Bugün babalar günü... Benim için içi boş bir ifade 'baba' kelimesi. Aslında uzun zamandır ailemle görüşmüyorum. Evliyim, çok şükür mutlu bir evliliğim var. Üniversiteyi bitirdim, çalışıyorum. Yine de bugün canım ayrı acıdı. Sabahtan beri göz yaşlarımı tutamıyorum. Biraz uzun olabilir yazacaklarım, olabildiğince kısa tutmaya çalışıyorum.
Benim babam beni hiç sevmedi. Sevmemesi bir yana, kendimi bildim bileli öldüresiye dövdü. Ağzım, yüzüm kanlar içinde kalana kadar döverdi. İçer, gelir, kusar yine de döverdi. Çok sinirlendiğinde bodrum kata kilitlerdi beni. Aç, susuz, karanlık. Ne kadar süre orada kaldığımı bilmezdim. Çıkarmaya geldiğinde yine döverdi. İlkokula giderken hiç yarım kollu önlük giyemezdim çünkü kollarımda hep sigara yanığı olurdu. 'Gel bakayım ayaklı küllük' der, güler sigara söndürürdü kollarımda. Bir kere de mangal yaparken, elime köz kömürlerden tutturmuş, karşıma geçip saatlerce gülmüştü. Hasta olsam zaten hiç doktora götürmezdi. Sağken ne fayda gördüm, ölsün derdi. Eve akrabalar gelir de şans eseri fark ederlerse kızıp doktora götürürlerdi beni. Bu yüzden bir kere 2 hafta hastanede kalmak zorunda kaldım, zatüre olmuşum ve çok ilerlemiş.
Hayatımda yaptığı her şeyi yüzüme vurdu, bütün özel günlerimi mahvetti. Lise mezuniyetimden tutun da, üniversite sınavına girdiğim sabah dahil hep dövdü ve kavga çıkardı. Ben hiçbir özel günümün fotoğraflarına bakamam çünkü hepsinde ağlamaktan yüzüm şiş olur. Para gücüydü babamın ama benim için harcadığı her kuruşu hep yüzüme vurdu. Bizim hiç ailece güzel bir tatil anımız yok mesela. Babam en iyi otele götürür ama burnumuzdan getirirdi. İyi bakın iyi, benim sayemde bunları yaşıyorsunuz, tepemin tasını attırmayın bu son görüşünüz olur derdi. Zaten ona göre her şey pahalıydı. Dışarıda asla yemek yenmezdi, sabah 8' de çıksak akşam 8' de dönsek aç aç dururduk. Ya da verdiği harçlıkları kast ederek; 'Violetto hadi bi yemek ısmarla bize' derdi. Yemek yesek bile içecek asla içemezdik. İçecekler pahalıydı... Bu arada benim babam şirket sahibi bir insan. Durumu çok çok iyi, hep öyleydi.
Babamın en birinci lafı; 'Ben erkeğim. Ben güçlüyüm. Benim dediğim olur.' Sürekli bunu derdi. Kadınların eline para verilmezmiş. Kadınlar aciz yaratıklarmış. Hep cinsiyetimden dolayı ezik olduğumu söyler ve bunu kabul etmemi isterdi. Sürekli kadınsın, yanlış yapmaya meyillisin derdi. Hep açığımı arardı. Kafayı bekaretimle bozmuştu, belirli yıllarda 3 defa bekaret kontrolüne götürdü. Doktora da inanmadı, bakire olduğuma da. Bir tecavüz haberi görse ' O kızın da ne işi varmış orada?' diyebilen bir insan olduğu için, zihniyetini anlayın.
Bu konudaki anne nerede diyorsanız, bütün hayatım boyunca bunu sorguladım. Hiç yanımda olmadı, babama hiç tepki vermedi. Çalışan ve iyi kazanan bir kadın olduğu halde maddi manevi her şeyi kocasına teslim etmiş bir insan benim annem. Bana da hep babana muhtacız, ne yaparsa yapsın sesini çıkarmayacaksın, babam haklıdır derdi. Bir kere bile beni korumadı.
Evet artık ikisiyle de görüşmüyorum ama bazı günler çok zor geçiyor. Bu arada uzun süre terapi görüp hayatıma devam ettim ben. Yoksa çok zordu.
