NOT: Uzun bir yazı oldu, okumak istemeyenler için baştan söyleyeyim. Sonra çok uzundu, yarıda bıraktım okumadım falan gibi mesajlar yazmaya zahmet etmeyin lütfen.
Merhaba KK hanımları...
Benim derdim kendimle. Benim gibi olan var mı bilmiyorum ama sizinle paylaşmak istedim. Buraya yorum yazmak bile bazen insana iyi geliyor. Konu açmak ise terapi gibi bişey...
Ben üniversite öğrencisiyim, aile evimden otobüsle 3 saat mesafede okuyorum, devletin yurdunda kalıyorum. Sorunum şu: ben rahatına çok düşkün bir insanım. Daha doğrusu yaşım ilerledikçe rahatıma, keyfime daha da düşkün biri olmaya başlıyorum sanırım. Bencil sayılmam aslında ama bu durumun hayatımı kötü etkilemesinden falan korkuyorum artık. Mesela, evimde rahat bir yaşantım var ama kardeşimle aynı odayı paylaşıyoruz. Bazen geceleri çocuğun nefes sesinden bile rahatsız olup uyuyamamışlığım oluyor. Kulak tıkaçlarıyla falan yatıyorum, zaten yurtta kaldığım için tıkaçlara alıştım artık. Onlarsız uyuyamıyorum bile denebilir. Ev ortamım, kaldığım yurt ortamından bin kat daha rahat ve konforlu ama işte... Yurdu anlatmama gerek var mı bilmiyorum, eğitimim uğruna katlanıyorum her şeye. İnsan mecbur kalınca katlanıyor ama orada bile çıldıracak hallere geliyorum bazen. Gece zaten saat 3ten önce gürültüleri kesilmiyor, ben de geç yatıyorum çünkü saat gece 12de yatsam hayatta uyuyamam ve daha da sinir olurum mesela. Zor dalıyorum uykuya. Gece ben uyumaya çalışırken koridorda falan telefonla konuşan kızları uyarıyorum, başka yere gitmelerini falan rica ediyorum, bazıları tersliyor ve tartışıyorum onlarla, güvenliği falan çağırıyorum. Yan odamızdaki kızlar gece uyumak bilmezler, gecenin 5'inde gürültülerine uyandığım oldu, uyarıyorum ama anlamıyorlar, kaç kez güvenliği getirdim kapılarına mesela... Yani şöyle bir takıntım var; susturana kadar uğraşıyorum. Uğraşmasam belki de yarım saat sonra kesilecek o gürültü veya rahatsız olduğum şey ne ise... Gündüz vakti uyumaya çalışıyorsam koridorda ses yapanı uyarmam mesela, sonuçta insanların ayakta olduğu bir saat ama gece, uyku saatlerinde milletin keyfiye yaptığı gürültüye katlanamıyorum.
Neyse, yurt çok zor benim için, bir senem kaldı ama bende de "ben"den eser kalmadı, o derece yani. Merak edenler eski konularıma göz atabilir, şimdi ben o konuya pek girmeyeyim.
Mesela 3 saatlik otobüs yolculuğu yapacağım alt tarafı, yanıma oturan yolculardan rahatsızlık duyuyorum. Düzgün oturmuyor insanlar. Kolu, bilmem nesi bana değiyor ve sinir oluyorum. Bazen uyarıyorum ama uyarmaktan nefret ediyorum, canım sıkılıyor, yolculuk zehir oluyor bana. 2+1 şeklinde tekli koltuğu olan otobüsler var ama bile biraz daha pahalı, param varsa tekli koltuğa bilet almaya çalışıyorum mesela. Ama her zaman para olmuyor. Alt tarafı 3 saatlik yol değil mi? Neden rahatsız oluyorum diye kendime kızıyorum.
Otururken, kitap okurken, ders çalışırken falan keyfime fazla düşkünüm. İnsanlardan bıktım diyebilirim, sebebi yurt bence bunun. Yurtta bu dönem vizelere çalışırken, ders çalışma salonunda oturup yerleştiğim masanın hemen bitişiğindeki masaya kitaplar falan koydum mesela, diğer kızlar orada birisi oturuyor sansın da gelip oturmasın diye mesela. Katlanamıyorum çünkü. Sesli nefes alan, içinden ders çalışmayan insanlar falan dikkatimi dağıttığı için. Yalnız olmak istiyorum.
Normal hayatta da yalnız olmak istiyorum mesela, kimse karışmasın istiyorum. İstediğim saatte yatayım, kalkayım, istediğimi yapayım vs. yani paylaşmak bana göre değil ve mecbur kalmadıkça paylaşmıyorum zaten. Malımı zaten kimseye kullandırtmam, bu konuda çok katıyım. Evimde bir sorunum yok, ailemi seviyorum, anlaşması zor insanlar değiller ve bana karışmazlar ama benim en büyük hayalim işe girdikten sonra tek başıma ayrı bir ev tutup orada yaşamak. İçimde sürekli bir kendi dünyamı kurma ve oraya kimseyi almama isteği var, engel olamıyorum.
