Adamın biri, bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş. Ağaçta bulunan başka biri de onu izliyormuş. Namazını bitiren adam daha sonra namazının kabul olması için Allah'a dua etmeye başlamış. - "Allahım sen namazımı kabul et." Ağaçtaki adam: - "Etmem", diye cevap vermiş. Adam şaşırmış. Tekrarlamış: - "Allahım sen kıldığım namazı kabul et." - "Etmem." Adamın şaşkınlığı iyice artmış. Yine: - "Allahım sen namazımı kabul et", demiş. Ağaçtaki adam tekrar: - "Etmem", deyince adam sinirlenmiş. - "Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım."
Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"
Büyük bir hastahane de 5 meşhur cerrah oturmuş hangi meslekten olan insanları ameliyat etmenin kolay olduğuna dair sohbet ediyorlarmış.
İlk cerrah;
"Ben" demiş "Muhasebecileri, hesap uzmanlarını ameliyat etmeyi
severim. İçlerini açtığım zaman her şey numaralıdır, iş kolay olur"
İkincisi;
"Doğru ama" demiş "Elektrikçilerin, elektronikçilerin ameliyatı daha
kolay olur. Her şey ayrı, ayrı renktedir"
Üçüncü cerrah;
"Siz bir de kütüphanecileri, arşivcileri görün. Her sey alfabetik
sıradadır, onun için onların ameliyatı çok kolay olur"
Dördüncüsü;
"İnşaatçıların ameliyatı da pek kolay olur" demiş.
"Üstelik onlar iş bittikten sonra içeride parçalar, yabancı maddeler
kalmasyna alışıktırlar"
Sonuncu cerrah;
"Arkadaşlar" demiş "Siz her halde hiç politikacıyı ameliyat etmediniz. Onların kalbi, yürekleri yoktur. İçleri bomboştur.
Beyinleri de öyle.
Fadime ile Temel büyükada da dolaşıyorlarmış
Bir martı Temel`in kafasına pislemiş
Fadime:
-Temel git şu tuvaletten tuvalet kağıdı al
Temel:
-Gerek yoktir kuş çoktan uçup gittu
Adamin birisi sehirlerarasi yolcu tasimaciliginda kullanmak üzere Ford
minibüs satin alir. Ilk sefere çikacagi
gün çok heyecanlidir.
Yolculari tepelemeye doldurur ve yola çikar. Fakat minibüsü öyle hizli
kullanmaktadir ki minibüsün en arka
koltugunda oturan 60 yaslarinda bir ihtiyar amca soföre:
-"Yavrum biraz yavas gitsene kaza yapacaksin."
deyince soför heyecanla,
-"Beybaba sen Ford minibüsü bilir misin?"der.
Ihtiyar adam *
*Hayir bilmiyorum" deyince soför
" O zaman otur yerinebir daha isime karisma" der.
Neyse seyahat bu sekilde devam eder.Ileride keskin bir virajdan 120 Km hizla
dönünce uçuruma yuvarlanmaktan
sonanda kurtulurlar.Bu arada minibüsteki yolculardan orta siralarda
oturmakta olan orta yasli bir kadin:
-"Soför bey rica ederim yavas git, evde çoluk çocugumuz bekliyor"
deyince soför kadina *
*"Abla sen Ford minibüsü bilir misin?" deyince
kadin "hayir nereden bileyim" der. Soför
bunun üzerine"O zaman sus, bana müdahale etme" der.
Yola devam ederler.Artik minibüs öyle süratli gitmektedir ki herkesin yüregi
agzinda soförün insafa
gelmesini bekler. Soförün saginda oturan adam dayanamayip:*
* -"Soför Bey, yavas gitsene canina mi
susadin" deyince soför: *
*-"Abi sen Ford minibüsü bilir misin?" deyince,
adam:
-"Evet ulan biliyorum ne olacak! der.
Bunun üzerine soför heyecan içerisinde
-" Iyi o zaman çabuk söyle bunun freni nerede
:Roflol::Roflol::Roflol::Roflol::Roflol: