Cahil değilim, aptal değilim; ama evlenirken ayan beyan ortada olan şeyleri hiç görmedim, göremedim. Görmezden geldim değil de gerçekten de görememişim. Benim bu aptallığımdan ve sessizliğimden de herkes cesaret aldı. Komşuları bile bana, giydiğimi vs. laf söyleme, nasihat adı altında azarlamaya kendinde hak buldu. Anası, babası, kardeşi, kardeşinin karısı, akrabaları geçtim de...
Aile bağı denen ve ailevi olan hiçbir şey yok. En büyük manevi sıkıntılarımızda asla arayıp sormadılar, yanımızda olmadılar; ama yüzlerinde sivilce çıksa, başları ağrısa, sevgilisi terk etse hemen eşimi yardıma çağırdılar, .ağırırlar. O da koşa koşa gider.
İki taraf da maddi durumu gayet iyi bir aileyken bana evlerinde bir tabak yiyeceği çok görüyorlar; ama umrumda değil, tenezzül de etmiyorum. Düğün dernek de, yurtdışı gezilerinden dönüş vs şu zamana kadar hiçbir şey almadılar. Ben hep elim dolu giderim, haftalık oturmalarımızda bile kek yapar süsler püslerim.
Yine olsa yine bu kararı verir miydim? evet, eşimi çok seviyorum, yine olsa onunla evlenirdim; ama baştan tepkimi koyardım. Ailemin, herkesin içinde patavatsızca ve cesursa yaptığı şeyleri "aman o yaşlı..." sözü yüzünden dikkate almamazlık etmezdim.
Aslında tam aile profillerine uyan, istedikleri, aradıkları gelinim ama neden böyle bilmiyorum. Sanırım sessiz kalışım ve aptallığımdan...
Hadi yapıları böyle deyip kabulleneceğim; ama canlarına okuyan diğer gelini yere göğe sığdıramıyorlar, maddi manevi her şeye boğuyorlar ya bu bana dokunuyor işte....