Bugün biraz canımız yandı.

bogurtlenkusu

Çay' bırak o day'mın.
Kayıtlı Üye
27 Mayıs 2013
4.845
8.817
Merhaba anneler, ablalar ve yakınlarında bir 'çocuk' olan herkes. Nasılsınız? İyi olmanız temennim.
Biz de iyiyiz, aslında daha çok sıradanız. Sıradan bir gün geçirdik.
Biz bugün biraz üzgündük, kk anneleri. Biz dediğim; ben ve benim her şeyim, zihinsel engelli kız kardeşim. Otizmli, zeka geriliğine sahip, sürekli gülümseyen bir masum bıdık ve ben. Şimdilerde ergenlik dönemlerinde olsa da, konuşamayan, konuşmamayı yaşadığı acılı dönemlerin ardından bir tercih olarak seçmiş, "garip" el hareketleri olan, özellikle etrafta 'çocuk' gördüğünde istemsizce gülümseyen kardeşim ve ben.
Biz bugün "sıradan" bir üzüntü yaşadık. Sitemizin bahçesindeki tüm o kuş, kedi ve daha nice bahar cıvıltısından cesaret alarak bahçeye çıktık. Gözleri de iyi görmediği için hiç uyum sağlayamadığı o cıvıltılı ortamlara girmeyiz normalde, kendini kötü hissetmesin diye. Kendimiz gezeriz, ablasının abuk subuk gözlemlerini dinler. Biraz dolaştık, biraz oturduk, her zamanki onun cevap vermediği solo diyaloglarımızın arasında, bizim apartmandan iki kız çıkıverdi, 10-11 yaşlarında. Aramızda mesafe vardı fakat çok da değildi. Kardeşimin "garip" el hareketlerini göstererek 'napıyo bu normal değil heralde' dedi biri. Ve gülüştüler. Onlar bisikletlerine binip uzaklaştılar, bense oturduğumuz bankın uçup uzaklaşabilmesini diledim. Daha ütopik bir dünyaya belki. Acıların hala gerçek olduğu, ama o acılara önerilen çözümlerin de gerçek olabildiği bi dünyaya.
Kardeşimin gülüşünün sönüşü, benim tüm o akademik çözümler içinde çaresiz kalışım, duyguları hiç de sönük olmayan ve her şeyi anlayabilen bu çocuğa açıklama yapmakta zorlanışım ilk değil. Bizim için bu üzüntü sıradanlaştı artık yıllardır. Sokaklarda, otobüste, sinemada, çarşıda garipçe bakan, fısıldaşan veya 'acaba ısırır mı' endişesiyle uzak durmaya çabalayan insanlara alışığız. Oysa ki o, üzülüp nadiren konuştuğu anlarda 'allahım al canımı da kurtar' diye ağladığı zamanlarda yalnızca kendine zarar veriyor. Ne bilsinler?

Yetişkinler değil belki ama yetişkinlerin yetiştirdiği çocuklar, birkaç duygudan mahrum büyüyorlar. Ben o çocuklara kızabilirdim bugün, azarlayabilir hatta ailelerine şikayet edebilirdim, onları suçlu bulsaydım eğer. Ama suçlu değiller. Ve tabii, benim çaldığım kapıya bakabilmek için tencerenin altını kısıp da bana ilk önce şaşkın bakışlarla bakacak olan bir anneye 'sağduyu' mesajı verebilecek kadar güçlü hissetmedim o an. Belki başka bi zaman.

Anneler, ablalar, teyzeler, biliyorum zaten yapacak çok işiniz var, öğretecek çok şeyiniz var. Zaten büyük bir sorumluluk altındasınız, belki yorgun ve uykusuzsunuz ama, lütfen, tüm o koşturmacanın arasında yetiştirdiğiniz çocuklara öğretilecekler listesine bi küçük madde daha ekleyin.
Onlar gibi olmayanları sevmek.
Eğer onlar severlerse, onlar gibi olmayanlar bi gün onlar gibi olabilirler. Zor bi denklem evet, ama imkansız değil.
Unutmadan evvel, bugün uyumadan önce onlara modifiye edilmiş, farklı bi masal anlatın, bunu lütfen yapın. Tanrı inancınız varsa, onlara kardeşim gibileri de tanrı'nın yarattığını anlatın, veya inancınız yoksa, böyle olmanın onların seçimi olmadığını anlatın.
Ben bugün hem onun, hem benim içimizden geçen birkaç hissi buraya taşıdım fakat, bunun muhtemelen bize bir faydası olmayacak.
Ben de, kardeşim de hayatta olmayız muhtemelen bu basit ricamın sonuçları vuku bulduğunda. Biz yine de yazmak istedik.
 
Kardeşinin yanaklarından öp benim için. Dedigin gibi suç çocukta değil o çocuğu yetiştiren anne baba da. Anlıyor olmasi üzülüyor olması ve hiç bişey yapamamak ne kötüdür. Yasanilacak gibi değil zaten artık dünya başka bi gezegene uçup gitme isteğini yadirgamadim. Giderken beni de götürün :110:
 
Özel eğitim okulunda çalışan bir psikolojik danışmanım sen yazdın ben hergün duyduğum gördüğüm şeyleri yeniden yeniden yaşadım şu anda.

Sanki seninle ve kardeşin ile o banka oturdum aynı duyguları yaşadım.

Daha fazla yazmak isterdim ama yazamiycam.

Inşallah farkliliklari görmezden gelmek ya da görüp otelemek yerine onlarla birlikte farklı olanı da yaşamayı bilen nesiller yetistiririz
 
Merhaba anneler, ablalar ve yakınlarında bir 'çocuk' olan herkes. Nasılsınız? İyi olmanız temennim.
Biz de iyiyiz, aslında daha çok sıradanız. Sıradan bir gün geçirdik.
Biz bugün biraz üzgündük, kk anneleri. Biz dediğim; ben ve benim her şeyim, zihinsel engelli kız kardeşim. Otizmli, zeka geriliğine sahip, sürekli gülümseyen bir masum bıdık ve ben. Şimdilerde ergenlik dönemlerinde olsa da, konuşamayan, konuşmamayı yaşadığı acılı dönemlerin ardından bir tercih olarak seçmiş, "garip" el hareketleri olan, özellikle etrafta 'çocuk' gördüğünde istemsizce gülümseyen kardeşim ve ben.
Biz bugün "sıradan" bir üzüntü yaşadık. Sitemizin bahçesindeki tüm o kuş, kedi ve daha nice bahar cıvıltısından cesaret alarak bahçeye çıktık. Gözleri de iyi görmediği için hiç uyum sağlayamadığı o cıvıltılı ortamlara girmeyiz normalde, kendini kötü hissetmesin diye. Kendimiz gezeriz, ablasının abuk subuk gözlemlerini dinler. Biraz dolaştık, biraz oturduk, her zamanki onun cevap vermediği solo diyaloglarımızın arasında, bizim apartmandan iki kız çıkıverdi, 10-11 yaşlarında. Aramızda mesafe vardı fakat çok da değildi. Kardeşimin "garip" el hareketlerini göstererek 'napıyo bu normal değil heralde' dedi biri. Ve gülüştüler. Onlar bisikletlerine binip uzaklaştılar, bense oturduğumuz bankın uçup uzaklaşabilmesini diledim. Daha ütopik bir dünyaya belki. Acıların hala gerçek olduğu, ama o acılara önerilen çözümlerin de gerçek olabildiği bi dünyaya.
Kardeşimin gülüşünün sönüşü, benim tüm o akademik çözümler içinde çaresiz kalışım, duyguları hiç de sönük olmayan ve her şeyi anlayabilen bu çocuğa açıklama yapmakta zorlanışım ilk değil. Bizim için bu üzüntü sıradanlaştı artık yıllardır. Sokaklarda, otobüste, sinemada, çarşıda garipçe bakan, fısıldaşan veya 'acaba ısırır mı' endişesiyle uzak durmaya çabalayan insanlara alışığız. Oysa ki o, üzülüp nadiren konuştuğu anlarda 'allahım al canımı da kurtar' diye ağladığı zamanlarda yalnızca kendine zarar veriyor. Ne bilsinler?

Yetişkinler değil belki ama yetişkinlerin yetiştirdiği çocuklar, birkaç duygudan mahrum büyüyorlar. Ben o çocuklara kızabilirdim bugün, azarlayabilir hatta ailelerine şikayet edebilirdim, onları suçlu bulsaydım eğer. Ama suçlu değiller. Ve tabii, benim çaldığım kapıya bakabilmek için tencerenin altını kısıp da bana ilk önce şaşkın bakışlarla bakacak olan bir anneye 'sağduyu' mesajı verebilecek kadar güçlü hissetmedim o an. Belki başka bi zaman.

Anneler, ablalar, teyzeler, biliyorum zaten yapacak çok işiniz var, öğretecek çok şeyiniz var. Zaten büyük bir sorumluluk altındasınız, belki yorgun ve uykusuzsunuz ama, lütfen, tüm o koşturmacanın arasında yetiştirdiğiniz çocuklara öğretilecekler listesine bi küçük madde daha ekleyin.
Onlar gibi olmayanları sevmek.
Eğer onlar severlerse, onlar gibi olmayanlar bi gün onlar gibi olabilirler. Zor bi denklem evet, ama imkansız değil.
Unutmadan evvel, bugün uyumadan önce onlara modifiye edilmiş, farklı bi masal anlatın, bunu lütfen yapın. Tanrı inancınız varsa, onlara kardeşim gibileri de tanrı'nın yarattığını anlatın, veya inancınız yoksa, böyle olmanın onların seçimi olmadığını anlatın.
Ben bugün hem onun, hem benim içimizden geçen birkaç hissi buraya taşıdım fakat, bunun muhtemelen bize bir faydası olmayacak.
Ben de, kardeşim de hayatta olmayız muhtemelen bu basit ricamın sonuçları vuku bulduğunda. Biz yine de yazmak istedik.
allah sifa versin tüm hastalara
 