Yalnız kaldığım vakit hiç sıkılmıyorum, kitap okuyorum, araştırma yapıyorum mesela, müzik dinliyorum ve kendimle vakit geçirmeye bayılıyorum. Geçenlerde ara sıra konuştuğumuz ve sevdiğim bir arkadaşım beni aradı, o an canım istemediği için açmadım telefonu. Çünkü konuştuğumuzda konuşma uzuyor, konu konuyu açıyor falan ve çok zaman alıyor, bir saat geçiyor telefonda. 10 dk konuşunca hadi yeter diye kapatamıyorsun da. Sonra ertesi gün döndüm kıza ayıp olmasın diye, yarım saat kadar konuştuk.
Bir arkadaşım var yurtta, 3 yıldır aynı odayı paylaşıyoruz ve kızla aramız iyi, bir sorunumuz yok. (odalar normalde 4 kişilik, biz ikimiz 3 yıldır aynı odadayız) Bu yıl daha çok yakınlaştık, vakti sürekli birlikte geçiriyoruz zaten. Ondan sıkılmıyorum çünkü kafalarımız aynı; herhalde daha ideal birini bulamazdım yurtta. Bazen laf arasında bana çok alıştığını, okul bitince de görüşmek istediğini, yediğimizin içtiğimizin ayrı gitmediğini ve o bu duruma çok alıştığını, tatillerde beni özlediğini falan söylüyor. Ben çok bağlı bir insan değilim ve onu hiç özlemedim mesela. Geçenlerde beni aradı, ben de çay içecektim tam, evimdeyim falan neyse, konuşmak istiyor, neşesi falan da yerindeydi. Benim de neşem tamam yerinde ama uzatmak istemedim, çayım soğuyordu ve yapılacak işlerim olduğunu söyleyip konuşmayı bitirdik.
İnsanları kırmamak için elimden geleni yapmaya çalışıyorum, kesinlikle kırıcı bir laf söylemem, onu becerebiliyorum çok şükür ama kendimden de taviz vermek istemiyorum. Orta yol bulmaya çalışıyorum.
Sizce tüm bunlar bir "dert" mi? Birşey yapmalı mıyım? Eğer yapmam gerekiyorsa sizce ne yapmalıyım?
Not: Mesajı düzenledim çünkü bir iki yeni cümle ekledim.
Merhaba KK hanımları...
Benim derdim kendimle. Benim gibi olan var mı bilmiyorum ama sizinle paylaşmak istedim. Buraya yorum yazmak bile bazen insana iyi geliyor. Konu açmak ise terapi gibi bişey...
Ben üniversite öğrencisiyim, aile evimden otobüsle 3 saat mesafede okuyorum, devletin yurdunda kalıyorum. Sorunum şu: ben rahatına çok düşkün bir insanım. Daha doğrusu yaşım ilerledikçe rahatıma, keyfime daha da düşkün biri olmaya başlıyorum sanırım. Bencil sayılmam aslında ama bu durumun hayatımı kötü etkilemesinden falan korkuyorum artık. Mesela, evimde rahat bir yaşantım var ama kardeşimle aynı odayı paylaşıyoruz. Bazen geceleri çocuğun nefes sesinden bile rahatsız olup uyuyamamışlığım oluyor. Kulak tıkaçlarıyla falan yatıyorum, zaten yurtta kaldığım için tıkaçlara alıştım artık. Onlarsız uyuyamıyorum bile denebilir. Ev ortamım, kaldığım yurt ortamından bin kat daha rahat ve konforlu ama işte... Yurdu anlatmama gerek var mı bilmiyorum, eğitimim uğruna katlanıyorum her şeye. İnsan mecbur kalınca katlanıyor ama orada bile çıldıracak hallere geliyorum bazen. Gece zaten saat 3ten önce gürültüleri kesilmiyor, ben de geç yatıyorum çünkü saat gece 12de yatsam hayatta uyuyamam ve daha da sinir olurum mesela. Zor dalıyorum uykuya. Gece ben uyumaya çalışırken koridorda falan telefonla konuşan kızları uyarıyorum, başka yere gitmelerini falan rica ediyorum, bazıları tersliyor ve tartışıyorum onlarla, güvenliği falan çağırıyorum. Yan odamızdaki kızlar gece uyumak bilmezler, gecenin 5'inde gürültülerine uyandığım oldu, uyarıyorum ama anlamıyorlar, kaç kez güvenliği getirdim kapılarına mesela... Yani şöyle bir takıntım var; susturana kadar uğraşıyorum. Uğraşmasam belki de yarım saat sonra kesilecek o gürültü veya rahatsız olduğum şey ne ise... Gündüz vakti uyumaya çalışıyorsam koridorda ses yapanı uyarmam mesela, sonuçta insanların ayakta olduğu bir saat ama gece, uyku saatlerinde milletin keyfiye yaptığı gürültüye katlanamıyorum.
