Bizim evimize biraz uzak ama, adını sıkça duyduğum bir okul vardı. Bir kere gidip şöyle bi gözatmıştım, aklımdaydı. Oraya gidip baktım, müdüre hanımla konuştum. Müstakbel öğretmenimizle görüştüm.
BURSA - ALTINŞEHİR - NİLVAK ANAOKULU
Okulu gezdim. Her bir kapısını açıp baktım. buna izin verildi.
2-3 yaş grubunun sınıfını gezdim, sınıf başlı başına bi ev gibi.
GAyet geniş bir sınıf, içinde minicik bi mutfak, 2 klozetli ve 4 lavabolu bir tuvalet, uyku bölümü vardı.
Her sınıfta 1 öğretmen, 1 sınıf annesi denen kişi (öz bakım işleri için), 2 stajyer öğretmen mevcut. 12-13 çocuğa 4 kişi göz kulak oluyor yani.
Diş fırçalarının koyulduğu bir diş fırçası dolabı dikkatimi çekti. Her bir çocuk için ayrı ayrı, tertemiz bardaklar...
Tuvaletler, iki taneydi. Biri kızlar için, biri erkekler içinmiş. erkekler için olan tuvalette pisiuar (böyle mi yazılıyor bu) da bulunuyordu.
4 tane lavaboyla ve birkaç tane sıvı sabun şişesi ile tam tekmil bir tuvalet alanı yapılmış sınıfın içine.
Kçük bir mutfak tezgahı, lavabosu, bardakları, sürahisi, su bidonu, su ısıtıcısı vardı. hepsi temizdi.
Sınıf, yani çacukların faaliyet alanı, oldukça geniş. Bir kenarda yer minderleri.. masal okuma alanıymış. Bir tarafta masa ve minik sandalyeler... birsürü oyuncak.
Sınıfta bir kırtasiye odası vardı. Aktivite malzemeleri (el işi kağıtları, oyun hamurları, boyalar, falanlar filanlar.. ) gayet düzenli biçimde o odada bulunuyordu.
Sınıfta uyku bölümü vardı. Ayrı bir oda yani. Her sınıfın uyku odası ayrı ayrı. Küçük yataklar gayet düzenliydi.
Biz, müdüre hanımla, sınıfa haber vermeden, baskın şeklinde nerdeyse.. girdik.
Çocuklar doğru düzgün, hepsi masa etrafında, el sanatları faaliyeti yapıyorlardı. Bişeyler yapıştırıyorlar falan.
Birbirinden bağımsız, ortalıkta avare dolanan, dağınık saçmalayan çocuk topluluğu değildi yani. Hepsi de hallerinden memnun görünüyordu.
Öğretmen, gayet ilgiliydi çocuklarla, ses tonu şahaneydi.
Sadece stajyer öğretmenlerin, yaşları oldukça küçük göründü gözüme. Lise mezunuymuşlar yanılmıyorsam... bi tek bu konu beni tedirgin etti. Ama öğretmen ve sınıf annesi hanım, zaten ortama gayet hakimdiler, stajyerlere pek bi sorumluluk verilmiş gibi görünmüyordu.
Yemekhane, 2 aşçılı bir ortam. mutfak kısmı temiz görünüyordu. paslanmaz çelik dekore edilmiş, tertemiz gibi geldi gözüme. Tencereler falan pırıl pırıl parlıyordu açıkçası.
yemek yapma faaliyeti vardı ben gittiğimde. Meşguldü aşçı teyzeler.
Yemekhanede 40 tane lavabo vardı. tam 40 tane. minik lavabolar. yemek öncesi ve sonrası eller yıkanıyormuş orda. birsürü sıvı sabun şişesi, kurulama için kağıt havlular falan..
Birsürü masa.. birsürü sandalye.
yemek saati, tüm çocuklar için aynıymış. Tüm gruplar aynı anda yiyip içiyormuş.
Beni bu endişelendirdi sadece. Büyük çocukların arasında, küçükler eziliyor mudur acaba diye.. itiş kakış olur mu....
tabi her grup ayrı masada yiyormuş. herkesin yerleri belliymiş..
ama neticede hesi aynı yemekhanede yani. bi bu konuya takıldı kafam.
Soyunma odaları sınıfların dışında. Her çocuğun askılı oturma yeri var. isimleri yazılı. Gweliyorlar okula, soyunuyorlar, çantalarını asıyorlar ve sınıflarına götürülüyorlarmış. Çıkışta da sınıf anneleri iyne yardımcı oluyormuş, hazırlanıp çıkıyormuşlar.
Okulda, hemşire var. hemşire odası var. çok tatlı bir hemşire teyze var. acil durumlarda mdehale etmek içinmiş... Çok hoşuma gitti.
Sınıflarda kamera yok. Ama camlardan izlenebiliyor içerisi. İçeriden görünmüyor izlendiği. Çocuk veliyi görmeden, veli izleyebiliyor yani sınıfı.
Diğer mekanlarda, yemekhanede falan yani.. kameralar var ve bilgisayardan izlenebiliyormuş.
İzleme konusundan bahsedince, müdüre hanımın yüz ifadesi değişti tabi. Ama buna takılmadım açıkçası, normaldir. Rahatsız olacaklardır muhakkak. Ama biz de oraya çanta emanet etmiyoruz, çocuğumuzu emanet ediyoruz. elbette izleyip gözlemek hakkımız, bi sorun çıkartırlar mı bilemiyorum tabi.
