Erkek İnfertilitesi Eşi Azospermi Olanlar Burada Dertleşelim

Erkek Faktörü / Erkek İnfertilitesi
bizim ocakta kontrolümz var bakalım sonuçlar nasıl çıkcak kanserli hücre ölmüş mü ilerleme gerileme duruma göre bakıcaz çaresine canım çok korkuyorum tedavidende bakalım ne olacak


en kalbini ferah tut tatlım ALLAHIM EN İYİSİNİ BİLİR ONU VERİR
 
Amin canım inşallah güzel haberlerle gelebiliriz. Tesemiz 10 Aralık yani haftaya salı kısmet olursa. Valla canım bizde kredi çekip gidiyoruz. teseydi, yoldu, konaklama derken hesapladık yaklaşık 6000 tl yi buluyor. Sanki tüp bebek yapıyoruz. Sadece tese için bu kadar masraf ama ne yapalım elimiz mahkum sonu güzel olsun da para çalışılıp kazanılır.
sonu güzel olsunda para kazanılıyor.eşim emre hoca yaza tese derse olacağım tekrar diyor.yani dikişimiz iyileşmeden hemen teseyi göze aldık.yaza 6 ay dolmuş olur diyor.bakalım siz bi gidin tam öğrenin nasıl oluyor tam ne gidiyor bizde ona göre karar vereceğiz.allahım inaşallah sizde çıksın bari ne olur kabul etsin dualarımızı.burda hep beraber sevinelim.
yıllardır bebek çocuk rüyaları görmüyordum dün gece yeni doğmuş bebek çocuk gördüm.benim için garip ve tuhaf rüyaydı.
 
Selamun aleyküm hocam,

Bundan 6 yıl önce eşimle Allah rızası için bir evlilik yaptık,. Gerek düğün sürecimizde, gerek yeni kurduğumuz ev hayatında her zaman ilk önceliğimiz Allah rızasıydı. Evimizde tebliğ çalışmaları, kitap okuma programları ve sohbetler vardı. Eşim 24 ben 20 yaşında bu yolda çok aktif gençlerdik. Ama bu çok uzun sürmedi. Yaklaşık 1 yıl sonra tıbben çocuğumuzun olması -kocamdaki bir rahatsızlıktan dolayı- imkansıza yakın olduğunu öğrendik ve dünyamız değişmeye başladı. İlk duyduğumda “Rabbim imanımı artır ki sabrım da artsın ” diye dua ederdim, ama yıllar geçtikçe imtihanımız sanki daha da ağırlaştı. Sadece çocukla değil ailelerimiz ve kardeşimiz dediğimiz insanların dedikodu vb. şeyleriyle de imtihan olduk ve sanki bu daha zordu. Kitap okumak için yanıp tutuşan ben kitapların kapağını açmaz oldum, sosyal ortamlara girmez oldum. Buna sohbet ve dernek işleri de dahil. Çünkü nerde insan varsa orada benim canım yakılıyordu. Gerek bilerek, gerek bilmeyerek ve her şeyden soğutuldum. Şuan Allah rızası için işin içinde insan faktörünün en az olduğu şeylerle uğraşıyorum. Şimdi hocam size birkaç sorum var:

1- Hocam, gençleri inşa ediyorsunuz, aileyi Kur’an ve sünnetle inşa ediyorsunuz. Peki biz ve bizim gibiler ne olacak hocam? Böyle ağır bir imtihanı yüklenen bizler, 2 kişi kaldığımız için toplum nazarında aile bile sayılmadığımız için bu dünyada nasıl inşa olacağız.

2- Bu imtihandaki hikmet nedir hocam? Bambaşka bir hayat düşünürken, özellikle beni Allah yolundan alıkoyan bu imtihanın bir sebebi var mıdır ya da olmak zorunda mıdır?

3- Hocam zaten gurbetteyiz, koca evde yalnız olmak, hastalandığında sana bakacak kimsenin olmaması, yaşlılığında bile yalnız kalmak düşünceleri beni çok üzüyor. Bu imtihanın bir ilacı var mı? Nasıl sabretmeliyiz? Ya da verdiği acıyı nasıl hafifletiriz?

4- Çocuk sahibi olamama belirli bir kader midir? değişmez mi?

5- Kur’an’da ve hadislerde, bizim durumumuzdaki nice insan için bir şey var mı? Rasulullah (s.a.v) “cennet annelerin ayakları altındadır” buyurmuş ya, ya anne olamayanlar için de bir şey demiş mi?

6- Hocam, bu durumda olup da evlat edinebilir miyiz? Bu helal olur mu?

7- Hocam, bu konularla alakalı bir sohbet yapabilir misiniz? Çocuk sahibi olamayan yüreklerin ateşi belki bir nebze söner.

Rabbim ilminizi artırsın.

Selam ve dua ile……



Selamünaleyküm.

İlk başta şunu belirtmeliyim: Ateş kesinlikle düştüğü yeri yakar. Sizin acınızı ben ne kadarını hissedebilirim? Elbette siz acının sahibi olarak daha derinden yaralısınız. Bunu biliyorum, bu bilgi ile size yazıyorum.Şimdi size söyleyeceklerim var. Lütfen mü’min bir kardeşiniz, sizi hakikatlerin acı yüzü ile tanıştırmaya çalışan biri olarak okuyun beni. Başta dedim, acınızı hafif görmüyorum ama söylemem gerekenlerde de sizin beni hafife almamanızı rica edeceğim.

