Doktorum ve hiçbir şey bilmiyorum?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Tip fakültelerinin ve diğer bir sürü fakültenin eğitim kalitesinin düştüğünü ben de düşünüyorum (mesela bazı hakimlere şok oluyorum ben de) ama bu konunun bir kısmı iyi bir eğitim alamamaktan kaynaklanan haklı endiselerse bir kısmı de imposter sendromu o net. Yani sınavda 1900. Olmuş çocuk ve dersleri de geçmiş bu kadar yetersiz olamaz. Bunu bence biz bilemeyiz ve değerlendiremeyiz. Ama imposter sendromunun doruklarında gezdiğim için o yetersizlik hissini çok iyi bilirim ve bir an önce o histen kurtulmaya bak çünkü o his çok yararsız bir his. Biraz yetersiz hissetmek öğrenmeyi kamciladigi müddetçe çok iyi bir şeydir ama senin elini kolunu bagliyorsa hiç gerek yok. O histen kurtulup sürekli oku, araştır, nöbet tut, uzmanları izle, kongreleri dinle vs vs. Zamanla geçecektir.
Çok haklısınız elimi kolumu bağlıyor o his 🥺
 
Aynı şekilde hayret ettim. Kendileri muayene olmak isterler miydi acabaya? Değil bir operasyona girmek fikir bile almak istemezdim.

Gerçekten en çok da maddi imkansızlıklardan kime randevu bulsa ona gidecek insanlara yazık. Böylesi zihniyetlere denk gelecekler işte.

Meslek her ne olursa olsun , işini hakkıyla yapmayan herkesin o mesleği icra etmesine karşı çıkılması gerekirken ; "yok , yok biliyorsundur" diye cesaret vermenin mantığı nedir , anlamak mümkün değil.
 
Asıl ben size çok teşekkür ederim. Gerçekten laf olsun diye demiyorum, bu kadar severek yaptığım bir mesleğe böyle şeyler denilmesi, insanlardan böyle sözler duymak, bir gülümseme almak, her şeye değiyor. Kuş gibi hafifledim sayenizde. Bu zor zamanlarda çok iyi geldi. Çok teşekkür ederim 🙏🏻❤️
🙏🏼 Pandemide alkışlarken sizin gibileri alkışladık. Sadece pandemide değil her zaman böyle iyi niyetiyle işini seven doktorlara, hemşirelere, sağlık çalışanlarına ihtiyacımız var🙏🏼

Sadece sağlıkta da değil. Biz millet olarak işimizi sadece statü ve para olarak görmeye alıştırılmışız. İşe dönmeden önce bebeğime bakıcı arayışına girdim. Evde boş duracağıma para kazanayım diye bebek bakıcılığı yapmak isteyenlerin sayısı çok fazla. Ve bu durum normal karşılanıyor.
 
Çok haklısınız elimi kolumu bağlıyor o his 🥺

Otrera süper öneriler vermiş 🥰 Yani gerçekten yetersizlik hissi bazen yararlı hatta soylu bir şey, mütevazilik ve öğrenmeye açıklık ile ilişkili, ama abartıldığı zaman sadece zarar verir. Eğer mesleğe devam edecekseniz kendinizi bu tür düşüncelerden kurtarıp yüzde yüz işinize vermeniz lazım. Madem endişelisiniz bu endisenizi öğrenmeyi kendinizi geliştirmeyi kamcilamasi yönünde kullanın bence. Biz buradan sizin ne bilip bilmediginizi tabi ki degerlendiremeyiz uzman değiliz ayrica beyninizin içini bilmiyoruz ki hangi bilgiler var. 😄 Gerçekçi olup olmadığını bilemeyiz bu endişelerin ama önemli olan endişeleri pozitif yönde kullanmak. Once bu işi yapıp yapmak istemediğinize ve izleyeceğiniz yola karar verin ve kararınız yönünde ne gerekirse yapın gerekirse mesleğe başlamadan bir çalışma arası verin ne bileyim gönüllü nöbet tutun vs (tamamen bilmeden uydurduğum tavsiyeler doktor kullanıcılar daha iyi tavsiyeler verebilir). Hayat o kadar karışık bir şey değil bu kadar yıpratmayin kendinizi bence.
 
