Yazdıklarınızdan aslında kendi tercih ettiğiniz hayatı yaşadığınız ortaya çıkıyor. Kimse size bu kadın işidir, kadın dediğin şöyle yapar diye dayatmamış. Şu işleri eşim yapmasın, bana hoş gelmiyor derseniz, bu zaten eşinizle aranızdaki mevzudur, kimseyi ilgilendirmez. Ama işte bu sizin tercihinizden kaynaklanıyor, eşiniz ben yapmam, etmem, ben erkeğim dememiş ki. Kısaca hanzoluk etmemiş.
Ama burada söz konusu şahıs böyle değil ki. Kendini üst konuma koymuş bile. Kimin haddine kendini eşinden üst konuma koymak? Biz şu dünyaya erkekleri idare etmek, alttan almak, egolarını şişirmek için bizi ezsinler diye mi geldik Allah aşkına? Bu hastalıklı kafaların oyuncağı değiliz ki. Bir süre sonra düzelir umuduyla yılları heba etmeye, cefa çekmeye değmez. Düzeleceği de garanti değil zaten. Ya düzelmezse, al sana boş yere çekişmelerle harcanmış, mutsuz bir hayat.
Ortada eşitlik olduğunu hissettiğinizde, zaman zaman taviz de veriyorsunuz, alttan da alıyorsunuz, suyuna da gidiyorsunuz ve bu sizi rahatsız da etmiyor. Çünkü aynı şeyi o da yapıyor, sizi değerli hissettiriyor. Kısaca her şey karşılıklı güzel.
Saadete gelirsek =) kendi hayatınızdan verdiğiniz örneklerle bu konudaki karakterler uyuşmuyor. Sizin hayatınızda rolleri erkek belirlememiş, roller karşılıklı tercihlerle belirlenmiş. Buradaki paşa hazretleriyse şimdiden hükümlerini listelemeye başlamış. Kellesini tiz vurmak en makulu.