Edit: Küçük bir kız kardeşim var, yanıma aldım. En büyük tesellim onun bunları yaşamadan büyüyor olması. O beni iyileştiriyor.
Benim babam beni hiç sevmedi. Sevmemesi bir yana, kendimi bildim bileli öldüresiye dövdü. Ağzım, yüzüm kanlar içinde kalana kadar döverdi. İçer, gelir, kusar yine de döverdi. Çok sinirlendiğinde bodrum kata kilitlerdi beni. Aç, susuz, karanlık. Ne kadar süre orada kaldığımı bilmezdim. Çıkarmaya geldiğinde yine döverdi. İlkokula giderken hiç yarım kollu önlük giyemezdim çünkü kollarımda hep sigara yanığı olurdu. 'Gel bakayım ayaklı küllük' der, güler sigara söndürürdü kollarımda. Bir kere de mangal yaparken, elime köz kömürlerden tutturmuş, karşıma geçip saatlerce gülmüştü. Hasta olsam zaten hiç doktora götürmezdi. Sağken ne fayda gördüm, ölsün derdi. Eve akrabalar gelir de şans eseri fark ederlerse kızıp doktora götürürlerdi beni. Bu yüzden bir kere 2 hafta hastanede kalmak zorunda kaldım, zatüre olmuşum ve çok ilerlemiş.
Hayatımda yaptığı her şeyi yüzüme vurdu, bütün özel günlerimi mahvetti. Lise mezuniyetimden tutun da, üniversite sınavına girdiğim sabah dahil hep dövdü ve kavga çıkardı. Ben hiçbir özel günümün fotoğraflarına bakamam çünkü hepsinde ağlamaktan yüzüm şiş olur. Para gücüydü babamın ama benim için harcadığı her kuruşu hep yüzüme vurdu. Bizim hiç ailece güzel bir tatil anımız yok mesela. Babam en iyi otele götürür ama burnumuzdan getirirdi. İyi bakın iyi, benim sayemde bunları yaşıyorsunuz, tepemin tasını attırmayın bu son görüşünüz olur derdi. Zaten ona göre her şey pahalıydı. Dışarıda asla yemek yenmezdi, sabah 8' de çıksak akşam 8' de dönsek aç aç dururduk. Ya da verdiği harçlıkları kast ederek; 'Violetto hadi bi yemek ısmarla bize' derdi. Yemek yesek bile içecek asla içemezdik. İçecekler pahalıydı... Bu arada benim babam şirket sahibi bir insan. Durumu çok çok iyi, hep öyleydi.
Babamın en birinci lafı; 'Ben erkeğim. Ben güçlüyüm. Benim dediğim olur.' Sürekli bunu derdi. Kadınların eline para verilmezmiş. Kadınlar aciz yaratıklarmış. Hep cinsiyetimden dolayı ezik olduğumu söyler ve bunu kabul etmemi isterdi. Sürekli kadınsın, yanlış yapmaya meyillisin derdi. Hep açığımı arardı. Kafayı bekaretimle bozmuştu, belirli yıllarda 3 defa bekaret kontrolüne götürdü. Doktora da inanmadı, bakire olduğuma da. Bir tecavüz haberi görse ' O kızın da ne işi varmış orada?' diyebilen bir insan olduğu için, zihniyetini anlayın.
Bu konudaki anne nerede diyorsanız, bütün hayatım boyunca bunu sorguladım. Hiç yanımda olmadı, babama hiç tepki vermedi. Çalışan ve iyi kazanan bir kadın olduğu halde maddi manevi her şeyi kocasına teslim etmiş bir insan benim annem. Bana da hep babana muhtacız, ne yaparsa yapsın sesini çıkarmayacaksın, babam haklıdır derdi. Bir kere bile beni korumadı.
Evet artık ikisiyle de görüşmüyorum ama bazı günler çok zor geçiyor. Bu arada uzun süre terapi görüp hayatıma devam ettim ben. Yoksa çok zordu.
Edit: Küçük bir kız kardeşim var, yanıma aldım. En büyük tesellim onun bunları yaşamadan büyüyor olması. O beni iyileştiriyor.
Son düzenleme: