- 7 Mayıs 2007
- 269
- 107
PROF. DÖKMEN: "ÇOCUĞUNUZLA ARKADAŞ DEĞİL, ANNE-BABA OLUN"
"Yaşamı Öğrenmek ve Öğretmek konulu seminer" de izleyicilerle buluşan Prof. Dr. Üstün Dökmen: "Nereye gittiğini bilen çocuklar yetiştirelim" dedi.
“Yaşamı Öğrenmek ve Öğretmek konulu seminer” de izleyicilerle buluşan Prof. Dr. Üstün Dökmen: “nereye gittiğini bilen çocuklar yetiştirelim” dedi.
YAŞAMI ÖĞRENMEK VE ÖĞRETMEK KONULU SEMİNER
Trabzon Belediyesi ve Monami işbirliği ile Prof. Dr. Üstün Dökmen'in konuşmacı olarak katıldığı ‘Yaşamı Öğrenmek ve Öğretmek’ konulu seminer Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de insanların bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduklarının altını çizen Dökmen:
"İnsanlarda az hata, çok fikir var. Okumak için iki eli bir araya gelmeyen ülkenin iki yakası da bir araya gelmez. Âlimine ve muallimine saygı göstermeyen toplumların ise geleceği olamaz" dedi.
"Çocuğunuzla arkadaş olmayın" diye anne ve babalara tavsiyesinde bulunan Dökmen:
"Arkadaş değil, ana-baba olun. Arkadaşlıkta eşitlik var. Oysa siz onunla eşit değilsiniz, anne-babasısınız. Çocuğunuzla arkadaş olmayın. Etkili anne baba olun. Onu dinleyin. Nasihatçi değil, refakatçi olun. Çocuğunuzun hayatı boyunca pek çok arkadaşı olacak. Bırakın bir tane anne ve babası olsun" diye konuştu.
Hayatın denge üzerine kurulduğunu belirten Dökmen, hayatı dengeli olmayan anne-babaların çocuklarının üstüne çok fazla düştüklerine dikkat çekerek:
"Çocuğun üstüne düşmeyin, onunla ilgilenin. Hayatın her alanında dengeli yaşamak gerekir. Aksi takdirde harcanmayan enerjiyi çocuğa yöneltiyorsunuz. İş çok önemli olabilir ama hayatın geri kalan alanları da çok önemli" ifadelerini kaydetti.
Ailelerin çocuklarına küçük yaşta sorumluluk vermeleri gerektiğinin altını çizen Dökmen:
"Çocuklarınıza giyinme sorumluluğu verin, yemek yeme sorumluluğu verin. Bir kaşığı ağzına yerleştiremeyen çocuk hayatta ne yapacak? Bazı konularda da seçim hürriyeti verin. Seçim yapmak zordur. Bazı şeyleri yaşayarak öğrenmesine izin verin. Çocuğunuza yapacağı şeyleri sufle etmeyin. Çocuğa istediğiniz kadar karışın ama bilmelisiniz ki en önemli anlarda yanında olamayacaksınız. OKS ya da ÖSS sınavına girerken, evlilik gecesinde ya da doğum sırasında isteseniz de yanında olamayacaksınız. ’Nereye gittiğini bilen insanlara dünya çekilip yol verir’ diye bir söz vardır. Biz de nereye gittiğini bilen çocuklar yetiştirelim" tavsiyelerinde bulundu.
Anne babaların dilinden düşmeyen " biz seninle iki iyi arkadaşız" cümlesinin aslında çocuk için yararlı bir tavır olmadığını biliyor muydunuz?
Uzmanlar çocuğun hayatındaki herkesi doğru yerine koyması gerektiğini ve bunu anne ve babasını doğru konumlandırmak ile ilk adımı atacağını belirtiyorlar.
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esin Özatalay, çocuğuna arkadaş gibi davranan anne babaları uyardı.
Bu durumun çocukların ruhsal, kişilik ve kimlik gelişimde sıkıntılar yapabileceğini belirten Doç. Dr. Özatalay, "Çocuklar pek çok arkadaş bulabilir ama başka anne baba bulamazlar" dedi.
Son dönemlerde pek çok anne babanın çocuğuna arkadaş gibi davranmayı iyi bir şeymiş gibi görmeye başladığını belirten AÜ Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esin Özatalay, bunun ucunun sınırsızlığa varan sonuçlar doğurabildiğine dikkati çekti. Doç. Dr. Özatalay, "Sınırsızlık çocuklar için günümüzün en önemli tehlikelerinden biri.