Şimdi siz, çocuğunuz olmadığı için, size ‘anne’ diyecek biri olmadığı için, hastalanınca yanınızda duracak, sizi hastaneye götürecek biri olmadığı için kederleniyorsunuz. Cenneti ayağınıza getirecek nimetten mahrum olmak sizi incitiyor.Bunlara itiraz edebilecek kimse yoktur bu dünyada.Benim de size soracaklarım var, lütfen siz de bunları cevaplandırın kendi içinizde. Sonra da bir denge kurmaya çalışın. Doğurduğu çocuğun ettikleinden ötürü kanser olup ömrünün sonunu onkoloji bölümünde kıvranarak geçiren anneler, evinde hasta haliyle beklerken oğlu veya kızı yanına uğramayan anneler, oğlunu-kızını yetiştiremediği için cehenneme girecek amellerle karşılaşan anneler ne yapsın sizce? Onlara da ağlayalım mı yoksa ağlanacak sadece siz misiniz?

Ortada bir yanlışlık var. Bu yanlışlığa, bu zamanın iman edenleri olarak çok yoğun bir şekilde batmış bulunuyoruz. O da şudur: Evleniyoruz, evlendiğimiz eşlerimizin bizim malımız olduğunu zannediyoruz. Çocuğumuz oluyor, çocuğumuzu malımız zannediyoruz. Biz faniyiz, öbür faniye dayanmak isitiyoruz. Öte yandan da Allah’a imanda koca koca laflar etmeye de devam ediyoruz. Hani Allah bize yeter idi? Hani ‘Hasbunellah’? Hani, hani? Allah bize yeter deyip, eş veya çocuk olmayınca tükenip gitmek olur mu hiç? Neden kendimizi şeytana salalım böyle bir durumda! Ben size mi ağlasam, yoksa doğum yaparken ölen ya da sakat kalan kadınlara mı, çocuklara mı? Size mi ağlasam, çocuğu iki yıl içinde ölecek diye uyarılan ve iki yıl sonra öleceğini bildiği bebeğini kucağında taşıyan ölü taşıyıcısı gibi bilinen bir anaya mı? Kime ağlasam sizce? Rabbimizin bizi nasıl imtihan edeceğini biz mi belirleyeceğiz, yoksa O mu? Olmaya siz, kapınıza kadar gelen cenneti göremiyorsunuz da, doğurcağınız çocuğun muhtemel cennet müjdesi ile avunuyorsunuz? İmtihanın ortasında ve en hararetli yerinde, burun buruna gelmişken cennetle, kaç günlük ki şu dünya sizi kederlendiriyor!

İnsanlar konuşsun, siz dinlemeyin. İnsanlar irdelesin, siz yürüyün. Çocuk mu, anne mi, varlığı mı yokluğu mu, kızı mı erkeği mi.. hangisi hayırlı bilemeyiz ki. Bir tek şey bilir, bir tek şeye iman ederiz: Rabbimiz ne yaptıysa güzeldir o, ne emrettiyse hayırdır o, o kimseyi kapısından çevirmez asla. Böyle bilir böyle inanırız. Ayağa kalkın ve dik durun. Salıvermeyin kendinizi şeytanın rüzgarında.

a- Gününüzü tam doldurun, boş vaktiniz kalmasın. Yorulun. Yatağa zor yetişecek kadar yorulun. Gerekiyorsa para kazanın, sadakalar verin o parayla.

b- Eşinizle hergün yeniden evlenir gibi sarılın durun birbirinize. Siz onun çocuğu olun o da sizin çocuğunuz olsun.

c- İman ayetlerini bir kere bir kere daha okuyun. Teslimiyeti, dünyanın faniliğini nakşedin beyninize.

d- Yirmidört ayına gelmemiş bir çocuğu emzirebilirseniz, o sizin süt çocuğunuz olur. Eşinizin de çocuğu durumunda olur. Onu evlat gibi büyütebilirsiniz ama bu da sizi kesin teselli etmeyecektir. İnsanlar, doğurup büyüttükleri ile teselli bulmuyor da siz başkasınınki ile nasıl teselli bulacaksınız. Bizim teselligahımız, cennettir biiznillah; orada doyacağız beklentilerimize. Sabır oraya kadar, sabır.

e- Şeytan ve şaytanılığı iş zanneden çevreniz, size başkası ile evlenmek fikirlerini zerk edebilir. Bu düşünce, önce eşinize karşı soğuma ile başlar, sonrasında ondan nefret etme devam eder. Çocuksuz kadın iken geçimsiz ve bela bir kadına dönüşmeden kendinize gelin. Toparlayamayacak olursanız, eşinizden boşanma istemeniz ve hastanelerde tedavi görmenizden daha iyidir. Ama bunu ölümcül durumların tedavisi olarak bilin.

f- En büyük silahınız duanızdır. Her saat açın ellerinizi, Rabbinize sığının. Ona sığınmak kadar rahatlatan bir meltem rüzgarı yoktur. Sığının sizi bu derde düçar edene. Edebinizle, gözyaşınızla, ısrarınızla.

g- Tamam, ağlayın. Üzülün, endişelenin ama abartmayın bu işi. Kaç gündür ki bu dünya, kaç gününü ağlayarak geçireceksiniz. Sizi dedikodu dalgalarında boğmaya çalışan müfsit çevrenizi de abartmayın. Yok sayın rahat edin.Kendinize, eşinize ve bütün mü’minlere dualar edin. Sıkıntınızın kıymetini bilin derim size, yüreğiniz yaralı ise diliniz de dualıdır.

