- 12 Temmuz 2025
- 42
- 10
- 3
Kızlar merhaba yardımınıza ihtiyacım var 

Bu aralar kafamı kurcalayan, üzerinde düşündükçe daha da derinleşen bir konu var. Özellikle perinatoloji alanında tecrübesi olan veya bu konuda bilgisi olanlardan fikir almak istiyorum. Hepinizin bildiği gibi intrauterin gelişme geriliği fetal büyümenin potansiyelinin altında kalması durumu. Bu durumun en sık nedenlerinden biri de plasental yetmezlik.
Benim merak ettiğim ve üzerinde durduğum nokta şu: Plasental yetmezliğin etiyolojisinde yer alan uteroplasental kan akımındaki rezistans artışı (örneğin doppler USG'de umblikal arter PI/RI artışı veya notching varlığı) ile, klinik olarak belirgin bir fetal hipoksik iiskemik ensefalopati (HIE) tablosu gelişmeden önce plasental yetmezliğe bağlı IUGR tanısı konulmuş bir vakada, bu rezistans artısının spesifik olarak desidual spiral arter remodellingindeki yetersizlik mi, yoksa villöz trofoblast invazyonundaki defektler mi daha baskın rol oynuyor?
Yani, bu iki patofizyolojik mekanizmadan hangisi özellikle erken başlangıçlı ve ciddi IUGR vakalarında, uzun dönem nörogelişimsel sonuçlar acsından daha belirleyici bir prognostik faktor olabilir? Ve bu ayrımı prenatal dönemde daha kesin olarak yapabilkmek adına bildiğimiz standart doppler parametrelerinin ötesinde hangi biyobelirteçlere veya görüntüleme yöntemlerine odaklanmalıyız?
Belki hakkında daha önceden düşünmüş olan biri vardır, literatür önerebilirse çok mutlu olurum



Bu aralar kafamı kurcalayan, üzerinde düşündükçe daha da derinleşen bir konu var. Özellikle perinatoloji alanında tecrübesi olan veya bu konuda bilgisi olanlardan fikir almak istiyorum. Hepinizin bildiği gibi intrauterin gelişme geriliği fetal büyümenin potansiyelinin altında kalması durumu. Bu durumun en sık nedenlerinden biri de plasental yetmezlik.
Benim merak ettiğim ve üzerinde durduğum nokta şu: Plasental yetmezliğin etiyolojisinde yer alan uteroplasental kan akımındaki rezistans artışı (örneğin doppler USG'de umblikal arter PI/RI artışı veya notching varlığı) ile, klinik olarak belirgin bir fetal hipoksik iiskemik ensefalopati (HIE) tablosu gelişmeden önce plasental yetmezliğe bağlı IUGR tanısı konulmuş bir vakada, bu rezistans artısının spesifik olarak desidual spiral arter remodellingindeki yetersizlik mi, yoksa villöz trofoblast invazyonundaki defektler mi daha baskın rol oynuyor?
Yani, bu iki patofizyolojik mekanizmadan hangisi özellikle erken başlangıçlı ve ciddi IUGR vakalarında, uzun dönem nörogelişimsel sonuçlar acsından daha belirleyici bir prognostik faktor olabilir? Ve bu ayrımı prenatal dönemde daha kesin olarak yapabilkmek adına bildiğimiz standart doppler parametrelerinin ötesinde hangi biyobelirteçlere veya görüntüleme yöntemlerine odaklanmalıyız?
Belki hakkında daha önceden düşünmüş olan biri vardır, literatür önerebilirse çok mutlu olurum