Aileler özgür ve demokratik olma düşüncesiyle sınırsız, kendisi ve başkalarının sınırlarını tanımayan çocuklar yetiştiriyor. Bu çok ciddi bir sorun. Her çocuğun korunmaya ihtiyacı vardır. Bebeklikteki koruma tabii ki çok daha aktif ama ergenlik dönemindeki koruma daha sınırları çizerek, kuralları belirleyerek olmalı.
Eğer çocuk anne babasıyla eşit haklara sahip, aynı düzlemde olursa korunma ihtiyacı karşılanmamış olur" diye konuştu.
ARKADAŞ BULUNUR ANNE BABA BULUNMAZ
Doç. Dr. Özatalay, anne babanın arkadaş gibi davrandığı çocuklarda 'annem babam benim her istediğimi yapıyorsa, onlarla hiçbir şekilde bir sınıra ihtiyaç duymaksızın bir ilişkiye girebiliyorsam, yani annem babam benden daha güçlü değilse, o zaman beni kim koruyacak?' düşüncesinin oluştuğunu vurguladı. Doç. Dr. Özatalay, "Bu çok ciddi bir sorun. Çocuklar arkadaşa ihtiyaç duyuyorlar, tabii ki arkadaşı olsun, sosyal becerileri gelişsin, dışarıda, okulda, mahallede, apartmanda pek çok arkadaş bulabilirler. Ama başka anne baba bulamazlar" ifadelerini kullandı.
ÇOCUK SOSYAL İLİŞKİLERİNDE SORUN YAŞAR
bÇocukla arkadaş olunduğunda çocuğun ruhsal, kişilik ve kimlik gelişiminde sıkıntılar ortaya çıkabileceğine dikkati çeken Doç. Dr. Esin Özatalay, anne baba ile olan sınırlarını öğrenmemiş bir çocuğun kendi sınırları ile başkalarının sınırlarını da öğrenemeyeceği için sosyal ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşayabileceğini kaydetti.
'Biz çocuğumuzla arkadaş gibiyiz', 'kızımla arkadaş olayım' diyen bir annenin, ergenlik dönemindeki kızının mahremiyetini ihlal ettiğini dile getiren Doç. Dr. Özatalay şöyle devam etti:
"Bu dönemde ben 'çocuğunuzun odasına girerken kapısını çalıp izin isteyin' gibi önerilerde bulunuyorum. Bu onlara garip geliyor. Ama bu yaştaki çocuğun da kendi dünyası, kendi mahremiyeti olmalı. Anne baba hem kendi sınırlarını hem çocuğun sınırlarını tanımlamalı, çocuğuna bunları korumayı öğretmeli.
Ama 'arkadaşız' dediğiniz zaman sınırlar ortadan kalkabiliyor. Bu da önemli bir risk. O çocuğun sonraki yaşantısı için bir risk."
ANNE BABA ÇOCUKTAN GÜÇLÜ OLMALI
'Anne babanın çocuğuyla arkadaş olmamasından' kastının ille de sert olmak, bağırmak, çağırmak ya da despot olmak anlamına gelmediğini vurgulayan Doç. Dr. Özatalay, anne babanın otorite figürünün yanında, çocuğun sıkıştığı zaman sığınabileceği, yardım, destek alabileceği bir figür olması gerektiğini anlattı.
Anne babaların çocuğun yaşına, gelişimine izin verecek ve ihtiyaçlarına uygun sınırlar çizmesi ve kurallar koyması gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Özatalay, çocukların sık sık bu sınırları ve kuralları test etme çabasında olduğunu, bu durum karşısında da ailelerin net tavır göstermesi gerektiğini söyledi.
Anne babanın çocuğa karşı otoriter davranmasının önemli olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Özatalay, "Otoriter derken, 'suç işledin', 'kuralları ihlal ettin' diye dövmeyi kastetmiyorum. Sakin, sabırlı ama tutarlı bir şekilde bu ihlallere izin vermeyeceklerini göstermemeliler. Anne babanın hem kendi içinde hem de birbirleriyle tutarlı olmaları lazım. Bu mutlaka sert olmayı gerektirmez" dedi.
BASİT KONULARDA FİKİR SORULABİLİR
Çocuğun, 'o gün hangi kıyafeti giyeceği' ya da 'yemekte var olan 3 seçenekten hangisini yiyeceği' gibi sınırlamalarla günlük hayattaki basit konularda fikrinin sorulabileceğini aktaran Doç. Dr. Özatalay, böylece çocuğun karar verme becerisinin gelişebileceğini söyledi.