Allah’a emanet olun. Biz de duanızı bekleriz.

Selamünaleyküm.
 
Selamun aleyküm hocam,

Bundan 6 yıl önce eşimle Allah rızası için bir evlilik yaptık,. Gerek düğün sürecimizde, gerek yeni kurduğumuz ev hayatında her zaman ilk önceliğimiz Allah rızasıydı. Evimizde tebliğ çalışmaları, kitap okuma programları ve sohbetler vardı. Eşim 24 ben 20 yaşında bu yolda çok aktif gençlerdik. Ama bu çok uzun sürmedi. Yaklaşık 1 yıl sonra tıbben çocuğumuzun olması -kocamdaki bir rahatsızlıktan dolayı- imkansıza yakın olduğunu öğrendik ve dünyamız değişmeye başladı. İlk duyduğumda “Rabbim imanımı artır ki sabrım da artsın ” diye dua ederdim, ama yıllar geçtikçe imtihanımız sanki daha da ağırlaştı. Sadece çocukla değil ailelerimiz ve kardeşimiz dediğimiz insanların dedikodu vb. şeyleriyle de imtihan olduk ve sanki bu daha zordu. Kitap okumak için yanıp tutuşan ben kitapların kapağını açmaz oldum, sosyal ortamlara girmez oldum. Buna sohbet ve dernek işleri de dahil. Çünkü nerde insan varsa orada benim canım yakılıyordu. Gerek bilerek, gerek bilmeyerek ve her şeyden soğutuldum. Şuan Allah rızası için işin içinde insan faktörünün en az olduğu şeylerle uğraşıyorum. Şimdi hocam size birkaç sorum var:

1- Hocam, gençleri inşa ediyorsunuz, aileyi Kur’an ve sünnetle inşa ediyorsunuz. Peki biz ve bizim gibiler ne olacak hocam? Böyle ağır bir imtihanı yüklenen bizler, 2 kişi kaldığımız için toplum nazarında aile bile sayılmadığımız için bu dünyada nasıl inşa olacağız.

2- Bu imtihandaki hikmet nedir hocam? Bambaşka bir hayat düşünürken, özellikle beni Allah yolundan alıkoyan bu imtihanın bir sebebi var mıdır ya da olmak zorunda mıdır?

3- Hocam zaten gurbetteyiz, koca evde yalnız olmak, hastalandığında sana bakacak kimsenin olmaması, yaşlılığında bile yalnız kalmak düşünceleri beni çok üzüyor. Bu imtihanın bir ilacı var mı? Nasıl sabretmeliyiz? Ya da verdiği acıyı nasıl hafifletiriz?

4- Çocuk sahibi olamama belirli bir kader midir? değişmez mi?

5- Kur’an’da ve hadislerde, bizim durumumuzdaki nice insan için bir şey var mı? Rasulullah (s.a.v) “cennet annelerin ayakları altındadır” buyurmuş ya, ya anne olamayanlar için de bir şey demiş mi?

6- Hocam, bu durumda olup da evlat edinebilir miyiz? Bu helal olur mu?

7- Hocam, bu konularla alakalı bir sohbet yapabilir misiniz? Çocuk sahibi olamayan yüreklerin ateşi belki bir nebze söner.

Rabbim ilminizi artırsın.

Selam ve dua ile……



Selamünaleyküm.

İlk başta şunu belirtmeliyim: Ateş kesinlikle düştüğü yeri yakar. Sizin acınızı ben ne kadarını hissedebilirim? Elbette siz acının sahibi olarak daha derinden yaralısınız. Bunu biliyorum, bu bilgi ile size yazıyorum.Şimdi size söyleyeceklerim var. Lütfen mü’min bir kardeşiniz, sizi hakikatlerin acı yüzü ile tanıştırmaya çalışan biri olarak okuyun beni. Başta dedim, acınızı hafif görmüyorum ama söylemem gerekenlerde de sizin beni hafife almamanızı rica edeceğim.

Şimdi siz, çocuğunuz olmadığı için, size ‘anne’ diyecek biri olmadığı için, hastalanınca yanınızda duracak, sizi hastaneye götürecek biri olmadığı için kederleniyorsunuz. Cenneti ayağınıza getirecek nimetten mahrum olmak sizi incitiyor.Bunlara itiraz edebilecek kimse yoktur bu dünyada.Benim de size soracaklarım var, lütfen siz de bunları cevaplandırın kendi içinizde. Sonra da bir denge kurmaya çalışın. Doğurduğu çocuğun ettikleinden ötürü kanser olup ömrünün sonunu onkoloji bölümünde kıvranarak geçiren anneler, evinde hasta haliyle beklerken oğlu veya kızı yanına uğramayan anneler, oğlunu-kızını yetiştiremediği için cehenneme girecek amellerle karşılaşan anneler ne yapsın sizce? Onlara da ağlayalım mı yoksa ağlanacak sadece siz misiniz?

