Doğum Kusurlarına Neden Olan Enfeksiyonlar

Gebelik sırasında yaşanan enfeksiyonlar, doğum kusurlarının esas nedenlerini oluşturmaktadır. Yetişkinlerde belirtiye neden olmayan ya da hafif belirtilere neden olan enfeksiyonların doğmamış bebek üzerinde ciddi sonuçları olabilmektedir. Anne karnındaki bebeği etkileyebilecek bir enfeksiyon düşük ya da ölü doğumla sonuçlanabilir, bebeğin düşük doğum ağırlığına sahip olmasına neden olabilir ve bebeğin çeşitli organ sistemlerinde işlevsizlik meydana gelmesine yol açabilir.

Gebelik döneminde yaşanan enfeksiyonların erken dönemde tespit edilmesi hayati önem taşımaktadır. Enfeksiyon için tarama yapılması sayesinde rahim içi enfeksiyonların ve doğum kusurlarının görülme sıklığı azalmaktadır. Gebelikte aşılama ve önleyici tedbirler de dahil olmak üzere enfeksiyon riskini azaltmak için yapabileceğiniz bazı şeyler bulunmaktadır.

Hamile olan ya da hamile kalmak isteyen kadınların düşük ya da doğum kusurlarıyla sonuçlanabilen çeşitli patojenler hakkında bilgi sahibi olmaları önemlidir.

Sitomegalovirüs Enfeksiyonu

dogum_kusurlarina_neden_olan_enfeksiyonlar.jpeg

Sitomegalovirüs (CMV) enfeksiyonu, doğumda en sık karşılaşılan enfeksiyonlardan bir tanesidir. Gebelikte CMV ile enfekte olmuş olmak, bebeğin konjenital CMV yaşaması bakımından riskini arttırmaktadır.

CMV ile enfekte olmuş bebeklerin çoğunda doğum sırasında belirtiye rastlanmaz. Bununla birlikte bazı yenidoğanlarda konjenital CMV olduğunun belirtileri arasında şunlar yer alabilmektedir:
  • Retinada inflamasyon
  • Doğumda deride döküntüler
  • Beynin tamamlanmamış gelişimi ile birlikte anormal şekilde küçük kafa (mikrosefali)
  • Deride, gözlerde, mukus zarlarında sarılaşma (örneğin, sarılık)
  • Karaciğerde ve dalakta büyüme
  • Düşük doğum ağırlığı
  • Nöbetler
  • Beyindeki minerallerde birikme
Doğumda belirti gösteren bebeklerin çoğunda uzun dönemde duyma kaybı, görme kaybı, zeka bozuklukları, gelişimsel bozukluklar gibi uzun dönemli nörolojik sorunlar görülmektedir. Bu sorunların ortaya çıkması için yıllar geçmesi gerekebilir. Konjenital CMV aynı zamanda diyabet, tiroit hastalığı ve kemik erimesi gibi sorunların riskini arttırmaktadır. Doğumda CMV ile enfekte olmuş, ancak belirti göstermemiş bebeklerde ise bu sorunların görülme riski çok daha düşük olmaktadır.

Bebeğin şiddetli bir konjenital CMV yaşayıp yaşamayacağını tahmin etmek çok zordur ve CMV için kesin bir çözüm bulunmamaktadır. Tedavi planları arasında fizik terapi ve özel eğitim gibi şeyler yer almaktadır. Konjenital CMV görülen yenidoğanların antiviral ilaçlarla tedavi edilmesi halinde ilerleyen dönemlerde yaşanacak duyma kaybı ihtimali azaltılabilmektedir.

Sitomegalivirüs, her yerde bulunabilen bir virüs olduğu için bundan kaçınmak zor olabilmektedir. Bu nedenle hamile kadınların, virüsü yayabilecek çok küçük çocuklarla etkileşimlerini kısıtlamaları tavsiye edilmektedir. Hamileler için önerilen şeyler genelde şunlar olmaktadır:
  • Çocuğun salyası ya da bezi ile temastan sonra ellerinizi yıkayın.
  • 6 yaşından küçük çocukları öpmekten kaçının.
  • Küçük çocuklarla yiyecek ya da içecek paylaşmayın.
Çocuk bakıcısı olarak çalışan hamilelerin ise 30 aylıktan daha küçük olan çocuklarla temasa girmekten kaçınmaları gerekir.