Anne-babalar, kendi yetiştikleri dönemdeki şartlarla çocuklarını yetiştirmeye çalıştıkları zaman kuşak çatışması kaçınılmaz oluyor. Çünkü X kuşağı anne-babanın yaşadığı dönemle, Y ve Z kuşağının doğdukları, büyüdükleri dönem çok farklı özellikler taşıyor.
Anne-baba olarak çocuklarınıza arkadaş değil onlara iyi birer anne ve baba olmalısınız. Çünkü çocuklarınız ile ‘eşit’ değilsiniz. Siz rolünüzü, konumunuzu bilerek çocuğunuza karşı etkili anne-baba olmaya çalışmalısınız. Asla ve asla onlarla arkadaş olmayın. (Hiçbir çocuk, kendisinden 20-25 yaş büyük arkadaş istemez. Hele hele aynı evde) Aksi takdirde etkili anne-baba olmazsınız.
Çocuklarınızı iyi tanımaya çalışın, onları etkili dinleyin ve anlamaya çalışın. Çünkü ‘ siz ergen oldunuz ama onlar anne-baba olmadı!’ Çocuğunuzla doğru ve etkili iletişim yollarını kurmaya çalışın.
Birlikte paylaşımlarda bulunun
‘Anne-baba olmak’ sadece onların maddi ihtiyaçlarını karşılamak değildir. Evde beraber yemek yiyin, beraber tatile çıkın, sinemaya gidin. Kısacası çocuğunuza zaman ayırın, kaliteli zaman geçirmeye çalışın. Sıcak sevginizi onlara hissettirmeye çalışın. Anne-babalar pozitifse, mutluysa, ailede sevgi ortamı varsa, çocukları da bu özelliklerde oluyor.
Çocuğunuzun her işini yapmaya çalışmayın. Ona yardımcı olacağınıza, aslında farkına varmadan zarar veriyorsunuz. Çocuğunuzun kendi işini kendisinin yapmasına fırsat vermelisiniz. Çünkü onların sorunlarını çözme tarz ve yöntemleri sizinkinden çok daha farklıdır. Sizin çözümleriniz onları tatmin etmeyebilir. Bu da çocuklarınızın size karşı güvenlerinin azalmasına neden olabilir. Gelişimine ve yeteneğine uygun sorumluluklar verin. Fatura yatırma, alışveriş yapma vs.
Anne-baba çocuğuna karşı tutum ve davranışlarında ‘aşırılıktan’ kaçınmalıdır. İlkçağ filozofu Aristoteles, mutluluk için aşırılıklardan kaçınmak gerektiğini söylemiştir. Bu sözü, her anne ve baba, bir hayat felsefesi olarak benimsemelidir. Yani çocuklarınıza karşı davranışlarınızda aşırı ilgi, aşırı üstüne düşkünlük kadar; aşırı ilgisizlik, aşırı kayıtsızlık da doğru değildir. Kısacası çocuğunuza karşı tutum ve davranışlarınızda ‘aşırı uçlarda’ değil “orta yolda ” olmanız daha doğru olacaktır.
Önemli olan, az ya da çok yaşanan kuşak çatışmasını en aza indirmektir. Bunun için en başta anne ve babaların çocuklarını dönemsel özellikleri ile tanımaları ve buna göre onlara karşı tutum, davranış ve yaklaşım sergilemelidirler.
Uzun lafın kısası; karşınızdaki eşiniz olabilir, çocuğunuz, arkadaşınız olabilir hiç fark etmez mutlaka ‘anlaşamadığınız’ konularda ‘konuşarak’ birbirinizi olduğu gibi kabul edin ve ‘anlamaya’ çalışın. Çocuğunuzun her düşüncesini doğru kabul etmeyin, yeri geldiğinde onlara katılmadığınızı da açıkça ve anlayabileceği bir dille belirtin. Çünkü yanlış düşünebilirler, yanlış kararlar da alabilirler ama onların duygularına saygılı olun. Eleştirilerinizi çocuğunuzun duygularına değil, davranışlarına yapın. O zaman her şey eskisinden çok daha farklı olacaktır.
