Eşım ıyı bır ınsan ama mutlu değılım çünkü ona hiçbir şey hissetmiyorum

11 yıllık evliyim 2 çocuğum var.Eşim çok iyi bir insan gel gelelim ona karşı hiç bir hissim kalmadı.Bu onunla olan her türlü ilişkimi etkiliyor.Anlayamadığım o beni hala çok sevdiğini söylüyor ama bende ona karşı hiç bir şey yok ve bu beni deli edicek.Mantıken onu boşamak istemiyorum ama duygularıma hareket etsem hemen boşanırım.Çevremde eşine sevgisi bitmiş ama hala onunla yaşayan çok evlilikler görüyorum.Onlar benim gibi mutsuz değiller ama ben eşimi sevmek istiyorum.Bu şekilde yaşamak istemiyorum.Bazen düşünüyorum farzet ki eşimden boşandım.iki çocukla tekrar evlensem ne olacak diyiyorum.Çocuklarımı bir sevgi yaşayacam diye feda etmeyi kendime yakıştıramıyorum.Ama içimde ki duygu açlığınızda eşimle gidermiyorum.Bu yüzden mutsuzum.Sizce eşimi tekrar sevebilme şansım var mı?Varsa neler yapmalıyım?

sizi esininizden sogutan neden nedır....maddi durumlarmi...esinizdekı fiziksel degisiklikmi....ne biliyim ilginizi ceken baska birimi..durup dururken olmadi heralde..
 
Eşiniz çok iyi bir insan olabilir. Ama bunu bu hale ne getirdi siz bu soruyu bi kendinize sorun. Gerçekten sevmişmiydiniz zamanında ? belki sadece iyi olduğu için mi evlendiniz acaba?

Gerçekten sevmedim canım ya bütün sıkıntım o .Keşki severek evlenseydım.Anladım ki sadece iyi insan olması yeterli değilmiş evlilikte.
 
Evlilikte Aşk Şart mı? (Sema MARAŞLI)


Okuyucularımdan ara ara “Evlilikte aşk şart mı?” sorusu geliyor. Aşık olmadan evlenmiş olanlardan “Eşimi seviyorum ama aşk içimde ukde kaldı, keşke aşık olup evlenseydim.” gibi mesajların yanında; bekarlardan da “Evlenmek için biriyle görüştüm, beğendim fakat aramızda aşk yok, acaba evlendikten sonra birbirimize aşık olabilir miyiz?” soruları da geliyor.



Öncelikle aşk siparişle olacak bir şey değildir. Aşk kaderdir, diye düşünüyorum. Aşk: Acısı lezzetinden çok olan ağır bir imtihandır. Herkesin baş edebileceği bir şey değildir. Edemeyenlerin hayatı bir daha düzelmemek üzere dağılır zaten.



Medya sayesinde olmalı bir aşk arayışı var çok kişide. Aşk dizileri, filmler, aşk romanları içimizdeki sevilme arzusunu dürtüklüyor. Ancak normal bir sevgi yetmiyor, uç noktalarda bir sevgi istiyoruz. İstiyoruz da gerçekte aşkın ne olduğunu biliyor muyuz?



Mevlana hazretlerine aşkı sormuşlar “Ben ol da bil.” demiş.



Aşık olmayan birine aşkı anlatmak pek mümkün değildir. Bu yüzden aşka inanmayanlar da çoktur. Kendi yaşamadığına göre demek ki yok. Kimi insanlar aklıyla kimi insanlar kalbiyle yaşarmış. Aklıyla yaşayan insanlar aşık olamazlarmış. Bu yüzden bazılarının aşık olamaması aşkın olmadığını göstermez. Kalbiye yaşayan insanlardan bile aşık olmayan çoktur. Karşısına aşık olacak biri çıkmamıştır. Aşık olmadan evlenmiştir sonra da kendini korumuştur.



Aşkı en güzel şairler anlatmışlardır. Aşk olmasaydı edebiyat olmazdı. Duygular bu kadar güzel anlatılamazdı.



‘Yâr’ deyince, kalem elden düşüyor,

Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor,

Lâmbamda titreyen alev üşüyor ,

Aşk, kağıda yazılmıyor Mihriban. (Abdurrahim Karakoç)



Aşk sevginin en uç noktasıdır. Bilim adamları aşık olan kişinin beyninde uyuşturucu alan insanların beyinlerindeki aynı değişimlerin görüldüğünü söylüyorlar. “Aşk bir kokudur.” diyor bazı bilim adamları da. Karşınızdaki kişinin sizin bile fark etmediğiniz vücut kokusunun beyin tarafından algılanıp o kokuya tutulmak, yeniden yeniden duymak istemektir. Bunun için de sevgili yanında değilse bir saba rüzgarı bile getirebilir o kokuyu.



Aşkı sevgi ile karıştıranlar var. Birbirlerini çok sevip evlenmişler fakat “aşık olduk” zannediyorlar, fakat aslında aralarındaki sadece sevgi. Aşkın ne olduğunu bilmeyen sevgiyi aşk zannedebiliyor. Bu da etrafındakileri yanıltıyor. “Herkesin ki aşk evliliği bizim ki değil.” diye üzülüyorlar. Aşk evliliği diyenlerin çoğunun da evlilikleri aşk evliliği değil aslında.



“Aşk çok kuvvetli bir duygudur; kişiyi değiştirir ve dönüştürür.” diye bir cümle kalmış aklımda okuduğum bir kitapta. O halde aşık olan insan hiç bir zaman aşık olamadan önceki haline dönmez. Başka biri olur. Âşığa da yakışan bu olmalı. Aşk sevginin gözü kör olmuş halidir. Gerçek aşk; dağlara, denizlere, her türlü zorluğa rağmen engel tanımaz.



