htczhr,
senle çok yazıştık vakti zamanında.
şimdi biraz uzaktan takip ediyorum..
çok yorum yapamıyorum ben şu anki durumuna...
şu şiddet olayı ve en önemlisinin siz olduğunuzu daha farketmemesi üzücü..
ben aslında sana başka şehre gitmeyi tavsiye etmiyorum...
bu ayrı bir kriz olacak..
eşimin bana geldiği o temmuz gününde gerekirse ailesiyle hiç görüşmeyebileceğimizi söylemişti...
ama tecrübeyle sabittir ki, mutlaka mutlaka bu durum içe atılacak ve evlilikte krize neden olacaktır...
kesinlikle kabul etmemiştim..
Ah zaten ben Kate olarak zaten meğer ne kadar toymuşum...
ne kadar vericiymiş..kendimi en son düşünüyormuşum..
önemli olanın mesafe olmadığını sen de biliyorsun..
huzur denilen şeyin onlarla olan mesafenizle alakası yok...
eşinin kafasıyla alakalı...
ben görüşüyorum ailesiyle..hem de büyük bir keyifle..
çünkü onlarla görüşmesem ahlarımın nasıl bir bir tuttuğundan emin olamayacağım..
huzur mutluluk ikinci şans durumu her daim var..
Banu da çok mutlu biliyor musun?
ama bunun için gerçekten pişman ve çabalayan bir eş gerekiyor..
hayırlısı olsun arkadaşım ne diyeyim..
canım başka şehre gitmeyi göze alamıyor,konuşur konuşmaz cevap verdi.
sonra akşamüstü tekrar konuştuk, tekrar söyledi.
yani gerçekten pişman ve çabalayan bir eş yok bence...
zaten gerçekten pişman olduğuna inansam düşünmem bile bunları...
sana özelden de yazdım başka şeyleri...
ama o ailesini hayatımızın merkezine oturtarak yaşamaya devam etmemizi istiyor.
benim ailem onunla görüşmeyi düşünmüyor,o da öyle...
ama kısıtlamam diyor, zaten öyle olmalı...
ama ya onun ailesinin yaptıkları...
babası evinizi ben yaptırdım diyerek bahçeye dikeceğimiz ağaçlara bile karışıyor...kendisi de baskı altında aslında...
ama annesi ve babasının dediği her şeyi kural kabul ediyor...
onların yaşadığı hayatı mükemmel görüyor...
ama annesi çok mutsuz, babası hiç ilgilenmiyor...
o da bilerek veya bilmeyerek acısını çocuklarından çıkarıyor.
en basiti ben evimiz olmadığı, tayin istediğimiz için kendi memleketimde doğum yaptım.
eşimin ailesinden kimse gelmedi.
ben annesi rahatsız olduğu için anlayış gösterdim,konuşmak isteyen herkesin ağzını kapattım.
ama daha sonra evimizin eşyaları alınırken annesi hep yanımızdaydı...
o zaman ayağı ağrımıyordu.
eşime tek kelime etmedim.
ama dokundu arkadaşlar, eşimin benden önce annesinin yüzüne bakması onay almak için dokundu.
hatta salon perdesi seçiyorduk, hiç unutmam kayınvalidem bu çok güzelmiş dedi.
ben başka beğendim, inanır mısınız ağladım lütfen bu olsun diye...
ne saçma hepsinin parasını eşimle biz verdik...
ama bir perdeye bile sözüm geçmedi...
kahverengi hiç sevmem evimin yarısı, siyah toz tutar beyaz kirlenir diye kahverengi oldu...
ama kadın yardımcı olmaya çalışıyor dedim.
beğendiğim halıyı daha önce kendi beğenmediğini söyledi.
sonra aynısından kendi evine almak istedi,hoşuna gitmiştir dedim.
bu anlattıklarım belki saçma gelir ama ben bunlarla uğraşırken daha 20 günlük anneydim.
doğum yaptıktan 15 gün sonra kayınvalidemin yanına geldik.
hatta bu kadar erken yola cıkmayalım dedim eşime...
doktora sorduk, problem yok deyince tamam dedim.
kayınvalidem eltimdeymiş,onların evine çıktık.3. kat.
sezaryenle doğum yapmıştım canım yanıyor.
ben arka odada bebeğimle acıdan ağlarken o ailesiyle içeride meyve yiyordu.
oradan indik kayınvalidenin evine çıktık.4. kat.
evi dubleks 2.katında yaşıyorduk kısmen de olsa mahremiyet vardı hakkını yemeyeyim.
ama ben kendi başıma banyoyu bırak, tuvalete gidemiyordum.
neyse...
kısaca ben buraya geldim değersiz oldum.
çok saçma sapan şeyler yazdım belki...
belki de niye hala seviyorsun o zaman diyorsunuz...
ama benim aşık olduğum adam orada, biliyorum,bastırılmış...
kızımın babası...
onun için niye tayin isteyelim diye tutturuyorsun demeyin.
nasıl tutturmayayım...
daha yazabileceğim bir sürü şey var, çok daha büyük yanlışlar...
ama bugün bunlar içimi kanattı...
sadece paylaşmak istedim.