çevremde gördüğüm kadarıyla söyleyeyim, kaliteli kadın sayısı kesinlikle daha fazla.
biz 30 lu yaşların başında bir çiftiz,
28-38 yaş aralığı genelde arkadaş çevremiz. bekar, evli, çocuklu, boşanmış, bekar anne, bekar baba biz yaşlarda arkadaşlarımızda hep kadınların kalitesinin daha iyi olduğunu gözlemliyorum.
kesinlikle daha iyi baş ediyorlar sorunlarla. daha olgunlar. ne istedikleri konusunda daha netler.
daha entellektüeller. ilgi alanları daha çeşitli.
işlerinde de daha disiplinliler
ama yeteneklerini ve donanımlarını kıyasladığımızda kadın erkekten çok daha iyiyken, erkekteki özgüvenin yarısı bile kadında olmuyor
çünkü kadın kendini geliştirse de sıkıştırılmış yaşıyor.
bir kere kadın. namusu, bekareti, her şeyi milletin dilinde.
iş hayatında, evliliği, hamileliği dert eden bir ataerkil duzen sıkıştırıyor.
hatta hamilelik iznine çıkıyor diye ‘ya bize iş kalırsa’ endişesi ile hemcinsleri bile surat yapıyor.
giyim/kuşam/moda dediğinizde,
38 beden üstü kadın asla kabul görmüyor.
her kadın 90-60-90, 170cm+ boy, 50 kilo olmalı çünkü.
hatta mümkünse memeleri biraz daha büyük olsun.
e tabi spor da yapsın, vücudu sıkı olsun.
çok kısa yada dekolte giymesin,
çok kapalı da olmasın,
yada kapalı olsun ama bilmem ne giysin .
saçını sarıya boyasın, kızıl olsun.
uzun olsun, kısa olsun.
hep akıllarında hayallerinde bir şey var ve kadın o şeye dönüşmekle kendi olmak arasında sıkıştırılıyor.
e evleniyorsun, henüz kayınpederin laf soktuğu damat görmedim.
ama kadın istediği okullarda okusun, istediği kadar para kazansın, hep erkek tarafı bir bokmuş gibi bir memnuniyetsizlik.
kadına biçilen rollerde kadın da o erkek tarafını memnun etmek zorunda.
oğullarına iş yaptırmamak, görümcesinin kaprisini çekmek, kayınvalidesine hizmet etmek, kayınpederinin stres topu olmak gelinin görevi çünkü.
bir de erkek ailesi bindi mi kadının üstüne...
e sonra anne de olacak bu kadın .
olmak istemese ayrı bela.
olmak istese olmasa, kısır mı?! ayrı bela.
oldu diyelim. nasıl doğurduğu, nasıl emzirdiği, nasıl uyuttuğu, nerede uyuttuğu, nasıl yetiştirdiği.. her şey ama her şey eleştiriye açık.
henüz babası oğluna daha iyi eğitim vermedi diye eleştirilen adam görmedim.
yada çocuk zayıfsa dönüp babaya sen eve yemek getirmiyor musun? diyen.
ya anne terbiye edememiştir, ya anne yedirememiştir.
baba da süs bitkisi çünkü.
velhasıl annelik de kadından sorulur.
sen kadını 4 bir yandan sıkıştır.
üstüne bir de beğenme.
kadın kayınvalideden şikayet edince varoş olsun, avam olsun.
e önce anana bak demezler mi adama?
sen kadına değer vermeyi, kadını korumayı öğrendin de kadını eleştirmek kaldı.
çünkü kolay.
neyse.
demem o ki ciddiye almayın.
evet her milletin, her memleketin, her cinsiyetin iyisi kötüsü var.
kötülerine denk gelip isyan etmiş olabilirler.
ama isyan eden bile önce kendine bir baksın bakalım, kendinden neler bekleniyor, karşıdan neler bekliyor...