hadsiz mi arıyorsun, bol! ne kadar kendini bilmez insan var, okudukça şaşıyorum.
liseden beri süregelen bir arkadaş grubumuz vardı. 3 kız, arada toplaşırdık.
içimizden biri evli, çocuklu. biri bekar, evlilik yolunda olduğu biri yok ama istiyor, üzülüyor. biri evli, çocukla ilgili güçlükler yaşıyor, üst üste düşük yapmış ve tabi ki psikolojik olarak çökkün (bknz ben). ve çocuklu arkadaş bunları çok da iyi biliyor.
çocuklu arkadaş buluşma boyunca bana analığının faziletlerini anlattı, bekar olan arkadaşa da kocişiyle mutluluğunu. bana çocuk yap tedavi ol diye akıllar sundu, diğer arkadaşıma da evlenmesi gerektiğini elini çabuk tutmasını anlattı durdu. ikimizde üzüldük Allah biliyor, ama üzüldüğümüz onun var bizim yok değildi. bu hödükle bunca zaman arkadaşlık mı etmişiz diye üzüldük.. evlilik ve çocuk nasip işi, sana nasip olanın kıymetini bil ama bunu başarıymış gibi sunma olur mu dedim ayrılırken. demesem içime otrurudu. bir daha uzun süre görüşmedik.
O konuşmadan bir kaç ay geçmeden canı kocişi ile oldukça kötü bir şekilde yolları ayrıldı, yavrusu ile anne evine döndüğünü anlatmak için aradığında o günü söyledi. sandım ki empati yapmış. X'in gözü kaldı ondan boşandık dedi. Çocuğuna bir şey olsa da benden bilecekti galiba. kararmış yüreğini al git bacım dedim. o gün bugündür görüşmem. Yolunda mutlu olsun... insanların evliliğine, çocuğuna, işine, yani ona akıl sormadığı herhangi bir konusuna karışandan uzak durmayı öğretti bana.