Neyse, yurt çok zor benim için, bir senem kaldı ama bende de "ben"den eser kalmadı, o derece yani. Merak edenler eski konularıma göz atabilir, şimdi ben o konuya pek girmeyeyim.
Mesela 3 saatlik otobüs yolculuğu yapacağım alt tarafı, yanıma oturan yolculardan rahatsızlık duyuyorum. Düzgün oturmuyor insanlar. Kolu, bilmem nesi bana değiyor ve sinir oluyorum. Bazen uyarıyorum ama uyarmaktan nefret ediyorum, canım sıkılıyor, yolculuk zehir oluyor bana. 2+1 şeklinde tekli koltuğu olan otobüsler var ama bile biraz daha pahalı, param varsa tekli koltuğa bilet almaya çalışıyorum mesela. Ama her zaman para olmuyor. Alt tarafı 3 saatlik yol değil mi? Neden rahatsız oluyorum diye kendime kızıyorum.
Otururken, kitap okurken, ders çalışırken falan keyfime fazla düşkünüm. İnsanlardan bıktım diyebilirim, sebebi yurt bence bunun. Yurtta bu dönem vizelere çalışırken, ders çalışma salonunda oturup yerleştiğim masanın hemen bitişiğindeki masaya kitaplar falan koydum mesela, diğer kızlar orada birisi oturuyor sansın da gelip oturmasın diye mesela. Katlanamıyorum çünkü. Sesli nefes alan, içinden ders çalışmayan insanlar falan dikkatimi dağıttığı için. Yalnız olmak istiyorum.
Normal hayatta da yalnız olmak istiyorum mesela, kimse karışmasın istiyorum. İstediğim saatte yatayım, kalkayım, istediğimi yapayım vs. yani paylaşmak bana göre değil ve mecbur kalmadıkça paylaşmıyorum zaten. Malımı zaten kimseye kullandırtmam, bu konuda çok katıyım. Evimde bir sorunum yok, ailemi seviyorum, anlaşması zor insanlar değiller ve bana karışmazlar ama benim en büyük hayalim işe girdikten sonra tek başıma ayrı bir ev tutup orada yaşamak. İçimde sürekli bir kendi dünyamı kurma ve oraya kimseyi almama isteği var, engel olamıyorum.
Yalnız kaldığım vakit hiç sıkılmıyorum, kitap okuyorum, araştırma yapıyorum mesela, müzik dinliyorum ve kendimle vakit geçirmeye bayılıyorum. Geçenlerde ara sıra konuştuğumuz ve sevdiğim bir arkadaşım beni aradı, o an canım istemediği için açmadım telefonu. Çünkü konuştuğumuzda konuşma uzuyor, konu konuyu açıyor falan ve çok zaman alıyor, bir saat geçiyor telefonda. 10 dk konuşunca hadi yeter diye kapatamıyorsun da. Sonra ertesi gün döndüm kıza ayıp olmasın diye, yarım saat kadar konuştuk.
Bir arkadaşım var yurtta, 3 yıldır aynı odayı paylaşıyoruz ve kızla aramız iyi, bir sorunumuz yok. (odalar normalde 4 kişilik, biz ikimiz 3 yıldır aynı odadayız) Bu yıl daha çok yakınlaştık, vakti sürekli birlikte geçiriyoruz zaten. Ondan sıkılmıyorum çünkü kafalarımız aynı; herhalde daha ideal birini bulamazdım yurtta. Bazen laf arasında bana çok alıştığını, okul bitince de görüşmek istediğini, yediğimizin içtiğimizin ayrı gitmediğini ve o bu duruma çok alıştığını, tatillerde beni özlediğini falan söylüyor. Ben çok bağlı bir insan değilim ve onu hiç özlemedim mesela. Geçenlerde beni aradı, ben de çay içecektim tam, evimdeyim falan neyse, konuşmak istiyor, neşesi falan da yerindeydi. Benim de neşem tamam yerinde ama uzatmak istemedim, çayım soğuyordu ve yapılacak işlerim olduğunu söyleyip konuşmayı bitirdik.
İnsanları kırmamak için elimden geleni yapmaya çalışıyorum, kesinlikle kırıcı bir laf söylemem, onu becerebiliyorum çok şükür ama kendimden de taviz vermek istemiyorum. Orta yol bulmaya çalışıyorum.
Sizce tüm bunlar bir "dert" mi? Birşey yapmalı mıyım? Eğer yapmam gerekiyorsa sizce ne yapmalıyım?
Not: Mesajı düzenledim çünkü bir iki yeni cümle ekledim.
Son düzenleyen: Moderatör: