez fakat yasama organının (parlamento) yaptığı yasaları veto etme hakkına sahiptir. Buna rağmen yasama organından nitelikli bir çoğunluk bu vetoyu iptal edebilir. Bu yöntem İngiliz Monarşi sisteminde herhangi bir yasanın kraliyet onayı olmadan yürürlüğe konamayacağı konseptinden türetilmiştir.
  • Sabit bir başkanlık süresi vardır. Seçimler planlanmış tarihlerde yapılır. Güvensizlik oyu ile hükûmet düşürülüp erken seçimler düzenlenemez. Bazı ülkelerde devlet başkanının kanunları ihlal ettiği durumlarda "Impeachment" denilen meclis soruşturmasıyla erken seçimlere gidilmesi şeklinde istisnalar vardır.
  • Yürütme erki tektir. Kabine üyeleri devlet başkanıyla birlikte çalışır ve yürütme ile yasama organlarının ilkelerini tatbik etmek zorundadırlar. Başkanlık sisteminde devlet başkanının bakanlar kurulu için önerdiği adaylar ve hakimler yasama organı tarafından onaylanmalıdır. Devlet başkanı; kabine üyeleri, ordu veya yürütme erkinin herhangi bir çalışanını doğrudan yönetme hakkına sahiptir. Fakat hakimleri fesh etme veya emir verme gibi bir yetkisi yoktur.
  • Yasama ve yürütmenin ayrıldığı yönetimlerde suçtan hüküm giymiş mahkum ve suçluları affetme veya cezalarını hafifletme genelde devlet başkanının elindedir.
"Başkan" terimi yalnızca başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelere has bir ifade değildir. Örneğin popüler olsun veya olmasın, yasal yollarla seçilmiş olsun veya olmasın bir diktatör de başkan olarak isimlendirilir. Aynı şekilde bunun tersi olarak pek çok parlamenter ve demokratik sistemlerde de devlet başkanı makamına büyük ve şatafatlı törenlerle geçer.

Aslî özellikler[değiştir | kaynağı değiştir]
Başkanlık sisteminin özetle aslî ayırdedici özellikleri şunlardır:

  • Devlet başkanı doğrudan halk tarafından seçilir.
  • Yürütme organı tek kişiden meydana gelir.
  • Yürütme yasamanın güvenine dayanmaz.
Tali özellikler[değiştir | kaynağı değiştir]
Tali özellikler başkanlık sisteminin olmazsa olmaz şartları değildir. Başkanlık sistemi için yukarıda belirtilen üç asli özelliğin olması yeterlidir. Başkanlık sistemi aşağıda belirtilen tali özelliklerden birini taşımıyorsa başkanlık sistemi olmaktan çıkmaz.[1]

  • Yürütme yasamayı feshedemez.
  • Yürütme organında görev alan bir kişi aynı anda yasamada da görev alamaz.
  • Başkan, yasama organının çalışmasına katılamaz.




neden bu kadarını paylaştım? şunuu savunanların çoğu bunun ne olduğunu bilmiyor.
 
X