Valla kız olarak dünyaya gelseydi, çok talibi olurdu.
Çok da iyi bi ev hanımı olurdu.
Saka bir yana, eşim yiyeceklerin bozulması, çürümesi ziyan olması konusunda çok hassastır. Nasıl diyeyim ben onun kadar duyarlı değilim bu konuda. Uyarilariyla eskisinden daha dikkatliyim ama yine de yeterli değilim. Defaetle beni uyarmıştır bu konuda. Bakti olmuyor artık kendi buzdolabini kontrol ediyor arada. Dipte köşede iki ezik domates mı kalmış, yada yenmemis çürümek üzere olan bi meyve. Onu çıkarıyor. Nfk bugün yemek yapma, bu domatesten menemen yap, su meyvelerden de ayıklayip komposto yapalım der. Gecen aklına esmis erzak dolabını kontrol ediyordu. Hava sicak, boceklenen yada bozulma riski olan tahil var mi diye. Yani maksadinda samimi. Yoksa beni elestirse, kızsa ben de rahatsız olurum mutfakta eşinmesinden.
Pazar alisverişini kendi sever. Sebzenin, özellikle meyvelerin cesidini ve lezzetlisini secmek hoşuna gidiyor. Market alışverişi konusunda da "akıllı alisveris" yapan müşteridir. Ne nerde, hangi marka, ne fiyata bilir. Ürünün daha ucuz olduğu markete üşenmez gider, onu ordan alır, market aktuellerini takip eder. Ben hamileyken biraz mutfaktan ve alisveristen uzaklaşmıştım, o sıra daha da alıştı. Benim de işime geliyor. :)
Tek bi şey lazımsa ne bileyim, su ekmek gibi. Ona da benim gitmeme musade etmiyor, kendi gidiyor. Orda da biraz korumacılık var, kıskanma anlamında galiba.