Çocuk Eğitimi Çocuk Bakımı Çocuk Sağlığı Bebek ve Çocukla İlgili Her Türlü Bilgi İçin Tıklayınız
Çocuk Büyütürken Forum Sayfası İçin Tıklayınız
"Yaşamı Öğrenmek ve Öğretmek konulu seminer" de izleyicilerle buluşan Prof. Dr. Üstün Dökmen: "Nereye gittiğini bilen çocuklar yetiştirelim" dedi.
“Yaşamı Öğrenmek ve Öğretmek konulu seminer” de izleyicilerle buluşan Prof. Dr. Üstün Dökmen: “nereye gittiğini bilen çocuklar yetiştirelim” dedi.
YAŞAMI ÖĞRENMEK VE ÖĞRETMEK KONULU SEMİNER
Trabzon Belediyesi ve Monami işbirliği ile Prof. Dr. Üstün Dökmen'in konuşmacı olarak katıldığı ‘Yaşamı Öğrenmek ve Öğretmek’ konulu seminer Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de insanların bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduklarının altını çizen Dökmen:
"İnsanlarda az hata, çok fikir var. Okumak için iki eli bir araya gelmeyen ülkenin iki yakası da bir araya gelmez. Âlimine ve muallimine saygı göstermeyen toplumların ise geleceği olamaz" dedi.
"Çocuğunuzla arkadaş olmayın" diye anne ve babalara tavsiyesinde bulunan Dökmen:
"Arkadaş değil, ana-baba olun. Arkadaşlıkta eşitlik var. Oysa siz onunla eşit değilsiniz, anne-babasısınız. Çocuğunuzla arkadaş olmayın. Etkili anne baba olun. Onu dinleyin. Nasihatçi değil, refakatçi olun. Çocuğunuzun hayatı boyunca pek çok arkadaşı olacak. Bırakın bir tane anne ve babası olsun" diye konuştu.
Hayatın denge üzerine kurulduğunu belirten Dökmen, hayatı dengeli olmayan anne-babaların çocuklarının üstüne çok fazla düştüklerine dikkat çekerek:
"Çocuğun üstüne düşmeyin, onunla ilgilenin. Hayatın her alanında dengeli yaşamak gerekir. Aksi takdirde harcanmayan enerjiyi çocuğa yöneltiyorsunuz. İş çok önemli olabilir ama hayatın geri kalan alanları da çok önemli" ifadelerini kaydetti.
Ailelerin çocuklarına küçük yaşta sorumluluk vermeleri gerektiğinin altını çizen Dökmen:
"Çocuklarınıza giyinme sorumluluğu verin, yemek yeme sorumluluğu verin. Bir kaşığı ağzına yerleştiremeyen çocuk hayatta ne yapacak? Bazı konularda da seçim hürriyeti verin. Seçim yapmak zordur. Bazı şeyleri yaşayarak öğrenmesine izin verin. Çocuğunuza yapacağı şeyleri sufle etmeyin. Çocuğa istediğiniz kadar karışın ama bilmelisiniz ki en önemli anlarda yanında olamayacaksınız. OKS ya da ÖSS sınavına girerken, evlilik gecesinde ya da doğum sırasında isteseniz de yanında olamayacaksınız. ’Nereye gittiğini bilen insanlara dünya çekilip yol verir’ diye bir söz vardır. Biz de nereye gittiğini bilen çocuklar yetiştirelim" tavsiyelerinde bulundu.
Anne babaların dilinden düşmeyen " biz seninle iki iyi arkadaşız" cümlesinin aslında çocuk için yararlı bir tavır olmadığını biliyor muydunuz?
Uzmanlar çocuğun hayatındaki herkesi doğru yerine koyması gerektiğini ve bunu anne ve babasını doğru konumlandırmak ile ilk adımı atacağını belirtiyorlar.
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esin Özatalay, çocuğuna arkadaş gibi davranan anne babaları uyardı.
Bu durumun çocukların ruhsal, kişilik ve kimlik gelişimde sıkıntılar yapabileceğini belirten Doç. Dr. Özatalay, "Çocuklar pek çok arkadaş bulabilir ama başka anne baba bulamazlar" dedi.
Son dönemlerde pek çok anne babanın çocuğuna arkadaş gibi davranmayı iyi bir şeymiş gibi görmeye başladığını belirten AÜ Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esin Özatalay, bunun ucunun sınırsızlığa varan sonuçlar doğurabildiğine dikkati çekti. Doç. Dr. Özatalay, "Sınırsızlık çocuklar için günümüzün en önemli tehlikelerinden biri.
