Geçen sene yurtdışında master yapıyordum ve aklımda doktora burslarına başvurup orda kalmak vardı. Master yaptığım alanda Türkiye'de sadece 2-3 yüksek lisans ve çok yeni sadece 1 doktora programı var. Ama erkek arkadaşım burda küçük bir şehirdeydi (ben normalde İstanbul'dayım), orda kalırsam ilişkimizin biteceğini ima eden şeyler dedi, depresyona girip aylarca traş bile olmadı uzakta olduğum için, bir de onu çok özledim master bitince geldim, üstelik ona yakın olmak adına Ankara'ya taşındım hiçkimseyi tanımadığım. Burda alanımla ilgili olan ama hani çok da ilgili olmayan bir doktora programına başladım şu an ve çok sevmiyorum. Sanki istediğim şey olmadıkça boşuna okuyormuşum gibi geliyor bazen zaten şimdiden birkaç dersten kaldım.
Erkek arkadaşımı seviyorum ama bazı durumlar (işsizliğim, Türkiye'de yaşamak) için sık sık onu suçluyorum hem de çok sık. O da bunu taşıyamıyor isyan ediyor. Ben ciddi çok hırslı ve övünmek gibi olacak çok itici bunu söylemem ama akademik anlamda başarılı bir insanım. Tamam hani çok da abartılı başarılarım yok ama mesela bu sene CV'mi gören bir işveren "kendinin kıymetini bil senden çok az var" filan demişti. İş bulamıyorum çünkü gerçekten yapmak istediğim spesifik, idealist, para getirmeyen bir alana yöneldim hala da pişman değilim eminim bir gün olacak. Erkek arkadaşım beni kariyerist buluyor, ailesi de o da sık sık onun olduğu küçük şehre taşınmamı istiyorlar. Erkek arkadaşımın büyük şehirlere gelme imkanı ciddi kısıtlı ama hayali bulunduğu şehirde işyeri açıp oraya iyice yerleşmek, sonra da orda belediye başkanı olmak. Bana sürekli "bencil, kariyerist, etiket meraklısı" gibi şeyler yakıştıran, küçük bir şehirdeki işlere razı gelmemi isteyen adamın belediye başkanlığı gibi hırsları olması da açıkçası bana komik geliyor :) Evet o İstanbul'da, Ankara'da mutsuz olur, yurtdışında da öyle ama ben de orada mutsuz olurum, iş bulamam. Daha bu sorunlarımızı çözemedik, nasıl çözeceğimizi ben de bilmiyorum açıkçası... :)
Benim ailem de sizinki gibi, karışmıyor hiçbir şeye...
Derdinize cevap önerecekken destan yazdım ama durumumu benzettiğim için. Bence bizim yapmamız gereken şey artık onu bunu şunu etrafı erkeği suçlamayı bırakmak. Sütten çıkmış ak kaşık olduklarından değil ama bunun bir yararı yok. Dediğiniz gibi baştan sona her şey bizim sorumluluğumuzda. Artık suçlamayı- suçlu hissetmeyi- mazeret üretmeyi bırakmalıyız. Kendimizi gerçekleştirmek için bir şeyler yapmalıyız, mutlu ve üretken olmak için... Bizi seven mutlu olmamızı ister ve bizi bırakmaz bence hatta destekler...
Uygulamaya nasıl geçirilecek bir fikrim yok amma, bence işin esası bu.