can ı gönülden katıldığım söz şudur ki "anneliğe/babalığa hazır olmayı beklersen hiçbir zaman hazır olamazsın" ve Prof. Dr. Üstün DÖKMEN bilimsel verilerle ispatlıyor ki annelik içgüdüsel değildir. yani annelik te sonradan öğreniliyor tıpkı babalık gibi. ama annenin bebeği ile paylaşımları daha farklı olduğundan, emzirme gibi kutsal bir ritüele nail olduğundan annelik iç güdüsel gibi gelişiyor ama ııh değil. o nedenle babalar/baba adayları ama ben bilmem ki, ben yapamam ki, ben daha öğrenemedim ki derse yemeyin. siz, biz, anneler nasıl öğreniyorsa o kakalı popoyu silmeyi, yemek yedirmeyi onlar da aynı şekilde öğrenebilir.

iyi, merhametli, eşine saygı duyan, seven, bebeği de istemiş bir baba çoğunlukla elinden geldiğince yardımcı olur anneye, eşine. evet, doğumdan sonra değişiyor erkekler ama inanın kadınlar da çok değişiyor. ruhen bambaşka bir kişiliğe bürünüyorsunuz. çok pimpirikli, çok dırdırcı, çok bilmiş olabiliyorsunuz ya da eşinizi rahatsız edecek kadar rahat bir anne olabiliyorsunuz yani bu sizin de ilk anneliğiniz, siz de kendinizi tahmin edemiyorsunuz. bazı kadınların eşlerinden yana dert yanarken kendilerini de bir gözlemlemesi gerek. ben de çok değiştim misal. eşime daha tahammülsüzüm ama kabullendiğim için çabuk toparlıyorum olayı.
ayynen çocuk sevmek ile insanın kendi yavrusuna bakması bambaşka şeyler. uyku yok bir kere, istediğin zaman yemek hatta tuvalete gitmek te yok, sosyal hayat 0. yani bambaşka bir dünya. Allah isteyen herkese sağlıkla nasip etsin ama o baş ağrılarından her 15te bir hastanelik olan ben inanın doğumdan beri unuttum neredeyse baş ağrılarını. her şey ona endeksli ya, ağrı, sızı unutuluyor inanın.