Kuzenim epilepsi hastasıydi ve zeka geriliği vardi (4 yaşında vefat etti). Parka, hastaneye yada başka bi yere gittiğimizde o bakışları üzerimizde hissederdik. Çocukları görmezden gelirdikde bazen büyükler gözünü ayirmadan aciyarak bakarlardi. Annesi kahrolurdu hatırladım yine o günleri. Allah hastalara şifa versin ne güzel y
 
Anormal olan onlar, kalplerindeki sağduyuyu kaybetmişleer... bende yaşadığım için seni yürekten anlıyorum.keske bu gibi olayların önüne gecebilsek. . ne mutlu ki sizin gibi bir ablası var.. onu duyabilen anlayabilenn.. siz ona göz kulaksiniz. . Ne mutlu..
 
tarifini mumkun kilmis anlatimin aciyi, zihinsel ve bedensel engelli bir tanecik dayim var o yuzden cocuktan beri dikkat edilir ailede bu duruma. sirf soylenilen kisiyi tastiklemek amacli "sasi olan mi" diye sordugumda buyuk azar isittim bu hafta sonu ailemden... insanlar degismeyecek tabi ama siz alisacaksiniz bu duruma. uzuleceksiniz yine ama artik engelli olusuyla dalga gecislerine degil anlayamayislarina, kotu oluslarina uzuleceksiniz. cocuk kismi affedilir belki de buyukler de yapiyor ya ne diyim iyi insanlarla karsilasin hep.
 
Yasamayan kimsenin anlamasi mumkun degil malesef.
Ozel egitim alan bir cocuk annesiyim.
Zaten bizim gibi ailelerin kendi icimizde yeterince sikintilarimiz var, kimseyi evladiyla sinamasin Rabbim,bir de cevre eklenmese ne guzel olacak.
Kendi kuzenleri bile ogluma tuhaf bakiyorlar, yasamayana anlatmak cok zor. Umarim su yazdiklarinizdan insanlar hayatlarina bir harf dahi olsa katabilirler.
Rabbim iyi insanlarla karsilastirsin, ben de opuyorum dunya guzelini.
 
Çok üzüldüm... Üzülmemin ne size ne bana bir faydası olmadığını da biliyorum.
Çocuğu olan bir anneyim, çocuğum sizin maruz kaldığınız tepkileri vermiyor, bir çocuk programı var ingiliz kanalında, Mr Tumble something special diye, onu izledi sürekli, o programda otistik, engelli çocuklarla bölümleri var. Yani çocuğumun gözünde anormal bir durum değil.
Bunu tavsiye edebilirim annelere, youtubeda mr tumble yazıp izletebilirler böylece çocukların gözünde olabilir konumuna gelir ve siz ve sizin gibi birçok insan da daha az incinir belki...
 
Yemin ederim gözlerim doldu..
Bu sadece kucuk cocugun ayıbı degil. Onun bunun benim bizim hepimizin ayıbı. Daha duyarlı insanlar yetistiremedigimiz icin. İnsanları bilinclendiremedigimiz icin. Ayrım yapmamayı ögrenemedigimiz/ögretemedigimiz icin..

O kadar guzel yureklisiniz ki... Bu en buyuk nimet bence. Geri kalan her sey bos. Nice saglık sahibi insanlar var. Kalpleri kötülük/fesatlık dolu.
 
çok duygulandım...
sizin için en iyi dileklerimi dualarımı gönderiyorum. sizi ve güzel kardeşinizi sevgiyle kucaklıyorum.
bir anne olarak çocuğuma bahsettiğiniz farkındalığı aşılamak en öncelikli görevlerimden biri olacak.
 
daha bebeklikten öğretilmeye başlanması gereken "sağduyu, yardımlaşma, ayrımcılık yapmama, küçümsememe, saygı" gibi duyguları öğretmek yerine sadece matematik türkçe hayat bilgisi vs. artık daha ne varsa öğretmeyi ebeveynlik sayanların yetiştirdiği çocuklar diyorum ben bunlara elimde büyüyen kuzenlerim var belki daha 20 yaşındayım okuyorum bekarım tam bir hayat tecrübem yok anlayamıyorum o insanları ama sadece sevgi duygusunu öğretmek bu kadar zor olmamalıdır heralde.
 
X