Gölcük'te dehşet

Kendisinden tiksiniyorum,
ister bilerek isteyerek yapsın ister psikolojik sorunlarından dolayı
Umrumda değil tiksiniyorum
 
bu kadının haklı bulacagım hicbir yanı yok...

fakat roportajı begendim. soru isaretleri ile dolu bilgiler, kimsenin ulasamadıgı ama basına sızanlar... ve bir adamın terdeip gitmesi.

calısmıyor olabilirdi herhangi bir maddi geliri olmayabilirdi... o bebege kim bakacaktı? maması bezi...
eskiden beri kamu gorevlilierine bile yapılan cocuk yardımları komik rakamlar.
illa cocuk esirgemeye veya onu daha iyi yietistirecegine inandıgı bir aileye mi vermeli anneler, ya bebeginden vazgecemiyorsa?
guvenemiyorsan cocuk yapma diyecekseniz, ben de oyle dusunuyorum.
ama maalesef hayatta karsılastıklarımız cumlelerdeki kadar net olamıyor.
dolayısıyla maddi geliri yeterli olmayan ailelerin cocukları da bir nevi ölüme ya da saglıksız yaşama terkedilmis olmuyor mu?
sosyal devlet anlayısına karsı olanlar veya olmayanlar farketmez, yaşam gayet siyasi bir alan zaten, bir can'dan bahsediyoruz...
o hayatların canların sorumlusu kim peki?
 
Bu kadının kesinlikle psikolojik sorunları var.
Öyle olması tabi onu haklı çıkarmaz ama şu tuhaf davranışlara bir bakın; 9 gün boyunca o bebeği bir başına bırakmış, bir de gelince karnını doyurmaya çalışmış, bebeğin öldüğünü en sonunda hareket etmeyince anlamış. Normal bir insanın yapacağı bir davranış değil bu.

Bir bu bir de çöpe atılan 1 haftalık bebek yüzünden kendime gelemedim bir kaç gün boyunca.

Ama bu olaylar yüzünden her evlilik dışı doğuran anneyi zan altında bırakmayın lütfen. Evli olsaydı bile yapmayacağının garantisi var mıydı sanki, kadın zaten hasta.
Evlilik dışı çocuk sahibi olup da evladı için her türlü mücadeleyi veren kadınlar olduğu gibi, evli olup da çocuğuna bin bir türlü eziyet yapan kadınlar da var.
Hele Allah korkusuyla bağdaştıranlar olmuş, çok komik. Ne yani o kişinin Allah korkusu öyle veya böyle bir gün kaybolsa, o kişi her türlü kötülüğü yapacak mı? O saçma samanyolu dizilerinden kalma dindar iyidir, dinsiz kötü zihniyetinden kurtulun lütfen.

Bekar anneyim, üstelik Allah korkum da yok. Ne yani kötü anne miyim şimdi ben?
Halbuki ben bebeğime daha karnımdayken kıyamayıp, her şeyi göze alarak çok büyük bir sorumluluk üstlendim. Meleğimin geleceği günü sabırsızlıkla bekliyorum. Tek isteğim sağlıklı olması. Keşke her anne benim kadar kötü olsa.. :KK31:
 
Bu kadının kesinlikle psikolojik sorunları var.
Öyle olması tabi onu haklı çıkarmaz ama şu tuhaf davranışlara bir bakın; 9 gün boyunca o bebeği bir başına bırakmış, bir de gelince karnını doyurmaya çalışmış, bebeğin öldüğünü en sonunda hareket etmeyince anlamış. Normal bir insanın yapacağı bir davranış değil bu.

Bir bu bir de çöpe atılan 1 haftalık bebek yüzünden kendime gelemedim bir kaç gün boyunca.

Ama bu olaylar yüzünden her evlilik dışı doğuran anneyi zan altında bırakmayın lütfen. Evli olsaydı bile yapmayacağının garantisi var mıydı sanki, kadın zaten hasta.
Evlilik dışı çocuk sahibi olup da evladı için her türlü mücadeleyi veren kadınlar olduğu gibi, evli olup da çocuğuna bin bir türlü eziyet yapan kadınlar da var.
Hele Allah korkusuyla bağdaştıranlar olmuş, çok komik. Ne yani o kişinin Allah korkusu öyle veya böyle bir gün kaybolsa, o kişi her türlü kötülüğü yapacak mı? O saçma samanyolu dizilerinden kalma dindar iyidir, dinsiz kötü zihniyetinden kurtulun lütfen.

Bekar anneyim, üstelik Allah korkum da yok. Ne yani kötü anne miyim şimdi ben?
Halbuki ben bebeğime daha karnımdayken kıyamayıp, her şeyi göze alarak çok büyük bir sorumluluk üstlendim. Meleğimin geleceği günü sabırsızlıkla bekliyorum. Tek isteğim sağlıklı olması. Keşke her anne benim kadar kötü olsa.. :KK31:
allah korkusu dışındaki bütün yazdıklarına katılıyorum
şunu bir anlamak lazım allah korkusu nedir?
kişi allahdan niye korkar? öncelikle bunu anlamak ve anlatmak lazım
senin allah korkusundan anladığın nedir bunu da öğrenmek isterim
açıklama yaparsan allah korkusu ve kişi neden korkar sorularına sevinirim
 
allah korkusu dışındaki bütün yazdıklarına katılıyorum
şunu bir anlamak lazım allah korkusu nedir?
kişi allahdan niye korkar? öncelikle bunu anlamak ve anlatmak lazım
senin allah korkusundan anladığın nedir bunu da öğrenmek isterim
açıklama yaparsan allah korkusu ve kişi neden korkar sorularına sevinirim

Bu konunun yeri burası değil. Zaten kimseye açıklama yapmak zorunda değilim.

Beni rahatsız eden kısım insanları iyi veya kötü oluşunu Allah korkusuna bağlamak. Bu durumda Allah korkusu olmayan kişi kötülük yapmaya meyilli ve korkulması gereken kişi olarak görülüyor.
İyilik ve kötülük kavramları dinle beraber gelmedi bunu sizin de bilmeniz gerekir.
İyi ve kötü insan vardır, Allah korkusu olan ve olmayan değil.
 
Bu konunun yeri burası değil. Zaten kimseye açıklama yapmak zorunda değilim.

Beni rahatsız eden kısım insanları iyi veya kötü oluşunu Allah korkusuna bağlamak. Bu durumda Allah korkusu olmayan kişi kötülük yapmaya meyilli ve korkulması gereken kişi olarak görülüyor.
İyilik ve kötülük kavramları dinle beraber gelmedi bunu sizin de bilmeniz gerekir.
İyi ve kötü insan vardır, Allah korkusu olan ve olmayan değil.
allah korkusu=(yanlış yaptığın zaman) yaptıklarının cezasını çekmek' tir
bunu bilen ateşten korkan insan için söylenen bir kelime grubudur, allah korkusu........
yaptıklarının sonunda cezalandırılancağına inanmayan hata yapmak da kendisini daha özgür görür ve pervasızca davranabilir
farkı anlatabilmişimdir umarım
(inanıp da korkmayanlar pervasız davrananlar sınıfına girer ok)
 
allah korkusu=(yanlış yaptığın zaman) yaptıklarının cezasını çekmek' tir
bunu bilen ateşten korkan insan için söylenen bir kelime grubudur, allah korkusu........
yaptıklarının sonunda cezalandırılancağına inanmayan hata yapmak da kendisini daha özgür görür ve pervasızca davranabilir
farkı anlatabilmişimdir umarım
(inanıp da korkmayanlar pervasız davrananlar sınıfına girer ok)

Cezalandırılacağıma inanmıyorum ve kafama göre, özgürce(?), pervasızca her istediğimi yapmıyorum. Çünkü toplumda tarihi dinlerden öncesine dayanan genel ahlak kuralları var ve ayrıca vicdanı olan bir insanım.

Böyle bir sınıflandırma yok, hala anlayamadınız sanırım; bir insan iyiyse iyidir, kötüyse kötüdür. Korkuları yüzünden kötü davranışlarda bulunmaktan çekinen insanlar ise dürüst değildir ve kötülük yapma potansiyeline sahiptir. Ve bu potansiyel elbet bir gün bir yerden patlak verir.

Allah korkusu yok vs. diyerek insanları inançlarına göre sınıflandırıp, suçlamadan önce biraz düşünün, sorgulayın. Çevrenizi biraz gözlemleyin, eminim bir çok örnek çıkacaktır karşınıza. İyiliğin de kötülüğün de dinden bağımsız kavramlar olduğunu anlarsınız böylece.

Bu tartışma burada bitsin, zira sizinle anlaşabileceğimizi sanmıyorum.
 
