Esas buna dertlenelim hep birlikte !!!

adunul

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
31 Aralık 2011
1.941
40
0
İstanbul
Bu bölüme insanları daha iyi anlayabilmek, ne yaşadıklarını öğrenebilmek için takılıyorum. Sosyolog değilim ama gerçekten farkedilirse sosyologlar için büyük bir eğitim alanı. Kimsenin nicikini ezberlemem, sadece yorumuna bakarım bugün saçmalamış diyeceğim birine yarın alkış tutabilirim. O yüzden kim kimdir hiç bilmem, beni de ilgilendirmez.

Buralara düşmeyen, buralarda dillendirilmeyen ne dertler vardır ama ben son zamanlarda bundan daha büyük bir dert görmedim. Gerçekten bu haberi okuduktan sonra içim parçalandı. İnsanlığımdan utandım.

Bir anne 2 evladı var biri 5-6 yaşlarında biri daha 6 aylık, açlık yoksulluk had saftada ve kadın tirtir titreyen çocukarını saç kurutma makinasıyla ısıtmaya çalışıyor ve daha dayanamıyor intihar ediyor. Yüreği dağlanmayan insan yoktur herhalde. Açın bakın bugün bütün gazetelerin birinci sayfasında bu haber. %99,9 müslüman olan bir ülkede en önemli şartı yerine getirmiyoruz komşumuz açken , tok yatıyoruz. Kimbilir o kadın hangimizin komşusu idi, derdini buralarda paylaşmadığı için o kimdir bilemedik.

Hiç bir derdi küçümsemeyen ben, olabilir bu da ona büyük geliyordur diyen ben... Bu haberi okuduktan sonra sizlere Ey hanımlar bir silkininde kendinize gelin, kaynanadan, eltiden, üst komşudan yakınacağınıza biraz da halinize şükredin demek geldi içimden.
 
Son düzenleme:
Dün çıldırdım bu haberleri okuyunca.
Acaba vicdanı sızlaması gerekenler bu haberi duyduklarında geçkalınmışlık içi üzüldüler mi?
Yoksa rahat mı uyudular bu da ayrı bir sorun. Ve çok ciddi bir sorun aslında.
Sonra kendimi düşündüm. Ben yeterince ilgili miyim çevremle. Var mı yapabileceğim birşey diye.
Evet artık mışlarla mişlerle uğraşacağımıza çevremize bakalım.
kendimize acımaktan vazgeçip....
 
dertlensek ne yapacağız??
o kadar bencilizki..
ben sahsen karsı komsumu sağımı solumu tanımam..
o evlerin içinde ne yaşanır bilemem..bu benim suçummu değil..
sabah asansöre bindiğimde günaydın dediğimde (çok acaip bir laf etmişim gibi)
şaşkınlıkla yüzüme bakıp ağzının içinden günaydın diyen bayanları görüyorum..
buraya içini dökse kaçımız dikkate alacağız kaçımız yardım edeceğiz..
tok açın halinden anlamaz..elinde netin var git çalış şunu yap bunu yap demekle olmuyor.herkes kendi çektiğini biliyor..
 
Dün çıldırdım bu haberleri okuyunca.
Acaba vicdanı sızlaması gerekenler bu haberi duyduklarında geçkalınmışlık içi üzüldüler mi?
Yoksa rahat mı uyudular bu da ayrı bir sorun. Ve çok ciddi bir sorun aslında.
Sonra kendimi düşündüm. Ben yeterince ilgili miyim çevremle. Var mı yapabileceğim birşey diye.
Evet artık mışlarla mişlerle uğraşacağımıza çevremize bakalım.
kendimize acımaktan vazgeçip....

kimse üzülmedi inanın..

doğurmasaydı yapmasaydı etmeseydi diye yargılandı..

doğururken bizemi sordu efendim ..:14:
 
Evet işte bu sevgili "talihsizben" duyarsızlaştırıldık, belli ki içimizde varmış. Günaydın demeyi bile çok görür olduk. Ben merkezci olduk çıktık.
 