8 bin liraya işe başlayacağınız garanti bir mesleğiniz var, bence o yüzden diğer mezunların durumu belliyken maaş konusunda şikayet etme hakkınız yok.Diger konudaysa özel ders imkanı varsa onu deneyin veya 1 sene mezun kalıp çalışın bence.Ben de mühendislik öğrencisiyim 3. Sınıf ve staj yapmadım, bir yere de başvurmadım, kendimi 2. Sınıf gibi hissediyorum :KK43:
Şu düşünceyi ben bir türlü anlayamıyorum nedense ya da dışardan bakamıyorum bilmiyorum fakat bu meslek zaten performans-mesaii saati/kazanç oranına bakarsak en düşük kazancı olan mesleklerden biridir diyebiliriz(alanında çok uzmanlaşıp paraya doyan kesimi kastetmiyorum genel dümdüz çalışanı kastediyorum)
 
Çok teşekkür ederim peki TUS kitaplarından çalışsam sizce bir şeyler öğrenebilir miyim? Resmen lisede daha çok şey biliyordum gibi hissediyorum :KK43:
Okurken pek çok şey öğreniyorsun sindiriyorsun ama zamanla o bilgileri kullanmaya kullanmaya en iyi bildiğini düşündüğün fizyopatolojiyi bile unutabiliyorsun ama ufak bi tekrarla hatırlayacak düzeyde oluyorsun. Ayrıca intörn iken pek bir şey öğrenmiyorsun genelde yogun bir ünvde intörnsen öğrenmekten ziyade iş gücü olarak işleri döndürmekle yükümlüsün ve pek çok boş iş yapmakla meşgulsün tek kelimeyle berbat ve hayatı sorgulatan insanın kendisine saygısını yitirdiği vasıfsız hissettiği bir senedir. Ama tek başına kalıp bir şeylerin içine bizzat primer sorunlu olarak girmeye başlayınca o zaman çok hızlı bir şekilde gelişiyorsun. İlk zamanlar anksiyete çok olur. Nöbetten her önceki gün başlarsın daha gitmeden gerilmeye. Bu anksiyeteyi atmak yaklaşık en az 6 ay sürer. Tecrübe kazandıkça gelişiyorsun ve maalesef işin içine birinci sorumlu olarak girmeden tam anlamıyla öğrenmek sadece teoride kalan fuzuli bir şey..
 
Çok teşekkür ederim peki TUS kitaplarından çalışsam sizce bir şeyler öğrenebilir miyim? Resmen lisede daha çok şey biliyordum gibi hissediyorum :KK43:
Ayrıca konu içeriği düzenlendiği için mezun oldup olmadığını anlayamadım ama Eger olmasıysan, mutlaka dene ve denemezsen asla çekinme. Unutma ki öğrenciysen zaten sorumlu olmadığın için birine zarar verme riskin çok çok düşüktür birilerinin gözetiminde dene mutlaka her şeyi. Çok çekinirdim invaziv işlemleri denemeye yA canını gereğinden fazla acıtırsam, ya yanlış yaparsam vs vs diye ama pes edip denemeye cesaret edince daha bi özgüvenli oluyorsun zamanla. Nöbette alakasız saatlerde alakasız işler yaptığımı bilirim dinlenmek yA da kaytarmak yerine, sırf öğrenmiş denemiş olmak için. Belki zaten o bölümü seçmezsem asla karşıma çıkmayacak şeyler hiçbiri ama yine de en azından bileyim hissiyatı dürtüyor insanı. Defalarca sor ve denemekten çekinme hiçbir şeyi özellikle belli başlı şeyleri denememiş olarak mezun olma derim 👀
 
İnanın bunu diyecek son insanlardanım. Bir can için hiç.
Hele ki tanrısal sıfatlar yükleyip boyun eğmek falan. Benim yaşam tarzıma burada ki paylaşımlarımla bile alakası olmayan bir şey.

Bazı insanlarda ki haklı çıkmak adına, cımbızlayıp parlatma konusu başa çıkabileceğim bir şey değil. Çünkü asla kullanmayacağım kendime yakıştıramadığım bir yöntem.
O yüzden size iyi akşamlar.
Hiçbir şeyi cımbızlama huyum yoktur. Yorumunuzun en can alıcı noktası orasıydı. Kendim bu durumun acısını yaşamış bir insan olarak doğal olarak yorum yaptım. Ayağımda herhangi bir sorun kalsa, "ne yapayım, bir seferlik bir şeydir bence, kaderimse çekerim" diyebilecek durumda değildim. Doktor umursamazlığı nedeniyle eşimi kaybettim, oğlum babasıyla geçirreceği üç beş yıl daha bile olsa zamandan mahrum kaldı. Ben keşkelerle ve travmalarla boğuşuyorum hala. O tek insan ölmüyor sakat kalmıyor bir şey olduğunda, sevenleride yarı ölü oluyor. yiğeninizin durumunu da okudum ve ben buradan çok üzüldüm.Dünyada çok nadir bulunan bir hastalık değil bahsi geçen şeyler, yorum farkı olup akıllarına gelmesin.Ayağın anotomisini bilen bir doktor orada kırık var mı yok mu bilir, kanamadan ölmek üzere olan hastaya "git ayran içir, şımarıklık yapmayın" demez. en azından hastanın acil müdahaleye ihtiyacı olduğunun farkına varır. İşin kötüsü bence bu olanların bir bölümü bilgisizlikten değil, umursamıyor ve ilgilenmek istemiyor olmaktan kaynaklı şeyler. Kişinin önce işini sevmesi ve etik anlayışı olması lazım. Neyse ben de daha fazla uzatmak istemiyorum. Size de iyi akşamlar.
 
