ablan kesinlikle haklı..4 yaşındakileri anaokuluna alıyorlar,5 ve 6 yaşla aynı sınıfta..müfredat 6 yaşa göre..öğretmenlere karşı bir garezlerimi var yoksa bu kadar maaş veriyoruz uğraşsınlar diyemi düşünülüyor anlamış değilim..zaten Osmanlıca dersi için bu işin ehli öğretmen sayısı yetersizmişki..ee ne olacak peki..biri hüküm verdi olacak demekle olmuyor maalesef..
Osmanlıca Türkçe den farklı bir dil değildir ki. Sadece o dönemde Arap alfabesi kullanılıyordu. Yoksa amaç Osmanlıcayı bahane edip Arap alfabesini mi getirmek. Bizler liselerde Osmanlı döneminde yaşamış Türk edebiyatçılarının şiirleri çok okutuldu.
ŞİKAYETNAME
Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler. Eğerçi görünürde itaat eder gibi davrandılar ama bütün sorduklarıma hal diliyle karşılık verdiler.
Dedim: – Ey arkadaşlar, bu ne yanlış iştir, bu ne yüz asıklığıdır?
Dediler: – Bizim adetimiz böyledir.
Dedim: – Benim riayetimi gerekli görmüşler ve bana tekaüt beratı vermişler ki ondan her zaman pay alam ve padişaha gönül rahatlığı ile dua kılam.
Dediler: – Ey zavallı! Sana zulüm etmişler ve gidip gelme sermayesi vermişler ki, daima faydasız mücadele edesin ve uğursuz yüzler görüp sert sözler işitesin.
Dedim: – Beratımın gereği niçin yerine gelmez?
Dediler: – Zevaittir, husulü mümkün olmaz.
Dedim: – Böyle evkaf zevaidsiz olur mu?
Dediler: – Asitanenin masraflarından artarsa bizden kalır mı?
Dedim: – Vakıf malın dilediği gibi kullanmak vebaldir.
Dediler: – Akçamız ile satın almışız, bize helaldir.
Dedim: – Hesaba alsalar bu tuttuğunuz yolun fesadı bulunur.
Dediler: – Bu hesap, kıyamette sorulur.
Dedim: – Dünyada dahi hesap olur, haberin işitmişiz.
Dediler: – Ondan dahi korkumuz yoktur, katipleri razı etmişiz.Gördüm ki sualime cevaptan başka nesne vermezler ve bu berat ile hacetim kılmağın reva görmezler, çaresiz mücadeleyi terk ettim ve mey’us ü mahrum guşe-i uzletime çekildim.
Sözlerimi Fuzuli’nin şu beyiti ile bitireyim:
Dehr bir bâzârdır her kim metâın arz eder
Ehl-i dünya sîm ü zer ehl-i hüner fazl u kemal
(Dünya bir Pazar yeridir ki insanlar ellerindeki malları sunarlar. Dünya ehli altını ve gümüşü pazarlar, hünerli insanlar ise erdemlerini, olgunluklarını sergilerler.)