Bir teyze anlatmıştı. Geçmiş zamanlarda çamlıca tepesinde bir genç sevdiği kızı camda görme umuduyla bir kış günü sokaktaki elektrik direğine yaslanmış da buz tutup direğe yapışmış fakat o anda hiç fark etmemiş. Daha sonra etrafın yardımıyla delikanlıyı direkten ayırmışlar. Gerçek bir aşk böyle bir şey.



Günümüzde aşk kelimesinin içi boşaltıldı. İnsanlar kediye köpeğe “aşkım” diyor artık. Aşk diye inanılan da her zaman sevgi olsa yine iyi; oysa daha çok beğenilen ile birlikte olma arzusu haline geldi yeni nesilde. Gençler aşık olduklarını zannedip beğendikleri ile görüşüp sonra da bir kaç zorluk görünce ayrılıyorlar, evlenmeye bile zahmet etmiyorlar. Oysa aşk sevgiliden gelen çileye razı olmaktır.

Aşkı heyecanla karıştıranlar da var. Mesela aynı ortamda olmak, göz göze bakışmak, dertleri paylaşmak sohbetler yapmak kişileri birbirlerine bağlıyor. Birbirlerini seviyorlar fakat bunların çoğu aşk değil sevgidir. Hele de aralarında kavuşmalarına engel bir durum varsa, mesela taraflardan biri evliyse gizli gizli buluşmalar, haberleşmeler, yakalanma korkusu heyecana sebep olur. Heyecan da vücuttu adrenaline sebep olur. Bu bu hal aşk zannedilip, kavuşalım ömür boyu mutlu olalım, arzusu ile yanlış kararlar alanlar da çok. Bir araya geldiklerinde hayat normal rutine girdiğinde mutsuzluklar başlıyor. Aslında hiç de birbirlerine öyle kuvvetle sevmediklerini anlıyorlar. Maalesef ki bu heyecanlara kapılıp kendine asla uygun olmayan kişilerle evlenip hayatını mahveden insanlar çok.



İnternet aşklarının çoğu da heyecandan başka bir şey değil.” Mesaj atmış mı? Ne yazmış? Ben ona ne yazmalıyım? Ne yazarsam hoşuna gider. Beni düşünüyor ki mesaj göndermiş.” Heyecan ve değer görme arzusu aşkla karıştırılıyor. Bazıları ise yazma konusunda ustalaşıyor. Bir anda kaç kişiyi idare ediyor, cümleleri ile pek çok kişiyi etkiliyor. Bir anda ona aşık olduğunu zanneden bir kaç kişi olabiliyor.



Aşkı cinsellikle karıştıranlar da var. Bu yüzden onlara bakıp aşkı sadece “cinsel çekicilik” diye açıklayanlar da var. Oysa aşka cinsel çekicilik olsaydı sevdiğine kavuşamayan hemen ondan vazgeçer başka cinsel çekiciliği olan birine yönelirdi. Bu yüzden gerçek aşkın cinsel çekicilik değildir. Kişi elbette aşık olduğu kişiye dokunmak, koklamak, onunla birlikte olmak ister. Fakat birlikte olmak istediği için aşık olmaz, aşık olduğu için birlikte olmak ister.



“Aşık olduk evlendik” diyen çiftlere bakıyorsunuz, birbirlerinin hiç bir eziyetine sabırları yok. Oysa aşk sevgiliye eza etmemek ve sevgiliden gelen ezaya razı olmaktır. O üzülmesin ben üzülmeye razıyım, diyebilmektir.



Aşkta mutluluktan çok acı vardır çoğu zaman. Çünkü o kadar çok seversiniz ki sevgide dengeyi korumakta zorlanırsınız. Onun da sizi, sizin sevdiğiniz kadar sevmesini, istersiniz aynı büyüklükte bir sevgiyi göremiyorsanız üzülürsünüz. Kaybetme korkusu yaşarsınız. Velhasıl her halükarda aşk aslında acı çekmektir.



Aşk bütünü sevmektir parçalara ayırmadan. Sevdiğinin sevdiklerini de sevmektir. Mesela “Aşkım seni seviyorum ama anneni görmek istemiyorum.” diyen biri asla aşık değildir. Yakınlarından eziyet gelse bile onunla ilgili her şey güzel gelir aşığa.



“Aşk hiç bir zaman pişman olmamaktır.” demişler gerçek âşıklar. “Çok pişmanım keşke hiç karşıma çıkmasaydın keşke hiç evlenmeseydik.” diyen biri zaten hiç âşık olmamıştır. Kişi aşkının karşılığını görmese, acı çekse, mutsuz bile olsa sevdiği ile geçirdiği tek dakikaya bile acımaz.

Kısacası gerçek aşk çok az.



Gelelim sorunun cevabına. Evlilikte aşk şart mı?



Bence değil. Sağlam bir sevgi aşktan daha kıymetlidir. Çünkü aşk geçici bir haldir. Kavuştuktan bir süre sonra biter demek istemiyorum fakat bir süre sonra aşkın ateşi azalır, harareti söner. Âşık çiftler birbirlerine doğru davranırlarsa aşk tamamen bitmez diye inanıyorum. Gerçi bilimsel açıklamalara bakarsak aşkın ömrü üç yılmış. Sonrası sevgiye dönüşüyormuş. Bazıları kötü davranışla aşkın nefrete dönüştüğünü söylese de gerçek aşkın hiç bir zaman nefrete dönüşeceğine inanmıyorum. Nefrete dönüşüyorsa o yine gerçek aşk değildir.



Çiftler niye bu kadar aşk arzusundalar? Sevgi evlilikte yetmiyor mu?



Evlilikte aşk şart değildir, mutlu bir evlilik için sevgi yeterlidir. Fakat nasıl bir sevgi?



