Fast Food tüketmenin sağlığa zararları

Nevreste

Yeniden ☀
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
293.957
605.002
43
fastfoodyiyenkadin.jpg


Son yıllarda özellikle büyük şehirlerde yaşanan hızlı çalışma temposu, ulaşım güçlükleri, zamanın kısıtlılığı, yeni yaşam biçimleri, çalışan kadınların sayısındaki artış, iletişim araçlarındaki gelişmeler gibi unsurlar insanların yeme-içme alışkanlıklarında dikkate değer bir değişmeye sebep olmuştur.

Dışarıda yeme alışkanlıklarında ciddi artışlar meydana gelmiş ve insanların yiyecek tüketim tarzlarında değişmeler yaşanmıştır. Dışarıda yemek yeme oranındaki artışla birlikte ihtiyaca cevap verebilmek için fast food ürünler ortaya çıkmış, fast food restoranlarına olan talep de giderek artmıştır. Bu tür işletmeler artık dünyada büyük bir sektör halini almıştır.

Yeterli ve dengeli beslenebilmek için dört besin grubunun (Et, yumurta, kurubaklagiller; süt ve ürünleri; taze sebze ve meyveler; ekmek ve tahıllar grubu) her birinden her öğünde önerilen miktarlarda tüketilmelidir.

FAST FOOD ÜRÜNLER NELERDİR?
Fast food ürünler; pratik, çabuk hazırlanıp çabuk yenilebilen, temiz ve standart ürün ihtiyacına cevap verebilmek için doğmuştur.
Fast food ürünleri arasında hamburgerler, pizza, yağda kızartılmış balık ve yağda kızartılmış tüm yiyecekler, kebaplar, dönerler, parmak patates, sosisli sandviçler, kepçeyle sunulan dondurma, waffle, milkshake, kolalı içecekler, hazır meyve suları ve diğer pişmiş hazır ürünler söylenebilir. Fast food sektörünün en önemli ürünü hamburgerdir.

BESİN DEĞERLERİ


Fast food sistemi ile tüketilen besinler beslenme açısından değerlendirildiğinde, enerji ve bazı besin öğeleri yönünden dengeli olmadığı görülmektedir. Bu tür beslenmeye ilişkin olumsuzluklar enerji ve besin öğeleri yönünden incelendiğinde;

*Enerji: Fast food ürünlerde en önemli sorun yüksek enerji içermeleridir. Fast food ürünlerinden oluşan vasat bir öğünün enerji içeriği 400 kaloriden başlayıp 1500 kkaloriye kadar yükselebilmektedir. Bu enerjinin çoğu da yağ ve şekerden gelmektedir.

*Protein: Fast food ürünlerin çoğunluğunda proteinli bir besin de bulunduğundan tüketilen miktara bağlı olarak günlük protein gereksinmesi sağlanabilmektedir.

*Karbonhidrat: Fast food ürünlerden ekmek ve patatesten karbonhidrat sağlansa da; ana kaynak kullanılan şekerdir. Bu restoranlarda şeker yiyeceklerde görüntüyü güzelleştirmek ve tadı artırmak için eklenmektedir. Şekerin en büyük kaynakları ise alkolsüz içecekler ve shake olarak adlandırılan meyveli, aromalı şekerli sütlü içeceklerdir.

*Yağ: Fast food menülerinde düşük yağlı yiyecekler bulabilmek oldukça güçtür. Ortalama olarak fast food ürünlerdeki enerjinin yüzde 40 - yüzde 60'ı yağlardan gelmektedir. Peynir, mayonez gibi ürünler ve derin yağda kızartma gibi yöntemler fast food menünün yağ içeriğini artırır. Tavuk ve balık ürünleri bir harca (sulu hamur, yumurta, un, galeta vb. ) bulanıp derin yağda kızartıldıkları için kızartma işlemi sırasında yüksek miktarda yağ çeker ve fırınlanmış hamburger etinden daha fazla yağ ve enerji içermektedirler. Bir hamburgerin yağ içeriği ortalama 10-12 gram (90-108 kkal)dır. Kızarmış tavuğun bir parçası 17-26 gram yağ (153-234 kkal) içerir.