Aileler özgür ve demokratik olma düşüncesiyle sınırsız, kendisi ve başkalarının sınırlarını tanımayan çocuklar yetiştiriyor. Bu çok ciddi bir sorun. Her çocuğun korunmaya ihtiyacı vardır. Bebeklikteki koruma tabii ki çok daha aktif ama ergenlik dönemindeki koruma daha sınırları çizerek, kuralları belirleyerek olmalı.
Eğer çocuk anne babasıyla eşit haklara sahip, aynı düzlemde olursa korunma ihtiyacı karşılanmamış olur" diye konuştu.
ARKADAŞ BULUNUR ANNE BABA BULUNMAZ
Doç. Dr. Özatalay, anne babanın arkadaş gibi davrandığı çocuklarda 'annem babam benim her istediğimi yapıyorsa, onlarla hiçbir şekilde bir sınıra ihtiyaç duymaksızın bir ilişkiye girebiliyorsam, yani annem babam benden daha güçlü değilse, o zaman beni kim koruyacak?' düşüncesinin oluştuğunu vurguladı. Doç. Dr. Özatalay, "Bu çok ciddi bir sorun. Çocuklar arkadaşa ihtiyaç duyuyorlar, tabii ki arkadaşı olsun, sosyal becerileri gelişsin, dışarıda, okulda, mahallede, apartmanda pek çok arkadaş bulabilirler. Ama başka anne baba bulamazlar" ifadelerini kullandı.
ÇOCUK SOSYAL İLİŞKİLERİNDE SORUN YAŞAR
bÇocukla arkadaş olunduğunda çocuğun ruhsal, kişilik ve kimlik gelişiminde sıkıntılar ortaya çıkabileceğine dikkati çeken Doç. Dr. Esin Özatalay, anne baba ile olan sınırlarını öğrenmemiş bir çocuğun kendi sınırları ile başkalarının sınırlarını da öğrenemeyeceği için sosyal ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşayabileceğini kaydetti.
'Biz çocuğumuzla arkadaş gibiyiz', 'kızımla arkadaş olayım' diyen bir annenin, ergenlik dönemindeki kızının mahremiyetini ihlal ettiğini dile getiren Doç. Dr. Özatalay şöyle devam etti:
"Bu dönemde ben 'çocuğunuzun odasına girerken kapısını çalıp izin isteyin' gibi önerilerde bulunuyorum. Bu onlara garip geliyor. Ama bu yaştaki çocuğun da kendi dünyası, kendi mahremiyeti olmalı. Anne baba hem kendi sınırlarını hem çocuğun sınırlarını tanımlamalı, çocuğuna bunları korumayı öğretmeli.
Ama 'arkadaşız' dediğiniz zaman sınırlar ortadan kalkabiliyor. Bu da önemli bir risk. O çocuğun sonraki yaşantısı için bir risk."
ANNE BABA ÇOCUKTAN GÜÇLÜ OLMALI
'Anne babanın çocuğuyla arkadaş olmamasından' kastının ille de sert olmak, bağırmak, çağırmak ya da despot olmak anlamına gelmediğini vurgulayan Doç. Dr. Özatalay, anne babanın otorite figürünün yanında, çocuğun sıkıştığı zaman sığınabileceği, yardım, destek alabileceği bir figür olması gerektiğini anlattı.
Anne babaların çocuğun yaşına, gelişimine izin verecek ve ihtiyaçlarına uygun sınırlar çizmesi ve kurallar koyması gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Özatalay, çocukların sık sık bu sınırları ve kuralları test etme çabasında olduğunu, bu durum karşısında da ailelerin net tavır göstermesi gerektiğini söyledi.
Anne babanın çocuğa karşı otoriter davranmasının önemli olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Özatalay, "Otoriter derken, 'suç işledin', 'kuralları ihlal ettin' diye dövmeyi kastetmiyorum. Sakin, sabırlı ama tutarlı bir şekilde bu ihlallere izin vermeyeceklerini göstermemeliler. Anne babanın hem kendi içinde hem de birbirleriyle tutarlı olmaları lazım. Bu mutlaka sert olmayı gerektirmez" dedi.
BASİT KONULARDA FİKİR SORULABİLİR
Çocuğun, 'o gün hangi kıyafeti giyeceği' ya da 'yemekte var olan 3 seçenekten hangisini yiyeceği' gibi sınırlamalarla günlük hayattaki basit konularda fikrinin sorulabileceğini aktaran Doç. Dr. Özatalay, böylece çocuğun karar verme becerisinin gelişebileceğini söyledi.
