- 17 Temmuz 2008
- 3.378
- 1.598
- 41
- Konu Sahibi bensibelim2
- #1
Ahmet Sever’in ‘Abdullah Gül ile 12 Yıl’ kitabı dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan arasında büyük bir fikir ayrılığı yaşandığını ortaya koydu. Kitaba göre Gül eylemleri ‘çevre duyarlılığı’ olarak görüryordu. Erdoğan’a göreyse eylemler kendisini devirmeye yönelik bir hareketti.
Ahmet Sever, Hürriyet gazetesinden Çınar Oskay’ın Gezi Parkı ile ilgili sorularına şu yanıtları verdi:
Gül ve Erdoğan arasındaki yönetim farkı en çok Gezi’de ortaya çıkmış galiba...
- İlk çadırlar yakıldığında çok kaygılandı. Tepkisi şuydu: “Bu yangını küçükken söndürmek lazım.” Gül bir çevre duyarlılığı, tepki olarak gördü. Başbakan ise kendisini devirmeye yönelik eylem olarak
Polise bariyerleri kaldırtmış...
- Herkes yürüyüşe geçtiği anda vali, Taksim’e girişi yasakladı, bariyer kurdurdu. Abdullah Gül, ateşle barut bir araya gelecek diye endişelendi. Göstericiler bariyerleri aşıp meydana girmeye çalışacaktı. Kan dökülecekti.
Ne yaptı?
- Valiyi aradı, “Kaldırın, çok kötü şeyler olacak” dedi. Vali “Aynı görüşteyim ama Sayın Başbakan’ı ikna edemiyoruz. Bir tek siz ikna edebilirsiniz, lütfen devreye girin” diye konuştu. Başbakan’ı aradı. Zor olmakla beraber ikna etti. Bariyerler kalktı o gün.
Cumhurbaşkanı’nın Başbakan üzerinde ikna gücü var mı?
- Elbette. Hükümetteyken çok vardı. Arada bir, Erdoğan’ı uyarmak için masa altından tekme attığı bile olurmuş. Danıştay’da da kameraların önünde sakinleştirmek için çok uğraştı. Ama son dönemde ayrışma giderek derinleşti.
Siz de Gezi sırasında Cihangirliler’i polis şiddetinden kurtarmışsınız galiba...
- Arkadaşlardan sürekli mesaj geliyordu. Çatışma görüntülerini Cumhurbaşkanı’na gösteriyordum. Vali “İkna etmişsiniz, bariyerleri kaldırıyoruz” diye teşekkür etmek için aradı. Gül “Vali Bey, Cihangir’in ara sokaklarından kötü görüntüler geliyor. Ne arıyor orada polisler? Çekin onları!” dedi. Üç dakika sonra arkadaşlardan mesaj geldi, “Polisler çekiliyor” diye.
Sonraki günlerde sokak sokak girdiler Cihangir’e... Abdullah Gül’ün Harvard’da okuyan oğlu Mehmet Gül de arkadaşlarını toplayıp Çankaya’ya çıkmış. Neden?
- Arkadaşları Mehmet’e “Babanla görüşmek istiyoruz” talebinde bulunmuş. Hepsi, muhafazakâr ailelerin, Ak Partililer’in çocukları. 20-21 yaşlarında 10 genç geldi. “Gezi’de arkadaşlarımız var. Bu bir çevre duyarlılığı hareketi, neden bu kadar sert davranıldı” diye yakındılar.Çok eleştirel bir yaklaşım içindeydiler.
Ne dedi Gül?
- Aynı görüşte olduğunu söyledi. “Yatıştırmak için çok çaba harcıyorum” dedi.
Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan’ı aramış. Nasıl bir konuşma oldu?
