Hiçbir engelim yok. Maddi açıdan iyi sayılırım. 33 yaşındayım kendi evim ve arabam var (tamamen kendi birikimlerimle elde ettiğim)Nişanlım güneydoğu gazisi. İki bacağı yok. Mayına basmış. Maddi durumu da benimle hemen hemen aynı. İlk gördüğüm anda aşık oldum. Bir ay kadar beraber olduk. Onun başka engelli ve evli arkadaşları vardı. Karılarının eşlerinden şikayetleri beni o kadar korkuttu ki hayatımdaki en büyük hatayı yapıp kaçtım. Aradan yıllar geçti. O başkalarıyla oldu. Ben başkalarıyla oldum. Günün birinde tekrar karşılaştık ve herşey yeniden başladı. Şimdi çok pişmanım kaçıp gittiğime. Meğer seviyorsan, anlaşıyorsan hiçbirşey o kadar zor değilmiş. Hatta çoğu şey çok daha güzel inanın bana. Ben çoğu zaman unutuyorum nişanlımın bacaklarının olmadığını. Aklıma bilee gelmiyor o derece... Şimdi bir senedir birlikteyiz. Hayatımın en güzel bir senesi. Fark ettim ki bazı hanımlarımız gazilerimizin maaşlarının iyi olduğunu düşünerek evlenmişler. E sevmeyince, çıkar için evlenince haliyle zor gelmiş onlara. Ben de onlar zorlukları anlattıkça "Bunlar daha bir aylık evli, kadın bu hale gelmiş" deyip kaçıp gitmişim. Ha bu arada bir arkadaşım bunu anlatığımda bana şunuu demişti 'zorluklardan korkup kaçtıysan zaten aşık olmamışsın o zaman" Halbuki ben, zorlukların o aşkı öldüreceğinden, günün birinde diğer arkadaşlar gibi eşimin engelinden şikayet edeceğimden korkup kaçmıştım. Şimdi çok muttluyuz. Bizim gibii ailelerle dostuz. Ve görüyorum ki yirmii yıllık evli olanlar bile şikayet etmiyorlar eğer seviyorlarsa. Biraz uzun oldu yorumum, sanki konuyu bben açmış gibi oldum ama sözün özü şu; eğer adam kadını, kadın adamı seviyorsa hiç sorun yok. Emin olun zorluk çekerler ama kalkıp da adam kadının yüzüne vurmaz. Ayrıca bu bir ayıp değil, günah değil yüze vurulsun. Allahın verdiği birşey... Ama duygulardan emin olmak lazım.