- Konu Sahibi butterfly 's'
- #1
Arkadaşlar hepinize faydası olabileceğini düşündüğüm bir bilgiyi paylaşmak istedim.bilgi diyorum çünkü aşağıdaki olay tamamen gerçek.merak eden arkadaşlar psikoloji kitaplarından araştırabilir.ders konusu olarak da anlatılıyor. (öğrenme psikolojisi)
tüp bebek tedavisi çok zor bir süreç...fizyolojik acılardan ziyade baştan sonra psikolojik bir savaş...burada gözlemlediğim kadarıyla bu savaştan psikolojisini düzelten,stresini en alt düzeye indiren ve hayata pozitif bakanlar galip çıkıyor.....umarım aşağıdaki hikaye herkese bir ders olur....umudunuzu yitirmeyin...hayata pozitif bakın.....
Nick adında bir demiryolu isçisinin öyküsü bu. Nick güçlü, sağlıklı bir işçi manevra sahasında çalışıyor. Arkadaşlarıyla ilişkisi iyi ve işini iyi yapan güvenilir bir insan. Ne var ki, kötümser biri, her şeyin kötüsünü bekler ve başına kötü şeyler geleceğinden korkar.
Bir yaz günü,tren isçileri,ustabaşının doğum günü nedeniyle bir saat önceden serbest bırakılırlar.Tamir için gelmiş olan ve manevra alanında bulunan bir soğutucu vagonun içine giren Nick,yanlışlıkla içerden kapıyı kapatır,kendini soğutucu vagona kilitler.Diğer işçiler Nick'in kendilerinden önce çıktığını düşünürler.Nick kapıyı tekmeler,bağırır,ama kimse duymaz,duyanlar da bu tür seslerin sürekli geldiği bir ortamda olduğu için pek kulak vermezler.Nick burada donarak öleceğinde korkmaya başlar.Eğer buradan çıkmazsam, burada kaskatı donacağım, diye düşünmeye başlar.içerde yarısı yırtılmış bir karton kutunun içine girer.Titremeye başar. Eline geçirdiği bir kağıda karısına ve ailesine son düşündüklerini yazar: Çok soğuk, bedenim hissizleşmeye başladı.Bir uyuyabilsem!Bunlar benim son sözlerim olabilir?
Ertesi günü soğutucu vagonun kapısını açan işiler, Nick'in donmuş bedenini bulurlar. Üzerinde yapılan otopsi, onun donarak öldüğünü göstermektedir. Fakat bu olayı olağanüstü yapan, soğutucu vagonun soğutma motorunun bozuk ve çalışmıyor olmasıydı. Vagonun içindeki ısı 18 C idi, ve vagonda bol hava vardı.
Nick'in korkusu,kendini gerçekleştiren bir kehanet oluşturmuştu.
Kısaca neye inanıyorsak başımıza o gelir, bu durumda başımıza ne gelmesini istiyorsak ona inanmayı öğrenmek gerekir.
geçmişe bakıyorum da yaklaşık 4 yıldır ben de hep bu psikolojiyle yaşamışım....Çok zor olsa da artık buna bir son vermem gerekiyor.artık hayata daha farklı bakmaya çalışıcam...
tüp bebek tedavisi çok zor bir süreç...fizyolojik acılardan ziyade baştan sonra psikolojik bir savaş...burada gözlemlediğim kadarıyla bu savaştan psikolojisini düzelten,stresini en alt düzeye indiren ve hayata pozitif bakanlar galip çıkıyor.....umarım aşağıdaki hikaye herkese bir ders olur....umudunuzu yitirmeyin...hayata pozitif bakın.....
Nick adında bir demiryolu isçisinin öyküsü bu. Nick güçlü, sağlıklı bir işçi manevra sahasında çalışıyor. Arkadaşlarıyla ilişkisi iyi ve işini iyi yapan güvenilir bir insan. Ne var ki, kötümser biri, her şeyin kötüsünü bekler ve başına kötü şeyler geleceğinden korkar.
Bir yaz günü,tren isçileri,ustabaşının doğum günü nedeniyle bir saat önceden serbest bırakılırlar.Tamir için gelmiş olan ve manevra alanında bulunan bir soğutucu vagonun içine giren Nick,yanlışlıkla içerden kapıyı kapatır,kendini soğutucu vagona kilitler.Diğer işçiler Nick'in kendilerinden önce çıktığını düşünürler.Nick kapıyı tekmeler,bağırır,ama kimse duymaz,duyanlar da bu tür seslerin sürekli geldiği bir ortamda olduğu için pek kulak vermezler.Nick burada donarak öleceğinde korkmaya başlar.Eğer buradan çıkmazsam, burada kaskatı donacağım, diye düşünmeye başlar.içerde yarısı yırtılmış bir karton kutunun içine girer.Titremeye başar. Eline geçirdiği bir kağıda karısına ve ailesine son düşündüklerini yazar: Çok soğuk, bedenim hissizleşmeye başladı.Bir uyuyabilsem!Bunlar benim son sözlerim olabilir?
Ertesi günü soğutucu vagonun kapısını açan işiler, Nick'in donmuş bedenini bulurlar. Üzerinde yapılan otopsi, onun donarak öldüğünü göstermektedir. Fakat bu olayı olağanüstü yapan, soğutucu vagonun soğutma motorunun bozuk ve çalışmıyor olmasıydı. Vagonun içindeki ısı 18 C idi, ve vagonda bol hava vardı.
Nick'in korkusu,kendini gerçekleştiren bir kehanet oluşturmuştu.
Kısaca neye inanıyorsak başımıza o gelir, bu durumda başımıza ne gelmesini istiyorsak ona inanmayı öğrenmek gerekir.
geçmişe bakıyorum da yaklaşık 4 yıldır ben de hep bu psikolojiyle yaşamışım....Çok zor olsa da artık buna bir son vermem gerekiyor.artık hayata daha farklı bakmaya çalışıcam...