- Vefat etmeden bir gün önce aradı. Üzüntülerini ifade etti, babasının vakur duruşunu övdü. “Sizi takdirle izledim” dedi. “Yapabileceğim bir şey var mı” diye sordu. Sami Elvan “Bir tek Berkin’in vurulduğu anı gösteren kayıtların ortaya çıkması ve suçluların cezalandırılmasını istiyorum” dedi. Cumhurbaşkanı talimatı verdi ama maalesef arkası gelmedi.
http://www.radikal.com.tr/politika/gezide_barikat_boyle_kalkmis-1378771
Ahmet Sever, Hürriyet gazetesinden Çınar Oskay’ın Gezi Parkı ile ilgili sorularına şu yanıtları verdi:
Gül ve Erdoğan arasındaki yönetim farkı en çok Gezi’de ortaya çıkmış galiba...
- İlk çadırlar yakıldığında çok kaygılandı. Tepkisi şuydu: “Bu yangını küçükken söndürmek lazım.” Gül bir çevre duyarlılığı, tepki olarak gördü. Başbakan ise kendisini devirmeye yönelik eylem olarak
Polise bariyerleri kaldırtmış...
- Herkes yürüyüşe geçtiği anda vali, Taksim’e girişi yasakladı, bariyer kurdurdu. Abdullah Gül, ateşle barut bir araya gelecek diye endişelendi. Göstericiler bariyerleri aşıp meydana girmeye çalışacaktı. Kan dökülecekti.
Ne yaptı?
- Valiyi aradı, “Kaldırın, çok kötü şeyler olacak” dedi. Vali “Aynı görüşteyim ama Sayın Başbakan’ı ikna edemiyoruz. Bir tek siz ikna edebilirsiniz, lütfen devreye girin” diye konuştu. Başbakan’ı aradı. Zor olmakla beraber ikna etti. Bariyerler kalktı o gün.
Cumhurbaşkanı’nın Başbakan üzerinde ikna gücü var mı?
- Elbette. Hükümetteyken çok vardı. Arada bir, Erdoğan’ı uyarmak için masa altından tekme attığı bile olurmuş. Danıştay’da da kameraların önünde sakinleştirmek için çok uğraştı. Ama son dönemde ayrışma giderek derinleşti.
Siz de Gezi sırasında Cihangirliler’i polis şiddetinden kurtarmışsınız galiba...
- Arkadaşlardan sürekli mesaj geliyordu. Çatışma görüntülerini Cumhurbaşkanı’na gösteriyordum. Vali “İkna etmişsiniz, bariyerleri kaldırıyoruz” diye teşekkür etmek için aradı. Gül “Vali Bey, Cihangir’in ara sokaklarından kötü görüntüler geliyor. Ne arıyor orada polisler? Çekin onları!” dedi. Üç dakika sonra arkadaşlardan mesaj geldi, “Polisler çekiliyor” diye.
Sonraki günlerde sokak sokak girdiler Cihangir’e... Abdullah Gül’ün Harvard’da okuyan oğlu Mehmet Gül de arkadaşlarını toplayıp Çankaya’ya çıkmış. Neden?
- Arkadaşları Mehmet’e “Babanla görüşmek istiyoruz” talebinde bulunmuş. Hepsi, muhafazakâr ailelerin, Ak Partililer’in çocukları. 20-21 yaşlarında 10 genç geldi. “Gezi’de arkadaşlarımız var. Bu bir çevre duyarlılığı hareketi, neden bu kadar sert davranıldı” diye yakındılar.Çok eleştirel bir yaklaşım içindeydiler.
Ne dedi Gül?
- Aynı görüşte olduğunu söyledi. “Yatıştırmak için çok çaba harcıyorum” dedi.
Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan’ı aramış. Nasıl bir konuşma oldu?
- Vefat etmeden bir gün önce aradı. Üzüntülerini ifade etti, babasının vakur duruşunu övdü. “Sizi takdirle izledim” dedi. “Yapabileceğim bir şey var mı” diye sordu. Sami Elvan “Bir tek Berkin’in vurulduğu anı gösteren kayıtların ortaya çıkması ve suçluların cezalandırılmasını istiyorum” dedi. Cumhurbaşkanı talimatı verdi ama maalesef arkası gelmedi.
http://www.radikal.com.tr/politika/gezide_barikat_boyle_kalkmis-1378771