Erdoğan Merkez Bankası'nı eleştirdi, dolar rekor kırdı

Saraylim

Vazgec gonul.. Vazgec sesini duyan yok
Kayıtlı Üye
21 Ocak 2012
6.954
19.359
498
Erdoğan Merkez Bankası'nı eleştirdi, dolar rekor kırdi


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Merkez Bankası'nın izlediği faiz politikasına yönelik eleştirilerini sürdürmesi sonrası, Amerikan Doları Türk Lirası karşısında rekor kırdı.

Dolar/TL kuru 2,45'i aştı.

Ankara'da Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu heyetine hitap eden Erdoğan ise faizin enflasyona göre ayarlanamayacağını söyledi.

Erdoğan, "Enflasyon şuraya girerse faizi şuraya indireceğiz mantığı yanlış bir mantıktır. Böyle bir mantık olmaz. Faiz zaten enflasyonu oluşturur. Eğer sen faizi yüksek tutarsan enflasyon yüksek olacaktır, düşük tutarsan enflasyon düşecektir. Düşük faiz olursa, yatırım olacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Merkez Bankası'nın bağımsızlığı hakkında ise "Adı bağımsız kurum, böyle olunca gelinen nokta bu" diye konuştu.

Olağan toplantı 24 Şubat'ta
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, enflasyonun Ocak'ta 1 puandan fazla düşmesi durumunda 4 Şubat'ta ara toplantı yapılacağını ve faiz indirimine gidilebileceğini açıklamıştı.

Ancak Ocak ayında enflasyonun 0,93 puan gerilemesi sonrası banka faiz için ara toplantı yapmama kararı almıştı.

Bu karar sonrası bir ara 2,44 TL seviyesine çıkan Amerikan Dolarının yükselişi durmuştu.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) 24 Şubat'ta olağan toplantısını yapacak.

Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, "Merkez Bankası'nın gücü abartılıyor. Kısa vadeli faiz silahıyla ülkenin uzun vadeli yapısal sorunları çözülemez" demiş, ekonomideki tüm sorunların çözümünün de para politikasında aranmaması gerektiğini söylemişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yılmaz'a yanıtı ise " Durmuş Bey kendi işine baksın. Onu muhatap alıp da burada herhangi bir şey söyleyecek halim yok. Kendisinin başarı grafiğini gayet iyi bilen birisiyim. Onların dönemi bizim faizle mücadelemizde çok farklı bir mücadeleyi sürdürdüğümüz dönem olmuştur. Kendi maharetleri değildir. Bizim özel gayretlerimizdir" olmuştu.
http://www.bbc.co.uk/turkce/ekonomi/2015/02/150204_erdogan_dolar_faiz
 
Erdogan basbakan olurken "Ekonomiden anlamam ama kurmaylarim anlar" diyordu, bakiyorum artik muhendis, cevre, jeofizik derken uzmanlik alanina ekonomiyi de ekleyip ekonomistlere ders vermeye soyunmus. Herseyi bilir kendisi, ekonomiyi bankacilardan, ekonomistlerden mi ogrenecek dimi ya...
Bayanlar, kriz kapida... Dolar cikisina basladi, daha dogrusu baslamisti zaten, Erdogan sayesinde bu cikis hizlanmaya basladi. Faizi dusurun diyor kendileri Merkez bankasina... Merkez bankasi zat-i muhterem bilir kisi kendilerini dinlemeyip faizleri dusurmedigi icin de cok kiziyormus, artik yeni hedefi Merkez bankasi.. Faiz duserse para nereye gider diye bir endisesi yok, borsaya gider saniyor.. Gerci dolara da gitse onun icin hava hos, kendileri dolar zengini.. Peki yukselen dolara karsi Merkez bankasi faiz silahini cekmezse Turkiye nereye gider, acaba bu cok bilir ekonomi uzmani kesilmis zatin haberi var mi? Yazik olacak bu ulkeye..
 
Faiz düştüğü anda dolar ülkeyi silip süpürecek. enflasyon 3 lü rakamları bile görebilir o derece.
 
Herşeyi en iyisini bilene çok güzel bir cevap


Durmuş Yılmaz'dan Erdoğan'a cevap
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "kendi işine baksın" dediği Merkez Bankası eski başkanı Durmuş Yılmaz, "En iyi bildiğim konuda konuşuyorum" açıklamasını yaptı.

Ana Sayfa» Ekonomi» Ekonomi - Diğer

05.02.2015 14:10

İlgili Haberler
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın faiz indirim taleplerine karşı eleştirilerde bulunan Merkez Bankası eski başkanı Durmuş Yılmaz'a Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "kendi işine baksın" şeklinde bir geri dönüş oldu.

Dünya Gazetesi Başyazarı Osman Arolat'a özel açıklamalarda bulunan Yılmaz, bu söyleme karşılık olarak "Kendi işime bakıyorum. En iyi bildiğim konuda konuşuyorum." dedi.

İşte Dünya Gazetesi Başyazarı Osman Arolat'ın, Durmuş Yılmaz'ın çarpıcı açıklamalarına yer verdiği o köşe yazısı...

Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün Merkez Bankası eski başkanı Durmuş Yılmaz’ı çok sert bir şekilde eleştirince kendisiyle bir sohbet yapma gereğini duydum. Döneminde Anadolu’da bir çok ilde “Para Politikası” konferanslarına birlikte katıldığım Yılmaz’a sorduğum sorular ve aldığım yanıtlar şöyle:

-Cumhurbaşkanı Erdoğan dün sizi eleştirerek ‘Durmuş Bey kendi işine baksın’ dedi. Bir şey söylemek ister misiniz?

Kendi işime bakıyorum. En iyi bildiğim konuda konuşuyorum.

-Cumhurbaşkanı’na soru yönelten muhabir, ‘Durmuş Yılmaz’ın düşük faiz ile büyüme arasında bir bağ yok demesine ne diyeceksiniz?’ demiş. Böyle bir şey söylediniz mi?

Nasıl olur, büyüme ile düşük faiz arasında önemli bir bağ var. BBC Türkçe Servisi’ne verdiğim demeçte ‘sürdürülebilir büyüme için düşük faiz tek başına yeterli olmamaktadır, merkez bankalarının gücü kuvveti biraz fazla abartılıyor. Elindeki aygıt belli: Kısa vadeli faiz ve makro ihtiyati tedbirler dışında bir şey yok. Merkez bankaları kısa vadeli faiz politikaları ile ülkenin verimliliğini artıracak eğitim reformunu gerçekleştiremez’ dedim. Bunda da ısrarlıyım.

Peki sizin öneriniz neyi içeriyordu?

Ben, yüksek verimlilik ve işgücünü sağlayacak eğitim sistemini önemsiyorum. Bilgi ve beceriye dayalı rekabet yeteneğini artırmayı, emek ve ürün piyasalarındaki olumsuzlukları ortadan kaldırıp, yüksek katma değer zincirini oluşturacak, sadece ihracatı değil, ithalatı da masaya yatıracak, ithalata bağımlılığı azaltacak yerli üretimin nasıl sağlanacağını; sağlıklı işleyen hukuk düzenini, güçlü kurumları öngören yapısal reformları en azından düşük faiz oranları kadar büyümenin ana girdileri içinde gördüğümü söylüyorum. Reform yapmak zor iş, zahmetli iş. Merkez Bankası’na yerli yersiz eleştiri yapmak yerine, herkes kendi işini en iyi yaparsa ülkeye daha fazla katkımız olur.

Cumhurbaşkanı sizi eleştirirken, dünyada olup bitenleri anlamamakla itham etti. Bakar körlük ithamıyla, ‘bu ülkeler faiz oranlarını indirdikleri için enflasyonlarını düşürdüler’ dedi. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?

Bugün dünyanın enflasyonla ilgili bir sorunu yok. Özellikle gelişmiş ülkelerde çok düşük, hatta eksiler görüldü. Enflasyon birçok ülkede sorun değil, ama bizde hala sorun. Çok övündüğümüz paramızdan altı sıfır attığımız 2005 yılından bu yana kümulatif enflasyon yüzde 65 seviyesinde. 2005’teki 100 liranın bugünkü satın alma gücü 35 lira. Her neyse, küresel krizin patlak verdiği 2007 Ağustos ayında gelişmiş ülkelerde enflasyon sorunu yoktu, fiyat istikrarı olarak kabul edilen yüzde 2 civarındaydı. Dolayısıyla krizle birlikte ortaya çıkan daralma ve artan işsizliğe tepki olarak GÜ’de faiz oranı hızla aşağıya çekildi. Bugün sıfıra yakın. Buradan şu sonuç çıkarılıyor: ‘Görmüyor musunuz bu ülkeler faiz oranlarını düşürdüler ve enflasyon düştü. Dolayısızla bu da ispat ediyor ki, FAİZ ENFLASYONUN SEBEBİDİR SONUCU DEĞİLDİR. Türkiye de enflasyonu düşürmek için başkalarının yaptığı gibi faiz oranları düşürülmelidir. Böylece hem enflasyonumuz düşecek, hem büyüme sağlanacaktır.’ Keşke böyle olsa, ama değl. GÜ’de faizin aşağıya çekilmesi enflasyonu düşürmek için değil, krizle gelen ekonomik daralmayı durdurmak ve büyümeyi tekrar harekete geçirmek içindi. Ama geçen sürede ABD’de 2014 yılı hariç ekonomi bir türlü büyümedi. Bu neredeyse bedava para verilmesine rağmen olmadı. Çünkü ekonomik büyüme için düşük faiz gerekli şarttır ama yeterli şart değildir. Draghi ‘Ben elimden geleni yaptım sorumluluk artık siyasilerde’ diyor. Zira yukarıda da belirttiğim üzere, sorun yapısal ve bu sorun para politikası etrafında dolanmakla olmuyor. Yapısal reformları yapmak zor iş. Ama Avrupa’da siyasetçiler kolay yolu seçip merkez bankalarını suçlamıyorlar. Düşük faiz, bol paraya rağmen Japonya büyüyemiyor. Çünkü sorun yapısal. Benim düşüncelerim bilgim dahilinde bunlar...

http://www.dunya.com/durmus-yilmazdan-erdogana-cevap-252259h.htm
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…