- 2 Ağustos 2009
- 690
- 487
- 333
- Konu Sahibi pembe dusler
- #101
Yani şu konudaki yorumları okudum da hakikaten insanların tutumlarına anlam veremiyorum. Konu sahibi mi dersiniz, yorum yapan öğretmenler mi dersiniz neresinden tutsanız elinizde kalıyor...
Öncelikle konu sahibi hanımefendi; çocuğunuza bu tür cezalar verilmesi doğru değil, hatta ilerde okuldan derslerden ve tüm öğretmenlerden soğuyarak belki geleceğinin temelleri şimdiden hasarlı hayata devam ediyor. Bu cezaların senelerdir sürdüğünü söylüyorsunuz, günlerce tenefüs cezası, okullar açılalı kaç ay oldu 1 kere beden eğitimi dersine çıkmışlar vs bunlara daha ilk seferinde müdahale etmeniz gerekirdi. İlkinde öğretmenle konuşarak, ikincisinde okul müdürüyle görüşerek, devamı halinde milli eğitim müdürlüğüne ya da bimere şikayet ederek. Ve bunu yasal dürüst bir şekilde nedenleriyle arkasında durarak yapmanız gerekirdi, evrakta sahtecilik yanlış isim vermek bunlar zaten çok çok yanlış hareketler.
Öğretmen arkadaşlar, bundan sonrasını size yazdım. Lütfen öğrencilerinize böyle cezalar vermeyin, bunların doğruluğunu savunmayın... Sizin yapmanız gerekenler öğrencinin velisiyle görüşmek, çözüm bulunamazsa okulun rehberlik öğretmenleriyle yalnızca suçu işlemiş çocukla (suçsuz tüm sınıf değil) problemin çözümü için iletişim kurmak, en olmadı disiplin kuruluna başvurmak. Ders esnasında birşeyler yiyip içmenin yasak olduğu bunu kesin kurallar ve yaptırımlarının neler olduğu konusunda çocuklarla konuşup anlaşabilir otoritenizi sağlayabilirsiniz ama tenefüste su içmelerine, tuvalete gitmelerine ya da tenefüs gibi nefes almak fırsatları olan molalarını ellerinden alamazsınız. Konu sahibi zaten bunların tüm gün sürdüğünden şikayetçi ders esnasında zaten birşey yenip içilmez bu konusa herkes hemfikir. Bir de 40 öğrenciyle uğraşmanın zorluğundan, annelerin evlerinde 2 çocukla uğraşamadıklarından şikayet eden öğretmen arkadaşlar; bu işi kabul ederken Türkiye'deki okulların doluluğunu, sınıfların 40 küsür öğrenciyle ders yaptıklarını, bazı sıralarda 3erli oturduklarını, çocukların ne denli hareketli olduklarını mezun olup atanana kadar biliyor olmanı gerekirdi. Bu işi yapmaya karar vermişseniz bu şartları kabul etmiş sayılmıyor musunuz? Eğitim fakültesinde bu tür durumlar karşısında öğrenciye nasıl yaklaşmak gerektiği konusunda bir eğitim verilmiyor mu? Yoksa istediğiniz gibi ceza verin elbet uslanırlar şeklinde mi öğretiyorlar?
Elbette kolay değildir annelerin yeri gelip söz anlatamadığı ufaklıklarla ders işlemek, ama herkesin yavrusu da kendine dünyanın en güzel çocuğudur. Çünkü onu dokuz ay karnında taşıyıp her türlü sıkıntısını vücudunun her hücresinde hissediyor anneler, elbet aranızda anne olup bu duyguyu tadan vardır. Ve kimse benim gözümden sakındığım çocuğumun geleceğini derinden etkileyecek cezalar veremez kusura bakmayın, verene de konu sahibine tavsiye ettiklerimi uygularım.
Ne acı; dünyanın en masumlarıyken kendi elimizle çocukları hayattan soğutuyoruz, anneler, babalar, öğretmenler... Bilselerdi yapmazlardı, sonuçlarını bilmelerini, öğrenmelerini sağlayın, en kalıcı çözüm her daim budur.
Öncelikle konu sahibi hanımefendi; çocuğunuza bu tür cezalar verilmesi doğru değil, hatta ilerde okuldan derslerden ve tüm öğretmenlerden soğuyarak belki geleceğinin temelleri şimdiden hasarlı hayata devam ediyor. Bu cezaların senelerdir sürdüğünü söylüyorsunuz, günlerce tenefüs cezası, okullar açılalı kaç ay oldu 1 kere beden eğitimi dersine çıkmışlar vs bunlara daha ilk seferinde müdahale etmeniz gerekirdi. İlkinde öğretmenle konuşarak, ikincisinde okul müdürüyle görüşerek, devamı halinde milli eğitim müdürlüğüne ya da bimere şikayet ederek. Ve bunu yasal dürüst bir şekilde nedenleriyle arkasında durarak yapmanız gerekirdi, evrakta sahtecilik yanlış isim vermek bunlar zaten çok çok yanlış hareketler.
Öğretmen arkadaşlar, bundan sonrasını size yazdım. Lütfen öğrencilerinize böyle cezalar vermeyin, bunların doğruluğunu savunmayın... Sizin yapmanız gerekenler öğrencinin velisiyle görüşmek, çözüm bulunamazsa okulun rehberlik öğretmenleriyle yalnızca suçu işlemiş çocukla (suçsuz tüm sınıf değil) problemin çözümü için iletişim kurmak, en olmadı disiplin kuruluna başvurmak. Ders esnasında birşeyler yiyip içmenin yasak olduğu bunu kesin kurallar ve yaptırımlarının neler olduğu konusunda çocuklarla konuşup anlaşabilir otoritenizi sağlayabilirsiniz ama tenefüste su içmelerine, tuvalete gitmelerine ya da tenefüs gibi nefes almak fırsatları olan molalarını ellerinden alamazsınız. Konu sahibi zaten bunların tüm gün sürdüğünden şikayetçi ders esnasında zaten birşey yenip içilmez bu konusa herkes hemfikir. Bir de 40 öğrenciyle uğraşmanın zorluğundan, annelerin evlerinde 2 çocukla uğraşamadıklarından şikayet eden öğretmen arkadaşlar; bu işi kabul ederken Türkiye'deki okulların doluluğunu, sınıfların 40 küsür öğrenciyle ders yaptıklarını, bazı sıralarda 3erli oturduklarını, çocukların ne denli hareketli olduklarını mezun olup atanana kadar biliyor olmanı gerekirdi. Bu işi yapmaya karar vermişseniz bu şartları kabul etmiş sayılmıyor musunuz? Eğitim fakültesinde bu tür durumlar karşısında öğrenciye nasıl yaklaşmak gerektiği konusunda bir eğitim verilmiyor mu? Yoksa istediğiniz gibi ceza verin elbet uslanırlar şeklinde mi öğretiyorlar?
Elbette kolay değildir annelerin yeri gelip söz anlatamadığı ufaklıklarla ders işlemek, ama herkesin yavrusu da kendine dünyanın en güzel çocuğudur. Çünkü onu dokuz ay karnında taşıyıp her türlü sıkıntısını vücudunun her hücresinde hissediyor anneler, elbet aranızda anne olup bu duyguyu tadan vardır. Ve kimse benim gözümden sakındığım çocuğumun geleceğini derinden etkileyecek cezalar veremez kusura bakmayın, verene de konu sahibine tavsiye ettiklerimi uygularım.
Ne acı; dünyanın en masumlarıyken kendi elimizle çocukları hayattan soğutuyoruz, anneler, babalar, öğretmenler... Bilselerdi yapmazlardı, sonuçlarını bilmelerini, öğrenmelerini sağlayın, en kalıcı çözüm her daim budur.