vejeteryan olmamakla birlikte eşimin aksine et yemekler çok da büyük tercihim değildir...kıyma ya da parça et fark etmez,eve et girecekse de belli başlı şartlarım vardır,bunlar:
1-tabağıma eftelya gibi uzanacak hayvanla her hangi bi göz kontağı kurmamış olmam lazım (kurban bayramı)
2-bu hayvanın kesin ölüm tarihini bilmemem lazım (gene kurban bayramı) aksi taktirde ister istemez apık sapık düşünceler geçiyo aklımdan 'dün tam da bu saatlerde yaşıyodu bu...'gibilerinden.
3-koyun eti kesin vetoludur aciip ağır kokuyo....
şimdi bunları eşim bilir bilmesine de bir de 4.şartım vardır,ki bu da kuzunun komple yasak olmasıdır...kuzunun 3numaralı şartımla bi alakası olmadığını eşim anlamış ama ne o sebebini sormuş ne de ben hiç bir zaman belirtmemişim...hiç dikkatimi çekmemişti ta ki geçen gün alışveriş için markete gidip kasap reyonun önünde durana kadar...
söylemesi ayıp kuzu saç kavurmayı pişirmeye hazır halde hazırlamışlar biberinle domatesinle filan...eşim direk:'hayatım bugün bunu yapsana.'dedi.diktatör edasınla ben:'Olmaz!Kuzu o,görmüyon mu?'dedim.eşimin bakışı aynen bööleydi::44::44::44:ben o sırada dana etinin bulunduğu bölüme geçtim ve:'çok canın istediyse dana etinden yapabilirim.'dedim.'kuzunun nesi var?'deyince,kasapın yanımızda durduğunu fark etmeden,1.no.'lu küçük emrah bakışımla anlatmaya başladım:'ben onlara çok üzülüyorum aşkım,dana görmüş geçirmiş bir hayvan,çılgınlar gibi otların arasında koştu,coştu eğlendi...ama kuzu???daha büyüyemeden gaddar insanların eline düştü,hiç acımadılar ona...anası garibim ne üzülmüştür,nasıl da bunalımlara girmiştir şimdi...her yerde yavrusunu arıyordur...ben şimdi bunu nasıl yiyebilirim?'eşim tek bir mimik dahi göstermeden:'Hastasın sen...!'dediydi de fena alınmıştım



bizi dumura uğramış bi halde dinleyen kasabı da vicdanınla başbaşa bırakıyom artık...