Kızamıkçık

dogum_kusuru_sebepleri.jpg

Gebelikte rubella, yani kızamıkçığa neden olan virüs ile enfekte olmak özellikle de ilk trimesterde tehlikeli bir durumdur. Kızamıkçığın neden olabileceği komplikasyonlar arasında düşük, erken doğum ve fetüsün ölümü yer alabilmektedir. Canlı doğan bebeklerde ise konjenital kızamıkçık sendromu ortaya çıkabilmektedir.

Konjenital kızamıkçık sendromu göz, kulak ve kalp kusurlarına neden olabildiği gibi mikrosefali, otizm ve zihinsel ile motor gecikmelere yol açabilmektedir. Yaşanan bu sorunlar kalıcı olmaktadır.

Doğum öncesi bakım sırasında hamileler kızamıkçık bağışıklığı açısından test edilmelidir. Hamile olan, ancak kızamıkçık virüsüne karşı bağışıklığı bulunmayan kadınların gebelikten sonra aşılanması gerekir. Gebelik sırasında kızamıkçık olan kadınların ise sağlıklarının yakından takip edilmesi gerekir. Gebeliğin ilk 11 haftasında kızamıkçık olan kadınların yaklaşık yüzde 90’ında bebeklerde konjenital kızamıkçık sendromu görülürken ilk 20 haftadaki risk yaklaşık yüzde 20’ye kadar düşmektedir.

Herpes Virüs Enfeksiyonu


Gebelik sırasında yaşanan herpes enfeksiyonu bebekler için tehlikeli olabilmektedir. Bu enfeksiyon düşüğe, erken doğuma ve bebeğin düşük doğum ağırlığına sahip olmasına yol açabilmektedir. Herpes virüs enfeksiyonu yenidoğanlarda özellikle gebeliğin sonlarına doğru, doğum sırasında ya da doğumdan hemen sonra tehlikeli olmaktadır. Gebeliğin sonlarına doğru yaşanan enfeksiyon mikrosefali, retinanın inflamasyonu, döküntü ya da hidrosefaliye neden olabilmektedir.

Doğumda ya da doğumdan hemen sonra görülen herpes enfeksiyonu gözde, ağızda ya da deride hastalıklara neden olabileceği gibi beyinde sorunlara ve başka enfeksiyonlara yol açabilir.

Herpes enfeksiyonunun neden olduğu sorunlar, gebelik sırasında ilk kez genital herpes yaşayan kadınların gebeliğin son dört haftasında antiviral ilaç kullanarak önlenebilmektedir.

Toksoplazma Enfeksiyonu

dogum_kusuru_enfeksiyonlari.jpeg

Toksoplazma enfeksiyonu, toksoplazma gondii isimli parazit nedeniyle meydana gelmektedir. Dünya geneline bakıldığında bazı topluluklarda toksoplazma enfeksiyonu görülme oranının yüzde 95’e kadar çıkabildiği görülmektedir. Bu enfeksiyonun en yaygın olarak görüldüğü bölgeler genelde sıcak, nemli iklimler ve daha alçak rakımlar olmaktadır.

Toksoplazma gondii genelde kedilerden yayılan bir parazit enfeksiyonudur. Kediler, bu virüsün bulunduğu fare ve kuşları yiyerek bu enfeksiyona yakalanabilir.

Hamileyseniz ve kediniz varsa kedinizin kumunu temizlemekten kaçınmalısınız. Ayrıca kedinizin dışarı çıkmasına izin vermemeli ve kedinizi kedi mamalarıyla beslemelisiniz.

Toksoplazma bulunduran diğer şeyler arasında pişmemiş ya da az pişmiş et, toprak ve kirli sular bulunmaktadır. Et yiyeceğiniz zaman tamamen ve yüksek sıcaklıklarda pişirdiğinizden emin olun. Pişmemiş ete dokunduğunuzda elleriniz ile yemeği hazırladığınız araç-gereçleri iyice yıkayın. Son olarak ise içme suyu olmayan suları içmeyin ve bahçeyle uğraşacaksanız eldiven giyin.

