Aşk dediğimiz şey fizyolojik olarak hormonlarımızın bize kurduğu tuzaklardan ibaret. Ciddi söylüyorum. Aşkın nörobiyolojisini araştırmanızı öneririm. Kısaca aşkın kalple ilişkisi yok, herşey beyinde başlar ve biter. Bir kadın isterse bir adama aşık olabilir. Olamıyorsan sebebi o adamın aşık olunmayacak biri olması değil, senin aşkın kavramını kafanda büyütmen ve önyargıların. Deli divane aşık olarak evlenseydin de bundan 15 yıl sonra senin ihtiyacın olan tek şey sana sonsuz güven verecek, sevecek bir insan olacak. Aşık olarak evlenenlerin boşanma yüzdeleri çok daha yüksek biliyorsun, çünkü aşkın o kör halinde eksik/hatalı bütün yönler görmezden geliniyor. Samimiyet sınırı aşılınca da her şey bir bir batmaya başlıyor. Bana göre bir insanı cinsel olarak itici bulmuyorsan yani tensel uyumu yakalamışsın zeka uyumunda sıkıntı olmaz. Şuan hayatımda olan insan bana dedi ki, sana her şeyin güveni verirsem bana merak duymazsın, uzaklaşırsın. Ama yine de seninleyim senden habersiz hiçbir şey yapmam. Gerçekten de öyle. Her şeyi çözersen cazibesini kaybeder. siz artık evlenmişsiniz ama mümkün değil aşkın dolu dizgin devam edebilmesi. Benim tavsiyem ilişki uzmanlarından yardım alman. Bakış açın değişince hayatta en önemli şeyin güven olduğunu göreceksin. Bir de iyi bir baba olacağını düşündüm demişsin. Anne olmakta eşler arasındaki bağlılığı geliştirir. Hem senin açından da iyi olur. Dediğin gibi eminsen, gözün kapalı evladını emanet edebileceğin gelecek vaad eden biriyse kaybetme. Öyle ya ölümlü dünya. Kırmamak kırılmamak lazım. Umarım her şey güzel olur. Eşinin kalbine bağlanır kalbin.