Çiftlerin aşk arzusu aslında heyecan ve tutku arzusudur. Evlilikte mutluluğu öldüren şey karı-kocanın arasındaki sevginin bacı- kardeş ya da arkadaş sevgisine dönüşmesidir. Karı-koca sevgisi diğer bütün sevgilerden apayrı özel bir sevgidir. O özel sevgiyi korumak lazımdır.



Karı-koca özel sevgisini yaşatmak ve korumak için iki şey çok önemlidir.



Birincisi; evlilik hayatı içinde kadın kadınlığını, erkek erkekliğini korumalı, herkes kendi yaratılışına uygun hareket etmeli ve eşlerine de cinsiyetine uygun davranış göstermeliler.



İkincisi karı-koca arasındaki çekiciliği sağlayan en önemli şey iyi bir cinsel hayattır. Çünkü iki tarafında cinsel tatmin yaşadığı güzel bir ilişkide vücut hem neşe, keyif, heyecan hem de iki tarafı birbirine bağlayacak özel sevgi hormonları salgılıyor. Bu ikisi olduğunda aşk olmasa da karı-kocaya yetecek aşka yakın kuvvetli bir sevgi yaşanır.



Konuyla bağlantılı olarak bekarlardan çok gelen: “Biriyle görüştüm pek çok konuda ortak fikirlerimiz var, evlenirsek anlaşırmışız gibi duruyor fakat tip olarak pek beğenmedim, ısınamadım, ilerde sevebilir miyim? sorusuna cevap vererek yazıyı tamamlayayım.



Evlilikte fikirlerin uyuşması iyi olur; fakat fikirlerin uyuşmasından daha önemlisi ruhların uyuşmasıdır. Sadece fikre bakarak karar vermeyin. Nihayetinde arkadaşlık ilişkisi değil bu. İlk görüşmede filmlerdeki gibi çok beğenmeniz hatta çarpılmanız “Aaa işte bu demeniz gerekmiyor.” İnsan birini sevdikçe gözüne güzel gelir. Fakat sevebilmek için de ondan hoşlanmanız gerekli. İlk gördünüz hoşlanmadığınız, sizi rahatsız eden bir şey var. O zaman karar vermek için ikinciye tekrar görüşün.



Yine hoşlanmadı iseniz şansınızı hiç zorlamayın.



Hoşlanmak görünen özelliklerle ilgili değildir. Çok güzeldir ya da çok yakışıklıdır, ağzı iyi laf yapıyordur ya da kalemi, klavyesi iyi döktürüyordur, bütün bunlara rağmen karşı karşıya geldiğiniz ne olduğunu ifade edemeseniz de sizi inceden inceye rahatsız eden bir şey varsa ruhlarınız birbirinden hoşlaşmamış demektir. Uzak durun.



Fakat ruhlarınız birbirinden hoşlandı ise size göre çirkindir fakat sempatik gelir, aradığınız fiziksel özellikler yoktur fakat size çekici gelir. Evlilik öncesi görüşmelerde hep konuşmayın birbirinizi tanımak için biraz da susun. Susun ve ruhunuzun sesini dinleyin.



Kısacası önce kalbinize sorun, sonra aklınıza. İkisinin de görüşü kıymetlidir, ikisinden birini yok saymayın.



Not 1: Yazının aşkla ilgili bölümünü okuyup “Acaba benim yaşadığım ya da bizim yaşadığımız aşk mıydı?” diye kendinize sorduysanız kesinlikle o yaşadığınız aşk değildir. Aşk hiç şüpheye düşmemektir.



Not 2: En gerçek aşk Allah aşkıdır, diğer aşklar sûrettir fakat konu kadın-erkek ilişkisi olduğu için işin bu boyutuna konu dağılmasın diye değinmedim.
 
NEDEN DOĞRU İNSANI BULAMIYORUM?

Eğer bir ilişkiye “bu insan benim için ne yapabilir, bana ne verebilir, hangi fedakarlıklarda bulunabilir” diyerek başlıyorsanız hayal kırıklığı ve acı çok yakında gelecek demektir.
Çünkü hiç kimse bu dünyaya bizim ihtiyaçlarımızı karşılamak için gelmemiştir.

“Bizim kendimize veremediğimiz şeyi ilişkimiz bize veremez.”

Kendi hakkımızda ne düşünüyorsak bir ilişki bize onu verir. Eğer kendimizle ilgili olumlu duygular içindeysek bize karşı olumlu duygular hisseden insanlar bizi bulur. Eğer hep bizi üzen, yıpratan, terk eden, acı veren insanları buluyorsak bunun anlamı kendimiz hakkındaki fikirlerimizi gözden geçirmememiz gerektiğidir.

“Doğru insanı bulacağım”, “ruh eşime kavuşacağım” gibi efsaneleri bir kenara bırakın. Aşk ilişkilerinizi boş bir kutu gibi düşünün, içine koymadığınız şeyi alamayacağınız bir kutu. Aramayı bırakın. Kendinize, iyiliğinize, sorunlarınızı çözmeye, kendiniz için bir şeyler yapmaya odaklanın. Romantik aşk hayalini ve doğru insanı bulunca sorunlarınızın ortadan kaybolacağı inancından kurtulun.

