- 10 Şubat 2013
- 516
- 577
- 123
Adetim olduğu üzere dolmuşta yanımda oturan bayana halini hatrını sordum.
-Nasılsınız?
-Teşekkür ederim. Siz nasılsınız?
-Hamdolsun bende iyiyim.
Bu şekilde başladı sohbetimiz, varacağımız yere kadar epeyce sohbet ettik. İnsanın sohbet edilebilecek insanlarla karşılaşması çok güzel.
...
Konuştuğum bayanın haline üzülmemek elde değil. Huzurevinde kalıyormuş. Ne ektiysem onu biçtim deyince bir kez daha üzüldüğümü hissettim.
-Üç çocuğum var. Biri avukat, biri doktor, biri öğretmen. Hepsi iyi yerlerdeler. Ama anlattığım gibi ben huzurevinde kalıyorum. Huzur için sevgi gerekmez mi? Çocuklarım beni çok nadir ziyaret ederler. Anlayacağınız huzurlu bir ev değil burası benim için.
-Kusuruma bakmayın ama sormak istiyorum. Nerde hata yaptınız?
Yüzü öyle keskin mimikler aldı ki, zaten hüzünlüydü..hüznüne hüzün katmıştım. Belli ki çok üzgün. Sorduğum soruya pişman oldum. Sormasaydım keşke...
Pişmanlığımı anlamış olmalı ki birkaç dakika susuştan sonra sessizliği bozan sadece sessizliği değil kalbimin ritimlerini de acıyla sarsıp bozan birkaç kelime daha etti. Sonra anladım ki emek vermeden hiçbir şey olmuyormuş. Atalarımız demiş ya: ''Ne ekersen onu biçersin.''
-Çocuklarım küçükken onları eğitmek için sadece okul gereklidir diye düşünüyordum. Diplomaları olsun, okusunlar, hayatlarını kursunlar, kazansınlar. Tek isteğim onları mutlu etmekti. Ama bu arada bir şeyi ihmal etmişim. Geriye dönüp bakıyorum da onları dinimizden uzak yetiştirmişim, onlara dinimizi anlatmakta gecikmişim... Üniversite okusunlar mutlu olurlar/oluruz sanmışım..sadece diplomayla olacak iş değilmiş mutluluk yeni anlıyorum. Fırsatım olsa da haykırsam tüm annelere... Çocuklarınızı dini bilgiden yoksun bırakmayın diyebilsem... Din deyince niyeyse insanlar celalleniyorlar... Hak dinimiz olan İslam onlara sevgiyi, şefkati, merhameti, doğru davranmayı, güzel ahlakı, karşılık beklemeden hareket etmeyi öğretir, bilseler keşke! Ben acı bir şekilde öğrendim. Canımın acısını, çocuklarımdan uzak oluşumun, onların bana değer vermemelerinin acını, çok şiddetli yaşıyorum.
Büşra Şükran
-Nasılsınız?
-Teşekkür ederim. Siz nasılsınız?
-Hamdolsun bende iyiyim.
Bu şekilde başladı sohbetimiz, varacağımız yere kadar epeyce sohbet ettik. İnsanın sohbet edilebilecek insanlarla karşılaşması çok güzel.
...
Konuştuğum bayanın haline üzülmemek elde değil. Huzurevinde kalıyormuş. Ne ektiysem onu biçtim deyince bir kez daha üzüldüğümü hissettim.
-Üç çocuğum var. Biri avukat, biri doktor, biri öğretmen. Hepsi iyi yerlerdeler. Ama anlattığım gibi ben huzurevinde kalıyorum. Huzur için sevgi gerekmez mi? Çocuklarım beni çok nadir ziyaret ederler. Anlayacağınız huzurlu bir ev değil burası benim için.
-Kusuruma bakmayın ama sormak istiyorum. Nerde hata yaptınız?
Yüzü öyle keskin mimikler aldı ki, zaten hüzünlüydü..hüznüne hüzün katmıştım. Belli ki çok üzgün. Sorduğum soruya pişman oldum. Sormasaydım keşke...
Pişmanlığımı anlamış olmalı ki birkaç dakika susuştan sonra sessizliği bozan sadece sessizliği değil kalbimin ritimlerini de acıyla sarsıp bozan birkaç kelime daha etti. Sonra anladım ki emek vermeden hiçbir şey olmuyormuş. Atalarımız demiş ya: ''Ne ekersen onu biçersin.''
-Çocuklarım küçükken onları eğitmek için sadece okul gereklidir diye düşünüyordum. Diplomaları olsun, okusunlar, hayatlarını kursunlar, kazansınlar. Tek isteğim onları mutlu etmekti. Ama bu arada bir şeyi ihmal etmişim. Geriye dönüp bakıyorum da onları dinimizden uzak yetiştirmişim, onlara dinimizi anlatmakta gecikmişim... Üniversite okusunlar mutlu olurlar/oluruz sanmışım..sadece diplomayla olacak iş değilmiş mutluluk yeni anlıyorum. Fırsatım olsa da haykırsam tüm annelere... Çocuklarınızı dini bilgiden yoksun bırakmayın diyebilsem... Din deyince niyeyse insanlar celalleniyorlar... Hak dinimiz olan İslam onlara sevgiyi, şefkati, merhameti, doğru davranmayı, güzel ahlakı, karşılık beklemeden hareket etmeyi öğretir, bilseler keşke! Ben acı bir şekilde öğrendim. Canımın acısını, çocuklarımdan uzak oluşumun, onların bana değer vermemelerinin acını, çok şiddetli yaşıyorum.
Büşra Şükran