* Vitaminler: Fast food besinlerin yanında tüketilen taze sıkılmış portakal suyu, uygun ön işlemlerle hazırlanmış zengin salata çeşitleri C vitamini ihtiyacımızı karşılamaya yardımcı olabilir. Eğer bunlar yoksa bu ürünlerdeki tek C vitamini kaynağı sadece hamburgeri süsleyen ince bir dilim domatesten ibarettir. Fast food ürünlerinde eksik olan önemli bir diğer vitamin A vitaminidir. Yine salata barlar gereksinmemizi karşılamaya yardımcı olabilir.

*Mineraller: Süt ve sütlü içecekler kalsiyum ve fosfor, kırmızı etler ise demir ve çinko bakımından zengindir.

Posa: Salata dışında fast food ürünleri posa bakımından oldukça fakirdir. Posa bakımından zengin kaynaklar genellikle fast food seçenekleri olarak sunulmaz.




içerik.jpg


NE YAPMALIYIZ?

Fast food restoranlarda mevcut ürünlerden en sağlıklı ve en dengeli beslenme değerlerine sahip olanları seçilmelidir.

*Bir öğün fast food yenildiyse günün diğer öğünlerinde besin seçiminde daha dikkatli olunmalıdır. Günlük beslenme daima üç ana öğün şeklinde yapılmaya çalışılmalıdır.

*Fast food restoranlarında çalışan üreticiler beslenme eğitimi programları ile bilinçlendirilerek ürünlerin sağlıklı beslenmeye uygun hazırlanması sağlanabilir.

*Yağda kızartılmış yiyecekler yerine ızgara, haşlama, buğulama, fırında pişmiş yiyecekler tercih edilmelidir.

*Sadece et sandviçlerin yanı sıra tavuklu ve balıklı sandviçler tüketilebilir.

*Taze meyve ve meyve suları tüketimi artırılmalıdır. Servise sunulan ürünlere sebze ve salata çeşitleri eklenebilir.

* Tam buğday unundan hazırlanmış daha az yağlı, sebze ağırlıklı pizzalar yapılabilir.

*Boş kalori kaynağı olan şekerli içecek ve gazlı içecekler yerine kalsiyum ve vitamin içeriği yüksek süt ve süt ürünleri tüketilmelidir.

*En önemlisi de evinizde ki buzdolabı, dolap ve dondurucunuzu sağlıklı gıdalarla doldurmanızdır. Bu tarz bir davranış hem sizin hem de ailenizin sağlıklı ve kaliteli beslenmesini sağlayacaktır.

*Fast food ürünlerin tüketimi oldukça azaltılmalı hatta tüketilmemelidir.

fast-food-tuketmenin-sagliga-zararlari_1609867_720_400.jpg



SAĞLIĞIMIZI NASIL ETKİLİYOR?

Fast food tüketimi dünyada artmaya devam etmekte ve özellikle gençler arasında yaygınlaşmaktadır. Yapılan çalışmalarda, öğrencilerin yüzde 87,7'si fast food ürünlerini tükettiğini ve sadece yüzde 12,3'lük bir kesimin fast food ürünlerini tüketmedikleri görülmüştür.
Fast food beslenme; beslenme yetersizlikleri, demir yetersizliği anemisi, vitamin ve mineral eksikliği, guatr, diş çürükleri, zayıflık, fazla kiloluluk ve şişmanlık, şeker hastalığı, hipertansiyon, osteoporoz (kemik erimesi), kalp ve damar hastalıkları, kanser gibi birçok hastalık görülebilmektedir.

