Bogazımın ortasına löp diye oturmuş bir yangın var

Psikolojik siddet, aileperestlik, ailemin yaninda yapilan saygisizliklar ve daha nice sebeplerden oturu isabetli kararla nisanimi attim bir yil once. Kinadan 1 gun once hatta. Midem o kadar bulanmisti ki gozlerim bir kez yasarmadi. 10 gun sonra oturup sinava hazirlandim. Dun tercih yaptim. Olacak gibi de insaallah.
Onun icin kaybettigim gelecegimi kazanmaya calisiyorum.

Hersey yolundaydi. Ben gucluydum. Hala gucluyum. Goz yaslarimin akmamasi bunun ispati olsun ne olur. Ben gucluyum ama icimdeki tum cicekleri koparan bir firtina var. Icimde cok otelerden bir yil sonra gelen o yangin yerinin sizisi var. Sizim sizim sizliyor icim. Ve ben acimda dahi "sen boyle bir adam icin nasil boyle hissedersin" diye savasta veriyorum kendimle ustelik.

"Ben bu sehre aşığim zehol. Maddiyat meselesi olmasa burayi asla terketmem. Buradan gitmek benim en buyuk fedakarligim" derdi nisanliyken.Asik oldugu sehirden gittigini ogrendim az once sacma sapan bir siteden. Cok hisli bir yaziyla elbette; "Tam bir yil once binbir emekle kurdugum evden apar topar toparlanip gidiyorum... Bazi vedalar kurtulus hissi yaratir hemde agrili bir gidistir. Soylenecek cok sey vardir ve hicbir kelime yoktur" diyerek.

Gercekten binbir emek verdigimiz o evi animsiyorum. O yatak odasini. O mutfagi. Onunla gazeteler ustunde pizza yedigimiz sesimizin yankilandigi salonu. Boyadigimiz balkon demirlerini. Ve ardindan o gazetelerin ustunde pizza yedigimiz yerde, ailemin yaninda bana "terbiyesiz" diye cilginca bagirisini. Herseyi bir bicak kesiyor. O bicagi tutan kiside ben degilim.

Hanimlar! Benim icimde suan daglar yerinden oynuyor. Icimin kiyameti kopuyor. Istanbulda onun olmadigini biliyorum artik. Bir gun karsima ihtimali yok. Iyi ki gitti. Ama gitti. Gitti.

Herseyin tekerine comak tikayan ablasinin yorumunu okuyorum sonra " insaallah senin icin guzel bir baslangic olacak. Agrilarin sizilarin dinecek"

Biz kaybettik. Biz bu dunyanin en guzel kaybedenlerindeniz artik. Bana son kotulugunu de yaptin. Kalpleri ellerinde tutan Allah kalbimin agrisini kalbinden sorsun.

Seni çok iyi anlıyorum ; nikaha 10 gün kala ayrıldım ben, kendim istedim bitirmeyi çok acısa da. İnsanın anıları oluyor, elinde olmadan hırpalıyor kendini. Gelinliğimi hiç unutmadım mesela, rahmetli annem çizmişti...
Sonra zaman geçti, çalıştım hep var gücümle çalıştım, hayata tutundum, içimi ezen sızılara ağladım zaman zaman. Hayat başka şeyler aldı benden zaman içinde annem öldü, babam öldü, kedim öldü, ben hastalandım rahim ağzı teşhisiyle ameliyat oldum, tedavi gördüm ve en fenası yaşlandım. Kurduğum hayallerde yaşlandı ve artık böyle gider dediğim bir zamanda eşim çıkageldi. Evet kaybedilmiş çok zamanım vardı, 35 yaşında olgun bir kadındım artık ama içimdeki izlerin hemen hepsini sildi, beni iyileştirdi. Emin ol hayat hep iniş değil, bir yerde yükseliyor ve mutlu oluyorsun. Biraz sabır ve metanet lazım. Bazı şeyleri evlendikten sonra yaşamak çok daha zor, şükür ki iş oralara varmamış. Kalbin kırık mı kırık ama kırık da olsa senin kalbin, ona güven inan bana iyileşeceksin
 
Back