Mutsuzluğunuzun sebebi henüz doğru insanı bulamamak değildir. Sizin için doğru olabilecek binlerce insan vardır. Bu insanlarla karşılaşmak için ihtiyacınız olan, içinizdeki doğruları fark etmektir.
PDR Dr.Fatih Kalkınç
 
evlilik bu yaa vede 2 çocuk var eşinden madem bi kötülük görmüyosun o seni seviyor daha nee:50:aynı yıllarda evlenmişiz illaki zamanla monotonlaşıyor ama eşinden bi sorunun yoksa niye bu soğukluğun:26:2 çocuğun var yapma etme kocanada çocuklarınada yazık etme evliliğine sarıl...o dışardan mulu gibi görünen çiftlere özeniyosun ama bide onlara sor o sadece göstermelik:31:dışarda mutlu ama evde neler oluyor kimse bilemez..her evde illaki sorunlar sıkıntılar olur ama zamanla yol alır
 
Evlilikte Aşk Şart mı? (Sema MARAŞLI)


Okuyucularımdan ara ara “Evlilikte aşk şart mı?” sorusu geliyor. Aşık olmadan evlenmiş olanlardan “Eşimi seviyorum ama aşk içimde ukde kaldı, keşke aşık olup evlenseydim.” gibi mesajların yanında; bekarlardan da “Evlenmek için biriyle görüştüm, beğendim fakat aramızda aşk yok, acaba evlendikten sonra birbirimize aşık olabilir miyiz?” soruları da geliyor.



Öncelikle aşk siparişle olacak bir şey değildir. Aşk kaderdir, diye düşünüyorum. Aşk: Acısı lezzetinden çok olan ağır bir imtihandır. Herkesin baş edebileceği bir şey değildir. Edemeyenlerin hayatı bir daha düzelmemek üzere dağılır zaten.



Medya sayesinde olmalı bir aşk arayışı var çok kişide. Aşk dizileri, filmler, aşk romanları içimizdeki sevilme arzusunu dürtüklüyor. Ancak normal bir sevgi yetmiyor, uç noktalarda bir sevgi istiyoruz. İstiyoruz da gerçekte aşkın ne olduğunu biliyor muyuz?



Mevlana hazretlerine aşkı sormuşlar “Ben ol da bil.” demiş.



Aşık olmayan birine aşkı anlatmak pek mümkün değildir. Bu yüzden aşka inanmayanlar da çoktur. Kendi yaşamadığına göre demek ki yok. Kimi insanlar aklıyla kimi insanlar kalbiyle yaşarmış. Aklıyla yaşayan insanlar aşık olamazlarmış. Bu yüzden bazılarının aşık olamaması aşkın olmadığını göstermez. Kalbiye yaşayan insanlardan bile aşık olmayan çoktur. Karşısına aşık olacak biri çıkmamıştır. Aşık olmadan evlenmiştir sonra da kendini korumuştur.



Aşkı en güzel şairler anlatmışlardır. Aşk olmasaydı edebiyat olmazdı. Duygular bu kadar güzel anlatılamazdı.



‘Yâr’ deyince, kalem elden düşüyor,

Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor,

Lâmbamda titreyen alev üşüyor ,

Aşk, kağıda yazılmıyor Mihriban. (Abdurrahim Karakoç)



Aşk sevginin en uç noktasıdır. Bilim adamları aşık olan kişinin beyninde uyuşturucu alan insanların beyinlerindeki aynı değişimlerin görüldüğünü söylüyorlar. “Aşk bir kokudur.” diyor bazı bilim adamları da. Karşınızdaki kişinin sizin bile fark etmediğiniz vücut kokusunun beyin tarafından algılanıp o kokuya tutulmak, yeniden yeniden duymak istemektir. Bunun için de sevgili yanında değilse bir saba rüzgarı bile getirebilir o kokuyu.



Aşkı sevgi ile karıştıranlar var. Birbirlerini çok sevip evlenmişler fakat “aşık olduk” zannediyorlar, fakat aslında aralarındaki sadece sevgi. Aşkın ne olduğunu bilmeyen sevgiyi aşk zannedebiliyor. Bu da etrafındakileri yanıltıyor. “Herkesin ki aşk evliliği bizim ki değil.” diye üzülüyorlar. Aşk evliliği diyenlerin çoğunun da evlilikleri aşk evliliği değil aslında.



“Aşk çok kuvvetli bir duygudur; kişiyi değiştirir ve dönüştürür.” diye bir cümle kalmış aklımda okuduğum bir kitapta. O halde aşık olan insan hiç bir zaman aşık olamadan önceki haline dönmez. Başka biri olur. Âşığa da yakışan bu olmalı. Aşk sevginin gözü kör olmuş halidir. Gerçek aşk; dağlara, denizlere, her türlü zorluğa rağmen engel tanımaz.



Bir teyze anlatmıştı. Geçmiş zamanlarda çamlıca tepesinde bir genç sevdiği kızı camda görme umuduyla bir kış günü sokaktaki elektrik direğine yaslanmış da buz tutup direğe yapışmış fakat o anda hiç fark etmemiş. Daha sonra etrafın yardımıyla delikanlıyı direkten ayırmışlar. Gerçek bir aşk böyle bir şey.



Günümüzde aşk kelimesinin içi boşaltıldı. İnsanlar kediye köpeğe “aşkım” diyor artık. Aşk diye inanılan da her zaman sevgi olsa yine iyi; oysa daha çok beğenilen ile birlikte olma arzusu haline geldi yeni nesilde. Gençler aşık olduklarını zannedip beğendikleri ile görüşüp sonra da bir kaç zorluk görünce ayrılıyorlar, evlenmeye bile zahmet etmiyorlar. Oysa aşk sevgiliden gelen çileye razı olmaktır.

Aşkı heyecanla karıştıranlar da var. Mesela aynı ortamda olmak, göz göze bakışmak, dertleri paylaşmak sohbetler yapmak kişileri birbirlerine bağlıyor. Birbirlerini seviyorlar fakat bunların çoğu aşk değil sevgidir. Hele de aralarında kavuşmalarına engel bir durum varsa, mesela taraflardan biri evliyse gizli gizli buluşmalar, haberleşmeler, yakalanma korkusu heyecana sebep olur. Heyecan da vücuttu adrenaline sebep olur. Bu bu hal aşk zannedilip, kavuşalım ömür boyu mutlu olalım, arzusu ile yanlış kararlar alanlar da çok. Bir araya geldiklerinde hayat normal rutine girdiğinde mutsuzluklar başlıyor. Aslında hiç de birbirlerine öyle kuvvetle sevmediklerini anlıyorlar. Maalesef ki bu heyecanlara kapılıp kendine asla uygun olmayan kişilerle evlenip hayatını mahveden insanlar çok.