Ortada bir yanlışlık var. Bu yanlışlığa, bu zamanın iman edenleri olarak çok yoğun bir şekilde batmış bulunuyoruz. O da şudur: Evleniyoruz, evlendiğimiz eşlerimizin bizim malımız olduğunu zannediyoruz. Çocuğumuz oluyor, çocuğumuzu malımız zannediyoruz. Biz faniyiz, öbür faniye dayanmak isitiyoruz. Öte yandan da Allah’a imanda koca koca laflar etmeye de devam ediyoruz. Hani Allah bize yeter idi? Hani ‘Hasbunellah’? Hani, hani? Allah bize yeter deyip, eş veya çocuk olmayınca tükenip gitmek olur mu hiç? Neden kendimizi şeytana salalım böyle bir durumda! Ben size mi ağlasam, yoksa doğum yaparken ölen ya da sakat kalan kadınlara mı, çocuklara mı? Size mi ağlasam, çocuğu iki yıl içinde ölecek diye uyarılan ve iki yıl sonra öleceğini bildiği bebeğini kucağında taşıyan ölü taşıyıcısı gibi bilinen bir anaya mı? Kime ağlasam sizce? Rabbimizin bizi nasıl imtihan edeceğini biz mi belirleyeceğiz, yoksa O mu? Olmaya siz, kapınıza kadar gelen cenneti göremiyorsunuz da, doğurcağınız çocuğun muhtemel cennet müjdesi ile avunuyorsunuz? İmtihanın ortasında ve en hararetli yerinde, burun buruna gelmişken cennetle, kaç günlük ki şu dünya sizi kederlendiriyor!

İnsanlar konuşsun, siz dinlemeyin. İnsanlar irdelesin, siz yürüyün. Çocuk mu, anne mi, varlığı mı yokluğu mu, kızı mı erkeği mi.. hangisi hayırlı bilemeyiz ki. Bir tek şey bilir, bir tek şeye iman ederiz: Rabbimiz ne yaptıysa güzeldir o, ne emrettiyse hayırdır o, o kimseyi kapısından çevirmez asla. Böyle bilir böyle inanırız. Ayağa kalkın ve dik durun. Salıvermeyin kendinizi şeytanın rüzgarında.

a- Gününüzü tam doldurun, boş vaktiniz kalmasın. Yorulun. Yatağa zor yetişecek kadar yorulun. Gerekiyorsa para kazanın, sadakalar verin o parayla.

b- Eşinizle hergün yeniden evlenir gibi sarılın durun birbirinize. Siz onun çocuğu olun o da sizin çocuğunuz olsun.

c- İman ayetlerini bir kere bir kere daha okuyun. Teslimiyeti, dünyanın faniliğini nakşedin beyninize.

d- Yirmidört ayına gelmemiş bir çocuğu emzirebilirseniz, o sizin süt çocuğunuz olur. Eşinizin de çocuğu durumunda olur. Onu evlat gibi büyütebilirsiniz ama bu da sizi kesin teselli etmeyecektir. İnsanlar, doğurup büyüttükleri ile teselli bulmuyor da siz başkasınınki ile nasıl teselli bulacaksınız. Bizim teselligahımız, cennettir biiznillah; orada doyacağız beklentilerimize. Sabır oraya kadar, sabır.

e- Şeytan ve şaytanılığı iş zanneden çevreniz, size başkası ile evlenmek fikirlerini zerk edebilir. Bu düşünce, önce eşinize karşı soğuma ile başlar, sonrasında ondan nefret etme devam eder. Çocuksuz kadın iken geçimsiz ve bela bir kadına dönüşmeden kendinize gelin. Toparlayamayacak olursanız, eşinizden boşanma istemeniz ve hastanelerde tedavi görmenizden daha iyidir. Ama bunu ölümcül durumların tedavisi olarak bilin.

f- En büyük silahınız duanızdır. Her saat açın ellerinizi, Rabbinize sığının. Ona sığınmak kadar rahatlatan bir meltem rüzgarı yoktur. Sığının sizi bu derde düçar edene. Edebinizle, gözyaşınızla, ısrarınızla.

g- Tamam, ağlayın. Üzülün, endişelenin ama abartmayın bu işi. Kaç gündür ki bu dünya, kaç gününü ağlayarak geçireceksiniz. Sizi dedikodu dalgalarında boğmaya çalışan müfsit çevrenizi de abartmayın. Yok sayın rahat edin.Kendinize, eşinize ve bütün mü’minlere dualar edin. Sıkıntınızın kıymetini bilin derim size, yüreğiniz yaralı ise diliniz de dualıdır.

Allah’a emanet olun. Biz de duanızı bekleriz.

Selamünaleyküm.
Allah razı olsun,kim bu arkadaşım çok güzel izah etmiş
 
Selamun aleyküm hocam,

Bundan 6 yıl önce eşimle Allah rızası için bir evlilik yaptık,. Gerek düğün sürecimizde, gerek yeni kurduğumuz ev hayatında her zaman ilk önceliğimiz Allah rızasıydı. Evimizde tebliğ çalışmaları, kitap okuma programları ve sohbetler vardı. Eşim 24 ben 20 yaşında bu yolda çok aktif gençlerdik. Ama bu çok uzun sürmedi. Yaklaşık 1 yıl sonra tıbben çocuğumuzun olması -kocamdaki bir rahatsızlıktan dolayı- imkansıza yakın olduğunu öğrendik ve dünyamız değişmeye başladı. İlk duyduğumda “Rabbim imanımı artır ki sabrım da artsın ” diye dua ederdim, ama yıllar geçtikçe imtihanımız sanki daha da ağırlaştı. Sadece çocukla değil ailelerimiz ve kardeşimiz dediğimiz insanların dedikodu vb. şeyleriyle de imtihan olduk ve sanki bu daha zordu. Kitap okumak için yanıp tutuşan ben kitapların kapağını açmaz oldum, sosyal ortamlara girmez oldum. Buna sohbet ve dernek işleri de dahil. Çünkü nerde insan varsa orada benim canım yakılıyordu. Gerek bilerek, gerek bilmeyerek ve her şeyden soğutuldum. Şuan Allah rızası için işin içinde insan faktörünün en az olduğu şeylerle uğraşıyorum. Şimdi hocam size birkaç sorum var:

1- Hocam, gençleri inşa ediyorsunuz, aileyi Kur’an ve sünnetle inşa ediyorsunuz. Peki biz ve bizim gibiler ne olacak hocam? Böyle ağır bir imtihanı yüklenen bizler, 2 kişi kaldığımız için toplum nazarında aile bile sayılmadığımız için bu dünyada nasıl inşa olacağız.

2- Bu imtihandaki hikmet nedir hocam? Bambaşka bir hayat düşünürken, özellikle beni Allah yolundan alıkoyan bu imtihanın bir sebebi var mıdır ya da olmak zorunda mıdır?

3- Hocam zaten gurbetteyiz, koca evde yalnız olmak, hastalandığında sana bakacak kimsenin olmaması, yaşlılığında bile yalnız kalmak düşünceleri beni çok üzüyor. Bu imtihanın bir ilacı var mı? Nasıl sabretmeliyiz? Ya da verdiği acıyı nasıl hafifletiriz?

4- Çocuk sahibi olamama belirli bir kader midir? değişmez mi?

5- Kur’an’da ve hadislerde, bizim durumumuzdaki nice insan için bir şey var mı? Rasulullah (s.a.v) “cennet annelerin ayakları altındadır” buyurmuş ya, ya anne olamayanlar için de bir şey demiş mi?

6- Hocam, bu durumda olup da evlat edinebilir miyiz? Bu helal olur mu?

7- Hocam, bu konularla alakalı bir sohbet yapabilir misiniz? Çocuk sahibi olamayan yüreklerin ateşi belki bir nebze söner.

Rabbim ilminizi artırsın.

Selam ve dua ile……



Selamünaleyküm.

İlk başta şunu belirtmeliyim: Ateş kesinlikle düştüğü yeri yakar. Sizin acınızı ben ne kadarını hissedebilirim? Elbette siz acının sahibi olarak daha derinden yaralısınız. Bunu biliyorum, bu bilgi ile size yazıyorum.Şimdi size söyleyeceklerim var. Lütfen mü’min bir kardeşiniz, sizi hakikatlerin acı yüzü ile tanıştırmaya çalışan biri olarak okuyun beni. Başta dedim, acınızı hafif görmüyorum ama söylemem gerekenlerde de sizin beni hafife almamanızı rica edeceğim.

Şimdi siz, çocuğunuz olmadığı için, size ‘anne’ diyecek biri olmadığı için, hastalanınca yanınızda duracak, sizi hastaneye götürecek biri olmadığı için kederleniyorsunuz. Cenneti ayağınıza getirecek nimetten mahrum olmak sizi incitiyor.Bunlara itiraz edebilecek kimse yoktur bu dünyada.Benim de size soracaklarım var, lütfen siz de bunları cevaplandırın kendi içinizde. Sonra da bir denge kurmaya çalışın. Doğurduğu çocuğun ettikleinden ötürü kanser olup ömrünün sonunu onkoloji bölümünde kıvranarak geçiren anneler, evinde hasta haliyle beklerken oğlu veya kızı yanına uğramayan anneler, oğlunu-kızını yetiştiremediği için cehenneme girecek amellerle karşılaşan anneler ne yapsın sizce? Onlara da ağlayalım mı yoksa ağlanacak sadece siz misiniz?

Ortada bir yanlışlık var. Bu yanlışlığa, bu zamanın iman edenleri olarak çok yoğun bir şekilde batmış bulunuyoruz. O da şudur: Evleniyoruz, evlendiğimiz eşlerimizin bizim malımız olduğunu zannediyoruz. Çocuğumuz oluyor, çocuğumuzu malımız zannediyoruz. Biz faniyiz, öbür faniye dayanmak isitiyoruz. Öte yandan da Allah’a imanda koca koca laflar etmeye de devam ediyoruz. Hani Allah bize yeter idi? Hani ‘Hasbunellah’? Hani, hani? Allah bize yeter deyip, eş veya çocuk olmayınca tükenip gitmek olur mu hiç? Neden kendimizi şeytana salalım böyle bir durumda! Ben size mi ağlasam, yoksa doğum yaparken ölen ya da sakat kalan kadınlara mı, çocuklara mı? Size mi ağlasam, çocuğu iki yıl içinde ölecek diye uyarılan ve iki yıl sonra öleceğini bildiği bebeğini kucağında taşıyan ölü taşıyıcısı gibi bilinen bir anaya mı? Kime ağlasam sizce? Rabbimizin bizi nasıl imtihan edeceğini biz mi belirleyeceğiz, yoksa O mu? Olmaya siz, kapınıza kadar gelen cenneti göremiyorsunuz da, doğurcağınız çocuğun muhtemel cennet müjdesi ile avunuyorsunuz? İmtihanın ortasında ve en hararetli yerinde, burun buruna gelmişken cennetle, kaç günlük ki şu dünya sizi kederlendiriyor!

İnsanlar konuşsun, siz dinlemeyin. İnsanlar irdelesin, siz yürüyün. Çocuk mu, anne mi, varlığı mı yokluğu mu, kızı mı erkeği mi.. hangisi hayırlı bilemeyiz ki. Bir tek şey bilir, bir tek şeye iman ederiz: Rabbimiz ne yaptıysa güzeldir o, ne emrettiyse hayırdır o, o kimseyi kapısından çevirmez asla. Böyle bilir böyle inanırız. Ayağa kalkın ve dik durun. Salıvermeyin kendinizi şeytanın rüzgarında.

a- Gününüzü tam doldurun, boş vaktiniz kalmasın. Yorulun. Yatağa zor yetişecek kadar yorulun. Gerekiyorsa para kazanın, sadakalar verin o parayla.

b- Eşinizle hergün yeniden evlenir gibi sarılın durun birbirinize. Siz onun çocuğu olun o da sizin çocuğunuz olsun.

c- İman ayetlerini bir kere bir kere daha okuyun. Teslimiyeti, dünyanın faniliğini nakşedin beyninize.

d- Yirmidört ayına gelmemiş bir çocuğu emzirebilirseniz, o sizin süt çocuğunuz olur. Eşinizin de çocuğu durumunda olur. Onu evlat gibi büyütebilirsiniz ama bu da sizi kesin teselli etmeyecektir. İnsanlar, doğurup büyüttükleri ile teselli bulmuyor da siz başkasınınki ile nasıl teselli bulacaksınız. Bizim teselligahımız, cennettir biiznillah; orada doyacağız beklentilerimize. Sabır oraya kadar, sabır.

e- Şeytan ve şaytanılığı iş zanneden çevreniz, size başkası ile evlenmek fikirlerini zerk edebilir. Bu düşünce, önce eşinize karşı soğuma ile başlar, sonrasında ondan nefret etme devam eder. Çocuksuz kadın iken geçimsiz ve bela bir kadına dönüşmeden kendinize gelin. Toparlayamayacak olursanız, eşinizden boşanma istemeniz ve hastanelerde tedavi görmenizden daha iyidir. Ama bunu ölümcül durumların tedavisi olarak bilin.

f- En büyük silahınız duanızdır. Her saat açın ellerinizi, Rabbinize sığının. Ona sığınmak kadar rahatlatan bir meltem rüzgarı yoktur. Sığının sizi bu derde düçar edene. Edebinizle, gözyaşınızla, ısrarınızla.

g- Tamam, ağlayın. Üzülün, endişelenin ama abartmayın bu işi. Kaç gündür ki bu dünya, kaç gününü ağlayarak geçireceksiniz. Sizi dedikodu dalgalarında boğmaya çalışan müfsit çevrenizi de abartmayın. Yok sayın rahat edin.Kendinize, eşinize ve bütün mü’minlere dualar edin. Sıkıntınızın kıymetini bilin derim size, yüreğiniz yaralı ise diliniz de dualıdır.

Allah’a emanet olun. Biz de duanızı bekleriz.

Selamünaleyküm.


Canım insan bu kadar mi güzel yazar.Hüngür hüngür ağladım eşimse maç izliyor.Ne oldu dedi çok güzel bir yazı okuyorum duygulandım dedim.Bütün içinden geçenleri yada duymak istediğim herşeyi okudum yazında.Ne diyebilirim ki bunun üzerine hala burnumu çekiyorum.Ama hep söylerim hayırlısı neyse o olsun Allah emeklerimizi görüyor o ol derse olacak yoksa hayat böyle devam edecek.Allah emeklerimizi boşa çıkarmasın biz kulların dua ve sabırdan başka yapacak hiç bir şeyimiz yok.
 
Canım ya bu kan tahlillerinin sonucu ben bir türlü sperm testi olan sonucu yükleyemiyorum dosyanın boyutu büyük falan diyo kestim küçülttüm ama olmadı yine de beceremedim bu hemem yüklendi

Canım sperm testi sonucu yazsana merak ettik yüklemek için uğraşma
 
Canım insan bu kadar mi güzel yazar.Hüngür hüngür ağladım eşimse maç izliyor.Ne oldu dedi çok güzel bir yazı okuyorum duygulandım dedim.Bütün içinden geçenleri yada duymak istediğim herşeyi okudum yazında.Ne diyebilirim ki bunun üzerine hala burnumu çekiyorum.Ama hep söylerim hayırlısı neyse o olsun Allah emeklerimizi görüyor o ol derse olacak yoksa hayat böyle devam edecek.Allah emeklerimizi boşa çıkarmasın biz kulların dua ve sabırdan başka yapacak hiç bir şeyimiz yok.
Aynen bende teselli buldum bu yazıda nette okudum paylasayim dedim imtihan imtihan imtihan
 
sonu güzel olsunda para kazanılıyor.eşim emre hoca yaza tese derse olacağım tekrar diyor.yani dikişimiz iyileşmeden hemen teseyi göze aldık.yaza 6 ay dolmuş olur diyor.bakalım siz bi gidin tam öğrenin nasıl oluyor tam ne gidiyor bizde ona göre karar vereceğiz.allahım inaşallah sizde çıksın bari ne olur kabul etsin dualarımızı.burda hep beraber sevinelim.
yıllardır bebek çocuk rüyaları görmüyordum dün gece yeni doğmuş bebek çocuk gördüm.benim için garip ve tuhaf rüyaydı.

Amin inşallah canım amin. Rabbim hayra yazsın rüyanı. Bende sık sık görürüm bebek, çocuk, hamile rüyalarını. acele etmeyin kendinize zaman ayırın. Eşin iyice toparlasın. Canım tese dikişlerini doktor mu alıyor kendiliğinden mi düşüyor. Çok dikişi var mı eşinin. çok üzülüyorum eşim için ikimizde belli etmemeye çalışıyoruz ama o da baya tedirgin.
 
Amin inşallah canım amin. Rabbim hayra yazsın rüyanı. Bende sık sık görürüm bebek, çocuk, hamile rüyalarını. acele etmeyin kendinize zaman ayırın. Eşin iyice toparlasın. Canım tese dikişlerini doktor mu alıyor kendiliğinden mi düşüyor. Çok dikişi var mı eşinin. çok üzülüyorum eşim için ikimizde belli etmemeye çalışıyoruz ama o da baya tedirgin.
canım bizimkisi yenilen boğa güreşmeye doymaz misali oluyor.eşimde bende çıkacağına o kadar inanmıştık ki.neden bilmem ben hala labaratuarın beceriksizliği olarak görüyorum.düşün bizde elongeler çıktığı halde selahattin hoca,turan hoca ve emriyolog ağız birliği yapmış gibi kök hücreyi bekleyin dediler.sanki kök hücre çıkacakta biz sabırsızlanıyoruz.birde spermatid varken ne kök hücresi onuda anlamadım.anladığım tek şey bir daha selahattin hocada tese olmamak.gerçekten ameliyat önceesi umut veren insan gitti kök hücreyi bekleyin diyen biri geldi.ne patoloji istedi nede tedaviye devam edelim dedi.öyle kalakaldık.bize bundan sonra gezin tozun eğlenin dedi.sanki ben beş çocuklu kadınım altıncı çocuğum için uğraşıyorum.zaten gezip tozup eğlenmeyi becerebilseydik sanada gelmezdik.neden emre hocada tese olmadık diye kızıyorum kendime.eşimin kesisi bayağı büyük.ilkinde küçüktü.bunda hoca bulmak için uğraşmış bayağı.kesiği ondan büyük.ama gören emriyolg olmayınca işe yaramadı.dikiş alınmıyor bizimkinde.kendiliğnden düşecekmiş.yarın bir hafta olacak tese olalı.biz teseden önce hiç göz göze gelemedik eşimle.odada ona sarıldım.üzülme çıkacak çıkmazsa bile seni seviyorum dedim.kendimi zor attım odadan.asansörde bir ağlıyorum ama sakinleşmek ne mümkün.hemşire ne oldu canım biri bişeymi dedi hayır sperm çıkarsa koşarak bana haber getirirmisin lütfen dedim.tabi anladı neden ağladığı.yumurta toplandığında ameliyathanede ağlıyorum ama nasıl herkes korkma okadarda zor değil canın yanmayacak dediğin de..ben canım yansa ne yazar sperm bulun yeter dedim.tabi herkes acınası gözlerle bakıyor.bak ağlama nasıl uyursan öyle uyanırsın deyip durdular.gerçektende ben ağlayarak uyanmışım.selahattin hoca geldimi diye sayıklıyormuşum.hep bunu söylüyormuşum.birde eşimin ellerimi sıkı sıkı tutup öptüğünü hatırlıyorum.başka birşey hatırlamıyorum.artık ne haldeysem eşim bir daha sperm çıkmadan senin hazırlanmanı ve o hale düşmeni asla istemem diyor.amaan ne bileyim zaman geçip gidiyor.baksana bir hafta önce nasıldım ne hayallerim vardı.şimdi ne haldeyim.düşün sperm bulunsaydı transfer olmuş sonuç bekliyordum.şimdi ise sonsuz zamana ihtiyacım var.
birgün bende anne olurmuyum bir gün duyarmıyım spermlerinizi donduracak kadar bulduk demelerini.
 
Canım ya bu kan tahlillerinin sonucu ben bir türlü sperm testi olan sonucu yükleyemiyorum dosyanın boyutu büyük falan diyo kestim küçülttüm ama olmadı yine de beceremedim bu hemem yüklendi
canım sperm testi sonucunda ne çıktı.heyecanla bekliyorum sonuçları.
 
Canım ya bu kan tahlillerinin sonucu ben bir türlü sperm testi olan sonucu yükleyemiyorum dosyanın boyutu büyük falan diyo kestim küçülttüm ama olmadı yine de beceremedim bu hemem yüklendi
1nurcum meraktan çatladık görüntü atmasanda olur,çıkış varmı yokmu onu yazsana
 
Ya arkadaşlar kusura bakmayın cevap yazamadım kayınvalidemdeydim. Telefondan sperm test sonucunu bir türlü atamadım bilgisayardada worl olmadığı için belgeyi indiremedim o zaman önemli olarak bildiğim yerlerini yazayım testte ne yazıkki spermatazoa görülememiştir yazıyo. Lökosit oranı % 65 immatür germ hücre oranı ise %35 ph 8.4 <% 1 spermatid 12-15 mikron , % 99 spermatosit ben pek buşe anlamadım arif beyi arayıp sordum 3. Derece dedi bide germ hücre düşük spermatid baya düşük dedi fsh değerimizi sordu 5.86 deyince gayet normal dedi celalettin hocayla görüşmemizi söyledi ama biz ankarada kaan aydosta cuma randevumuz var oraya gidicez dedim. Şimdi sizin fikirlerinizi bekliyorum kaderdaşlarım napalım nasıl bir yol izlesek bilemedim eşim 1 aydır menagon ve neofortil kullanıyordu bunun dışında yaklaşık 3 ay kadar da keçiboynuzu kürü ,nohut suyu, ballı karışım böğürtlen suyu içiyor. Daha önceleri yaptırdığımız sperm testlerinin sonuçları hep sıfırdı nedense bu testin sonucunun sıfır olması ilk defa öğreniyormuşuz gibi bizi yıktı eşiminde benim de moralim çok bozuk öğrendiğimden beri ağlıyorum eşime belli etmeden :(
 
