BİM 70 şube kapattı

ema1

Hayat, sen plan yaparken başına gelenlerdlr
Pro Üye
10 Ağustos 2009
26.008
18.153
BİM 70 şube kapattı
Türkiye'nin köklü işadamları
yatırımlarını adım adım yurt dışına
kaydırıyor, yeni nesil zenginleri
temsil eden BİM gibi perakendeciler
ise peş peşe mağaza kapatıyor.


www.habererk.com/haber/18941/bim-70-sube-kapatti?utm_source=twitterfeed&utm_medium=twitter


Murat Ülker, Della Gıda, Bahar Su ve
İlk Mevsim Meyve Suları'nın yüzde
90 hissesini 335 milyon liraya
Japon içecek şirketi DyDo DRINCO'ya
satışını cep telefonundan canlı
yayınladı. Bu Yıldız Holding'in
Türkiye'de yakın dönemde yaptığı
satışlardan sadece biri.
Türkiye'nin büyük holdingleri
yatırımlarını düzenli biçimde yurt
dışına kaydırmaya başladı. Koç ve
İpek Holding gibi milyarlarca dolar
değerinde firmalar yatırımlarını
yurt dışına kaydırmada başı
çekiyor.
Türkiye'den sermaye göçünün
“hukuk”la yakın ilgisi olduğu uzun
zamandır ekonomistlerce dile
getiriliyor. Ekonominin eski patronu
Ali Babacan da hukuk olmadan
ekonominin gelişmeyeceğini,
eğitime yatırım olmadan orta gelir
tuzağından kurtuluşun mümkün
olmadığını zaman zaman cılız sesle
dile getiriyordu. Ancak bu yönde
köklü bir direnç görülememişti
kendisinde.
Hukuk alanındaki kötüye gidiş
ekonominin pekçok alanında
kendisini negatif biçimde
gösteriyor.
Güven ‘dip' yaptı
Ekonomik Güven Endeksi bu açıdan
oldukça yol gösterici. TÜİK bu veriyi
Ocak 2012'den beri hesaplıyor ve
en dip nokta Eylül ayında görüldü.
Endeks, Eylül'de bir önceki aya göre
yüzde 16,7 azaldı ve son 3 yılın en
kötü seviyesine geriledi. TÜİK
açıklamasına göre ekonomik güven
endeksindeki düşüş, endeksi
oluşturan tüm güven
endekslerindeki düşüşlerden
kaynaklandı.
Ekonomik güven endeksi Ağustos
ayında 85.14 değerini almıştı. Eylül
ayında ise rakam 70.89'a geriledi.
Güven endeksi, ekonominin
geleceğini okumak isteyenlere ışık
tutan en sağlam verilerden. Yani bir
öncü gösterge.
Esnafın, KOBİ'lerin, işadamlarının
reel sektörde baktıkları diğer bir
öncü gösterge ise çek
dolaşımındaki durumlar. Çek
yapraklarındaki tablo, ekonomik
güven endeksinin gösterdiğinden
farklı değil.
2014 yılında 601 milyar liralık çek
kesildi ve 20 milyar lirası karşılıksız
çıktı. Yani yüzde 3'ü.
Bu yılın ilk 8 ayında Türkiye'deki
çek tutarları yüzde 15.7 arttı. Yani
piyasada nakit para dönüşü sert
biçimde azaldı. İş hayatı çeke
yöneldi. Karşılıksız çeklerin artışı ise
yüzde 48.5..
Bu rakamlar ticaret hayatında nakit
sıkıntısı yanında ciddi bir tahsilat
problemi olduğu gösteriyor.
Tahsilat problemi, tüm sektörleri
domino taşı gibi etkileyecek bir
durum.
Karşılıksız çeklerin takibinde ise
daha vahim bir tablo var.
Geçtiğimiz yıl her üç karşılıksız
çekten biri, arkası yazdırıldıktan
sonra ödenirken; geçen ay itibariyle
bu rakam 3'te birden 12'de bire
düştü.
Rezerv eriyor
Reel piyasalardaki durum finans
piyasasının yansıması. Merkez
Bankası döviz rezervlerindeki erime
gibi. 2014 Ekim ayından günümüze
döviz rezervi düşüşü; brüt
rezervlerde 15 milyar, net rezervde
ise 10 milyar dolar.
Yükümlülükler düşüldükten sonra
geriye kalan döviz varlıklarını
gösteren net döviz pozisyonu 45
milyar dolardan 30 milyar dolar
seviyesine inmiş durumda.
Dolardaki yükseliş ve özel sektörün
döviz cinsinden yüksek borcu
düşünüldüğünde durumun önemi
daha iyi anlaşılabiliyor.
Merkez Bankası'ndaki bu durum,
Türkiye'nin finans sektörüne dönük
bakışta da farklı değil. Türk
bankacılık sistemi sağlam durumda
olsa da fiyat hedeflerinde gerileme
var.
Goldman Sachs, Türk bankaları için
fiyat hedeflerini özellikle büyük
bankalar için düşürdü. Garanti
Bankası için fiyat hedefini 9.8
liradan 9.2 liraya; Akbank için fiyat
hedefini 10.0 liradan 8.90 liraya;
Halkbank için fiyat hedefini 13.90
liradan 12.60 liraya indirdi. İş
Bankası C için fiyat hedefini ise 6.10
liradan 5.30 liraya indirdi Goldman
Sachs.
Türkiye'nin finans konusundaki
problemi uluslararası endekslere de
yansımış durumda. Yılda iki kere
açıklanan Küresel Finans Merkezi
Endeksi'nin ‘eylül' sonuçlarına göre
İstanbul 3 basamak birden geriledi.
Yılın ilk açıklamasında
Kazablanka'ya geçilmesiyle
gündeme gelen İstanbul, şuan 47.
sıraya inerek Varşova, Dublin ve
Dalian'ın da gerisine düştü.
Faiz 6 yılın zirvesinde
Tahvil-bono piyasasında 2 yıllık
gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde
11,89 ile Temmuz 2009'dan bu
yana gördüğü en yüksek seviyesine
ulaştı. Yani Türkiye çok pahalı
borçlanmaya başladı. Ekonomi
yönetiminin mevcut tavrını
değiştirmeye yanaşmadığı
düşünüldüğünde bileşik faizin daha
da yükseleceği öngörülüyor.
Türkiye, saydığımız
makroekonomik ortam ve
kurumsal yapılanmadaki bozulma
sonucu, küresel rekabet
sıralamasında altı basamak birden
düşerek 51. sıraya gerilemiş
durumda. Rekabette gerileme tüm
sektörleri aynı anda vuran bir
tsunami. Hükümetin son payandası
iç talebi bile etkiliyor. Bunun için
büyük perakendecilerdenBİM'in
durumuna bakmak dahi yeterli.
Mağaza kapatma rekoru BİM'de
İş merkezlerinde boş metrekare
stoku giderek artarken, buna
kapanan şi
 
X