İnternet aşklarının çoğu da heyecandan başka bir şey değil.” Mesaj atmış mı? Ne yazmış? Ben ona ne yazmalıyım? Ne yazarsam hoşuna gider. Beni düşünüyor ki mesaj göndermiş.” Heyecan ve değer görme arzusu aşkla karıştırılıyor. Bazıları ise yazma konusunda ustalaşıyor. Bir anda kaç kişiyi idare ediyor, cümleleri ile pek çok kişiyi etkiliyor. Bir anda ona aşık olduğunu zanneden bir kaç kişi olabiliyor.



Aşkı cinsellikle karıştıranlar da var. Bu yüzden onlara bakıp aşkı sadece “cinsel çekicilik” diye açıklayanlar da var. Oysa aşka cinsel çekicilik olsaydı sevdiğine kavuşamayan hemen ondan vazgeçer başka cinsel çekiciliği olan birine yönelirdi. Bu yüzden gerçek aşkın cinsel çekicilik değildir. Kişi elbette aşık olduğu kişiye dokunmak, koklamak, onunla birlikte olmak ister. Fakat birlikte olmak istediği için aşık olmaz, aşık olduğu için birlikte olmak ister.



“Aşık olduk evlendik” diyen çiftlere bakıyorsunuz, birbirlerinin hiç bir eziyetine sabırları yok. Oysa aşk sevgiliye eza etmemek ve sevgiliden gelen ezaya razı olmaktır. O üzülmesin ben üzülmeye razıyım, diyebilmektir.



Aşkta mutluluktan çok acı vardır çoğu zaman. Çünkü o kadar çok seversiniz ki sevgide dengeyi korumakta zorlanırsınız. Onun da sizi, sizin sevdiğiniz kadar sevmesini, istersiniz aynı büyüklükte bir sevgiyi göremiyorsanız üzülürsünüz. Kaybetme korkusu yaşarsınız. Velhasıl her halükarda aşk aslında acı çekmektir.



Aşk bütünü sevmektir parçalara ayırmadan. Sevdiğinin sevdiklerini de sevmektir. Mesela “Aşkım seni seviyorum ama anneni görmek istemiyorum.” diyen biri asla aşık değildir. Yakınlarından eziyet gelse bile onunla ilgili her şey güzel gelir aşığa.



“Aşk hiç bir zaman pişman olmamaktır.” demişler gerçek âşıklar. “Çok pişmanım keşke hiç karşıma çıkmasaydın keşke hiç evlenmeseydik.” diyen biri zaten hiç âşık olmamıştır. Kişi aşkının karşılığını görmese, acı çekse, mutsuz bile olsa sevdiği ile geçirdiği tek dakikaya bile acımaz.

Kısacası gerçek aşk çok az.



Gelelim sorunun cevabına. Evlilikte aşk şart mı?



Bence değil. Sağlam bir sevgi aşktan daha kıymetlidir. Çünkü aşk geçici bir haldir. Kavuştuktan bir süre sonra biter demek istemiyorum fakat bir süre sonra aşkın ateşi azalır, harareti söner. Âşık çiftler birbirlerine doğru davranırlarsa aşk tamamen bitmez diye inanıyorum. Gerçi bilimsel açıklamalara bakarsak aşkın ömrü üç yılmış. Sonrası sevgiye dönüşüyormuş. Bazıları kötü davranışla aşkın nefrete dönüştüğünü söylese de gerçek aşkın hiç bir zaman nefrete dönüşeceğine inanmıyorum. Nefrete dönüşüyorsa o yine gerçek aşk değildir.



Çiftler niye bu kadar aşk arzusundalar? Sevgi evlilikte yetmiyor mu?



Evlilikte aşk şart değildir, mutlu bir evlilik için sevgi yeterlidir. Fakat nasıl bir sevgi?



Çiftlerin aşk arzusu aslında heyecan ve tutku arzusudur. Evlilikte mutluluğu öldüren şey karı-kocanın arasındaki sevginin bacı- kardeş ya da arkadaş sevgisine dönüşmesidir. Karı-koca sevgisi diğer bütün sevgilerden apayrı özel bir sevgidir. O özel sevgiyi korumak lazımdır.



Karı-koca özel sevgisini yaşatmak ve korumak için iki şey çok önemlidir.



Birincisi; evlilik hayatı içinde kadın kadınlığını, erkek erkekliğini korumalı, herkes kendi yaratılışına uygun hareket etmeli ve eşlerine de cinsiyetine uygun davranış göstermeliler.



İkincisi karı-koca arasındaki çekiciliği sağlayan en önemli şey iyi bir cinsel hayattır. Çünkü iki tarafında cinsel tatmin yaşadığı güzel bir ilişkide vücut hem neşe, keyif, heyecan hem de iki tarafı birbirine bağlayacak özel sevgi hormonları salgılıyor. Bu ikisi olduğunda aşk olmasa da karı-kocaya yetecek aşka yakın kuvvetli bir sevgi yaşanır.



Konuyla bağlantılı olarak bekarlardan çok gelen: “Biriyle görüştüm pek çok konuda ortak fikirlerimiz var, evlenirsek anlaşırmışız gibi duruyor fakat tip olarak pek beğenmedim, ısınamadım, ilerde sevebilir miyim? sorusuna cevap vererek yazıyı tamamlayayım.