O üye benim kırdıysam soryy. Eşini de senide tebrik ederim bu arada.
Aşağılama konularına falan hiç girmicem, bu benim bahsettiğim değil senin alınman ve kendi iç dünyandan yaptığın bir çıkarım.
Bugün en güzel hayat bilgisinin okuldan değil, onu tecrübe etmiş herhangi birinden alınacağını çok çok iyi bilir ve savunurum. Ama tıp eğitimi için, onu yapan kişinin işi ile ilgili eleştiriler için düşüncem sabit. Bir doktorun yaptığı tedaviyi eleştirmem onun savını çürütmem için konuyu bilmem lazım.

Ara sayfaları çok okumadım ama tıp kazanmış neredeyse kızım yaşında birinin kendisini bu derece eksik görmesine tabiri caizse dövmesine gönlüm razı gelmedi. Biraz egolarını okşamak ve kendisine getirmekti amacım.
Ha evet mesleğine başlayacak ama haklı çekinceleri olan birine "sende doktor olacaksan adını söylede bulunduğun hastaneye gitmeyelim, boş beyinlisin, sıfırsın" tarzı hakarete varan tarzda yazanlara üzülüyorum. Onca insancıl yaklaşım dururken bu yolu tercih ettikleri için.

Ayrıca ben değil Konfüçyüs demiş.
Bir işi bilen yapar
Az bilen akıl verir
Bilmeyen eleştirir
Yapamayan çamur atar diye...
her dr işi biliyor mu sizce?yıllar önce arkadaşımın annesini kürtaj yaparken içinde parça unutmuşlar.kadın zehirlendi öldü.organ mafyasına çalışan dr lar var.hastalığımız 1 se 2 de kendileri ekleyenler var.gereksiz ameliyat yapanı var ücreti fazla diye.ilaç lobisiyle ortak çalışanı var.bunları da bana dr bir grubum var içinde kuzenimin de olduğu onlar söylüyor hep.kendi kendilerini eleştiriyorlarken biz niye eleştirmeyelim?
 
Meslek her ne olursa olsun , işini hakkıyla yapmayan herkesin o mesleği icra etmesine karşı çıkılması gerekirken ; "yok , yok biliyorsundur" diye cesaret vermenin mantığı nedir , anlamak mümkün değil.
cunku genelde tip okuyan insanlar basarili ve anksiyeteli oluyor. zaten calismadan fakulte bitirmek imkansiz. muhtemelen yazan kisi de hic bi sey bilmiyorum kaygisi yasiyor, hemen hemen her yeni mezunda olur bu hisler.
 
Dünden beri ara ara takip ediyorum konuyu. Yazıp yazmamak arasında kalmıştım ama yazmaya karar verdim.

Konu sahibi, ben doktorum.

Fakültemde çıkmış soru bakarak komiteleri geçen tonla arkadaşım vardı. Kasma otri çıkmış bak azcık çalış yeter ehe derlerdi bana. Bunu kendimi övmek için söylemiyorum, ancak ben yapım gereği böyle bir çalışmayla sınav geçmeyi içime sindiremezdim.

Haftaiçileri okuldan sonra günde en az 5-6 saat ders çalışırdım. Haftasonları 9-10 saat ders çalıştım.

Ders notlarına bağlı kalmazdım. Textbook ve makaleler tarardım. Robbins, guyton gibi otorite kitapları bitirdim. Bana muhteşem bir hekimlik nosyonu kazandırdı.

Haftasonları servislere çıkar hasta dosyalarını okurdum. Anamnez alırdım. Epikrizlerini açardım sistemden, oturur onları incelerdim. Nasıl tanı konulmuş, ne tedavi verilmiş vb. Hocaların asistanların peşinde gezerdim.

Ha herkes benim gibi miydi? Hayır. Bu istemekle alakalı olan bir şey. Ben tıp fakültesini isteyerek yazdım. Tek hedefim vardı, meslek olarak yani, o da doktorluktu. Başka meslek hiç düşünmedim bile.