Müdüre hanımın sıcaklığı, hoş sohbeti, açık sözlülüğü hoşuma gitti.
BURSA - ALTINŞEHİR - NİLVAK ANAOKULU
Okulu gezdim. Her bir kapısını açıp baktım. buna izin verildi.
2-3 yaş grubunun sınıfını gezdim, sınıf başlı başına bi ev gibi.
GAyet geniş bir sınıf, içinde minicik bi mutfak, 2 klozetli ve 4 lavabolu bir tuvalet, uyku bölümü vardı.
Her sınıfta 1 öğretmen, 1 sınıf annesi denen kişi (öz bakım işleri için), 2 stajyer öğretmen mevcut. 12-13 çocuğa 4 kişi göz kulak oluyor yani.
Diş fırçalarının koyulduğu bir diş fırçası dolabı dikkatimi çekti. Her bir çocuk için ayrı ayrı, tertemiz bardaklar...
Tuvaletler, iki taneydi. Biri kızlar için, biri erkekler içinmiş. erkekler için olan tuvalette pisiuar (böyle mi yazılıyor bu) da bulunuyordu.
4 tane lavaboyla ve birkaç tane sıvı sabun şişesi ile tam tekmil bir tuvalet alanı yapılmış sınıfın içine.
Kçük bir mutfak tezgahı, lavabosu, bardakları, sürahisi, su bidonu, su ısıtıcısı vardı. hepsi temizdi.
Sınıf, yani çacukların faaliyet alanı, oldukça geniş. Bir kenarda yer minderleri.. masal okuma alanıymış. Bir tarafta masa ve minik sandalyeler... birsürü oyuncak.
Sınıfta bir kırtasiye odası vardı. Aktivite malzemeleri (el işi kağıtları, oyun hamurları, boyalar, falanlar filanlar.. ) gayet düzenli biçimde o odada bulunuyordu.
Sınıfta uyku bölümü vardı. Ayrı bir oda yani. Her sınıfın uyku odası ayrı ayrı. Küçük yataklar gayet düzenliydi.
Biz, müdüre hanımla, sınıfa haber vermeden, baskın şeklinde nerdeyse.. girdik.
Çocuklar doğru düzgün, hepsi masa etrafında, el sanatları faaliyeti yapıyorlardı. Bişeyler yapıştırıyorlar falan.
Birbirinden bağımsız, ortalıkta avare dolanan, dağınık saçmalayan çocuk topluluğu değildi yani. Hepsi de hallerinden memnun görünüyordu.
Öğretmen, gayet ilgiliydi çocuklarla, ses tonu şahaneydi.
Sadece stajyer öğretmenlerin, yaşları oldukça küçük göründü gözüme. Lise mezunuymuşlar yanılmıyorsam... bi tek bu konu beni tedirgin etti. Ama öğretmen ve sınıf annesi hanım, zaten ortama gayet hakimdiler, stajyerlere pek bi sorumluluk verilmiş gibi görünmüyordu.
Yemekhane, 2 aşçılı bir ortam. mutfak kısmı temiz görünüyordu. paslanmaz çelik dekore edilmiş, tertemiz gibi geldi gözüme. Tencereler falan pırıl pırıl parlıyordu açıkçası.
yemek yapma faaliyeti vardı ben gittiğimde. Meşguldü aşçı teyzeler.
Yemekhanede 40 tane lavabo vardı. tam 40 tane. minik lavabolar. yemek öncesi ve sonrası eller yıkanıyormuş orda. birsürü sıvı sabun şişesi, kurulama için kağıt havlular falan..
Birsürü masa.. birsürü sandalye.
yemek saati, tüm çocuklar için aynıymış. Tüm gruplar aynı anda yiyip içiyormuş.
Beni bu endişelendirdi sadece. Büyük çocukların arasında, küçükler eziliyor mudur acaba diye.. itiş kakış olur mu....
tabi her grup ayrı masada yiyormuş. herkesin yerleri belliymiş..
ama neticede hesi aynı yemekhanede yani. bi bu konuya takıldı kafam.
Soyunma odaları sınıfların dışında. Her çocuğun askılı oturma yeri var. isimleri yazılı. Gweliyorlar okula, soyunuyorlar, çantalarını asıyorlar ve sınıflarına götürülüyorlarmış. Çıkışta da sınıf anneleri iyne yardımcı oluyormuş, hazırlanıp çıkıyormuşlar.
Okulda, hemşire var. hemşire odası var. çok tatlı bir hemşire teyze var. acil durumlarda mdehale etmek içinmiş... Çok hoşuma gitti.
Sınıflarda kamera yok. Ama camlardan izlenebiliyor içerisi. İçeriden görünmüyor izlendiği. Çocuk veliyi görmeden, veli izleyebiliyor yani sınıfı.
Diğer mekanlarda, yemekhanede falan yani.. kameralar var ve bilgisayardan izlenebiliyormuş.
İzleme konusundan bahsedince, müdüre hanımın yüz ifadesi değişti tabi. Ama buna takılmadım açıkçası, normaldir. Rahatsız olacaklardır muhakkak. Ama biz de oraya çanta emanet etmiyoruz, çocuğumuzu emanet ediyoruz. elbette izleyip gözlemek hakkımız, bi sorun çıkartırlar mı bilemiyorum tabi.
Müdüre hanımın sıcaklığı, hoş sohbeti, açık sözlülüğü hoşuma gitti.