Evlilikte fikirlerin uyuşması iyi olur; fakat fikirlerin uyuşmasından daha önemlisi ruhların uyuşmasıdır. Sadece fikre bakarak karar vermeyin. Nihayetinde arkadaşlık ilişkisi değil bu. İlk görüşmede filmlerdeki gibi çok beğenmeniz hatta çarpılmanız “Aaa işte bu demeniz gerekmiyor.” İnsan birini sevdikçe gözüne güzel gelir. Fakat sevebilmek için de ondan hoşlanmanız gerekli. İlk gördünüz hoşlanmadığınız, sizi rahatsız eden bir şey var. O zaman karar vermek için ikinciye tekrar görüşün.



Yine hoşlanmadı iseniz şansınızı hiç zorlamayın.



Hoşlanmak görünen özelliklerle ilgili değildir. Çok güzeldir ya da çok yakışıklıdır, ağzı iyi laf yapıyordur ya da kalemi, klavyesi iyi döktürüyordur, bütün bunlara rağmen karşı karşıya geldiğiniz ne olduğunu ifade edemeseniz de sizi inceden inceye rahatsız eden bir şey varsa ruhlarınız birbirinden hoşlaşmamış demektir. Uzak durun.



Fakat ruhlarınız birbirinden hoşlandı ise size göre çirkindir fakat sempatik gelir, aradığınız fiziksel özellikler yoktur fakat size çekici gelir. Evlilik öncesi görüşmelerde hep konuşmayın birbirinizi tanımak için biraz da susun. Susun ve ruhunuzun sesini dinleyin.



Kısacası önce kalbinize sorun, sonra aklınıza. İkisinin de görüşü kıymetlidir, ikisinden birini yok saymayın.



Not 1: Yazının aşkla ilgili bölümünü okuyup “Acaba benim yaşadığım ya da bizim yaşadığımız aşk mıydı?” diye kendinize sorduysanız kesinlikle o yaşadığınız aşk değildir. Aşk hiç şüpheye düşmemektir.



Not 2: En gerçek aşk Allah aşkıdır, diğer aşklar sûrettir fakat konu kadın-erkek ilişkisi olduğu için işin bu boyutuna konu dağılmasın diye değinmedim.

Bakın cinsellik konusunu hiç düşünmemiştim.Eşimle aramızda çok iyi bir cinsellik yok.Bütün sorun ondan mı kaynaklanıyor acaba.Bu cinsellik mevzusunu nasıl aşabilirim.Yani ne yapmalıyım?O konularda çok çekimserim.
 
yasemin hanim cok guzel tespitlerde bulunmus :)

o dualardan bana örnek verebilirmisiniz.GERÇEKTEN KALBİMİN BUNA İHTİYACI VAR.YOKSA eşimden boşanma aşamasına bile geliyorum.Zira ona kadınlık vazifelerimi bile yapmak istemiyorum.Soğdum adamdan resmen ya.

Kusura bakmayin konu basliginizi nedense bulamamistim ve o yuzden cevabim geciktin.
Ta-ha suresi 39. Ayet olmasi lazim
Ve alkaytü aleyke muhabbeten minni
Bu ayeti gunde 41 defa okumalisiniz.

Birde sela ve cuma ezani arasi 5 cuma suresi. Ve 7 hafta devam edilmeli

Net den daha arastirabilirsiniz.

Birde ayrilma karari aldim demissiniz. Ne asamadasiniz bilemiyorum ama esinizden once cocuklariniz nu ayriligi hakediyormu bir dusunun. Einizi son siraya aliyorum cunku eminim duygu karmasasi yasamaniza sebep olabiliyor.

Kimse anne babasini secemiyor, cocuklarmizda ayni sekilde ve bizim kotu faturalarimizi insaallah odemezler.

Anladigim kadariyla anac bir yapiniz var ve bu ayriliktanda mutlu olmayabilirsiniz

Dualar ve einizle birlikte evlilik terapistine gitmenizi tavsiye ederim.

Rabbim hayirlisini versin.
 
Ayrica
Nisa suresi 5 kez
Hucurat suresi 7 kez
Lokman suresi 7 kez
İsmi azam duasi
Kenzul ars suresi
Selati tefriciye 4444 kez
Durru meknun kasidesi 7 gun 1 er kez

Bu dualarda cok tesirli ve faziletli dualardir.
 
bu şeytanın eşler arasında oynadığı bir oyun. aman sakın bu oyuna kapılma derim. ne güzel seni seven bir eşin var ve 2 tanede çocuğunuz. bol bol dua et derim Rabbim den yardım iste bak gör nasılda için kıpırdamaya başlayacak. tabi bu dediklerim din inancın varsa geçerli yoksa yardımıcı olabileceğim bir başka önerim olamıcak.sevgiler..
 
aman arkadaşım, yapma..
şiddet, ihanet gibi büyük sebepler yok çok şükür, kendinde söylüosun iyi biri diye...
2 de çocuk var.. boşanınca herşey daha da zorlaşacak emin ol...
10 yılı devirmişsiniz.. seversin 2 çocuğunun babası yani..
nefret etmiosan ona karşı sıkıntı yapma bence...
cinsellikde çekimserim demişsin..
o senin eşin, ve cinsellik evliliğin temek taşlarından birisi..
bi akşam yolla çocukları annene veya kv ne..
beraber zaman geçirin, birbirinizi yeniden keşfedin..
akışına bırak..
o kaybolduğunu sandığın sevgin aslında içinde bi yerlerde çıkmayı beklior..
herşey senin elinde
 
11 yıllık evliyim 2 çocuğum var.Eşim çok iyi bir insan gel gelelim ona karşı hiç bir hissim kalmadı.Bu onunla olan her türlü ilişkimi etkiliyor.Anlayamadığım o beni hala çok sevdiğini söylüyor ama bende ona karşı hiç bir şey yok ve bu beni deli edicek.Mantıken onu boşamak istemiyorum ama duygularıma hareket etsem hemen boşanırım.Çevremde eşine sevgisi bitmiş ama hala onunla yaşayan çok evlilikler görüyorum.Onlar benim gibi mutsuz değiller ama ben eşimi sevmek istiyorum.Bu şekilde yaşamak istemiyorum.Bazen düşünüyorum farzet ki eşimden boşandım.iki çocukla tekrar evlensem ne olacak diyiyorum.Çocuklarımı bir sevgi yaşayacam diye feda etmeyi kendime yakıştıramıyorum.Ama içimde ki duygu açlığınızda eşimle gidermiyorum.Bu yüzden mutsuzum.Sizce eşimi tekrar sevebilme şansım var mı?Varsa neler yapmalıyım?