Cezalandırılacağıma inanmıyorum ve kafama göre, özgürce(?), pervasızca her istediğimi yapmıyorum. Çünkü toplumda tarihi dinlerden öncesine dayanan genel ahlak kuralları var ve ayrıca vicdanı olan bir insanım.

Böyle bir sınıflandırma yok, hala anlayamadınız sanırım; bir insan iyiyse iyidir, kötüyse kötüdür. Korkuları yüzünden kötü davranışlarda bulunmaktan çekinen insanlar ise dürüst değildir ve kötülük yapma potansiyeline sahiptir. Ve bu potansiyel elbet bir gün bir yerden patlak verir.

Allah korkusu yok vs. diyerek insanları inançlarına göre sınıflandırıp, suçlamadan önce biraz düşünün, sorgulayın. Çevrenizi biraz gözlemleyin, eminim bir çok örnek çıkacaktır karşınıza. İyiliğin de kötülüğün de dinden bağımsız kavramlar olduğunu anlarsınız böylece.

Bu tartışma burada bitsin, zira sizinle anlaşabileceğimizi sanmıyorum.
yorumunuzu saçma buldum kusura bakmayın:KK8::KK55:
 
Cezalandırılacağıma inanmıyorum ve kafama göre, özgürce(?), pervasızca her istediğimi yapmıyorum. Çünkü toplumda tarihi dinlerden öncesine dayanan genel ahlak kuralları var ve ayrıca vicdanı olan bir insanım.

Böyle bir sınıflandırma yok, hala anlayamadınız sanırım; bir insan iyiyse iyidir, kötüyse kötüdür. Korkuları yüzünden kötü davranışlarda bulunmaktan çekinen insanlar ise dürüst değildir ve kötülük yapma potansiyeline sahiptir. Ve bu potansiyel elbet bir gün bir yerden patlak verir.

Allah korkusu yok vs. diyerek insanları inançlarına göre sınıflandırıp, suçlamadan önce biraz düşünün, sorgulayın. Çevrenizi biraz gözlemleyin, eminim bir çok örnek çıkacaktır karşınıza. İyiliğin de kötülüğün de dinden bağımsız kavramlar olduğunu anlarsınız böylece.

Bu tartışma burada bitsin, zira sizinle anlaşabileceğimizi sanmıyorum.

ahlak felsefesi hakkında en ufak bir fikri olmayana ne kadar anlatsan da boş...
 
Lütfen konuyu polemiğe ve dini tartışmaya çevirmeyin.

İnanç ayrı birşeydir, vicdan apayrı...
 
[h=1]O anne ilk kez hakim karşısına çıktı![/h]

120320141739077458986.jpg




[h=2]Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde bayram tatiline gitmek için bebeğini evde bırakarak ölümüne sebep olan Seçil M.D.'nin davası, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görüldü.[/h]Kocaeli'nin Gölcük ilçesine öğretmen olarak çalışan Seçil M.D. (34), iddiaya göre, 2 aylık bebeğini evde tek başına bırakarak, bayram tatili içi memleketine gitti. Tatil dönüşünde eve geldiğinde bebeğin hareketsiz olduğunu görünce Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi'ne götürdü. Burada bebeğin öldüğü belirlendi. Doktorların durumu polise bildirmesi üzerine Seçil M.D. gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Adli Tıp Kurumu'nun incelemelerinden sonra ise bebeğin açlık ve susuzluktan öldüğü belirlenmişti. Seçil M.D.'nin ilk duruşması bugün Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Seçil M.D. mahkemede yaptığı savunmasında, "Doğum öncesi ve sonrasında hiç kimse bana yardım etmedi. Bebeğin babasıyla bir yakınlaşma sürecimiz oldu. O benden evlilik için belgeler istedi. Ben de onları kargo ile gönderdim. Sömestir tatilinde beni ailesiyle tanıştırmak için Adana'ya çağırdı. 2 hafta Adana'da kaldım. Orada kaldığım sürüce Tayyar A. benim isteğim dışında bir kaç kez benimle birlikte oldu. Kocaeli'ye döndükten sonra beni sürekli arayıp hamile olup olmadığımı sordu. Daha sonra Kocaeli'de bir hastaneye gittim ve burada hamile olduğumu öğrendim. Tayyar A.'yı arayıp hamile olduğumu söyledim. O ise bebeği hemen aldırıp ondan kurtulmam gerektiğini söyledi. Metin S. isimli arkadaşımdan bana doktor bulmasını rica ettim. Sonra Kocaeli'de bir doktora bebeği aldırmak için gittim. Orada bana bebeğin büyüdüğünü ve alamayacaklarını söylediler. Doğum öncesinde de doğum sonrasında da çok büyük acılar çektim. Okuldan doğum öncesi ve sonrasında hiç izin almadım. Durumu sadece Metin S. Ayşe B. isimli arkadaşlarıma söyledim. Bir gün rahatsızlandım ve Kocaeli'de özel bir hastaneye gittim. Oradan beni Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi'ne sevk ettiler. Orada 35 haftalık olarak erken dünyaya getirdim. Çocuğum doğduktan sonra mosmordu, hatta çocuğun öldü dediler. Bebeğim cihazlara bağlı şekilde hayata döndü. Bebeğim 19 gün küvezde kaldı. Bende 2 gün hastanede kaldım. Çocuğumu daha sonra Gebze'de özel bir hastaneye sevk ettiler. Burada doktor 'Eğer biraz daha geç kalsaydınız çocuk ölebilirdi' dedi. Ben çocuğumun hayatını kurtardım. Çocuğum hastanedeyken Metin S. ile sık sık çocuğumu ziyarete gittim. Metin S.'den çocuğumu eve getirirken yardım etmesini istedim ve çocuğum eve getirdik. Çalıştığım zamanlarda bebeğimi Gölcük'te kuaförlük yapan Nurhayat S. isimli arkadaşıma bıraktım. Çocuğuma bakıcı bulması için Metin S.'den yardım istedim. Kartepe'de bir bakıcı bulduk fakat bakıcı uzak diyerek kabul etmedi. Annemin beyninde tümör çıktı ve memlekete gitmek zorunda kaldım. Çocuğumu memlekete gittiğim zaman arkadaşım Metin S.'ye emanet ettim. Bir şey olursa beni ara dedim. Ben tatildeyken Metin S. beni aramadı. Ben de biri şey yok sandım. Gölcük'e geri döndüğümde evde çocuğumu hareketsiz şekilde yatarken gördüm. Mutfakta çocuğuma mama hazırladım. Çocuğum mamayı yemeyince hemen Metin S.'yi aradım. Ne yapmam gerektiğini sordum. O da hastaneye götürmemi söyledi. Hastanede bebeğimin öldüğünü söylediler" dedi.
Mahkeme başkanının "Bebeğin doğduğu zaman babasına ve ailene neden haber vermedin?" sorusuna Seçil M.D., "Tayyar A.'yı defalarca aradım fakat telefonumu açmıyordu. Aileme ise annem zaten hastaydı, daha fazla üzülmesinler diye söylemedim" diye konuştu.
Seçil M.D.'nin bebeğini emanet ettim dediği arkadaşı Metin S. ise, "Seçil M.D. ile üniversite yıllarından arkadaştık. Bir gün beni aradı ve hamile olduğunu söyledi. Benden doktor bulmam için yardım istedi. Araştıracağımı söyledim. Bana çocuğunu Gebze'de bir hastanede doğurduğunu söyledi. Daha sonra beraber bir kaç kere hastaneye çocuğu görmeye gittik. Sonra Seçil M.D'ye beni bir daha aramaması gerektiğini söyledim. Bana bir kaç kere mesaj atmış bebeğim öldü diye. Ben de başın sağolsun dedim. Seçil bebeğini bakmam için bana emanet etmedi" diye konuştu.
Öte yandan, dava diğer sanıkların dinlenmesi gereğiyle 24 Nisan tarihine ertelendi.İHA
Ölen bebeğin polis babası konuştu

[h=2]Bayram tatiline çıkan ve evde yalnız bıraktığı bebeğinin ölümüne neden olan Seçil Müge Doğanay'ın bebeğin babası olduğunu söylediği polis memuru T.A. ilişki yaşadıklarını doğrularken, bebeği bilmediğini iddia etti.[/h]Gölcük'te dokuz günlük bayram tatili boyunca annesinin tek başına bıraktığı bebeğin ölümüyle ilgili başlatılan soruşturmada bebeğin babası olduğu iddia edilen polis memuru T.A.'nın da bilgisine başvuruldu. T.A.'nın anne Seçil Müge Doğanay ile Adana'da yaşadığı dönemde birlikte olduğu anlaşılırken, genç polis, "Evlenecektik, ancak ailelerimiz uygun görmeyince ayrıldık" dedi.
ADANA'DA İNCELEME
Dokuz günlük bayram tatiline giderek "Berk" adını verdiği bebeğinin açlıktan ölümüne neden olduğu iddia edilen öğretmen anne Seçil Müge Doğanay'ın ifadesinde "Polis sevgilimden hamile kaldım" bilgisini vermesinin ardından Adana Emniyeti'nce inceleme başlatıldı. İncelemede T.A., üst yöneticileri olayla ilgili bilgilendirdi.
AİLELER UYGUN GÖRMEDİ
Genç kadınla bir dönem birlikte olan ve halen Adana Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şubesi'nde görevli 3 yıllık polis memuru T.A., Doğanay ile uzun süredir görüşmediğini öne sürdü. T.A., "Evlenecektik, ancak ailelerimiz uygun görmediği için ayrıldık" iddiasında bulundu. Polis memuru T.A., "Seçil'in hamileliğinden de, bebekten de haberim olmadı. Uzun süredir görüşmüyoruz" dedi.
Kocaeli Valisi Ercan Topaca, soruşturmanın devam ettiğini söyledi. Annenin şu anda tutuklu olduğunu, adli bir süreç olduğu için olayın her yönüyle incelendiğini vurgulayan Topaca, "Neticede 30-40 tane öğrencimizi emanet ettiğimiz öğretmenimiz. Psikolojisi bu hizmeti yapmaya uygun mudur, değil midir? Bunlara da bakıyoruz. İki tane müfettiş görevlendirdik. Büyük bir ihtimalle annenin psikolojisi de normal değil. Bu, normal bir annenin yapacağı bir davranış değil" ifadesini kullandı.
BABANIN KİMLİĞİ DNA TESTİYLE BELİRLENECEK
Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde bebeğini ölüme terk eden öğretmen Seçil Müge Doğanay ile ilgili soruşturmada Gölcük Cumhuriyet Savcılığı'nca gizlilik kararı alındı. Savcılıktan yapılan yazılı açıklamada annenin TCK 83'üncü maddesi gereğince tutuklanması istemiyle Gölcük Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk edildiği ve ömür boyu hapis cezası istemiyle hakkında dava açılacağı ifade edildi. Cumhuriyet savcılığı'ndan yapılan açıklama şöyle:
"Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından yürütülmekte olan bir soruşturma ile ilgili olarak basında yer alan 'Cani Anne, Gölcükte Dehşet...' başlıklı haberler nedeniyle toplumun doğru bilgilendirilmesi, medyanın bilgi alma hakkı ve toplumu bilgilendirme görevi ile soruşturmanın gizliliği, masumiyet karinesi ve kişilik haklarının korunması orasında bir dengenin sağlanmasının gerekmesi nedeniyle basın açıklaması ihtiyacı duyulmuştur" denildi.
Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Gölcük Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Yaman bebeğin babasının kim olduğunu tam olarak tespit edilemediğini belirterek, "DNA için otopside çalışma yapılacak. Çocuk nüfusa kaydı yapılmamış. Annenin tutukluyken soruşturma savcısının istiğiyle jandarma kontrolünde isterse mezarlığa defne katılabiliyor. Definle ilgili yer gösterme hakkı var. Ama şu anda ailesiyle ilgili bize gelen bir bilgi yok. Yasal olarak annesi veya dedesi de alabilir cenazeyi. Akli dengesinin yerinde olup olmadığıyla ilgili şu anda bir inceleme başlatılmadı. Ayrıca anneyle ilgili linç girişiminin doğru olmadığını düşünüyoruz" diye konuştu.
BEBEK SESİ DUYUYORDUK
Bebeğini ölüme terk ettiği gerekçesiyle tutuklanan sınıf öğretmeni Seçil Müge Doğanay'ın oturduğu semtte sessizlik hakim. Mahalle sakinlerinden Şebnem Girger, "Ben öğretmeni tanımıyorum. Ama yaşanan olaya çok üzüldük. O masum çocuğu bizlere verseydi Allah rızası için ben bakardım veya Çocuk Esirgeme Kurumu'na bıraksaydı" dedi.
Aynı mahallede oturan Şener Güngör ise yaklaşık 2 aydır geceleri bebek ağlama sesi duyduklarını belirterek Başka bir komşumuzun çocuğu var, o sanmıştık. Belki de ölüme terk edilen bebeğin ağlama sesini duyuyorduk" diye konuştu. MİLLİYET-AA

kaynak:AKŞAM
 
X