Gebelik sırasında ya da gebelikten hemen önce toksoplazma enfeksiyonu yaşayan kadınlar bu enfeksiyonu bebeklerine geçirebilmektedir. Enfekte olmuş annelerin çoğunda belirti görülmemekle birlikte genelde bebeklerde de belirti ortaya çıkmamaktadır. Bununla birlikte enfeksiyon bazen düşük ya da ölü doğuma ve hidrosefali, mikrosefali, zeka bozuklukları ve retina inflamasyonu gibi sorunlara neden olabilmektedir.

Gebeliğin erken dönemlerinde toksoplazma ile enfekte olmuş kadında hastalığın ortaya çıkması zor olmaktadır.

Bununla birlikte enfeksiyonun yenidoğanda uzun dönemli sorunlara yol açmasına neden olan etkenler genelde şunlar olmaktadır:
  • Teşhiste gecikme
  • Tedaviye başlamada gecikme
  • Düşük kan şekeri
  • Oksijen yetmezliği
  • Şiddetli görme sorunları
  • Beyin etrafındaki basınçta artış
  • Tedavi edilmemiş hidrosefali
Pirimetamin ve folinik asit ilaçları ile uygun tedaviyi hızlı bir şekilde gören yenidoğanların yüzde 70 kadarında gelişim normal olmaktadır. Tedavi, bebek doğduktan sonra bir yıl devam etmelidir.

Zika Virüsü

Zika virüsü, aedes sivrisineğinin ısırığıyla yayılan bir virüstür. Aynı zamanda enfekte olmuş bir kişi ile korunmasız cinsel ilişkiye girildiğinde de bulaşabilmektedir.

Zika virüsü anneden fetüse geçtiği zaman mikrosefali ve beyin anomalileri de dahil olmak üzere ciddi doğum kusurlarına neden olabilmektedir. Bu doğum kusurları, Zika virüsü olan kadınlarda 20 kat daha fazla riske neden olmaktadır.

Zika aşısı üzerinde çalışmalar devam etmekte olsa da Zika virüsü için mevcut bir tedavi bulunmamaktadır. Bu nedenle hamile kadınların böcek kovucu kullanmaları, Zika virüsünün yayıldığı bölgelere seyahat etmekten kaçınmaları ve enfekte olmuş olabilecek biriyle korunmasız cinsel ilişkiye girmekten kaçınmaları tavsiye edilmektedir.

Sonuç Olarak


Bazı enfeksiyonlar anne karnındaki bebeklerde doğum kusurlarına, erken doğuma ve ölüme yol açabilmektedir.

Hamile kalmayı planlayan kadınların gebelikten 3 ay önce MMR aşısı yaptırmaları gerekir. Gebelikten önce MMR aşısı yaptırmamış kadınların bu aşıyı hamile kaldıktan hemen sonra yaptırmaları önemlidir. Bununla birlikte grip, tetanoz, difteri ve boğmacaya karşı yapılan tüm aşılar gebelikte güvenli olmakta ve tavsiye edilmektedir.

Gebelik sırasında herpes virüsü ile enfekte olan kadınlar gebeliğin son 4 haftasında asiklovir isimli antiviral ajanla tedavi görmelidir. Bu sayede doğum kusurlarının yanı sıra doğumdan sonra sahip olunan diğer hastalık ve enfeksiyonların görülme riski de azalabilir.

Gebelikte sitomegalovirüs enfeksiyonunu önlemek zor olsa da çok küçük çocuklarla temastan kaçınılarak enfeksiyona karşı önlem alınabilir.

Toksoplazma enfeksiyonu riskini en aza indirmek için ise hamilelerin kedi kumu ve kedi dışkısı ile temastan kaçınmaları gerekir.

Son olarak hamileler Zika virüsünün bulaştığı bölgelere seyahat etmekten kaçınmalı ve bu bölgelerde yaşıyorlarsa önleyici diğer tedbirlerle birlikte böcek kovucu kullanmalıdır.
 
X