Kimin derdi sıkıntısı yokki?
Şuan olmasa bile hayatının bazı dönemlerinde çok zor günleri olmuştur çoğumuzun.
İntihar etmek bencillik bence.. Yazık geride kalan o iki yavruya..
Allah rahmet eylesin.
 
kimse üzülmedi inanın..

doğurmasaydı yapmasaydı etmeseydi diye yargılandı..

doğururken bizemi sordu efendim ..:14:

kesinlikle böyle derlerdi...bu tarz cvplara çıldırıyorum....:19:

haberi şimdi okudum ama malesef büyük bi lüx içinde lale devrini yaşayan devletimizi yönetenler bu haberleri okumalı...ne kadar fark edebilirsin ki, gerçekten ihtiyacı olanlar yardım istemekten imtina ediyo....insanlar akrabalarına çevrelerine dikkat etse göz kulak olsa yine bu kadar trajik olayları duymayız diye düşünüyorum....

korkunç bişe bi annenin bu duruma düşmesi:50:
 
kimse üzülmedi inanın..

doğurmasaydı yapmasaydı etmeseydi diye yargılandı..

doğururken bizemi sordu efendim ..:14:

Doğururken sormamış olabilir.
Peki bu annenin yükünü çocukları çekecek. Beni ligilendiren tarafı o.
Zaten kadın ölmüş gitmiş. Geride kalanlar ve o bebeler benim üzüldüğüm.
Kimse üzülmedi mi??
Ben çok üzüldüm.
Bir anne olarak kahroldum. Bir anne için evlat ne demektir biliyorum.
Onların en ufacık üzüntüleri eksiklikleri bir anenin canını nasıl yakar biliyorum.
Saç kurutma makinesiyle ısınmak kimin aklına gelir.
Düşünebiliyor musunuz kadının çaresizliğini. Çaresizlikten ürettiği fikri.
Evet korunmamış hata etmiş.
Olan olmuş.
Anne korunmadı çok doğurdu diye arkamızı mı dönelim.
Bu benim yapabileceğim birşey değil.
Vicdanımın kaldırabileceği bir şey değil.
Kalbim o kadar katılaşmadı çok şükür....
 
haberi okuyunca okadar çok üzüldüm ki.... anlatamam. ama kimsenin elinden birşey gelmedi. gencecik bir kadın öldüğü ile kaldı. komşularıda evine girip çıkmadılarsa nasıl bilsinler ki. oysa o kadar yardım kuruluşu var ki... en azından bulunduğum ilde kömür yada yiyecek yardım eden kuruluşlar var. aşevi var. çevresinde bilinçli birisi olsaydı o kadın yaşıyor olacaktı.

bizimde uzak komşunun evinde 3 gündür yemek pişmemiş. o evin çocuğu okulda açlıktan bayılmış. bu duyulunca, herkez elinden geldiği ile yardım etti. meğerse adam özürlü diye işten çıkartılmış.ramazan günüydü, ev halkı sabah akşam oruç tutuyorlarmış. yoksa gidipte kimseden isteyecek yapıda insanlar değillerdi.
 
Bu öyle bir dert mi sizce ? Kimin derdi yok ki tabi ki doğru ama kaç kişinin derdi açlık, sefalet 4 gündür evinde yemek pişmemiş bu kadının. Geçim derdi başka, açlık başka. Herhalde ölüm kurtulayım dememiştir, hangi anne der bunu çocuklarının açlığı kadını cinneti sürüklemiş, bu bir cinnet başka ne olabilir ki ?

Geçen bir konu vardı hatta arkadaşlar sayım yapıyorlar 100 oldu, 95 oldu diye haa evet bir erkek eşinin önceki ilişkisini dert edinmişti, okunma yazılma rekorları kırdı.

Sadece merak ederek bu konuyu açtım, bir kadının ölümle sonuçlanan derdi biz kadınları ne kadar ilgilendirecek ? Benim yazdıklarımı düşerseniz 10 yorumdan fazla almaz diyorum.
 
