Arkadaşlar ben yeni doğum yaptım tüm kontrollerime en başından beri Sinan kurşuna gittim, muayeneler sırasında bazen çok ilgili bazen de umursamaz ve çok gamsız davrandı,doğum ve hamilelik gibi özel bir durumda doktoruna güvenmek çok önemli ama bunu çokda önemseyen bir adam değil...Tam doktorumu değiştireyim dediğim anlarda bu kez bir anda (sanırım benim tavrımdan çekinerek)çok ilgili davranmaya başladı... içimde hep bi huzursuzluk vardı ama sanki basiretim bağlanmış gibi gitmeye devam ettim ve derken erken doğum yapmak zorunda kaldım... işte asıl sorunu doğum esnasında yaşadım, doğumum pazar gününe denk geldi. hem doktorum hem vitale hastenesi çalışanları ve doğum ekibi pazar günü tatillerini bozduk diye neredeyse küfür eden gözlerle baktılar, doğum esnasında çok fazla narkoz vermişler ben iki gün boyunca kendime gelemedim, ne bebeğimle ne benimle doğru dürüst ilgilenmediler,doğum haneden beni odaya çıkartan hastanenin makinalarının bakımını yapan bir görevliymiş!... sedyeden yatağa eşim taşımış!.. Güya özel hastane sadece para alırken özel bir hastane olduklarını hatırlıyorlar,sigorta hastanesine gitsem bu muameleyle karşılaşmazdım heralde, Sezaryanla doğum yaptım Sinan bey(hala bey diyorum) resmen beni doğramış, hala dikişlerim iyiyleşmedi...vs vs vs o kadar çok olumsuzluk yaşadım ki ilk doğumumda bana travma yaşattılar ve hala atlatamadım

Bu sebeble ne sinan kurşunu ne de vitale hastanesini kesinlikle TAVSİYE ETMİYORUM VE ŞİDDETLE KINIYORUM.
sadece adının nam saldığı ve hiçbir özelliğinin olmadığı bir hastenede yalnızca insanları kandırdıklarını düşünüyorum. ben de onn hstasıydım... artık değilim.. saygısız nerdeyse dayak atcak... terbiye kursuna göndermek lazım önce onları. bu kadar da saygısız olunmaz. ayrıca bunu okumanızı tavsiye ederim.
Uğurlu'nun, 2001 yılında bebeklerinin “ihmal” sonucu sakat doğduğu ve bu sakatlığa bağlı olarak öldüğü yönünde iddiaları üzerine, aralarında profesörlerin de bulunduğu Akdeniz Üniversitesinde görevli 11 sağlık çalışanı hakkında açılan davada, 4 sanık birer yıl hapis ve 141'er YTL para cezasına çarptırıldı.
Antalya 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 5 yılı aşkın süredir devam eden “İhmal ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek” suçlamasıyla açılan davanın karar duruşmasına, bebeği ölen Kezban Uğurlu, ayrıldığı eşi Davut Uğurlu ve Avukatı Rumi Mercan katıldı.
Davada yargılanan, olay tarihinde Akdeniz Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı'nın başkanı olan Prof. Dr. B.T, AÜ Anestezi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. E.İ, Anestezi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. M.E, anestezi uzmanı Dr. A.A, kadın-doğum uzmanları Dr. Z.S, Dr. H.Ö, anestezi asistanları M.S, N.C, M.A, O.Ş. ile kadın doğum uzmanı Dr. S.K'nin katılmadığı duruşmada, sanıkları avukatları temsil etti.
Bir önceki duruşma tutaklarının okunduğu duruşmada, Cumhuriyet Savcısı İlhami Ercan mütalaasını yineledi. Karar öncesi davacı Kezban Uğurlu sanıkların cezalandırılmasını istedi. Sanık avukatları ise müvekkillerinin beraat taleplerini yinelediler.
Duruşma sonunda Mahkeme Başkanı Faris Özsoy sanıklardan N.C.F, M.E, H.Ö, Z.S, O.Ş, E.İ. ve B.T'nin delil yetersizliği sebebiyle beraatlarına karar verdi.
Sanıklardan kadın doğum uzmanı Sinan Kurşun ve anastezi uzmanları Asuman Arslan, Murat Akpınar ve Mehtap Selçuk'un “görevi ihmal” suçundan birer yıl hapis ve 141'şer YTL para cezalarına çarptırılmalarına karar verildi. Hakim Faris Özsoy, sanıklara verilen hapis cezalarını, TCK'nın ilgili maddesi gereği 2 bin 331'er YTL para cezasına çevirdi.
Mahkeme ayrıca, Yüksek Sağlık Şurası Raporu'nda da yer alan ve davayla ilgili bazı belgelerin kaybolmasıyla sorumlu tutulan sanıklar hakkında da suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Duruşmanın ardından AA muhabirine açıklamalarda bulunan Kezban Uğurlu, “Çocuğumun yaşama hakkı bedele dönüştürülmemeliydi. Yargımız, yaşam hakkını maalesef korumadı” dedi. 5 yıldır verdiği hukuk mücadelesinde tek amacının doktorların keyfi uygulamalarına isyan etmek olduğunu kaydeden Uğurlu, “Elimizdeki maddi delillere rağmen, Yüksek Sağlık Şurası raporuna rağmen, böyle bir sonucun çıkmasına çok üzüldüm” diye konuştu.
Uğurlu'nun Avukatı Rumi Mercan, kararı temyiz edeceklerini belirterek, “Amacımız doktorların ceza alması değil, onlara görev ve sorumluluklarını hatırlatmaktı. Özellikle bir üniversite hastanesinde görev yapanların daha da hassas ve itinalı olmalarını isterdik. Ancak dava sürecinde bile bu doktorlar hakkında iddialar bize gelmeye devam etti” dedi.
2001 yılı mayıs ayında, o dönemde hemşire olan Kezban Uğurlu, doğum için geldiği AÜ Hastanesinde, zamanında doğumhaneye alınmadığı gerekçesiyle oksijensiz kalan bebeğinin beyninde ve bazı organlarında hasar meydana geldiğini iddia etmiş, midesinden sondayla bir yıl beslenen çocuğunun daha sonra öldüğünü belirterek, kurum yöneticileri ve personeli hakkında dava açmıştı.