Anne-babalar, kendi yetiştikleri dönemdeki şartlarla çocuklarını yetiştirmeye çalıştıkları zaman kuşak çatışması kaçınılmaz oluyor. Çünkü X kuşağı anne-babanın yaşadığı dönemle, Y ve Z kuşağının doğdukları, büyüdükleri dönem çok farklı özellikler taşıyor.
Anne-baba olarak çocuklarınıza arkadaş değil onlara iyi birer anne ve baba olmalısınız. Çünkü çocuklarınız ile ‘eşit’ değilsiniz. Siz rolünüzü, konumunuzu bilerek çocuğunuza karşı etkili anne-baba olmaya çalışmalısınız. Asla ve asla onlarla arkadaş olmayın. (Hiçbir çocuk, kendisinden 20-25 yaş büyük arkadaş istemez. Hele hele aynı evde) Aksi takdirde etkili anne-baba olmazsınız.
Çocuklarınızı iyi tanımaya çalışın, onları etkili dinleyin ve anlamaya çalışın. Çünkü ‘ siz ergen oldunuz ama onlar anne-baba olmadı!’ Çocuğunuzla doğru ve etkili iletişim yollarını kurmaya çalışın.
Birlikte paylaşımlarda bulunun
‘Anne-baba olmak’ sadece onların maddi ihtiyaçlarını karşılamak değildir. Evde beraber yemek yiyin, beraber tatile çıkın, sinemaya gidin. Kısacası çocuğunuza zaman ayırın, kaliteli zaman geçirmeye çalışın. Sıcak sevginizi onlara hissettirmeye çalışın. Anne-babalar pozitifse, mutluysa, ailede sevgi ortamı varsa, çocukları da bu özelliklerde oluyor.
Çocuğunuzun her işini yapmaya çalışmayın. Ona yardımcı olacağınıza, aslında farkına varmadan zarar veriyorsunuz. Çocuğunuzun kendi işini kendisinin yapmasına fırsat vermelisiniz. Çünkü onların sorunlarını çözme tarz ve yöntemleri sizinkinden çok daha farklıdır. Sizin çözümleriniz onları tatmin etmeyebilir. Bu da çocuklarınızın size karşı güvenlerinin azalmasına neden olabilir. Gelişimine ve yeteneğine uygun sorumluluklar verin. Fatura yatırma, alışveriş yapma vs.
Anne-baba çocuğuna karşı tutum ve davranışlarında ‘aşırılıktan’ kaçınmalıdır. İlkçağ filozofu Aristoteles, mutluluk için aşırılıklardan kaçınmak gerektiğini söylemiştir. Bu sözü, her anne ve baba, bir hayat felsefesi olarak benimsemelidir. Yani çocuklarınıza karşı davranışlarınızda aşırı ilgi, aşırı üstüne düşkünlük kadar; aşırı ilgisizlik, aşırı kayıtsızlık da doğru değildir. Kısacası çocuğunuza karşı tutum ve davranışlarınızda ‘aşırı uçlarda’ değil “orta yolda ” olmanız daha doğru olacaktır.
Önemli olan, az ya da çok yaşanan kuşak çatışmasını en aza indirmektir. Bunun için en başta anne ve babaların çocuklarını dönemsel özellikleri ile tanımaları ve buna göre onlara karşı tutum, davranış ve yaklaşım sergilemelidirler.
Uzun lafın kısası; karşınızdaki eşiniz olabilir, çocuğunuz, arkadaşınız olabilir hiç fark etmez mutlaka ‘anlaşamadığınız’ konularda ‘konuşarak’ birbirinizi olduğu gibi kabul edin ve ‘anlamaya’ çalışın. Çocuğunuzun her düşüncesini doğru kabul etmeyin, yeri geldiğinde onlara katılmadığınızı da açıkça ve anlayabileceği bir dille belirtin. Çünkü yanlış düşünebilirler, yanlış kararlar da alabilirler ama onların duygularına saygılı olun. Eleştirilerinizi çocuğunuzun duygularına değil, davranışlarına yapın. O zaman her şey eskisinden çok daha farklı olacaktır.
Çocuk Eğitimi Çocuk Bakımı Çocuk Sağlığı Bebek ve Çocukla İlgili Her Türlü Bilgi İçin Tıklayınız
Çocuk Büyütürken Forum Sayfası İçin Tıklayınız