Allah razı olsun,kim bu arkadaşım çok güzel izah etmiş

Nette okudum paylaşmak istedim kendime teselli aradim

Canım insan bu kadar mi güzel yazar.Hüngür hüngür ağladım eşimse maç izliyor.Ne oldu dedi çok güzel bir yazı okuyorum duygulandım dedim.Bütün içinden geçenleri yada duymak istediğim herşeyi okudum yazında.Ne diyebilirim ki bunun üzerine hala burnumu çekiyorum.Ama hep söylerim hayırlısı neyse o olsun Allah emeklerimizi görüyor o ol derse olacak yoksa hayat böyle devam edecek.Allah emeklerimizi boşa çıkarmasın biz kulların dua ve sabırdan başka yapacak hiç bir şeyimiz yok.


Aynen bende teselli buldum bu yazıda nette okudum paylasayim dedim imtihan imtihan imtihan
vusl canım bu yazıyı görünce şaşırdım birden bunu ben NURETTİN YILDIZ hocaya yazmıştım :KK22: . azolu yazısı nasılda belli oluyor :( çok olamadı bunu yazalı m. tese amalıyatından sonraki süreçte yazmıştım. ama şevkat tokadıyla nurettin hoca güzel cevap vermişti. şimdide ne zaman daralsam dayanamayacak gibi olsam açıp hocanın cevabını okuyorum ve silkelenip devam ediyorum. :KK36::KK36:
 
Ya arkadaşlar kusura bakmayın cevap yazamadım kayınvalidemdeydim. Telefondan sperm test sonucunu bir türlü atamadım bilgisayardada worl olmadığı için belgeyi indiremedim o zaman önemli olarak bildiğim yerlerini yazayım testte ne yazıkki spermatazoa görülememiştir yazıyo. Lökosit oranı % 65 immatür germ hücre oranı ise %35 ph 8.4 <% 1 spermatid 12-15 mikron , % 99 spermatosit ben pek buşe anlamadım arif beyi arayıp sordum 3. Derece dedi bide germ hücre düşük spermatid baya düşük dedi fsh değerimizi sordu 5.86 deyince gayet normal dedi celalettin hocayla görüşmemizi söyledi ama biz ankarada kaan aydosta cuma randevumuz var oraya gidicez dedim. Şimdi sizin fikirlerinizi bekliyorum kaderdaşlarım napalım nasıl bir yol izlesek bilemedim eşim 1 aydır menagon ve neofortil kullanıyordu bunun dışında yaklaşık 3 ay kadar da keçiboynuzu kürü ,nohut suyu, ballı karışım böğürtlen suyu içiyor. Daha önceleri yaptırdığımız sperm testlerinin sonuçları hep sıfırdı nedense bu testin sonucunun sıfır olması ilk defa öğreniyormuşuz gibi bizi yıktı eşiminde benim de moralim çok bozuk öğrendiğimden beri ağlıyorum eşime belli etmeden :KK43:
Canim spermatid in yukselmesi gerek bizde sadece spermatosit cikmisti. Oran az ama en azindan spermatid cikmis. 12 15 mikronda spermatidlerin boyutu onlarin boyutu rakamsal olarak kuculunce sperme donusuyo. Lokosit in dusmesi lazim onlar hucrelerin olusmasina engel oluyo. Bizde %87 lokositti. Sizin daha iyi. Dusmesi gerek. Dr secimi konusunda tabiki siz karar vericeksiniz canim umarim yardimci olabilmisimdir
 
vusl canım bu yazıyı görünce şaşırdım birden bunu ben NURETTİN YILDIZ hocaya yazmıştım :KK22: . azolu yazısı nasılda belli oluyor :KK43: çok olamadı bunu yazalı m. tese amalıyatından sonraki süreçte yazmıştım. ama şevkat tokadıyla nurettin hoca güzel cevap vermişti. şimdide ne zaman daralsam dayanamayacak gibi olsam açıp hocanın cevabını okuyorum ve silkelenip devam ediyorum. :KK36::KK36:
Ayyyyy resmen tefavvfuk olmuş ama herkese hitap etmissiniz babada moral oldu inanin
 
Canim spermatid in yukselmesi gerek bizde sadece spermatosit cikmisti. Oran az ama en azindan spermatid cikmis. 12 15 mikronda spermatidlerin boyutu onlarin boyutu rakamsal olarak kuculunce sperme donusuyo. Lokosit in dusmesi lazim onlar hucrelerin olusmasina engel oluyo. Bizde %87 lokositti. Sizin daha iyi. Dusmesi gerek. Dr secimi konusunda tabiki siz karar vericeksiniz canim umarim yardimci olabilmisimdir[/QUOTE Allah razı olsun canım bakalım cuma günü doktorumuz ne dicek
 
Back
X