Şöyle düşünürdüm, anne babana nasıl bir doktorun bakmasını istiyorsan öyle bir doktor olmalısın otri.

Saydığım şeylerden ötürü çok sağlam bir temelim oldu. Hekimlik insiyatif almaktır, analitik düşünmektir. Hızlı karar verip doğru müdahelede bulunmaktır. Laboratuvar hekimi olmamaktır. Hastaya dokunan, sahada çalışan biri gerçek bir doktor olabilir. Ben kendime gerçek doktorum demiyorum, ama elimden geleni yapıyorum.

Devam zorunluluğu hakkında da şunu söyleyeyim. İlk 3 sene temel bilimler alırken devam zorunluluğu laboratuvar dersleri haricinde bizde de yoktu. Yalan yok, amfi derslerine pek katılmazdım. Ama köpek gibi ders çalışırdım, mutlaka açığımı kapatırdım. 4-5-6 da zaten devam zorunlu.

Canla haşır neşir olacaksınız, hafife alınacak bir şey değil.

Hastanın şokta, sepsiste, solunum yetmezliğinde olduğunu daha hastayı görür görmez anlamanız lazım. Bunu da kitaplardan notlardan öğrenemezsiniz. Hasta görmeniz lazım.

Mezun olmadan önce hemen her gece anksiyete atakları geçirirdim. Allahım hiçbir şey bilmiyorum napacağım periferde diye. Açar sürekli sıvı, enfeksiyon, tromboz, pnömotoraks vb acil durumların tedavilerini okur, bilgilerimi güncel tutmaya çalışırdım. Mezuniyet öncesi bu kaygıları hepimiz yaşadık. Gerçekten. Nöbet anksiyeteleri meşhurdur. Önemli olan amaaan öğrenirim dememek, daima bilgilerini güncel tutmak. Ve nöbette hasta geldiğinde ona doğru tedavi uyguladığını fark ettikçe, insanın güveni yerine geliyor zaten. Anksiyete de azalıyor. Ama bilgisiz bir doktorsanız o anksiyete asla geçmiyor.

Acil serviste zaman geçirin, kalp krizinde ne yapılır, entübasyon nasıl yapılır, sıvı tedavisi nasıldır vb öğrenin. Hastaya dokunmaktan korkmayın. Acil durumları tanımak zorundasınız unutmayın.

Şunu da çok net söylüyorum ki, çoğu dönem arkadaşıma annemi babamı emanet etmem. Allah onların eline düşürmesin. Bakın bu kadar diyorum.

Ha ben çok mu süperim? Hayır. Ama mesleğimin ciddiyetinin farkındayım en azından. İnsan sağlığı şakaya gelmez. Seçtiğiniz mesleğin ne olduğunun farkına varın.

Çok şükür işinin ehli birinden gercekten yardimci olacak bir yorum.Harikasınız.

B Balliciklokma1234
Al bu yorumu çıkart,odana başucuna as.Meslektaş olup sizi ti'ye alanları değil tecrubesiyle,uslubuyla yol gösteren meslektaşını örnek al ve bu mesleği yapacaksan geriye dönük eksiklerini kapa ve çok çalış tabi bu mesleği icra etmek istiyorsan.
He elbet olursun doktor ama bir randevu alımı sırasında "lokmacik hanim mi ? Yok diger hekim olsun lütfen" lafına maruz kalmak,randevu saatlerinin de odanın kapısının önünün de bomboş olması seni bilmem ama benim çok ağrima giderdi.
 
Dünden beri ara ara takip ediyorum konuyu. Yazıp yazmamak arasında kalmıştım ama yazmaya karar verdim.

Konu sahibi, ben doktorum.

Fakültemde çıkmış soru bakarak komiteleri geçen tonla arkadaşım vardı. Kasma otri çıkmış bak azcık çalış yeter ehe derlerdi bana. Bunu kendimi övmek için söylemiyorum, ancak ben yapım gereği böyle bir çalışmayla sınav geçmeyi içime sindiremezdim.

Haftaiçileri okuldan sonra günde en az 5-6 saat ders çalışırdım. Haftasonları 9-10 saat ders çalıştım.

Ders notlarına bağlı kalmazdım. Textbook ve makaleler tarardım. Robbins, guyton gibi otorite kitapları bitirdim. Bana muhteşem bir hekimlik nosyonu kazandırdı.

Haftasonları servislere çıkar hasta dosyalarını okurdum. Anamnez alırdım. Epikrizlerini açardım sistemden, oturur onları incelerdim. Nasıl tanı konulmuş, ne tedavi verilmiş vb. Hocaların asistanların peşinde gezerdim.

