isteme günüm. aynı gün söz olcak. ev kalabalık olacağı için halılar kalktı, salonda koltuk dışındaki bütün eşyalar kalktı, sandalyeler dizildi, bir sürü hazırlık yapıldı. saçım, makyajım, kıyafetim herşeyim hazır. misafirler geldi. oturduk, kakara kikiri muhabbet ediliyor, bende oturdum ne güzel ohh gülücükler saçıyorum etrafa. sıra geldi istemeye. ben hala oturduğum yerdeyim, hala gülücükler saçıyorum falan. isteme oldu, bitti millet kakara kikiri devam ediyor sohbete...ben hala oturduğum yerde salak salak gülüyorum. annem karşıdan kaş göz işareti yapıyor, anneme bakıp gülümsüyorum, çeviriyorum kafamı. bir iki derken annem dayanamayıp söylüyor artık, '' kızım sorsana kahvelerini nasıl alırlar?''. ama o kahve kelimesini bastıra bastıra söylüyor. ''haa kahve'' diyip bi kalkışım vardı ki işte orda gerçekten rezil olmuştum, hemde sadece sevgilime değil, yaklaşık 40 kişiye :26::26::26:
hangisini yazayım, şaşırdım... rakı içip, otobüs durağı, metro demeden her bulduğum yere kusmamı mı, odasının ortasına kusup, temizlemeyi unutmamızı mı, sarhoş olup kafeden kucağında kahkaha ata ata çıkmamı mı, yine sarhoş olup sırtına çıkcam diye tutturup, çıkıp alsancağın ortasında kendimi taşıttırmamı mı, başka birgün yine alsancağın çimlerinde adamın omuzlarına çıkıp şarkı söylediğimi mi... bunların hepsini sarhoşken yaptığımı tekrar söylememe gerek varmı?