Evliliğin doğası budur,

Kiminle olursa olsun , 7.yıldan sonra usanç bıkkınlık..

Erkekler öyle , onların sevgisi daha uzun ,daha fazla ihtiyaç duyuyorlar bizlere..

Bu saatten sonra can yoldaşı , arkadaş ,sırdaş , aile olarak bakıcaz..

Dışardada öyle aman yaman sevgi aşk yok ...

hep dış görünüş , gençlik ,güzellik ,cinsellik , arkadaşım 28 yaşında evlendi tiksiniyorum artık aşk meşk hikaye

hepsi bitiyor güven ve huzur arıyorum demişti. geçen yıl evlendi çocuk yaptı ve çokkk mutlu

bence insanlar geç evlenmeli ve herşeyi zamanında yaşamalı.zaman
 
Evliliğin doğası budur,

Kiminle olursa olsun , 7.yıldan sonra usanç bıkkınlık..

Erkekler öyle , onların sevgisi daha uzun ,daha fazla ihtiyaç duyuyorlar bizlere..

Bu saatten sonra can yoldaşı , arkadaş ,sırdaş , aile olarak bakıcaz..

Dışardada öyle aman yaman sevgi aşk yok ...

hep dış görünüş , gençlik ,güzellik ,cinsellik , arkadaşım 28 yaşında evlendi tiksiniyorum artık aşk meşk hikaye

hepsi bitiyor güven ve huzur arıyorum demişti. geçen yıl evlendi çocuk yaptı ve çokkk mutlu

bence insanlar geç evlenmeli ve herşeyi zamanında yaşamalı.zaman

Bence doğası bu olmamalı ya.O zaman evlilik hiç çekilmiyor.Allahım ne zor.kaç yaşındasın arkadaşım merak ettim.
 
11 yıllık evliyim 2 çocuğum var.eşim çok iyi bir insan gel gelelim ona karşı hiç bir hissim kalmadı.bu onunla olan her türlü ilişkimi etkiliyor.anlayamadığım o beni hala çok sevdiğini söylüyor ama bende ona karşı hiç bir şey yok ve bu beni deli edicek.mantıken onu boşamak istemiyorum ama duygularıma hareket etsem hemen boşanırım.çevremde eşine sevgisi bitmiş ama hala onunla yaşayan çok evlilikler görüyorum.onlar benim gibi mutsuz değiller ama ben eşimi sevmek istiyorum.bu şekilde yaşamak istemiyorum.bazen düşünüyorum farzet ki eşimden boşandım.iki çocukla tekrar evlensem ne olacak diyiyorum.çocuklarımı bir sevgi yaşayacam diye feda etmeyi kendime yakıştıramıyorum.ama içimde ki duygu açlığınızda eşimle gidermiyorum.bu yüzden mutsuzum.sizce eşimi tekrar sevebilme şansım var mı?varsa neler yapmalıyım?

önceliikle sizin adınıza çok üzüldüm.bazen evliliklerin yoğun maratonu sevgiyi etkiliyebiliyor.ancak şimdi duygu hissetmediğiniz bu insandan pırıl pırıl 2 çocuğunuz olmuş.bence eşinizle tatile çıkmak evliliğin ilk zamanlarındaki heyecanı yakalamak adına etkili bir yöntem olabilir.benim çevremdeki herkeze önerdiğim tek şey:nasıl insanlar hastalandığında doktora gidiyorsa işin içinden çıkamadığımız durumlarla aklımızdaki sorularla boğuşmaya başladıysak ikilemler filiz vermeye başladığında ruhumuz bize sinyal vermeye başlar ve bu detayları uzman yardımıyla çözmek atıcağımız yanlış adımların öncüsü olur.evlilik zor olan bişeydir boşanmaların yoğun olduğu son yıllarda sizde bu kervanın içinde olmayın.eskiden sevdiğiniz bir insanı tekrar sevebilirsiniz bunu unutmayın ki sizde zaten bunu istiyorsunuz.evlilik yemek gbdir harlı bir ateşte yemeği özdeştirip tadını daha güzel yapabilirsiniz.bence ateşi arttırma vakti gelmiş.eşinizin iyi yönlerini düşünüp etraftaki erkeklerin alçaklıklarının farkına varın ve birbirinizle baş baş başa kalın.dışardaki hayat düzgün değil erkekler hiç değil .elinizdekinin değerini bilmezseniz onun değerini alıcak birisi çıkıp üzerinizden pirim yapmaya başlarsa herşey geç olabilir.insan evladı biraz nankördürkaybedince bazı şeylerin değerini anlar önce çocuklarınız sonra kendiniz için hareket edin.üzülmenizi asla istemem .son pişmanlıklar bıçak darbesi gbdir soğukluğu sizi öldürebilir.
 