Ha herkes benim gibi miydi? Hayır. Bu istemekle alakalı olan bir şey. Ben tıp fakültesini isteyerek yazdım. Tek hedefim vardı, meslek olarak yani, o da doktorluktu. Başka meslek hiç düşünmedim bile.

Şöyle düşünürdüm, anne babana nasıl bir doktorun bakmasını istiyorsan öyle bir doktor olmalısın otri.

Saydığım şeylerden ötürü çok sağlam bir temelim oldu. Hekimlik insiyatif almaktır, analitik düşünmektir. Hızlı karar verip doğru müdahelede bulunmaktır. Laboratuvar hekimi olmamaktır. Hastaya dokunan, sahada çalışan biri gerçek bir doktor olabilir. Ben kendime gerçek doktorum demiyorum, ama elimden geleni yapıyorum.

Devam zorunluluğu hakkında da şunu söyleyeyim. İlk 3 sene temel bilimler alırken devam zorunluluğu laboratuvar dersleri haricinde bizde de yoktu. Yalan yok, amfi derslerine pek katılmazdım. Ama köpek gibi ders çalışırdım, mutlaka açığımı kapatırdım. 4-5-6 da zaten devam zorunlu.

Canla haşır neşir olacaksınız, hafife alınacak bir şey değil.

Hastanın şokta, sepsiste, solunum yetmezliğinde olduğunu daha hastayı görür görmez anlamanız lazım. Bunu da kitaplardan notlardan öğrenemezsiniz. Hasta görmeniz lazım.

Mezun olmadan önce hemen her gece anksiyete atakları geçirirdim. Allahım hiçbir şey bilmiyorum napacağım periferde diye. Açar sürekli sıvı, enfeksiyon, tromboz, pnömotoraks vb acil durumların tedavilerini okur, bilgilerimi güncel tutmaya çalışırdım. Mezuniyet öncesi bu kaygıları hepimiz yaşadık. Gerçekten. Nöbet anksiyeteleri meşhurdur. Önemli olan amaaan öğrenirim dememek, daima bilgilerini güncel tutmak. Ve nöbette hasta geldiğinde ona doğru tedavi uyguladığını fark ettikçe, insanın güveni yerine geliyor zaten. Anksiyete de azalıyor. Ama bilgisiz bir doktorsanız o anksiyete asla geçmiyor.

Acil serviste zaman geçirin, kalp krizinde ne yapılır, entübasyon nasıl yapılır, sıvı tedavisi nasıldır vb öğrenin. Hastaya dokunmaktan korkmayın. Acil durumları tanımak zorundasınız unutmayın.

Şunu da çok net söylüyorum ki, çoğu dönem arkadaşıma annemi babamı emanet etmem. Allah onların eline düşürmesin. Bakın bu kadar diyorum.

Ha ben çok mu süperim? Hayır. Ama mesleğimin ciddiyetinin farkındayım en azından. İnsan sağlığı şakaya gelmez. Seçtiğiniz mesleğin ne olduğunun farkına varın.
arkadaşım helal olsun sana ne güzel yazmışsın ne kadar da objektif anlatmışsın herşeyi meslekle ilgili.yakınımda olsan alnından öperdim seni öyle duygulandım .hakkıyla dr sun zaten biliyorduk burada kaç kişiye yardımcı oldun.ama artık daha da yükseldin gözümde.başarın daim olsun
 
Rontgeni cekenler bile, anlamasi gerekir.. cok istisnai durumlar olabiliyor, okuyamiyolar anlamiyolar kirik olup olmadigini..ama nasil bir dr anlamaz bunu hayret edilesi
Röntgene bakınca ne olup olmadığını her hekimin anlaması gerekseydi, bunun için ayrı bir branş olmazdı. Belli bariz şeyleri istisna tutuyorum ama bazen ortopedi uzmanı bile gözden kacirabiliyor cok minimal kiriklari, bunu tabi ki normallestirmiyorum ama her hekim tabi ki röntgen okuyamaz.
 
Röntgene bakınca ne olup olmadığını her hekimin anlaması gerekseydi, bunun için ayrı bir branş olmazdı. Belli bariz şeyleri istisna tutuyorum ama bazen ortopedi uzmanı bile gözden kacirabiliyor cok minimal kiriklari, bunu tabi ki normallestirmiyorum ama her hekim tabi ki röntgen okuyamaz.
Rontgen cekende anlar dr da anlar genelde.. yani bu bahsettigin sey 1000 de 1 dir bence.. ama kirik yok denmez alciya alinabilir
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X