OBEZiTE

Dünyada ve Türkiye'de beslenme sorunları çok çeşitlidir. Özellikle şişmanlık (obezite) sıklığının artma nedenlerinden önde geleni fast food beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması olarak kabul edilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ,WHO) verilerine göre, dünyada 400 milyonun üzerinde obez ve 1,6 milyar civarında da hafif şişman birey bulunmaktadır.

KALP VE DAMAR


Fast food ürünlerdeki enerjinin yüzde 40 - yüzde 60'ını oluşturan yağ örüntüsünün doymuş yağ oranı yüksek olması nedeniyle kandaki LDL, VLDL (kötü kolesterollerin) ve trigliseridlerin yükselmesine neden olarak kalp damar hastalıklarının oluşum riskini artırmaktadır.
Fast food ürünleri yüksek sodyum içeriğinden dolayı da kan basıncını yükselterek hipertansiyon ve kalp damar hastalıkları riskini artırır.

f2be5bf0zzz.jpg


KANSER

Obezite ile erkeklerde kolon, rektum, pankreas, mide, böbrek, safra kesesi, prostat kanseri riski artar. Kadınlarda ise mide, kolon, böbrek, safra kesesi, meme, endometrium, over ve serviks kanseri riski artar.

Fast food yiyecekler yüksek sodyum içeriğinden dolayı mide kanseri riskini artırmaktadır. Renklendiriciler, aroma artırıcı maddeler, tatlandırıcılar, antimikrobiyal maddeler vb. gibi katkı maddeleri eklenmekte olan fast food ürünlerin sık tüketimleri uzun dönemde yine kanser riskini artırır.

Posalı besin tüketimi özellikle kolon kanseri ve hiperkolesterolemi riskini azaltması açısından önemlidir. Fast food yerine posalı besinlerin ( sebze ve meyveler, tam tahıllar, kuru baklagiller) tercih edilmesi önerilmelidir.

DEPRESYON

Kadınlarda yapılan bir çalışma sonucunda fast food tüketen kişilerin yüzde 25'inde depresif semptomları artırdığı görülmüştür. Aynı zamanda bu kadınların fiziksel aktivitelerinin de düşük olduğu görülmüştür.

ASTIM VE ALERJiLER

Son 30 yılda gelişmiş ülkelerde alerjik astım hastalığı hızla yükselişe geçtiği ortaya çıkmıştır ve fast food tüketiminde önemli artışlar olmuştur. Araştırmalarda hamburger tarzı yiyeceklerin tüketiminin astım belirtilerini artırdığı görülmüştür. Yağda kızartılmış yiyecek tüketimi astım riskini iki katına çıkarmıştır.

KEMiK ERiMESi

Osteoporoz (Kemik erimesi), kemik kitlesinin azalması ve kemik dokusundaki yapısal değişiklikler sonucu kırık riskinin artması ile giden metabolik bir kemik hastalığıdır. Fast food yiyecekler süt ve süt ürünleri yeterli kullanılmadığı için kalsiyum ihtiyacımızı karşılayamayız. Sütün dışında özellikle yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve pekmez de kalsiyumdan zengindir.Yeterli düzeyde kalsiyum alımı, en yüksek kemik mineral kitlesine ulaşmada etkendir. En yüksek kemik mineral kitlesine 25 yaşlarında ulaşılır. 30-35 yaşlarından sonra ise kitlede azalma başlar. Kadınlarda kayıp menopozla birlikte hızlanır. Osteoporozdan korunmak için aşırı protein tüketiminden kaçınılmalıdır. Çünkü yüksek proteinli diyet idrarla kalsiyum atımını artırır ve osteoporozis için önemli bir risk faktörüdür. Yemeklere aşırı tuz eklemekten ve tuzlanmış besinleri aşırı tüketmekten sakınılmalıdır. Çünkü aşırı tuz, idrarla kalsiyum atımını artırmaktadır.
 
X