önceliikle sizin adınıza çok üzüldüm.bazen evliliklerin yoğun maratonu sevgiyi etkiliyebiliyor.ancak şimdi duygu hissetmediğiniz bu insandan pırıl pırıl 2 çocuğunuz olmuş.bence eşinizle tatile çıkmak evliliğin ilk zamanlarındaki heyecanı yakalamak adına etkili bir yöntem olabilir.benim çevremdeki herkeze önerdiğim tek şey:nasıl insanlar hastalandığında doktora gidiyorsa işin içinden çıkamadığımız durumlarla aklımızdaki sorularla boğuşmaya başladıysak ikilemler filiz vermeye başladığında ruhumuz bize sinyal vermeye başlar ve bu detayları uzman yardımıyla çözmek atıcağımız yanlış adımların öncüsü olur.evlilik zor olan bişeydir boşanmaların yoğun olduğu son yıllarda sizde bu kervanın içinde olmayın.eskiden sevdiğiniz bir insanı tekrar sevebilirsiniz bunu unutmayın ki sizde zaten bunu istiyorsunuz.evlilik yemek gbdir harlı bir ateşte yemeği özdeştirip tadını daha güzel yapabilirsiniz.bence ateşi arttırma vakti gelmiş.eşinizin iyi yönlerini düşünüp etraftaki erkeklerin alçaklıklarının farkına varın ve birbirinizle baş baş başa kalın.dışardaki hayat düzgün değil erkekler hiç değil .elinizdekinin değerini bilmezseniz onun değerini alıcak birisi çıkıp üzerinizden pirim yapmaya başlarsa herşey geç olabilir.insan evladı biraz nankördürkaybedince bazı şeylerin değerini anlar önce çocuklarınız sonra kendiniz için hareket edin.üzülmenizi asla istemem .son pişmanlıklar bıçak darbesi gbdir soğukluğu sizi öldürebilir.
Soğmuş olduğun hiç bir şey artık hissetmediğin bir insan ile yaşamak o kadar zor ki anlatamam.Haklısın evlilik o kadar kolay değil ama yıllarca eşim için yaptığım fedakarlığın artık tükenmişliği bu.Senelerce beni yalnız bırakmış bir eşe karşı duygu tükenmişliği.Artık ben önemsemesem eşim bunalıma girdi.Onu sevmemi istiyor.Zorla nasıl sevicem.Yaptığım her harekete artık beni sevmiyorsun ondan yapıyorsun diyiyor.eee be adam.Zamanında sevgiye niye önem vermedin.Evde tek başına çocuk büyütürken,ben tek başına tatil yaparken,tek başına evde otururken o zaman niye düşünmedi sevgiyi.Çünkü o zaman fedekar bir eşi vardı.Şimdi sabrı tükenmiş bir eş var.Düzeni bozulacak korkusu var.Ben yoruldum ya.YORULDUM.ARTIK YORULDUM.ARTIK FEDAKARLIK YAPMAK İSTEMİYORUM.madem bakar gibi yaşıyorum o zaman hiç olmazsa gerçek bekar olurum.ama bundan sonra evlenirmiyim.sevmeden,içime sinmeden asla.
 
Bence doğası bu olmamalı ya.O zaman evlilik hiç çekilmiyor.Allahım ne zor.kaç yaşındasın arkadaşım merak ettim

32 yaşındayım , evlilikte 7.yıl

Çok iyi anlıyorum ve haklısın

Ekonomik özgürlüğün varsa , maddi manevi sıkıntı çekmeyeceksen

ve hayat gerçekten ' çekilmez ' olduysa

Sevgi aşk için değil , kendin için ayrılabilirsin

Tabulara , polyannalara aldanma , güçlü olup bu benim kararım daha iyi kaliteli bir yaşam için

Ayrıl,

Dünyanın sonu değil , bu senin hayatın

Başkalarının senin hakkın hayatına karar vermesine mahalle baskısına boyun eğme,

Ama gerçekleride yazdım

Daha iyiside beklemiyor bunu bil
 
Bence doğası bu olmamalı ya.O zaman evlilik hiç çekilmiyor.Allahım ne zor.kaç yaşındasın arkadaşım merak ettim

32 yaşındayım , evlilikte 7.yıl

Çok iyi anlıyorum ve haklısın

Ekonomik özgürlüğün varsa , maddi manevi sıkıntı çekmeyeceksen

ve hayat gerçekten ' çekilmez ' olduysa

Sevgi aşk için değil , kendin için ayrılabilirsin

Tabulara , polyannalara aldanma , güçlü olup bu benim kararım daha iyi kaliteli bir yaşam için

Ayrıl,

Dünyanın sonu değil , bu senin hayatın

Başkalarının senin hakkın hayatına karar vermesine mahalle baskısına boyun eğme,

Ama gerçekleride yazdım

Daha iyiside beklemiyor bunu bil
 
Evlilik herkese göre olmayabilir ,

Herkesin fıtratı farklıdır , sanki evlilik var , boşanmak ayıp günah gibi,

Birömür mutsuz ol , ama ne olursa olsun boyun eğ ,razı ol , yok böyle bir şey

Bittimi biter arkadaşım öyle süslüdonla mumla yemekle geri gelse ..

Mutsuz yapmacık bir hayatı devam ettirmek iki tarafa haksızlık ,

hemde büyük ,

Ayrıca herkes birbirini yanıltmasın ,

Hayatta mutlu olmak başka yollarda var meşgalelerde , helal dairede ,

Geri dönüp yaşayacağın bir hayat yok , kimse için kendini feda etme...
 
merhaba hayal2002 ne durumdasınız şu an umarım her şey yolundadır kendimde şu an aynı durumdayım nette bunu yaşayan insanların yazdıklarını okurken sizin yazınızıda okudum neler yaptınız nasıll bir yol izlediniz evliliğinizde ?
 
merhaba hayal2002 ne durumdasınız şu an umarım her şey yolundadır kendimde şu an aynı durumdayım nette bunu yaşayan insanların yazdıklarını okurken sizin yazınızıda okudum neler yaptınız nasıll bir yol izlediniz evliliğinizde ?
Ne yaptınız? Nasıl bir yol izlediniz?
 
Back
X