Doğururken sormamış olabilir.
Peki bu annenin yükünü çocukları çekecek. Beni ligilendiren tarafı o.
Zaten kadın ölmüş gitmiş. Geride kalanlar ve o bebeler benim üzüldüğüm.
Kimse üzülmedi mi??
Ben çok üzüldüm.
Bir anne olarak kahroldum. Bir anne için evlat ne demektir biliyorum.
Onların en ufacık üzüntüleri eksiklikleri bir anenin canını nasıl yakar biliyorum.
Saç kurutma makinesiyle ısınmak kimin aklına gelir.
Düşünebiliyor musunuz kadının çaresizliğini. Çaresizlikten ürettiği fikri.
Evet korunmamış hata etmiş.
Olan olmuş.
Anne korunmadı çok doğurdu diye arkamızı mı dönelim.
Bu benim yapabileceğim birşey değil.
Vicdanımın kaldırabileceği bir şey değil.
Kalbim o kadar katılaşmadı çok şükür....

Sevgili Ebru,
yanlış anladın sanırım..bu benim düşüncem değil..
genelde böyle demiyormuyuz??
senin benim düşünmemle olacak iş değil bu..
bu olay sadece duyduğuz basına yansıyan..kimbilir neler var duymadığımız..
çaresizlik insana herşeyi yaptırır özellikle bir anneye..
bu kadın çaresizlikten yanlış bir yola sapsaydı ozaman o olmayan akrabalar komşular ortaya çıkardı..
ama yardım etmek için değil yargılamak için..
 
İlk olarak ben de bu haberi bugün okudum, gerçekten tüyler ürpertici bir durum.
Zaten bir müslüman ülkesi olarak, bize dinen farz olanları tamamıyla her kesim yapabilseydi zaten bu gibi haberler günün manşetlerini süslemezdi.
Ama malesef ki, kim ne kadar inkar ederse etsin, kapitalist bir dünyada yaşıyoruz.
Eskiden komşumuz aç iken, bir sorunu derdi varken, kendi hanendeki insanların bile huzuru olmaz "ne yapsak diye" kendi derdiymişçesine üstlenirdi.
Çok çok eski zamandan bahsetmiyorum, 25-30 yıl öncesini diyorum.

Ama öyle bir hale geldik ki "her koyun kendi bacağından asılır" diyerek hayatlarımıza, kendimizde hiç bir eksiklik duymadan, insani duygularımızı yitirerek devam ediyoruz malesef ki.
Herkes aynıdır diye insanların günlük yaşamlarındaki sorunlarını da yargılamak doğru değil bence. Netice "herkesin derdi kendine ağırdır" diye bir laf var.
Kimse kimsenin sıkıntısının verdiği eziyeti anlayamaz, çünkü kendisi hissetmiyor bu durumu.

Hadi manşetleri geçtim, geçen gün annem anlattı.
Teyzem bir gün evde otururken kapı çalıyor ve tanımadığı yaşlıca bir adamcağız kapıda. "Buyrun kime gelmiştiniz" diyor.
Adamcağızın hali per perişan, belli ki bir sorunu var ve düşüncelerini toparlayıpta kimdir, neyin nesidir bunu söylemekten bile aciz.
Eniştemde evde olduğu için içeri almışlar, bir güzel karnını doyurmuşlar, dinlenmişte biraz. Taaa neyden sonra, adamcağız toparlamış kendinide "ya kusura bakmayın benim burada olmamam lazım, kayboldum ben sanırım, ben filanca yerde oturuyorum" diyebilmiş.
Eniştemlerde nedir ne değildir merak ettikleri için, kardeşleri ile beraber almışlar adamı gitmek istediği yere götürmüşler. Hem tekrar kaybolmasın hem de bir ihtiyacı varsa görsünler diye yalnız bırakmamışlar.
Adamın evini görünce zaten içleri parçalanmış. Hangi durumdan ve neden o hale geldiği bilinmez, fakat adamın evi bu kış günlerinde vıcık vıcık su, kuru yerlerde de fareler cirit atıyormuş.
Netice itibari ile eniştemler hem maddi hem manevi yönden adama yardımcı olmaya çalışmışlar ve şimdi arada gidip bir ihtiyacı derdi var mı diye kontrol ediyorlar, muhtemelen etrafındaki insanlara da durumu açıklayıp yardım etmelerine teşvik ediyorlar ki, daha zor durumlara düşmesin adamcağız diye.
Bu da kendi çevremde yaşanan bir olay.

Bunlar gibi yüzlerce binlercesi var. Elbette elimizden geldiğince hepsine yardım edelim, herkesin derdine koşalım, maddi imkanlarımız el verdiği sürece de bu desteği çevremizdeki ihtiyaç sahiplerine verelim.
Ama Peygamberimiz (s.a.v.) bile buyurmuşlar ki “Sadaka veriniz! Üzerinize öyle bir zaman gelecek ki, kişi sadaKAZENkası elinde dolaşacak ve kendisine sadaka getirdiği kişi, “bunu dün getirKAZENmiş olsaydın, kabul ederdim; ama şimdi ona ihtiyacım yok!” diyecek ve saKAZENdakayı kabul eden kimse bulamayacaktır.”
Biz ahir ümmet olarak öyle bir zamandayız ki, yardıma ihtiyacı olana bile yardım ettiğinde (sözün meclisten dışarı, herkes böyle diye genelleme yapmıyorum) "sadakana ihtiyacım yok, ben ne istersem Allah'tan isterim" gibi terslenmeler de olabiliyor.
Yani biz ne kadar bu konuyu eleştirirsek eleştirelim, herşey kişinin kendisinde bitiyor. Herkes kendi üstüne düşeni yapmalı, yanındaki arkadaşını da uyarmalı yeri geldiğinde, ama herkes kendi amelinden sorumlu.
Şahsen ben kendimce elimden geleni yapmaya çalışıyorum, inşallah ta iyi şeyler yaptığıma inandığım gibi iyi neticelerde doğuyordur.
Unutmamak lazım ki, her kim ne yaparsa yapsın Peygamberimiz (s.a.v.)'in bir diğer hadisi de "Sağ elin verdiğini sol elin görmesin".
Dile dolanan sadakanın ne kadar kıymetli olabileceğini siz tahlil edeceksinizdir zaten.

Sürçü lisan ettiysem affola :34:
 
bana da bir arkadaşım anlattı bu haberi.
zaten az önce bankaya işlerimi halletmek için gittiğimde , maaş almaya gelen emeklilerin halini görünce ben insanlığımdan utandım. sonra bide bu haberi duyunca dayanamayıp ağladım.
aslında hıçkıra hıçkıra, bağıra çağıra ağlamak istedim. ama bize empoze edilen çok şükür bu halimize de diyip!!! sustum... sustum... sustum.............................
 
Allah imtihan etmesin ,buda sosyal devlet anlayışı maşallah bizim ülkemizde herşey var ,adaletli gelir düzeyi her gecen gün bencilleşiyoruz ,duyarsızlaşıyoruz,şükürsüz ,sabırsız tahammülsüz bir toplum olup çıktık ,ahlakı saymıyorum bile neymiş herkes özgürmüş İNSANLIĞIMDAN UTANIYORUM...
 
dün haberi okuduğumda tüylerim diken diken oldu.acaba dedim çevremizde böyle insanlar varmıdır diye düşündüm..çevremle genelde irtibat halindeyim ama içlerini ne kadar bilebilirim ki:30:

kaloriferli bir sitede oturuyoruz ve birkaç daire var içi yapılmamış ama kaloriferi yanan,her sene içim yanar şu ısıdan ihtiyacı olan birileri faydalanamaz mı diye düşünürüm :50:

insanlar biraz çevresindekilere duyarlı olsa belki bu tarz şeyler yaşanmaz,allah hiç kimseyi bu çaresizliğe bu boşluğa düşürmesin,kimbilir içinde nelerle gitti:50:
 
haberi okuyunca okadar çok üzüldüm ki.... anlatamam. ama kimsenin elinden birşey gelmedi. gencecik bir kadın öldüğü ile kaldı. komşularıda evine girip çıkmadılarsa nasıl bilsinler ki. oysa o kadar yardım kuruluşu var ki... en azından bulunduğum ilde kömür yada yiyecek yardım eden kuruluşlar var. aşevi var. çevresinde bilinçli birisi olsaydı o kadın yaşıyor olacaktı.

bizimde uzak komşunun evinde 3 gündür yemek pişmemiş. o evin çocuğu okulda açlıktan bayılmış. bu duyulunca, herkez elinden geldiği ile yardım etti. meğerse adam özürlü diye işten çıkartılmış.ramazan günüydü, ev halkı sabah akşam oruç tutuyorlarmış. yoksa gidipte kimseden isteyecek yapıda insanlar değillerdi.

İşte bu ya bu. Elinden gelen yardım. Belki bugün benim elimden 1 kg. bulgur gelir (1,5-2 TL) sizin elinizden 1 kilo tavuk (10 TL-15TL) gelir. Cümleten duyarlı olalım istiyorum, her duyduğumuza şüpheyle yaklaşmayalım ya gerçekse diyelim.

Ben böyle yaptım demek son derece ayıp ama ben izlediğim yolu anlatayım. Çevremde yardım edecek insana rastlayamıyorum. Ama işyerimde değişik muhitlerde oturan arkadaşlarım var. Onlarla irtibat halindeyim eğer onların çevresinde varsa onlara yardım ediyorum.

1 makarna 0,5 TL 50 kuruş yani varsin markasız olsun. Ama hiç olmazsa aç yatan olmaz 50 kuruşlada kimse fakirleşmez.
 
Son düzenleme:
İlk olarak ben de bu haberi bugün okudum, gerçekten tüyler ürpertici bir durum.
Zaten bir müslüman ülkesi olarak, bize dinen farz olanları tamamıyla her kesim yapabilseydi zaten bu gibi haberler günün manşetlerini süslemezdi.
Ama malesef ki, kim ne kadar inkar ederse etsin, kapitalist bir dünyada yaşıyoruz.
Eskiden komşumuz aç iken, bir sorunu derdi varken, kendi hanendeki insanların bile huzuru olmaz "ne yapsak diye" kendi derdiymişçesine üstlenirdi.
Çok çok eski zamandan bahsetmiyorum, 25-30 yıl öncesini diyorum.

Ama öyle bir hale geldik ki "her koyun kendi bacağından asılır" diyerek hayatlarımıza, kendimizde hiç bir eksiklik duymadan, insani duygularımızı yitirerek devam ediyoruz malesef ki.
Herkes aynıdır diye insanların günlük yaşamlarındaki sorunlarını da yargılamak doğru değil bence. Netice "herkesin derdi kendine ağırdır" diye bir laf var.
Kimse kimsenin sıkıntısının verdiği eziyeti anlayamaz, çünkü kendisi hissetmiyor bu durumu.

Hadi manşetleri geçtim, geçen gün annem anlattı.
Teyzem bir gün evde otururken kapı çalıyor ve tanımadığı yaşlıca bir adamcağız kapıda. "Buyrun kime gelmiştiniz" diyor.
Adamcağızın hali per perişan, belli ki bir sorunu var ve düşüncelerini toparlayıpta kimdir, neyin nesidir bunu söylemekten bile aciz.
Eniştemde evde olduğu için içeri almışlar, bir güzel karnını doyurmuşlar, dinlenmişte biraz. Taaa neyden sonra, adamcağız toparlamış kendinide "ya kusura bakmayın benim burada olmamam lazım, kayboldum ben sanırım, ben filanca yerde oturuyorum" diyebilmiş.
Eniştemlerde nedir ne değildir merak ettikleri için, kardeşleri ile beraber almışlar adamı gitmek istediği yere götürmüşler. Hem tekrar kaybolmasın hem de bir ihtiyacı varsa görsünler diye yalnız bırakmamışlar.
Adamın evini görünce zaten içleri parçalanmış. Hangi durumdan ve neden o hale geldiği bilinmez, fakat adamın evi bu kış günlerinde vıcık vıcık su, kuru yerlerde de fareler cirit atıyormuş.
Netice itibari ile eniştemler hem maddi hem manevi yönden adama yardımcı olmaya çalışmışlar ve şimdi arada gidip bir ihtiyacı derdi var mı diye kontrol ediyorlar, muhtemelen etrafındaki insanlara da durumu açıklayıp yardım etmelerine teşvik ediyorlar ki, daha zor durumlara düşmesin adamcağız diye.
Bu da kendi çevremde yaşanan bir olay.

Bunlar gibi yüzlerce binlercesi var. Elbette elimizden geldiğince hepsine yardım edelim, herkesin derdine koşalım, maddi imkanlarımız el verdiği sürece de bu desteği çevremizdeki ihtiyaç sahiplerine verelim.
Ama Peygamberimiz (s.a.v.) bile buyurmuşlar ki “Sadaka veriniz! Üzerinize öyle bir zaman gelecek ki, kişi sadaKAZENkası elinde dolaşacak ve kendisine sadaka getirdiği kişi, “bunu dün getirKAZENmiş olsaydın, kabul ederdim; ama şimdi ona ihtiyacım yok!” diyecek ve saKAZENdakayı kabul eden kimse bulamayacaktır.”
Biz ahir ümmet olarak öyle bir zamandayız ki, yardıma ihtiyacı olana bile yardım ettiğinde (sözün meclisten dışarı, herkes böyle diye genelleme yapmıyorum) "sadakana ihtiyacım yok, ben ne istersem Allah'tan isterim" gibi terslenmeler de olabiliyor.
Yani biz ne kadar bu konuyu eleştirirsek eleştirelim, herşey kişinin kendisinde bitiyor. Herkes kendi üstüne düşeni yapmalı, yanındaki arkadaşını da uyarmalı yeri geldiğinde, ama herkes kendi amelinden sorumlu.
Şahsen ben kendimce elimden geleni yapmaya çalışıyorum, inşallah ta iyi şeyler yaptığıma inandığım gibi iyi neticelerde doğuyordur.
Unutmamak lazım ki, her kim ne yaparsa yapsın Peygamberimiz (s.a.v.)'in bir diğer hadisi de "Sağ elin verdiğini sol elin görmesin".
Dile dolanan sadakanın ne kadar kıymetli olabileceğini siz tahlil edeceksinizdir zaten.

Sürçü lisan ettiysem affola :34:

Allah razı olsun , ne güzel birşey yapmışlar.
 
Gazeteleri okurken öyle haberlere denk geliyorum ki her defasında "Allaha çok şükür benim ki de dertmi" diyorum.

Allahım kötü durumda olanlara yardım etsin. Elimizdenden geldiğince kötü durumda olanlara yadım etmeye çalışırız eşimle. ama arkadaşın dediği gibi alt kat komşumu tanımam. ben merdivenlerden inerken kapının önündeyse beni görür görmez kapıyı kapatır ne slm ne sabah. eşi günaydın der kendisi ses etmeden geçer gider vs... böyle bir insana yaklaşamazsın yardım da edemezsin malesef.

bu 2 gün içinde okuyup içimden atamadığım ve çok üzüldüğüm 2. haber. ilki teyzesinin oğluyla evlendirilen 16 yaşındaki küçük kız dı :(((( Beddua etmek günah ama o kıza cehennemi yaşatan herkese beddua ettim. İnşallah gün yüzü görmezler.....
 
Samsun'da üç aylık bebek ölmüş hastanede açlıktan öldüğü raporu verilmiş eve gelen görevliler dolapta sadece bir paket katı yağ bulmuşlar:5:
 
bu haberi bende sabah haberlerde izledim gerçekten bir anne olarak içim yandı hele o çocukları görünce :43: haberde anlatılan kadının evden dışarı çıkmadığı kimseye kapısını açmadığını kimseyle konuşmadığını söylüyor komşuları :26: yani cebinde 6 lira para var 2 gün aç kalıyorlar o 6 lira parayla ısınmak için odun almayı tercih ediyor odun satan adam ise haline acıyıp parasız veriyor fakat odunlar ıslak olduğu için bir türlü yakamıyor ve bunun üzerine kadın çocuğuna ısınması için saç kurutma makinesini eline verip diğer oda da intihar ediyor :43:Allah kimseyi yoklukla terbiye etmesin :26: ama şu var kadının oturduğu mahalle zaten yoksulların oturduğu bir mevki haberde bunu belirtiyor yani ona yardım edecek komşusununda elinde avucunda yok ama ona rağmen komşuları bilsek bizle konuşsa yardım etmezmiydik diyor o yoksullukta elimizden geleni yapardık diyorlar yani demem o ki komşu komşunun içini halini sorunlarını ne kadar bilebilir ki bu zamanda akrabalar bile bilmiyor birbirinin halini :31:
 
Back
X